2012 Londra Olimpiyatları

Türkiye'de her spor dalına uygun genetikte insan var , bu konuda bir şüpheniz olmasın . Sanki sporda doğru yetenek seçimini yapılıyormuş gibi , doğru antreman veriliyormuş gibi , herşey %100 doğru yapılıyormuş gibi varsayıp bizde bu genetik yok demek çok ilginç .

Gençlere hiçbir imkanı sağlama , şartları oluşturma ; ondan sonra bizde bu genetik yok falan filan . Gözlerimizi açalım ve kendimize inanalım önce . Elin bücürük Çinlilerinin genetikleri çok mu uygundu ki çim hokeyi dışında her dalda barajı geçip olimpiyatlara katılmışlar .

Ben 1993 yılına kadar Fransa Turu diye birşeyden habersizdim . Tesadüfen İzmir Belediyesinin yaptığı Eurosport yayında denk geldim ,ondan sonra bisiklet hastası oldum . Ama yaşım 18 olmuştu ve imkanlar sınırlıydı. Yani ülkemin gazetelerinde , televizyonlarında bol bol bisiklet haberleri olsaydı ; ben ve birçok insan daha önceden bunlardan haberdar olacaktı .

Herşeyi tam layıkıyla yaparız , olmaz ; ondan sonra tamam bizim çocuklarda yetenek yok vs deriz . Örneğin senede 8-10 tane federasyon yarışı olan bir ülkeden nasıl iyi bisikletçi yetişir ? Biri bana yolunu söylesin . Belçika'da günde 10 yarış koşuluyor . İnanmayan araştırsın

Bu konu artık bilmem ne(!) yarıştırmasına dönüyor. Türkiye de bu veya şu sporu yapacak insan yoktur diyen var mı hiç bu forumda? Türkiye' den dünya rekoru kıracak insan çıkmaz diyen var mı? Türkiye' den şu veya bu dalda başarılı sporcu çıkamaz diyen var mı? Başarılı sporcunun manası başka, dünya rekortmeni başka!
"Sen ne söylersen söyle, herkes anlayacağını anlar" diye boşa söylememiş, söyleyen. Irktır genetiktir, çalışmadır, yatırımdır, azimdir. Ne yaparsanız yapın, insanlık kaybolmadan bir tane 100 metre dünya rekortmeni, bir tane de uzun atlama dünya rekortmeni çıkaralım. Bütün söylediklerimi iddialarımı geri alıyorum.

genetik olayını biraz gülümseme ile bitireyim isterseniz bu akşamın videosu 4 yaşını yeni tamamlamış küçük kızım sanırım bana çekti rampacı olacak maşallah....

Not :Eğim yüzde 5 mesafe 15 metre

Sevgili Ferhat,

Allah bağışlasın çok tatlı bir kızın var. Genetik çekmiş sana belli ama sele boyu biraz alçak gibi geldi bana tırmanışta dizlere fazla yük binmesin.
yoksa daha yeni 2 teker kullanıyor ayakları yere deysin mi diyorsun?

maşallah diyelim geleceğin semra yetiş'lerinden burcu balcı'larından olur umarım

@Tolga Günsezer

Aynen o yüzden seleyi indirdim.Daha ilk haftası durduğu zaman ayakları yere değsin diye.Bir iki hafta sonra yükselecek seneye kilitli pedal

Cok güzel yapiyorsunuz. Yalniz kask nerede, onu göremedim!:boese157:

Ve Olimpiyatlar bitti . TRT'de "bu size kapak olsun , fazla hayal kurmayın , burası futbol ülkesi bunu unutmayın " der gibi hemen Alman liginden bir maçı yapıştırdı ve 18 saatte aynı maçı 2 kez de tekrar yaptı , birde üstüne Fener - GS , bizi bir anda olimpiyat rüyasından uyandırdı . Her şeyden önce halkın ilgisini diğer sporlara çekmek lazım , bu da medyanın görevi . Ama nerede ?

Medyanın aslında hiç konuşma hakkı yok . Ne verdin ki , ne istiyorsun ?

Ben kendi açımdan bu olimpiyatlarda atletizm , boks ve voleybola doydum . Erkekler voleybol maçları mükemmeldi. Türk takımı ise Halter , Güreş ve Bisiklet dışında başarılı sayılabilir . Özellikle Atletizme yapacağımız yatırımlar karşılığını verecek , badminton , yelkenden de umutluyum .

Futbol mu . Sktir et . Asıl futbola genetiğimiz uygun değil

Futbolun bu ülkede (ve bizim gibi diğer üçüncü dünya ülkelerinde) neye hizmet ettiğini biliyoruz ama yine de olimpiyatlara rağmen gündemde bu kadar yer işgal etmesi artık mide bulandırıcıydı. F. Melo denen oyuncunun transferi her kanalın spor bültenlerinde ilk haber olarak halkı oyalamaya araç olurken aynı gün bayan milli takımlarımız voleybol ve basketbolda, hem de olimpiyatlarda çeyrek final mücadelesine çıkacaktı. Ülke adına utanç verici.

Acayip bir durum değil bu;
"Bizden bi cacık olmaz" Diyenler bir yanda,
"Bizden her bir şey olur,yeter ki....." diyenler bir tarfta.

İkisi de yanlıştır elbette.Dünyaca tanınmış pek çok sanatçımız vardır.Dünyanın çok iyi tanıdığı Edebiyatçımız da.Hele hele ,Dünyanın çok yakından tanıdığı büyük bir de liderimiz vardır;Kemal Atatürk.
Bunlar, karda açan kardelenler gibi,yatırım yapılmaksızın,ekilip dikilmeksizin,hatta çoğu bir çok sıkıntı çekerek yetişen değerlerimiz.Şimdilerde Tiyatro batakta,sinema Recep İvedik,müzik Ankaralı Turgut'a emanet.

Türk lokumu,Türk kebabı,lahmacunu ve hamamı...
Ya sporcu?

Mehmet şol Elvan Abelesege (Şimdilerde kendisi gebe)
Derya Büyükuncu)
Teniste Hülya Avşar))
Artistik cimnastik,Tarkan,
Senkronize yüzme simitçi İbrahim,
Buz hokeyi frigocu Halil


Bizden ne olmaz'ı iyi tahlil etmeli.Evet,bence de sporcu olmaz,olmadı olmayacak ta.Elbette seksen milyonluk ülkeden zaman zaman birileri çıkacak o kesin.Devamı gelecek mi? Hayır.Neden?

Çünki spora çok küçük yaşlarda başlanır.Atletizm,cimnastik,yüzme ve dahası,yatırım ve teşvik ister."Abi dört bir yanımız deniz ama yüzücümüz yok" muhabbeti,kahve muhabbetidir zira yüzme denizde değil,havuzda yapılır.Çukurova'nın sulama kanallarında,konya'nın su tutma göletlerinde,Hemşin'in deli, derelerinden yüzücü çıkmaz.

Adam öfkeliydi "Devlettir dedik güvendik" diyordu."Halterci kızlar yetiştireceklerdi.Sadece biri yetti her şeyi yok etmeye.Açık yazalım.Bir çok kız halterciyi tacizden yargılandı.Sonucu öğrenemedik.O günün gazetelerinde boy boy var,arayın bakın.

Henüz oldukça küçük yaştaydı,toplumda doğru-yanlış tartışmaları sürerken,ortaya çıktı ki,uzun yıllardır antrenörüyle ilişkisi vardı.Aslında başkaca da seçeneği yoktu.Birileri" Bize ne canım" dedi,bazıları diyemedi.Bunun yerine hepsi "Neme lazım" deyip,çekti çoluk çocuğunu."Gözümün önünde dursun daha iyi " dedi.

Ben de öyle yapardım.Ahlaksızlık diz boyu.

Bir avuç beden eğitimi hocası kaldı geride mücadele eden.Yetenekli çocukları bulup,ailesinin peşinde koşan.Onlar da "SBS,ÖSS,LYS,aman hocam! altında eziliyor.

Başbakan,spor bakanına drektif veriyor."Şu bizim Türki cumhuriyetlerinden biraz sporcu getirin"

Kenyalılar çok göze batmış olmalı.Ayrıca pek te bize benzemiyorlar.Şimdiye kadar gelenlerin başarısızlıklarını saymazsak.Benziyorlar mı ne?

Savaşçıyız biz.Yetmiş iki milleti dize getiririz-getirmişliğimiz vardır.Pek çok şey oluruz,Dünyanın köprüsündeyiz.Sporcu olamayız.Spor sabır işidir.Ekip beklersiniz,zeytin ağacı,çınar ağacı gibi yıllar,yıllar boyunca.

Ekmeğine katık etmenin keyfine varabilmek için o yılları bekleyecek kadar sabırlı olanlar kazanırlar.

İşte bir de benim gibi,bizden ne olur ne olmaz'ı çok yakından yaşayarak görenler vardır.Genetiği de sadece "Biyolojik" algılayanlar hata eder.

bilime yatirim yapan ulkelerle, minarelere yatirim yapan ulkeler arasinda da olsun bu kadarcik fark. olimpiyatlar laboratuarlarda kazaniliyor artik.

Önce (sanırım)şöyle düşündüm;hani bahsi geçen bi kalkınmaya çalışma hikayesi varya,biz(ben ve ailem)sanırım bunu çok çalışarak kalkınma olarak algıladık''yine sanırım genelde böyle''ve çocuklarıma gelecek bırakabilmek için ben geçmişe gittim ve bence biz hala oradayız !
---bu spor'u sağlıklı yaşam için araç edinmiş isek genel bahane sayılabilir.di?
Sonra aynı mantıkla geleceği garanti bireylerin (ki baskı altında birinin verimli olamayacağı haltercilerin boyunu baz alarak tez olmaktan çıkarılabilir)başarılı olması gerektiği sonucuna ulastım ki buna Amerika bi örnek olabilsede Çin bu sıralar çok gözde.
---fakat sanırım Afrika kökenli spor cuların iyi koşması,minareler kadar sporada yatırım yapılması gerektirdiğini düşündürsede-düşünülmesi gereken hala maddiyad,kısman maneviyat,veya disiplin değil(bence)biyolojik!
Son olarak sayın hocam bende buradaki birçokları gibi yazılarınızdan feyz alarak burayı biraz daha sevsem de tezinize tam olarak katılmıyorum. çünkü bu sene kadınlar ve ailelerinin sevinçlerini izledim haber sitelerinde.

madem konu hep bu dolaylarda dönüyo, yılmaz özdil'in yazısını da paylaşmadan geçmeyelim o zaman

(link)

Nasıl sporcu olunur,bellidir;
Nasıl olunmaz,o da.
Nasıl adam olunur,bellidir.Hatta,adam olacak dana,şeyinden belli olur,derler.
Dostlarımızla,kardeşlerimizle girdik bir tartışmanın içine,dönenip duruyoruz.
Halamın bıyıkları olsaydı,yı bırakın;zira yok.
Dilimde tüy bitti kardeşim söyleye söyleye:
Türkiyede sporun ne ahlaki,ne hukuki,ne teorik ne de pratik,hiç bir unsuru yok.
"Ah bi fırsat verilse,ah,bi yüzme havuzumuz olsa,ah bi tartan pistimiz olsa'yı bırakın;olmaz.Kim yapacak,yapılsa kim gidecek.
Küçük bir topluluk,erkek çocuklarını futbol okullarına yollar.
çok küçük bir topluluk ta hafta sonları kızını baleye,yüzmeye,tenis'e.
Sonra o küçük topluluğun çocukları SBS,ÖSS,LYS,TUS,LES,ve daha adı nice olan sınavlarda buluşup,
Devletin sınırlı sayıdaki "İyi" üniversitelerine gider ya da gidemezler.
Bu süreçte hayli büyüttükleri bedenlerini inceltmek için;
Dechatlon'dan coyking kıyafetleri,
Gitti gidiyor'dan üç gün sonra asla binmeyecekleri koşu bandı alırlar.
Pazar günleri "Hülya Avşar tenis turnuvası haberlerini "Magazin aktuel'den izleyip,bilmem kim'in Kartalkaya'da nasıl kaydığını,falancanın jetski'sini...
Şakacıktan kızdırmayın beni,
Şakacıktan söyletmeyin.
Yazdıklarımız bildiklerimizin binde birinden azdır.

Hala yazıyorsak,sevdiğimiz herkes'in burada oluşundandır:

Ferhat var,Candan var,Mehmet Levent var,Cem var,Aytaç var,adını bilmediğimiz İhtiyar var;
Daha ne olsun


İşte sporcu böyle yetişir.

Allah nazardan saklasın.O ne müthiş bir hırs,nasıl bir teknik öyle.Derya dedesi alnından öper.

@ferhat köse

(link)
Bu da madalya sıralaması yalnız Norveç,İsviçre,İsveç gibi ülkelerin spora bu kadar önem verirken sıralamada geride kalmalarını kış olimpiyatı değil de yaz olimpiyatı olmasına mı bağlasak

@Cem Unden

Burada gazete adını da yazarını da vermeyeceğim, reklamını da yapmış olmayalım bu zihniyetin, ama gerçekten ibretlik bir spor aşağılama yazısı yayınlandı geçen gün. Pek çok tanıdığım insan yazara ve gazetesine mektuplar yazdı, yazıyor.

Sporu ve sporcuyu anlamayan bu habis kafa aslında yollarda arabalardan bize sözlü sataşan, daha da ileri gidip fiziki saldırıda bulunabilen, insanları şort ya da tayt giyiyor diye düşman gören topluluğu azmettiriyor, kendilerinde hak gördürüyor.

micheal phelps, hiperaktif diye annesi yüzmeye götürüyor. bakıyorlar kı, adamın kolları, boyundan uzun. normal insanda kollarınızı açınca oluşan mesafe boyunuza eşitmiş. bu tür bir anormallik, çok güzel bir şekilde kullanılıyor ve attığı kulacın mesafesi aynı boydaki birine göre daha uzun olduğu için bu bir avantajdır diyorlar. bizim eğitim sistemi bunları ayırmaya yönelik değil. bizde benzer bir durum olsa, anne baba doktor doktor gezer tedavisini arardı herhalde.

@Ali.K

Ben de coğrafi şartların etkili olduğunu düşünüyorum

Madalya sayılarına bakarsak biz de birkaç sporcu cenneti ülkeyi geride bırakmışız. Bu o ülkelerin sporda geride olduğu anlamına gelmiyor. Önemli olan katılıp mücadele verebilmek. Biz çoğu durumda ya hiç yokuz ya da daha ilk elemede sahneden çekiliyoruz. O ülkeler final koşan ama madalya alamayan atletlerine birşey olsa yarın yerine birini koyabilirler ama bizimkilere birşey olsa 10 sene sürer bir tane daha bulmamız.

Olimpiyatlarda çok madalya almak tek başına yeterli bir ölçü değil. Örneğin Çin tepede ama seçilmiş bir grupla bunu yapıyor. Milletin içinden kendiliğinden gelen bir spor kültürü ya da aşkı yok (veya az var). Fabrikada kan ter içinde atletle çalışan adamla aynı mantık ve motivasyonla sporcuları da antrenman yapıyor. Belçikada yapılan sporla aynı değil yaptıkları.
Bu anlayış tepedeki üç beş adamın başarısını tüm toplumunmuş gibi satıp ilerleme duygusu yaratma anlayışıdır. Ortalamalar hesaba katılsa listeler tersine dönebilir. Aynı mantığı hindistan, türkiye, çin hatta amerikan üniversitelerinde görebilirsiniz mesela. Tepedeki 3-5 okul mezunlarına verilen imkanla geri kalanın ortalama imkanları arasında dağlar vardır. Avrupa ortalamalara göre şekillenmiş politikalara sahip. İnsanların hayat kaliteleri ve maddi manevi sahip oldukları arasında uçurum yok. Sporda da bu böyle.

@cihat erk
5 kere okudum yazinizi. Sizde de benim gibi, düsündüklerini ifade de eksiklik var diye düsündüm. Benimkisi Türkce' min kisirlasmasindan. Pek cok yaziya deginmissiniz, ama hepsini toparlayip anlamakta güclük cekiyorum. Belki düsüncelerimi ifadedeki eksikligimin yaninda, anlayis eksikligim de var. Biraz daha acarsaniz konulari, yorumlari biribirinden ayirirsaniz belki anlayabilecegim.

@Okan Örs

Temsil ettiği grup insanlar için çok büyük hizmet yaptığı muhakkak. Hepsine yaşama sevgisi ve azmi verdiği için yaptıkları takdir edilmeli.

Bunun yanında performansını değerlendirdiğimizde fiziksel durumunun onun için bir dezavantaj değil tam tersine bir avantaj olduğuna dair açıklamalar yapıldı. Madalya almış olsaydı (bunu söylemek ve kabul etmek zor gelebilir ama) birilerinin hakkını yemiş olacaktı.