Aerodinamiklik mi yoksa hafiflik mi bizi daha hızlı yapar? Test ettik

Cyclingweekly'in yine çok iyi iş çıkardığı bir yazıyı paylaşıyorum, eminim herkes soluksuz okuyacaktır




Hangi noktada aerodinami, hafifliğin önüne geçer?

Günlük sürüş için hangisini "satın almanın" daha mantıklı olduğunu keşfediyoruz...

Biz çaylakların tek arzusu daha hızlı olmak. Peki bunun için para harcarken, aerodinamiye mi yönelmeli, yoksa bisikleti hafifletmeye mi?

Aerodinamik uzmanı ve Swiss-Side'in kurucusu, aynı zamanda da mühendisi Jean-Paul Ballard, 14 yıldan fazla Formula 1 mühendisliği tecrübesiyle bu soruyu cevaplamamız için bir test yapmaya ve belgelerle konuşmaya karar vermiş.

Ballard'a göre, bisiklet üzerindeki hızımız 15 km/h'yi geçtiği an aerodinamik sürtünme, bize direnç gösteren en önemli etken (bizi yavaşlatan en güçlü etken) haline gelir.

Bugüne dek hepimizin duyduğu, artık klişeleşmiş bir söylem var: Eğer bol tırmanışlı/dağlık bir rota söz konusuysa hafif ekipman aerodinamiden çok daha kazançlıdır.

Peki durum gerçekten de böyle mi?

25 km/h ortalamayla bir GranFondo koşuyorsanız, sizin için Aero mu yoksa Hafiflik mi daha kazançlı olacaktır? (Tam biz çaylaklara hitap etmiş, ciğerimi yedi şuan )



Ballard'ın cevabı çok net: Eğer 25km/h ve üzeri bir hızdan bahsediyorsak, aerodinamik, hafiflikten çok daha kazançlı olacaktır, bunu size ispatlayabilirim.

"Biz, Swiss Side'de her türlü yol ve şart için çok güçlü bir simülasyon aracı geliştirdik."

Daha somut bir örnekle açıklamaya devam ediyor:

Bu simülatörde, 120 km uzunluğunda, toplam 1000 metre irtifaya sahip bir rota için, 25 km/h ortalamayla gittiğini varsaydığımız 80 kg ağırlığında bir sporcu ile 8 kg ağırlığında bir bisiklet için simülasyon gerçekleştirdik.

Daha sonra, kıyaslama yapmak için iki test daha yaptık:
İlkinde, aynı yol şartları için bisikleti %5 daha aerodinamik hale getirdik,
İkincisinde, aynı yol şartları için bisikleti %5 daha hafiflettik.

Bu kıyaslama size, daha aero bir jant setinin mi yoksa daha hafif bir grupsetin mi mantıklı olduğuyla ilgili fikir de verecek.



Peki hangisi GranFondo'da daha fazla zaman kazandıracak? Sonuçlar:

%5 Aero artışı, bu rotada bize 3 dakika 30 saniye kazandırdı.
%5 hafiflik, bu rotada bize sadece 20 saniye kazandırdı...


Pist bisikletçisi Dan Bigham da Formula 1 için çalıştı ve bu onun Ulusal pist şampiyonasını kazanmasına katkı sağladı.
Dan; "Aero sadece bizim için değil, düşük hızlarda giden amatörler için de oldukça önemli. Çünkü en önemli işi sürtünme direncine karşı yapıyorlar ve onlar yavaşladıkça, etabı tamamlama süreleri de artıyor"



Peki Ballard'a göre hangi şartlarda hafif bisiklet daha avantajlı olur?
"Tırmanışla biten etaplar ve tırmanma zamana karşı yarışlarının dışındaki her koşulda aero bisiklet daha avantajlıdır" diyor ve ekliyor; "Hatta pelotonda bile, çünkü pelotonda dahi rüzgar direnciyle karşılaşırsınız"

Toparlayacak olursak;
◘ Profesyoneller için hafifliğin aerodinamiden daha önemli olabilmesi için etabın ortalama eğiminin %7.5'in üzerinde olması gerekir.
◘ Amatörler daha yavaş olduklarından, hafifliğin aerodinamiden daha önemli olabilmesi için etabın ortalama eğiminin %4.5'un üzerinde olması gerekir.



Bu rakamlar tabiiki birer genelleme, ve kişiden kişiye değişiklik gösterebilirler. Fakat bu sonuçlar bize, hafifliğin aerodinamiden daha önemli hale gelebilmesi için etapta ciddi bir eğimin olması gerektiğini gösteriyor.

Bigham son olarak "hafifçilerin" de sevinmesi için uç bir örnek veriyor :
Eğer UCI ağırlık limitinden mesul olmayan bir amatörseniz ve 5 kiloluk bir bisikletiniz varsa, hafiflik size avantaj sağlar. Özellikle de iyi bir inişçi değilseniz ve inişlerde hız limitlerini zorlamıyorsanız. (Yavaş iniyorsanız )

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

(link)

Elimden geldiğince anlayıp aktarmaya çalıştım. Yanlışlarım varsa mutlaka uyarın düzeltelim. Sevgiler :asik:

Güzel paylaşım teşekkürler Serkan abi. Bisiklet için sonuçlar ortada. Aynı şekilde bisiklet binicisine etki eden rüzgar direncinin %5 azalmasının, binicinin ağırlığının %5 azalmasından daha büyük avantaj sağlayacağını düşünüyorum. O yüzden ağırlık delisi olmak yerine akışkanlar mekaniği kitabını kurcalamayı daha anlamlı buluyorum

@uguryilmaz144 biz o kadar çaylağız ki Uğur Herşeyden önce ideal bisikletçi kilomuza ulaşmamız lazım bunların işe yarayabilmesi için. Ardından bisiklet üzerindeki duruşumuzun düzelmesi lazım, omuzlar ve dirsekler olabildiğince içerde olmalı (hatta dizler*), virajlara fazla fren yapmadan girip, hızımızı koruyarak çıkmasını öğrenmek gerek.

Hava civa aslında bunlar Olay bizde bitiyor. Ama hoşuma gitti test, paylaşmak istedim


*GCN videolarında özellikle Matt Stephens'in (komik kıvırcık) dizlerini üst boruya ne kadar yakın kullandığına bakın. Benim öyle sürmem imkansız mesela

tek solukta zevkle okudum zatendde kısaydı faydalı bir paylaşım yeni başlayan ben için bu temel bilgi bisiklet sohbetlerinde kullanılanabıleceğim tarzdan

@Serkan Mıstınoğlu
Hayırrrrr kabul etmiyorum Tamam 90kg'luk bir aygır olabilirim, hatta İzmir'in en kötü yokuşçusu olabilirim. Ama sırf yokuşlarda birkaç saniye-dakika kazanmak için ideal görünümlü vücudun dengesini bozup vücut/kütle endeksini anormal değerlere çekenlere anlam veremiyorum. Diğer yandan kilo vermek için deli gibi antreman yapan ardından da vücuduna protein sokmadığı için gelişemeyen, hatta incecik kalan birçok bisikletçi mevcut. Bu kişiler bence performans artışı beklerken hastalığa davetiye çıkartıyorlar.

Benim yağ oranım %15-20 aralığında. Kilom standart bir bisikletçiye göre oldukça fazla. Böyle düşündüğümde kilo vermekten ziyade gücü, kadansımı arttırmak ve bisiklet üzerindeki pozisyonumu geliştirmek bana daha anlamlı geliyor. Bu yüzden tt bisikletim olmasa da sürekli farklı ayarlarla TT pozisyonu deniyorum.

Aslında bu konuda bir amatöre göre çok da başarısız sayılmam. Eskisine göre başım daha aşağıda, dizlerim daha kapalı, kadansım daha yüksek ve gövdem yere daha paralel şekilde yol alıyorum. Bir strava savaşçısı olmasam da aynı gücü basarak daha yüksek ortalama tutturabiliyorum. Ve bu pozisyona git gide alıştığım için artık bel ve sırt ağrısı çekmiyorum.

Diyeceğim o ki, varsın yokuşlar 55-60kg'luk arkadaşların olsun Ben kilolarımla Cancellara ekolünü amatör bir şekilde yaşamaktan mutluyum

@uguryilmaz144
Senin ayrodinamik malzeme calisman vardi bi ara noldu o is

Bir yerden sonra hafiflik fayda etmiyor. Mtb kullanıcısıyım araziye gitmek için yola çıktığımda kitlerim süspansiyonu, lastiklere iyi hava basarım, karşıdan rüzgar alırsam gidonu bırakıp maşadan tutarım yol bisikltindeki gibi başım önde olur ve ruzgarın direnci epeyi kırılır

Yazı güzel.

Yazı da eksik var
9 kg bisikleti 8 e düşürdükten sonra 7 ye de düşürebiliyoruz
fakat aerodinami de yüzde 5 ciddi bir rakam
ikinci yüzde 5 düşürmek istediğinizde 5000 euroya kadro alırken bulabilirsiniz kendinizi.


Maşallah yeni bir sövüş taktiği bulmuşlar yine : D
Avrupa çok ileri bu konuda

hele markete işe giden kişi için hiç kıymeti yok

İyi de 8kg bisikleti %5 hafifletmek bayağı ucuzken %5 aero kazanç sağlamak bayağı pahalı bir iştir. Tabi burada sürücünün forması veya pozisyonunu kastetmiyorum, bisikletten bahsediyorum.

Bknz; Van Gogh kulagını daha fazla aero olabilmek için kesmiştir.

aydınlatıcı olmus cok hosuma gıttı herkesin işine yarayacak bir bilgi

İyi bir test, iyi bir paylaşım. Hafiflik mi, aerdinami mi sorusunun cevabı büyük ölçüde cevaplanmış. Bu Swissside nasıl bir firmaysa DtSwiss markası bile kendi jantlarının aerodinamikleştirme işini onlara yaptırıyor. Jantlar üstüne test pek yapılmaz ama yapılan ciddi bir testte Swissside jantı en aerodinamik jant çıkmış. Halbuki pek bildiğimiz bir firma değil. Galiba rüzgar tüneli konusunda başarılılar.

Ne olursa olsun yol bisikleti aerodinamiğinin bir sınırı var ve o sınır kişinin bizzat kendisinin aerodinamik duruşundan daha önemli değil der; sözü çöldeki yarışta bile endurance kullanan ustalardan birine bırıkarım:

@Serkan Mıstınoğlu güzel bir konu bulmuşsun, paylaşım için sağol.

Yokuşun eğimi ve uzunluğu gerçekten de önemli. Parkurun sonunda olması da şart değil, ortaları bile olsa öldürücü.

Bir gerçek: Bir gran fondoda sizin ortalama hızınızı belirleyen şey tutunduğunuz pelotonun hızıdır. Bu nedenle iyi aerodinami veya kötü aerodinami bir şey katmıyor. Neden? Çünkü belli bir hızda pelotonda harcadığınız güçle, tek başınıza sürerken harcadığınız güç arasında dağlar kadar fark var. Yani aerodinami kötü diye 80 wattla gittiğim bir pelotonda fazladan yorulacak halim yok

Çeşme Gran Fondo'ya katılmıştım. Kısa parkurun ortasında iki tane dik ve uzun yokuş vardı. Strava FlyBy'dan gördüğüm kadarıyla, ilk yokuşun başladığı yere kadar tüm grubu dikkate aldığımda üçte birlik kısmıyla geldim (örneğin 600 yarışçı varsa, ilk 200 içindeydim). İki yokuş bittiği ve tekrar düzlüğe çıktığımda artık tüm grubun içinde ortalarda yer alıyordum (yani 600 kişi içinde 300 içindeydim). Düzlüğe ulaştığımda artık ne kadar aerodinamik de olsan hikaye çünkü tutunduğun grup farklı ve daha "yavaş". İlk grubu yakalaması mümkün değil. Kısacası, Çeşme Gran Fondo'da altımda o videodaki aero bisiklet de olsa fazla bir saniye kazanamazdım. Çünkü yarışın büyük bölümünde grupla sürdüm.

Kısacası bu tür aerodinami vs ağırlık işleri Strava'da segment kovalamak için belki işe yarayabilir ama gran fondolarda gerçeği yansıtmaz. Şöyle tabii, yarış boyunca tek başınıza sürüyorsanız orası ayrı

Bu arada 1500$ civarında aero jantın yaptığı katkı, aero ve sürücünün üstüne oturan bir formanın yaptığı katkıdan daha az çıkmıştı.

@Serkan Mıstınoğlu bu dizleri kapatma konusunda ne bilmemiz lazım? Çünkü dizleri bükmek ölümcül bi durum olur dizler için. Orta göbek yatağı mı daha kısa oluyo bu bisikletlerde ?

O zaman alacağımız bisiklet belli....

Demekki groupseti değiştireceğime bir aerobar alsam daha mantıklı Bayağı kar edeceğim bu işten

Ayrodinaminin anahtari yere olabildigince yaklasmaktir

@palabeyi maşadan tutarak mı sürüyorsun

Bir de şu var