Bu dünyânın değerini bilmemek de dâhil çeşitli durumlar, "başka gezegenler bulsak ne olacak ki, oraları da mahvederiz." dedirtiyor zaman zaman bana. Bununla birlikte, "koca evrende yok mu Yer' den başka yaşanılacak bir yer, yok mu farklı canlılar, onlara ait 'düzgün' uygarlıklar?" diye de sormadan kendime, geçemiyorum. Doğrusu, kendimden gelişmiş bir canlı ile iletişim kurup ufkumun sınırlarını zorlamak, yaşam denilene farklı gözlerle bakmak isterdim. Daha aşağı varlık düzeylerini ise (çevremdekiler örneğin) artık reddediyorum
Uzaya açılmanın birkaç yorumu şunlar olabilir:
1- Herhangi bir tanrı inancı olanın evrenin gizlerine bakıp, inandığı Tanrısına övgüler düzmesi.
2- Keşiflerden ahlâkî sonuçlar çıkarıp, "şu yaşamda mini minicik bedenleriz, kendimize gelmeliyiz." demek ve kendimizden gayrıya bilinçli olarak davranma çabası göstermek.
3- Uzay adına yapılan her keşif, başka (b)ilim dallarının (ve tekniğin) da gelişmesine olanak sağlıyor.
4- İnsan ufkunun, gücünün ve onun ruhsal durumu ile hayâl dünyâsının gelişmesine vesile oluyor (Bu da, sağlıklı insan modeli demek).
5- Yaşamı tekdüzelikten çıkartıyor.
Demem o ki, uzayda hiçbir şey bulamasak da, arama-bulma fikri başlı başına kıymetli zâten.