Scudo Sports

Zamanlamadaki inanılmaz mantık hatası

Ben en çok Venüs'te atmosferin 35-50 km arasındaki düzeyin şu an gitsek yaşamaya hazır durumda olduğunu duyduğumda şaşırmıştım. Aşağısı sıcak ama o seviyede hem sıcaklık, hem atmosfer basıncı, hem radyasyon vs. her şey insan yaşamına uygun. Sadece oksijen seviyesi bize yeterli değil, onu da dağcıların maskesi gibi bir çözümle halletmek mümkün. O yükseklikte asılı durabilecek zeplin yapıp üzerimizdeki tişörtle hemen gidip yerleşebiliyoruz :)
Dünyadaki saatleri sevmeyenler üç beş para toplayıp Venüs'e geçebilir. Bisikletle hareket ve enerji üretebilen bir zeplinde mutlu mesut ve sağlıklı bir yaşam sürülebilir. Hem ömür ikiye katlanacak :D
 
Scudo
zaman: işsizliğin bol olduğu ülkemizde bol bulunan şey.her konudaki israfımızdaki gibi,bu konuda da israf ettiğimiz en önemli şey.düzensiz ve az gelişmiş toplumlarda;çoğunlukla herşeyin doğru yerde,doğru zamanda ve doğru şekilde yapılmadığı an.zamanlama yapılmazsa,mutsuz olunan konular gibi bunu uzatabiliriz.selamlar,saygılar. bizim yöneticiler de zamanı 1 saat büküyor.
 
Aslında durumu açıklamışsın, Dünya'da yaşadığımız için baz aldığımız nokta 365 gün. Her 365 günde bir başa dönüyor. Dolayısıyla zaman kavramını buna dayanarak oluşturmuşlar. Bence sıkıntı değil, kafaya takmıyorum.:) Ha diyorsun farklı gezegenlerde farklı yaşlara denk geliyoruz.Doğrudur, yaş bir kısıtlama değildir, göstergedir.Önemli olan vücut ve ruh yaşımızdır. Yaşı 28 olupta, 16 yaşında gibi gözükenleride bilirim.Veya 70-80lik olupta 40-50lik gibi hareket ve görünüşe sahip olanlar var. Dolayısıyla zaman göreceli bir kavramdır. Öyle kabul etmek gerek....
Diğer yandan kurulmuş bir düzen var, düzene ayak uydurmak zorundasın aga.:D
 
tamamen alıntıdır:)
Günümüzde kullandığımız ay isimlerinin geldikleri yerler de karışık. Hicri takvimdeki Arabi ay isimlerinin bugün hiçbirini kullanmamamıza rağmen yine de Şubat, Nisan, Haziran, Temmuz ve Eylül aylarının isimlerinin kökenleri Arapça ve Süryanice, Kasım ayının ise Arapça.

İşin daha ilginç yanı bunlardan Şubat, Nisan, Temmuz ve Eylül hemen hemen aynı telaffuzla Yahudi takviminde de yer alıyorlar. Gelin ayların isimleri ve kökenlerine bir göz atalım.

Ocak = Türkçe (Kışın evlerde ateş yakılan yer)
Şubat = Süryanice
Mart = Latince (Maritus - mitolojik isim Mars'tan)
Nisan = Süryanice
Mayıs = Latince (Tanrıça Maria'nın ayı)
Haziran = Süryanice
Temmuz = Arapça / Süryanice
Ağustos = Latince (Roma İmparatoru Augustus'un adından)
Eylül = Süryanice
Ekim = Türkçe (Toprağı ekmekten)
Kasım = Arapça (Bölen)
Aralık = Türkçe (İki zaman dilimi arası)

Monday (Pazartesi)

“Moon’s Day” yani “Ay günü”.

Tuesday (Salı)

“Tyr’s Day” İskandinav tanrılarından Tyr’e adanmış gün.

Wednesday (Çarşamba)

“Wodan’s Day” Wodan/Wotan/Odin, İskandinav mitolojisindeki “her şeyin babası”, en tepedeki tanrı.

Thursday (Perşembe)

“Thor’s Day” İskandinav tanrısı Thor’a adanmış gün.

Friday (Cuma)

Üç İskandinav Tanrısı arasında nereye baktığınıza göre değişiyor. Freya, Freyr, ve Frigg üçlüsünden birine adanmış gün.

Saturday (Cumartesi)

“Saturn’s Day” Roma tanrısı Saturn’e adanmış gün.

Sunday (Pazar)

“Sun’s Day” Latince dies solis, günes günü, Roma’da Güneş-Tanrı’ya adanmış festival günü.
 
Zaman kavramını anlayamıyorum bir türlü. Geçip gidiyor ama bizdende birşeyler götürüyor. Ne bileyim gözünle göremiyorsun ama ertesi güne farklı bir şekilde uyanıyorsun.

İşin ilginç tarafı hayat dünya ile sınırlı değil, evrenimizde başka gezegenlerde var. Ve en çok zoruma giden şey dünyadaki tüm bilgileri öğrenemeden ölmek. Bunun önüne zamanın geçmesi de var tabi ama bilgi havuzu sürekli gelişiyor. Bir birşey öğrenirken harcadığımız zamanda 5 tane daha yeni bilgi çıkıyor. Yani öğrenirken bile sahip olabileceğimiz tüm bilgi birikimini yine 'zaman' yüzünden kaybediyoruz.

Ne bileyim tüm evreni görmeden ölmek ya da hergün gördüğümüz güneşi yakından göremeden ölecek olmak beni kahrediyor.

Mesela neden o güneş orada? Neden ay bizim uydumuz? Evrenin sınırları ne kadar? Bu kadar şey kendi kendine mi tesadüf olarak oluştu?. -Tabiki hayır. Bu benim ve insanın inancını güçlendiriyor, Yaradanın kontrolünde bir evrim olması insanı umutlandırıyor. Er yada geç bu dünyada yada diğer dünyada evren hakkında bilgi sahibi olacağımı biliyorum.
 
Şuan ki durum ve konu başlığı alakalı olmuş.

2017 konusu olunca ;)
 
O değilde başka bi gezegende doğmuş olsam simdi vücut olarak 17 yaşında mı olurdum yoksa o gezegenin güneş etrafındaki dönüş gününe göre yaşımı çevirdiğimiz yaştamı olurdum (vücut olarak)
Bu konu kafamı karıştırıyo :eek:
 
  • Beğen
Tepkiler: Rocketman
Hocam benim anlamadığım siz daha dünyadaki zaman ölçütünü bile kabul etmiyorsunuz size sattıkları bisikleti nasıl kabul ettiniz sorgulamadiniz 2 tekerli vs. olmasını anlamadım.
 
@Hakan38

Biyolojik açıdan, mevcut yaşınızda olurdunuz. Bunun sebebini açıklamaya kalkarsam gene din hakkında bir tartışma çıkar. O nedenle yazmıyorum. Kısaca, bedenlerimiz bu dünyaya göre oluşmuş, başka yere de gitsek bu dünyadaki gibi gelişiyor diyip geçeyim.

Ha, tabii başka gezegendeki diğer tüm koşulların Dünya ile aynı olduğu varsayımından hareketle bunu söylüyorum. Yerçekimi, oksijen, güneş ışığı, vb. gibi parametreler değiştikçe bedenimizin gelişiminde bazı değişiklikler meydana gelir mutlaka.

Saygılar
 
Bu durumu artık kabullendim.

@Cesarisback Tamam ama aynı şeyler değil sonuçta. Gerçi dediğim gibi kabullendim artık sorun yok. :)
 
Hocam görüşlerinize sonuna kadar katılıyorum , şiirinizi okurken gözlerim dolu dolu oldu. Yeni şiirlerinizi paylaşırsanız okumaktan keyif alacağımı bilmenizi isterim.Selam ve saygılar.
 
Konuda yazılmış açıklanmış pek çok şey bütün zaman birimlerinin temeli planck zamanı.
Evrendeki minimum uzunluk planck uzunluğu, en büyük hız da ışık hızı olduğu için t=v/d formülünden işığın bir planck uzunluğunu kat ettiği süre planck zamanı olarak tanımlanıyor.
Burada şöyle bir durum da çıkıyor karşımıza, zaman kesikli/ayrık ( discrete ) mi yoksa sürekli mi? Eğer planck zamanından daha küçük bir zaman birimi yoksa big bang öncesi ve ilk planck zamanı arasında neler oldu?
 
  • Beğen
Tepkiler: mariokaldato
2 gün önce işimden ayrıldığım için yeterince vaktim var. Konu hakkında bildiklerimi yazayım. Olabildiğince sade bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

Fiziğe hoş geldiniz. Kemerleri bağlayın.
Öncelikle konu hakkında kitap tavsiyesinde bulunayım: "Stephen Hawking - Zamanın Kısa Tarihi"
Bu kitap fiziği her ne kadar basit bir şekilde açıklasa da konu çok ağır olduğu için beyin yakabiliyor. Karadelikler konusundan sonra bağlantı koptu bende ;)
Kitap daha sonra Leonard Mlodinow tarafından sadeleştirilerek "Zamanın Daha Kısa Tarihi" diye ayrı bir kitap olarak basıldı.
Bu iki kitaba ek olarak Jim Al Khalili'nin "Paradoks" kitabını tavsiye ederim.

Konuya dönelim. Zaman dediğimiz şey fiziğin en temel ve anlaşılması en güç konusu. Daima ileri doğru giden bir ok. Geri döndürülemiyor.
Yukarıda verilen örnekte de olduğu gibi zamanın birimi olan saniyeyi şu şekilde tanımlıyoruz:
"Bir saniye, Sezyum 133Cs atomunun temel enerji durumundan iki süper ince düzey arasındaki geçişine karşılık gelen ışımanın 9192631770 periyotluk süresidir"
Saniyenin tanımı bu. Atomun bilmem kaç kere ışıması hep 1 saniye sürüyor. Hiç değişmiyor. Saniyeyi tanımladıktan sonrası kolay. Zamanın diğer birimleri var. 1 dakika=60 saniye. 1 saat=60 dakika

Gelelim asıl derdimize: Zamanı ölçmek
Cebimizde sezyum atomu gezdirip kaç kere ışıdığını sayamayacağımıza göre zamanı ölçmenin yollarına bakmamız lazım. Bunun en kolay yolu değişmeyen doğa olayları. Dünyanın kendi etrafında dönmesiyle günler oluşuyor. Dünya etrafında bir kere tur attığında 1 gün geçti diyoruz. Aynı şekilde Merkür de kendi etrafında 1 tur attığında 1 merkür günü geçti diyoruz. 1 dünya günüyle 1 merkür günü eşit değil. Çünkü merkür dünyadan çok daha yavaş dönüyor.

Gezegenlerin Güneş'in etrafında tur atmasıyla da yıllar oluşuyor. Dünya 1 tur attığında 1 yıl geçti diyoruz. Yaşımızı bu şekilde hesaplıyoruz. Diğer gezegenler için de aynısı geçerli.

Dünyanın daha hızlı veya daha yavaş dönmeye başlaması zamanı hızlandırmaz ya da yavaşlatmazdı. Dünya dursa bile zaman akmaya devam eder. Sadece zamanı ölçmek için başka bir yol bulmak gerekirdi.

Şimdilik bu kadar. İsteyen olursa daha derine inip göreliliğe falan girebiliriz.
 
Son düzenleme:
Zamana 4. Boyut diyorlar ." Ne alaka ?" Denilebilir.
Aman zaman yoksa hareket de yoktur sanırım. Doğru mu?

Bir de Gunes Sisteminin bir düzlem üzerinde donme seklinde değil de, bir vortex hareketi sergilediği simülasyonlar var. Iyice kafaları karıştıralım .???
 
o değil de rüzgar 2000 km hızla esiyorya offf alacan o rüzgarı arkana yapacağın kadansı düşün:koptum: açacan garmini ve stravayı tadından yenmez valla.
 
Geri