Anlattığınıza çok benzer bir durum geçen yıl İstanbul'dayken benim başıma geldi. Evimden 40 km mesafedeki işyerime gitmek için Maltepe'den başlayarak Pendik'e doğru sahil yolu kenarındaki otoban gibi bisiklet yolunu kullanmak üzere sabahın erken saatlerinde yola çıkmıştım. Oldukça tempolu bir şekilde sürerken Kartal İDO iskelesinin orada vücudum iyice ısınıp performansımın doruklarını zorlarken, bu noktada bisiklet yolu bitip kaldırım daraldığı için hız kaybetmemek adına caddeye inmiş ve 40-45 km/h civarında bir hızla 4 şeritli yolun en sağ şeridinde sürüyordum. O saatlerde yoldaki araç trafiği fazla değildi, diğer taşıtlar benimle aralarında bir şeridi boş bırakıp 100-120 km/h hızlarla en soldaki 2 şeritten basıp gidiyordu. Ben de birkaç yüz metre sonra İDO iskelesi bitip yeniden bisiklet yolu başladığında kaymak gibi kaldırıma çıkacaktım.
İskelenin oradaki trafik ışıkları cadde tarafına yeşil yanarken ve ben o ışıklara doğru bütün gücümle pedallarken, bir anda en sol şeritten yolun en sağına doğru penguen adımları ile koşmaya benzer bir tempoyla, yola kesinlikle bir an bile dönüp bakmadan doğruca karşı kaldırıma odaklanmış şekilde ilerleyen bir kadın gördüm. Yayalara bariz bir şekilde kırmızı yanıyor, taşıtlar vızır vızır akıyorken o yola atlamak akıl sağlığı yerinde bir insan için kesinlikle mümkün değil, ama teyzem hiç engel tanımadan ilerliyor her saniye salavat getirerek. Sol arkamdan acı bir fren sesi duydum, o sırada ben de refleks olarak panik frene başlamıştım ve ön freni biraz fazla kaçırdığımdan bisikletin arka tekerleği yerden birkaç santim havalanmış halde, yavaşladıkça freni daha fazla sıkıp arka tekerleği yere hiç indirmeden kendi vücut ağırlığımı mümkün olduğunca geriye vererek teyzeye doğru yaklaşıyordum ki, teyzenin birkaç santim solundan bir araba, lastiklerinden dumanlar çıkarak geçti ve ardından freni bırakıp birkaç direksiyon manevrasıyla kendini toparladı. Ben de teyzeye tam ortadan dalmak üzereyken freni bırakıp ani bir manevrayla sola kırdım ve teyzenin hemen dibinden geçen ikinci cisim oldum. Ve bu sırada teyze, kesinlikle hiç bir şekilde koşan penguen adımlarından bir an bile taviz vermeden, gözünü o kaldırıma odaklamış şekilde ilerlemeye devam ediyordu. Ben durdum, biraz önce yanından çeken araç kontrollü bir şekilde sağa yanaşıp şoförü araçtan indi, arkamızdan gelen başka bir araç da ışıklarda duracak kadar yavaşladı ve hepimiz ateş saçan gözlerle teyzeye baktık; ama o çoktan karşı kaldırıma ulaşıp sağa dönmüş ve İDO'nun kafeteryasında buluşan altın günü arkadaşlarıyla bir araya gelmişti. Biraz önce birkaç saniye içinde 2 defa ölüm tehlikesi atlatmış olması ve kendisi dışında en az 3 kişinin daha hayatını riske atmış olması umurunda bile değildi. Hepimizin şaşkınlığı o kadar olağanüstü düzeydeydi ki, yanına gidip baştan aşağıya bir fırçalamak yerine hepimiz tekrar önümüze dönüp gaza bastık.
Niyeyse özellikle belli bir yaşın üzerindeki kadınlar yapıyor bu yola bakmadan fırlama işini. Küçük çocuk olsa her an bir dengesizlik yapmasını beklersin, 10 kat dikkatli olursun. Yetişkin yaştaki insanın birkaç saniye önceki hareketlerinden az çok tahmin edersin birazdan ne yapacağını. Ama bazı yayalar (ve bunlar hep belli bir yaşın üzerindeki, başı örtülü kadınlar oluyor) sebebini anlayamadığım bir şekilde; normal bir insan gibi yolun kenarında önce bir durup sağına soluna bakmak ve devamında yine yoldan gelen taşıtları sürekli kontrol ederek geçmek yerine, yol kenarına geldikleri an "Ya Bismillah!" deyip bakışlarını sadece yolun karşı tarafındaki varış noktasına odaklayarak yürüme ile koşma arası bir tempoda yolun ortasına atlayıveriyorlar. Hem de bunu yaya geçidi üzerinden, yayalara kırmızı yanarken paldır küldür yapabiliyorlar. Kendileri de o kadar korkuyor ki gözleri mi kararıyor, hayatında ilk defa mı bir caddeden karşıya geçiyor, aşırı yorgunluktan falan ayakta mı zor duruyor bilmiyorum ama şimdiye kadar ben bu insanların hareketlerine geçerli bir sebep bulamadım.