Ben de Scott hybrid bisiklet vardı pek bir problem yaşamadım istanbul trafiğinde.
Daha doğrusu her problemi yaşadım ama kafaya takmadım.
Sağdan yolda giderken park etmiş arabada aynaya bakmadan kapıyı açanlar mı istersiniz . veya sizi yok farzedip üstünüze kıran ya da sanki biz çelikten sinirlere sahibiz ya 10 cm kalana kadar dibinden hızla geçen manyaklar mı istersiniz. arabalara kilitlenip sizi kaale almayıp karşıya geçmeye çalışan yayalar mı istersiniz ( ki yemin ederim en çok yayalardan çektim ben ) yani burası türkiye deyip geçtim hep
lakin şöyle bir durum var olayın sosyo kültürel yanı beni daha çok etkiledi.
Beni bisikletle gören mahalleli ve hatta bakkalın bile bakışı değişti.
Ve o an anladım ki canım türkiyem ne yazık ki bu kültürden çok uzak.
6 sene almanyada yaşamış biri olarak diyebilirim ki oradaki gibi olmuyor burada.
Bisiklet yolları (sözde var olan az sayıdakilerden bahsediyorum) bile hatalı türkiyede .
Saygı, kurallara uyma, insan sevgisi, hayvan sevgisi bunlar yok türkiyemde .
konuyu saptırmış gibi olmak istemem ama ben pes ettim.
bisikletimi sattım ( ilanım hala aktif duruyor neden bilmiyorum adminler kaldırmadı ya da satılmışlar bölümüne almadı mesaj atmıştım halbuki onu da bilemiyorum ) ve sonra yol bisikleti alacaktım lakin bir düşündüm .
ve sonunda almamaya ve bisiklet sevdamdan vazgeçmeye karar verdim.
bazıları diyecektir ki pes etmekle olmuyor demek ki sen bukadarmışsın.
Ama işin gerçek yüzü öyle değil.
Dediğim gibi bisiklet sürerken türkiye gerçeklerini kafaya takmıyordum hatta ben belki arabalardan bile deli kullanıyordum. keşke videoya çekseydim de görseydiniz sahilyolu ve bağdat caddesinde nasıl kullandığımı.
ha kurallara uymamak övünülecek birşey değil ama itiraf edeyim uymuyordum. çünkü trafik, kurallara uymaz iken siz uyarsanız zarar görürsünüz.
Neyse uzatmayayım sonuç olarak sosyokültürel olarak türkiyenin bisiklet olayını kaldıramadığını farkettim .
Bisiklet sürmeye çıkıyorum dediğimde el cevap - çocuk musun ? - deli misin? -
vs bıktım açıkcası.
Haftasonu gezintilerine ise ben bisiklet sürmek demem.
o bir hobby . bisikleti arabanın bisiklet aparatına tak git sahile bisiklet yoluna sür sonra tekrar geri gel evine . 15 günde bir .

yok ben almim satarım daha iyi .
Bu arada rahmetli Emre Akkoç ( kendisi motosiklet dehası türkiye de süpermoto şampiyonlukları olan dünya iyisi bir insandı. ) un vefatı da beni çok etkiledi.
kendisini samimi olmamakla beraber şahsen tanırdım .
Ve kendisi bisiklet üzerinde iken bir arabanın çarpması sonucu vefat etti.
youtube da "rüzgar gülü" diye aratırsanız videosu çıkar ( bazılarınız kızabilir ama inanın kimseye zararı olmayan pro bir sürücü idi )
ve motosikleti böyle kullanan şahıs gitti bisiklet üzerinde iken kendi halinde iken bir arabanın altına alması sonucu vefat etti.
Ve sonunda anladım ki türkiye de bisiklet kullanılmaz.
ha başka yerlerde olmuyor mu ? kazalar ölümler.
olabilir.
ama yine de bile bile lades demenin anlamı yok.
yol yol değil. kültür kültür değil. toplum anlamıyor. saygı yok. peki neden bisiklet?
Çünkü seviyorum .
ok tamam ama canımı da seviyorum .
Kalın sağlıcakla