Yapmayı düşünülen işlere bakınca geleceğe dair umudum azaldı demeliyim sanırım. Bir insan bence büyük hedefler koymalı kendine, sebat etmeli, disiplinli bir çalışma içinde olmalı. Galericilik, seyyar satıcılık, lokantacılık belki para kazandırır ama "insan" kazandırmaz, insan yetiştirmez, lobi yapamaz, ülke tanıtımı yapmaz, yeni bir ülke inşa etmez, genç dimağlara ufuk açmaz.
İsrail, Belçika, Hollanda, Güney Kore gibi yüzölçüm olarak Türkiye'den küçük ama teknoloji ve insan kalitesi olarak bizden çok önde olan ülkelerin sırrı ne biliyor musunuz? Kaliteli adam, kalifiye adam yetiştirme, kaliteli ve katma değeri çok sermaye-yoğun işlere odaklanma. Kaliteli adamı, kaliteli okullarda yetiştirir, neslinizi bu okullarda yetişen akademisyenlerle yüceltir hem ülkenizi ayağa kaldırır hem de yurt dışında iyi lobi yaparsınız. Kaliteli ve katma değeri yüksek iş yaparsanız, dünyada söz sahibi olur, saygı duyulan ülke olursunuz. Samsung, Hyundai, Lg, Kia gibi markalar ülkemizin 1953 yılında asker gönderip tabiri caizse Kuzey Korenin elinden kurtardığı daha dünkü çocuk ülkenin markaları. Keza Philips Konya kadar yüzölçümü olmayan Hollanda'nın bir markası.
Ya canım ülkem Türkiyem. Ne adam akıllı akademisyenlerimiz var, ne adam akıllı bilim adamlarımız var, ne adam akıllı ağır sanayimiz var. Turizmle ve verimsiz tarımla ve bol bol bina yaparak bu iş nasıl olacak? Nasıl geleceği inşa eden nesil yetişecek? Yerli bir araç üretmeye kalktık onun da prototipi bize ait değil, bize ait olsa da ülkedeki "istemeyüzcü" insanlar tarafından bütün şevkimiz kırılıyor. Sonra 1 Türk dünyaya bedeldir sözüyle avutuyoruz kendimizi.
Japonya bir kaç sene önce dünyanın en büyük felaketlerinden birini yaşadı, deprem ve arkasından gelen tsunami Japonya'yı ne hale getirdi izlediniz, okullarda ve resmi dairelerde yardım dağıtıldı, siz hiç bir tane bile sırada kaynak, saygısızlık, hakaret, kavga gördünüzü mü? Ya Türkiye, Kocaeli depremi akabinde yapılan yardım dağıtım işlemi sırasındaki kavgalar, araya kaynamalar, birbirinin üstüne çıkmalar, enkaz altında kalan kıymetli eşyaların çalınması, hatta enkaz altında kalan bir kadının kolunun kesilip kolundaki altık bileziklerinin çalınması gibi iğrenç hareketler.
Yeniden bir dirilişe, yeniden bir sıçramaya ihtiyacımız var. Bunu yapacak olan da gençlerdir, büyük davalar büyük hedefler ancak sağlığı yerinde inancı yerinde genç yol arkadaşları ile kazanılır. Bunun için donanımlı gençlere ihtiyacımız var, muhtaç olduğumuz kudret ise sağlam akidemizde ve şanlı tarihimizde gizli. Tarihimizi geriye doğru takılma değil de tıpkı bir mancınık gibi geriden ibret alıp geleceğe ilerlemek/fırlamak olarak görürsek mesele kalmayacaktır..