KUTAY67
Daimi Üye
- Kayıt
- 19 Temmuz 2015
- Mesaj
- 217
- Tepki
- 235
- Şehir
- DENİZLİ-ZONGULDAK
- İsim
- Independent
- Başlangıç
- 2010—11
- Bisiklet
- Ghost
- Bisiklet türü
- Diğer
Havalar ısınmaya başladı ve sahile inmenin zamanı...
Başlangıcımızı Denizliden yapıyorum, aracıma koyduğum çadırım,matım,uyku tulumum ve en önemlisi karbonAtımı da arkada yerini alıyor...

İzmiri bilen biri değilim, tamamen doğaçlama takıldım yol boyunca tek bildiğim internetteki bisiklet rotaları ve forumda okuduklarım...
Ağırdan ağırdan giderken Urla karantina adasının yakınlarında buluyorum.
yol yordu zaten iş cıkışı yola cıktım günbatımına yetişemedim malesef.

AT depmiş gibi bi selfie yapalım
Sabah uyandığımda adanın tarihçesine bakıyorum hemen Taaaa Osmanlı dönemlerine dayanıyormuş, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek için oldugu ve dünyada tescilli 3 Karantina adası olduğu aklımda kalanlar...
birşeyler atıştırdıktan sonra Urla - Çeşme yolunu arıyorum üstümü değişip Çeşmeye bisiklet ile geçmeyi düşünüyorum.
Bu yol çok güzelde tehlikeliydi... sahilden urlaya çıkan yol.


mideyi şişirmeden biraz enerji alıp yola çıkıyorum, aracıda orda petrole park edip çıkıyorum yola,

Yol İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ne kadar güzel, işte bütün sıkıntı o iki ya var ya yok çift şeritli yolda başlıyor, yol çok güzel yeşillikler içinde ve iniş halinde birazda bozuk falan ama ilk kez geçiyor olmanın merakı ve endişesi unutturuyor.

domuza denk gelmedimde, kasalı pick-up kullanan domuzlar çoktu, yaz başlangıcı hazırlık için malzeme taşıyorlardı. (hayvan gibi şiii yapıolardı yolda)
birde nedense gözlerime yol boyu patlak iç lastikler takıldı !

pazar sabahı çeşmenin bisiklet ekibini gördüm, ters şeritte oldugumdan kafa selamı ile gectim, direk sahile inip dinlendim,


sonra sahili bir turlamaya koyuldum yat limanından pırlanta koyuna doğru, sezonu değil ama yollar boş ve güzel. yolda çoban köpeğine denk geldim bi kaç kez kolumu yada bacağı bırakmadan yolumuza devam ettik




iyiki profil jant yoktu

hava yağacak gibi ama yağmadı, kuşlar tepemde manzara güzel

ineklerle Selfie

fena rüzgar var, yarım adayı talan ettik sırada şu meşhur Rumeli dondurmacısına uğramak lazım.

kazan dibi gömdüm dondurmalı kendime geldim.
orda çalışan arkadaşlarda gezmeyi seven insanlardı, anlaşması kolay ve paylaşıma açık. hesapta torpilli oldu. Teşekkür ederim tekrardan.
Tabi bu enerji ile şu eğimli yoldan nasıl çıktıysam çıktım kitli pedallarla,
şu an hala şaşırıyorum o eğimi hangi akla hizmet tırmandım, çeşmede yaşayanlar bilir taksicilerin ordan çıkıyor yol çeşme kalesinin yanında...
eğim bu sanırım telefonun ölçtüğü.

sıra geldi dönüşe, ee tabi tırmanış var ve yolun dar olması endişelendiriyor pedala kuvvet diyerekten solugu durmaksızın Urla da alıyorum.

şu üstteki fotografı çözemedim yanlız, anlatılmak istenen neydi ??!!
girişte kardeşim arıyor malum asker abimiz, yarın güzelbahçede olmalıyım.
kim bilir kimlerin yalnızlığını paylaşmıştır ,
kim bilir hangi sabırsız yüreğin beklemek anında ona yoldaşlık etmiştir,
kim bilir hangi hangi terk edilmiş anıları taşıyor tahtalarında
ve kim bilir hangi kumlu kıç oturmustur ıslak ıslak

amacımız hem gezi hem ziyaret. Urla merkez küçük ama herkez birbirini tanıyor yada bana o izlenimi verdi. avm sinde biraz vakit geçirdikten sonra rota güzelbahçe sahili, arabaya yükleyi koyuluyorum yola yakınmış tahminimden, aksam üstü sahili yürüyorum sanırım elit tabaka bu mevkiide yaşıyor, akşam lüks restaurantlar v.s. geceyi arabamda geçiriyorum sahile çadır kurmama gerek kalmadı şişme matım ve uyku tulumum yeterli oldu.
Sabaha Kardeşimle buluşuyorum, aracı otoparka bırakıp metro ile veryansın İzmir.
Burada Boyoz adında birşeyle tanıştım sanırım aç karna 4 tane yemiş olmalıyım birde mekan bayağı talep gören biryer Alsancak kıbrıs şehitler olması lazım cadde.

bu kadar beklemeye değer olmadıgını düşündüm ki karşıyakadada varmış
torpil adında tatlı keşfettim yine yiyeceklerim arasında yanlız kumruyu denemedim henüz listemde duruyor hala, değişik lezzetler.

Yine bir çocuğun hayalleri yıkılmış




Sasalı hayvanat bahçesine bir turlamayı düşündüm ama aklımda bir an Selçuk'a gidebileceğim geldi yolumun üstüydü üstelik.
kardeşimle vedalaştıktan sonra rotayı Selçuk'a çeviriyorum. Biraz tarih, biraz pedal, birazda keyif.

Neolitik dönemlerden, selçuklulara, aydınoğullarına,bizanslılara ev sahipliği yapmış, tarihi çok çok zengin
bir yer, kafamı nereye çevirsem birbaşka dönemin izlerine rastlıyorum, açıyorum hemen gogıl amcayı okuyorum sonrada kalesini camisini geziyorum.

Yine yeniden yeni bir gün, bisikletim hazır bende hazırım ama rota hazır değil
çıkıyorum yola Efes, Meryemana, kuşadası.

Zabıta abimize teşekkür ederim yardımlarından dolayı.

İçeride fotoğraf çekmek yasakmış.
Saygı duymak gerek orasıda bir ibadethane...


Soldaki Selçuk Sağdaki ben

Meryemana yolunu tırmanmak eğlenceliydi, inmesi ayrı bir eğlence,
asılıyoruz pedala gün yeni başlıyor....

dediğim gibi doğaçlama giderken tekne turunada el atıyorum, teknede bir ingiliz aile ile tanıştım amcamız temizlikçi ve dünyayı gezmiş imrendim amcama, Machester da yaşıolarmış,
çay ısmarladılar bende köyümün fındığı ile imece masamızda tekne turumuzu tamamladık..

Artık dönüş zamanı asıl Kutay pedallara, günün güzelliği, gülen bir yüz...
kuşadası dönüş yolu düşündüğüm kadar zorlamadı hatta bi ara biten yokuşu ne ara çıktım diye dönüp arkama baktım...

Her güzel şeylerin sonu olur muhakkak ve artık dönme vakti.

Başlangıcımızı Denizliden yapıyorum, aracıma koyduğum çadırım,matım,uyku tulumum ve en önemlisi karbonAtımı da arkada yerini alıyor...

İzmiri bilen biri değilim, tamamen doğaçlama takıldım yol boyunca tek bildiğim internetteki bisiklet rotaları ve forumda okuduklarım...
Ağırdan ağırdan giderken Urla karantina adasının yakınlarında buluyorum.
yol yordu zaten iş cıkışı yola cıktım günbatımına yetişemedim malesef.

AT depmiş gibi bi selfie yapalım
Sabah uyandığımda adanın tarihçesine bakıyorum hemen Taaaa Osmanlı dönemlerine dayanıyormuş, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek için oldugu ve dünyada tescilli 3 Karantina adası olduğu aklımda kalanlar...
birşeyler atıştırdıktan sonra Urla - Çeşme yolunu arıyorum üstümü değişip Çeşmeye bisiklet ile geçmeyi düşünüyorum.
Bu yol çok güzelde tehlikeliydi... sahilden urlaya çıkan yol.


mideyi şişirmeden biraz enerji alıp yola çıkıyorum, aracıda orda petrole park edip çıkıyorum yola,

Yol İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ne kadar güzel, işte bütün sıkıntı o iki ya var ya yok çift şeritli yolda başlıyor, yol çok güzel yeşillikler içinde ve iniş halinde birazda bozuk falan ama ilk kez geçiyor olmanın merakı ve endişesi unutturuyor.

domuza denk gelmedimde, kasalı pick-up kullanan domuzlar çoktu, yaz başlangıcı hazırlık için malzeme taşıyorlardı. (hayvan gibi şiii yapıolardı yolda)
birde nedense gözlerime yol boyu patlak iç lastikler takıldı !

pazar sabahı çeşmenin bisiklet ekibini gördüm, ters şeritte oldugumdan kafa selamı ile gectim, direk sahile inip dinlendim,


sonra sahili bir turlamaya koyuldum yat limanından pırlanta koyuna doğru, sezonu değil ama yollar boş ve güzel. yolda çoban köpeğine denk geldim bi kaç kez kolumu yada bacağı bırakmadan yolumuza devam ettik




iyiki profil jant yoktu

hava yağacak gibi ama yağmadı, kuşlar tepemde manzara güzel

ineklerle Selfie

fena rüzgar var, yarım adayı talan ettik sırada şu meşhur Rumeli dondurmacısına uğramak lazım.

kazan dibi gömdüm dondurmalı kendime geldim.orda çalışan arkadaşlarda gezmeyi seven insanlardı, anlaşması kolay ve paylaşıma açık. hesapta torpilli oldu. Teşekkür ederim tekrardan.
Tabi bu enerji ile şu eğimli yoldan nasıl çıktıysam çıktım kitli pedallarla,
şu an hala şaşırıyorum o eğimi hangi akla hizmet tırmandım, çeşmede yaşayanlar bilir taksicilerin ordan çıkıyor yol çeşme kalesinin yanında...
eğim bu sanırım telefonun ölçtüğü.

sıra geldi dönüşe, ee tabi tırmanış var ve yolun dar olması endişelendiriyor pedala kuvvet diyerekten solugu durmaksızın Urla da alıyorum.

şu üstteki fotografı çözemedim yanlız, anlatılmak istenen neydi ??!!
girişte kardeşim arıyor malum asker abimiz, yarın güzelbahçede olmalıyım.
kim bilir kimlerin yalnızlığını paylaşmıştır ,
kim bilir hangi sabırsız yüreğin beklemek anında ona yoldaşlık etmiştir,
kim bilir hangi hangi terk edilmiş anıları taşıyor tahtalarında
ve kim bilir hangi kumlu kıç oturmustur ıslak ıslak

amacımız hem gezi hem ziyaret. Urla merkez küçük ama herkez birbirini tanıyor yada bana o izlenimi verdi. avm sinde biraz vakit geçirdikten sonra rota güzelbahçe sahili, arabaya yükleyi koyuluyorum yola yakınmış tahminimden, aksam üstü sahili yürüyorum sanırım elit tabaka bu mevkiide yaşıyor, akşam lüks restaurantlar v.s. geceyi arabamda geçiriyorum sahile çadır kurmama gerek kalmadı şişme matım ve uyku tulumum yeterli oldu.
Sabaha Kardeşimle buluşuyorum, aracı otoparka bırakıp metro ile veryansın İzmir.
Burada Boyoz adında birşeyle tanıştım sanırım aç karna 4 tane yemiş olmalıyım birde mekan bayağı talep gören biryer Alsancak kıbrıs şehitler olması lazım cadde.

bu kadar beklemeye değer olmadıgını düşündüm ki karşıyakadada varmış
torpil adında tatlı keşfettim yine yiyeceklerim arasında yanlız kumruyu denemedim henüz listemde duruyor hala, değişik lezzetler.

Yine bir çocuğun hayalleri yıkılmış




Sasalı hayvanat bahçesine bir turlamayı düşündüm ama aklımda bir an Selçuk'a gidebileceğim geldi yolumun üstüydü üstelik.
kardeşimle vedalaştıktan sonra rotayı Selçuk'a çeviriyorum. Biraz tarih, biraz pedal, birazda keyif.

Neolitik dönemlerden, selçuklulara, aydınoğullarına,bizanslılara ev sahipliği yapmış, tarihi çok çok zengin
bir yer, kafamı nereye çevirsem birbaşka dönemin izlerine rastlıyorum, açıyorum hemen gogıl amcayı okuyorum sonrada kalesini camisini geziyorum.

Yine yeniden yeni bir gün, bisikletim hazır bende hazırım ama rota hazır değil
çıkıyorum yola Efes, Meryemana, kuşadası.

Zabıta abimize teşekkür ederim yardımlarından dolayı.


İçeride fotoğraf çekmek yasakmış.
Saygı duymak gerek orasıda bir ibadethane...


Soldaki Selçuk Sağdaki ben

Meryemana yolunu tırmanmak eğlenceliydi, inmesi ayrı bir eğlence,
asılıyoruz pedala gün yeni başlıyor....

dediğim gibi doğaçlama giderken tekne turunada el atıyorum, teknede bir ingiliz aile ile tanıştım amcamız temizlikçi ve dünyayı gezmiş imrendim amcama, Machester da yaşıolarmış,
çay ısmarladılar bende köyümün fındığı ile imece masamızda tekne turumuzu tamamladık..

Artık dönüş zamanı asıl Kutay pedallara, günün güzelliği, gülen bir yüz...
kuşadası dönüş yolu düşündüğüm kadar zorlamadı hatta bi ara biten yokuşu ne ara çıktım diye dönüp arkama baktım...

Her güzel şeylerin sonu olur muhakkak ve artık dönme vakti.



