Ukrayna - Polonya - Almanya - Çekya Bisiklet Turu (27.08.2018-14.09.2018) | Gezgin Kızanlar

Harikasınız. Bende eşimi yavaş yavaş alıştırıyorum. İnşallah böyle turlar bizlere de nasip olur. İlgiyle takip ediyorum. Ayaklarınız dert görmesin.

@recep24ank Teşekkürler, inşallah en kısa zamanda size de nasip olur. Eşle birlikte tur yapmak çok güzel.

Ben arabayla Varşova'dan Poznan'a ordan Lodz'a gittim. Tek bir tepe bile görmedim. Dümdüz bir ülke, bisiklet için çok müsait. Söylediklerine göre ülkenin kuzeyinde mi güneyinde mi ne bi kaç dağ varmış ama.

Harika bir tur olmuş. Yazıların hepsini keyifle okudum. Videoları da keyifle izledim. Tur için tebrikler. Yazılar ve videolar için elinize sağlık. Polonya ya geçişte Shengen vizeniz vardı değil mi? Benim de bu tarz bir tur planım var ancak vizeye uğraşmak istemiyorum. Bu yüzden Lviv den Ukrayna ya doğru süreceğim gibi şimdilik planlar. Bu anlamda Lviv i görmem güzel oldu. Polonya da devam eden kısımlar yollar ve turunuz da çok güzel. Acayip özendim. Yaz gelse de ben de gitsem diye beklemeye başladım. Devamını bekliyorum yazılarınızın.

@hgercek Bizde genellikle düzlüklerden devam ettik. Ama arada bir tatlı yokuşlar vardı.

@Yunus EROL Takip ve ilginiz için teşekkür ederiz. Evet Polonya'ya geçişte Shengen vizemiz vardı. Sizin de dediğiniz gibi vize ile uğraşmak istemiyorsanız güzel bir tercih olabilir. İnşallah gönlünüzdeki turu geçekleştirebilirsiniz. Yazıların devamı gelecek.



6. Gün Brzesko-Krakow (01.09.2018)

Sabah saat 06.30 gibi tam da tahmin ettiğimiz gibi sisli bir havaya uyanıyoruz. Turumuz boyunca yazlık tulum kullandım ve dün gece biraz üşüdüm. Ülkemizde yaz mevsimindeyiz. Fakat Polonya daha kuzeyde olduğu için geceleri sıcaklık düşmeye başladı. Gece için artık daha dikkatli olmalıyız. Kim yolda hasta olmak ister ki? Bugün hedefimiz Polonya'nın güzel şehirlerinden biri olan Krakow.


Gün doğumu

Yolumuz pek uzun sayılmaz. Bulunduğumuz yerden 60 km sonra Krakow şehrine varmış olacağız. Yaklaşık bir saat süren toparlanmamızın ardından (link) bize hemen hotelin yakınlarından bir rota çiziyor. Biz de rotaya göre yola çıkıyoruz. Görünüşe göre birkaç tırmanışımız olacak.


Kamp manzaramız

Bu güzel yerden ayrılırken son bir hatıra daha kalmasını istiyoruz.


Kamp kurduğumuz hotelden ayrılıyoruz

Hotelden çıkıp köşeyi döner dönmez tırmanışlar başlıyor. Yol dar fakat araç yoğunluğu pek fazla yok. Ayrıca yükseldikçe yer yer sis artıyor. İlk tırmanış biterken dinlenmek için bisikletten inmeye çalışıyorum. Tam o sırada ayağımı arkadaki bayrak direğine takıyorum ve bayrak direği ek yerinden kırılıyor. Neyse yanımızda plastik kelepçe ve bant var. Haritada bu kadar dik gözükmeyen tırmanışlar, sabah daha ısınmadan ve aç karınla yaptığımız için bizi biraz zorluyor.


Yokuşu çıkmış yorgun ama mutlu bisikletçiler

Mola vere vere sanırım civardaki en yüksek rakımlı yere çıkıyoruz. Sisler önümüzden geçiyor. Haritaya göre artık tırmanışlar bitti. Şimdi iniş zamanı. Öyle de oluyor. Küçük, güzel kasaba ve köylerden geçiyoruz. Artık market bulup kahvaltılık bir şeyler almanın vakti geldi. Kasaba veya köyün hemen çıkışında küçük bir bakkal görüp duruyoruz. Atıştırmalık bir şeyler alıp küçük bir mola veriyoruz.


Sisle birlikte yolumuza devam ediyoruz

Sonrasında tekrar yola devam. Daha bir-iki km pedallamıştık ki ana yola bağlandık ve sağında kocaman süpermarket gördük. Açken kafamız çok çalışmıyor. Bisikletleri dışarıya bırakıp içeride turlamaya başlıyoruz. Tüm yemek hazırlama malzemelerimiz kirli olduğu için paketli ürünlerle kahvaltı yapmak zorunda kalıyoruz. Süpermarketin içerisinde kahve ve hamur işi şeyler satan küçük bir yer var. Her ne kadar Merve sadece tatlı şeylerle kahvaltı yapmayı sevmese de sadece seçeneklerimiz onlar. Birkaç hamur işi beğenip yanına da kahve alıyoruz. Merve yerken “şimdi çay olacaktı” demekten de vazgeçmiyor Neyse kahvaltımızı yapıp tekrar yola çıkıyoruz.


Tatlı yiyeceklerle kahvaltı

Kahvaltıdan sonra tekrar yola çıktık. Yolda ilerlerken birden bisiklet yolu olduğunu düşündüğümüz harika bir yol başlıyor. Yolun bir tarafında parke taşlarıyla döşenmiş bir kaldırım ve yolun tamamı ağaçlarla kaplanmış. Buraya gerçekten bayılıyoruz.


Polonya'da bisiklet yolu


Burada fotoğraf çekmeye ve çekilmeye doyamadık

Küçük ve rahat yollardan devam ederek Krakow’a 14 km kala küçük bir şehirde öğle yemeği molası verdik. Sabahki havadan eser yok. Merve çocuk parkında bisikletlerin başında bekledi. Bende öğle yemeği için alışveriş yaptım. Kaç gündür almadığım 5 litrelik suyu Merve elimde görünce “Aferin Barış, Krakow’a 14 km kaldı. Tam da tek ihtiyacımız olan şey 5 litrelik su” diyor. Başlıyoruz gülmeye Bazen gerçekten böyle basit şeyleri gözden kaçırıyorum. Neyse termoslara paylaştırınca ve biraz sebze yıkayınca pekte fazla değilmiş: ) Karnımızı güzelce doyuruyoruz ve üzerine biraz da dinleniyoruz.


Krakow'a 14 km varken ne gerek var 5 litrelik suya değil mi?


Öğle yemeği menümüz basit, omlet domates ve kola

Turumuzun altıncı gününde artık yola alıştık. Yaptığımız planlamalar güne çok kolay yayılıyor. Krakow’a doğru yola çıkma zamanı. Bu gece turumuzun ilk warmshowers konaklamasını yapacağız. Wamshowers’tan Marcin ve Annia bizi evinde ağırlayacak.
Krakow Polonya'nın en eski ve en büyük üç şehrinden biri. Yerleşim yeri başladığını göre artık Krakow şehrine yavaş yavaş girmeye başlıyoruz. Birkaç km sonra Krakow tabelasını görüyoruz. Turun en keyfili anlarından biri de yapılan kilometrelerin ardından kafamızda belirlenen bazı hedeflere ulaşmak. Artık Krakow şehrine giriş yaptığımıza göre Marcin ile buluşacağımız akaryakıt istasyonuna doğru rota oluşturabiliriz. Yaklaşık dört veya beş kilometrenin sonunda akaryakıt istasyonuna varıyoruz.


Krakow'a giriş

Sözleştiğimiz gibi Marcin’e çağrı bırakıyorum. Sonrasında yaklaşık 15 dk içinde Marcin akaryakıt istasyonuna geliyor. Ayak üstü kısa bir tanışmanın ardından onu takip ederek bilikte pedallıyoruz. 10 dakika sonra evine varıyoruz. Bisikletlerimizi üst kata çıkarıp bizim İstanbul'da yaptığımız gibi onlar da içeri alıyor. Kapıda bizi eşi Ania karşılıyor. Bisikletleri kalacağımız odaya yerleştirmemizin ardından duş almak için izin istiyoruz.
Marcin yazılımcı, Ania ise doktor. Duşun sonrasında Ania’nın hazırladığı sofraya oturuyoruz. Önden domates çorbası ve arkasından da Polonya mutfağından pierogi yiyoruz. Yaptıkları turları dinliyoruz. Marcin 25 yaşında ve bisikletiyle 27 ülkede tur yapmış ve Ania ile birkaç ay sonra İsrail’de yeni bir tur yapacaklar. Bisikletle ilgili tüm tamir ekipmanları mevcut ve bu işi yapmayı çok seviyor. Güzel yemeğin bizi kısa bir şehir turuna çıkarmak istiyorlar. Çok güzel fikir. Çıkmadan önce kirli eşyalarımızı da çamaşır makinesine atıyoruz.


Warmshowers'tan bizi misafir eden Marcin ve Ania

Bize şehir merkezini tanıtan güzel bir tur yaptırdılar. Yerel insanlarla şehir gezmek çok daha farklı oluyor. Sonra Merve'nin asla unutamadığı bir dondurma yedik ve sonra bizi şehri gece görebileceğimiz bir tepeye çıkardılar. Zaten Krakow çok fazla yükseltisi olan bir şehir değil. Çıktığımız tepeden hemen hemen yeri görebildik. Birlikte harika bir akşam geçirdik.


Merve bu dondurmayı çok sevdi

Eve döndüğümüzde çamaşırlar yıkanmıştı, onları astık. Sonra birlikte bir şeyler içtik ve yarın nereleri gezebileceğimiz hakkında konuştuk. Yarın sabah birlikte kahvaltı yapacağız. Üzerine Merve bize Türk kahvesi yapacak.

Sonra odalarımıza geçtik. Kullanacağımız odadaki koltuk arızalı olduğundan matlarımızı yere atıp öyle uyuyacağız. Yarın turda bir hafta oluyor. Çok güzel günler geçiriyoruz.
Çok yorulduk artık uyuma vakti.

Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.


Günlük Yol Bilgileri: Brzesko yakınlarındaki hotelden-Krakow 70 km

Elinize sağlık harika bir tur olmuş.Bu arada Youtube videolarınızdan birini izledim ve altına yorum bıraktım.Bu güzel turunuzu Paylaştığınız için teşekkürler.

@OsmaniyeRehber Yorumunuzu gördüm. Teşekkür ediyorum. Daha anlatılacak çok şey var. Takipte kalın



7. Gün Krakow (02.09.2018)


Bu sabah gözümüzü Polonya'nın Krakow şehrinde Marcin ve Ania'nın evinde açtık. Marcin bize kahvaltı hazırladı ve Polonyalıların çoğunun evinde kahvaltı yaptığını söyledi. Kahvaltı tuzlu şeyler içeriyordu ve Merve bunu beğendi. Kahvaltının üzerine Merve'nin hazırladığı Türk kahvesiyle birlikte biraz da evlilikle ilgili konulara geçiş yaptık. Kültürel farklılıklardan bahsettik. Sonra yaptığımız plana göre sabah erkenden tuz madenine gitmek üzere yola çıkmaya karar verdik.

Kahveler bittiğine göre fazla da zaman kaybetmeden evin hemen yakınında bulunan otobüs durağından tuz madeninden geçen 304 numaralı otobüse biniyoruz. Dün aldığımız bir günlük bilet hala geçerli.
Tuz Madeni otobüs durağından sadece 100m uzakta

Wieliczka Tuz Madeni UNESCO tarafından 1978 yılında Dünya Mirası Sit alanı ilan edilmiş. Ayrıca o kadar eski bir maden ki milattan önce bile kullanıldığı tespit edilmiş. Dünyanın en eski tuz madenleri arasında bulunan Wieliczka Tuz Madenleri 1996 ya kadar aktif olarak kullanılmış. Toplam uzunluğu 300 km bulan tünellerden biz sadece küçük bir kısmını gezeceğiz. Tuz madeninde tur, rehberli yapılıyor. Saatlere göre belirlenmiş farklı dillerin turları mevcut. Yabancılar için tuz madenini ziyaret etmek kişi başı 89 zloty. Eğer içeride fotoğraf çekmek istiyorsanız bunun içinde ekstradan 10 zloty daha ödemeniz gerekiyor. Bizim turumuz saat 10 da başlayacak ve ikimizde ilk defa bir madene gireceğiz.
Krakow Tuz Madeni
Tuz madeni içerisinde rehberle birlikte gezerken bazı alanlarda anlatımlar heykeller ve diğer görsel materyallerle desteklenmiş.
Tuz Madeni heykeller Buradaki heykellerde tuzdan yapılmış Tuz Madeni
Teknoloji daha bu kadar gelişmemişken önce insan gücüyle daha sonra hayvan gücüyle ve son olarak raylı sistemle tuzlar madenden dışarıya çıkarılmış.
Madenden çıkarılan tuzlar atların çarkı döndürmesiyle taşınıyor. Daha sonra teknolojik gelişmelerle birlikte raylı sisteme geçiş yapılıyor.
Madenin koridorlarında ilerleyip girdiğimiz her salonda daha çok şaşırıyoruz.
Farklı aralıklarla maden çıkarılmış bir salon Tuzdan Kopernik yapmışlar Duvardaki el izi
Turumuz devam ediyor ve en görkemli alana giriş yapıyoruz Büyük Kilise. Tuz Madeni hakkında araştırma yaptığımızda en çok fotoğrafını gördüğümüz yerdeyiz. Sandığımızdan daha büyük. Hemen merdivenlerden inerken sağımızda duvara oyulmuş heykeller ve resimlere hayran kalmamak mümkün değil.
Krakow Tuz Madeni Büyük Kilise Duvar resmi Ünlü tablolaların kopyaları da bulunuyor Mutluluğumuz yüzümüzden okunuyor değil mi?
Tuz Madeni turunda en fazla 130 metre derine kadar iniliyor. Turistik geziye çok küçük bir kısmı açılmış ama bu kısım bile o kadar büyük ki çıktığımızda bunu daha iyi anladık.
Yerin 130 metre altındayız
Saat 10 da başlayan turumuz iki buçuk saatlik gezinin ardından 12.30 da sona eriyor. Türk lirasına çevirdiğimiz (çevirmemeliyiz) zaman bizim için epey pahalı bir gezi oldu bu fakat verdiğimiz para için hiç pişman değiliz. Eğer daha iyi İngilizce biliyor olsaydık çok daha anlamlı olacaktı.

Tuz madeni gezimizin ardından otobüsle şehir merkezine gidiyoruz. Çok acıktık, hemen gördüğümüz simite benzeyen yiyeceği midemize indiriyoruz. Sonra Wawel Kalesine doğru ilerliyoruz. Kalenin köşesinde bir kule var. Krakow'u yüksekten ve gündüz gözüyle görmek için bilet aldık. Fakat bizim tahmin ettiğimiz gibi bir açı yok. Küçük camlardan eğilip şehre bakabiliyorsunuz. Bu bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Hatta bu konuyla ilgili Merve "Buraya çıkıp 8 Zloty vereceğime bu parayı çöpe atsaydım daha iyiydi" diyor.
Sandomierska Tower
Neyse böyle ufak şeyler keyfimizi kaçıramaz. Wawel Kalesi'nin üzerinden Vistül Nehrinin usul usul akışına dalıyoruz. Evet içinden nehir geçen şehirleri çok ama çok seviyoruz.
Wawel Kalesi
Manzaraya doyum olmuyor ama daha görülecek yerler var. Wawel Kalesinde sadece Bazilikaya girip tur attıktan sonra Krakow meydanına geçiyoruz.
Wawel Kalesi Wawel Kalesi
Kaleden çıktıktan sonra çok susadık. Girdiğimiz markette dolabın içerisinde karpuz satılıyor. Ama nasıl?
Arbuz ismiyle dilimli karpuz
Meydana vardığımızda ikimizin de ayaklarının altı çok ağrıyor ama gezmekten vazgeçmiyoruz. Marcin ve Ania ile bilikte dün akşam meydan gelmiştik. Fakat gündüz gözüyle görmek bir başka güzel.
Krakow meydan Krakow Rynek Glowny
Sonra Yahudi bölgesine gitmeye çalışıyoruz ama bir türlü gidemiyoruz, doğru tramvayı bulamıyoruz. Açlığın ve yorgunluğunda etkisiyle böyle şeyler olabiliyor Sonunda doğru tramvayı bulup Yahudi bölgesine gidiyoruz. Orada Zapiekanki yiyip karnımızı güzelce doyuruyoruz.
Kocaman bir zapiekanki
Üzerine de Merve’nin aklından çıkmayan yerden dondurmayı da yiyoruz. Bir günde yapabileceğimiz şehir turunun sonuna geldik.
Krakow
Karnımız doyunca yorgunluk daha da artıyor ve tramvayla eve geri dönüyoruz.
Dondurma sonu
Eve vardığımızda sadece Ania bizi karşılıyor. Marcin yakında oturan ailesinin yanına gitmişti henüz geri dönmemiş. Biz Marcin ve Ania’yı çok sevdik. Birlikte çok güzel vakit geçirdik. Umarım dünyada başka bir yerlerde en kısa zamanda tekrar bir araya geliriz.

Bize verilen odamızda yarın sabah için eşyalarımızı hazırlayıp uyku moduna geçiyoruz. Yarın sabah Marcin ile birlikte şehir merkezine gideceğiz. Sonra o işe biz yolumuza....

Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.

İyi seyirler
Günlük yol bilgileri: Bugün bisiklet sürmedik. Bol bol yürüdük. Telefonun saydığına göre 17.589 adım.

Neden epeydir yazı yok diye yazmak için girdiğimde baktım ki aslında varmış ama ben görmemişim ? İlginç, gözden kaçmış demek ki... Maden bayağı ilginçmiş, gezdiniz mi bilmiyorum, Viyana'da benzeri var, hatta Naziler zamanında içinde uçak imal ediliyormuş, yeraltı gölü var, onun içinde de büyük bir kilise olduğunu hatırlıyorum. Yazıların devamını bekliyoruz ?

@Devenez ce que Merhabalar, yaklaşık 2 hafta önce yazıyı yayınladım. Forumun yeni güncellemesinde eğer konuda son mesajı ben attıysam ve sonra yeni bir mesaj daha atıyorsam mesajları birleştiriyor.(eskiden de böyleydi) Fakat eskiden tarihi güncelleyip ana sayfada çıkarıyordu. Şimdi ise tarihi güncellemiyor. Sanki yeni mesajı geçmiş tarihte yayınlamış gibi oluyor. Bu sebeple attığım mesajlar gözükmüyor. Kendime göre bir yöntem buldum. Konuda son mesajı atan ben olmazsam yeni mesaj yazdığımda herkes görebilir.

Viyana'da bulunanı gezmedik. Maden gezisi bizim için çok farklı bir deneyim oldu. Yazılar gelecek ama biraz rötarlı oluyor. Haftaya bir aksilik olmazsa bir yazı ve video daha yayınlayacağız. İlginiz için teşekkürler

Harika bir tur olmuş, kendim gidip gezmiş kadar oldum ellerinize sağlık. Bu arada size, kilitli pedal almayı ve pedal çevirme tekniğini basmaktan dairesel harekete dönüştürmeye şiddetle tavsiye ederim. Diz ağrılarını önlemede ve performans artışına birebirdir.

@küpçü Teşekkür ederim. Merve kilitli pedal konusuna daha pek alışamadı. Ben uzun zamandır kilitli pedal kullanıyorum.

8. Gün Krakow-Oswiecim (03.09.2018)

Bu sabah gözlerimizi Krakow’da açıyoruz. Bir gün Krakow’da gezdikten sonra yollar bizi bekler. Bugün hedefimiz Oswiecim şehrine varmak. Marcin bizi şehir merkezine kadar götürecek. Unutmadan söyleyeyim Marcin işine bisikletle gidip geliyor. Yola çıkmadan önce son hatıra fotoğrafımızı çekiliyoruz. Bize yolluk ekmek ve küçük çikolatalardan (tiki taki) veriyorlar. Hemen hemen her ayrılıkta bir parça hüzün bir parça mutluluk var. Hüzünlü yanı kısa süre önce tanıştığın ve aynı hisleri paylaştığın insanlardan ayrılmak. Mutluluk ise geriye birlikte güzel hatıralar bırakarak yeniden yolda olmak. Yollar bize kim bilir daha neler öğretecek, gösterecek…


Marcin ve Ana ile son fotoğraf

Neyse bu karmaşık girişin ardından yol hikayemizi anlatmaya devam edelim. Marcinle bilikte bisikletleri indirdikten sonra Ania’da bizimle aşağıya kadar geldi. Vedalaşmanın ardından Marcin’le birlikte yola çıkıyoruz. Meydana varmadan çok kısa bir süre önce nehir kenarında sabahın bu saatinde! (07.00) bisiklet süren çok fazla insan görünce Marcin’e “Burası Hollanda mı?” diye sormadan edemiyorum. Oda “Henüz değil” diye cevap veriyor, gülüşüyoruz. Bahsettiğim bisiklet süren insanlar kadın-erkek demeden nehir kenarından bizim sürdüğümüz yola çıkan merdivenlerden bisikletlerini çıkarıyorlardı. Rampadan felan değil bildiğimiz merdivenlerden taşıyorlar yani. İşe gitmeden önce yapılır mı bu ya terlersek! Hemen hemen hepsi günlük giyinmiş ve bisikleti ulaşım aracı olarak kullanıyorlar. İşte burada bir kez daha anladım, insanların bunu istemesi önemli. Hiç bir bahanenin arkasında sığınmadan istemek. Ama olmadan istemek… Kafamdan böyle düşünceler akarken saatimi kontrol ediyorum. Yaklaşık 15 dakikada ve kolay bir şekilde meydana varıyoruz.


Krakow

Merve dün magnet almak istemişti ama daha önceki tecrübelerimize göre direk ilk gördüğümüz yerden almamalıydık. Meydanlar hediyelik konusunda genelde pahalı oluyor. Gün boyunca da gezerken baktık ama almadık. Sabahta meydandaki çarşı da kapalı olunca biraz hayal kırıklığı gibi oldu. Tam o sırada çarşı içinde küçük bir dükkan yeni ürünler getirip tezgahını doldurduğumu gördüm. Başta çarşının 10’da açılacağını ve o zaman alabileceğimizi söylese de sonradan bizi kırmadı. Magnetide aldığımıza göre artık Oswiecim şehrine doğru yola çıkabiliriz.


Krakow Camping

Krakow’dan çıkış yolunu bulmamız epey kolay oluyor. Şehirden daha henüz çıkmamışken sol tarafta bisiklet yolu işaretini görüp hemen oraya giriyoruz. Çok geçmeden nehir kıyısında bulunan bisiklet yoluna çıkıyoruz. Hemen az ilerimizde nehir kıyısında konumlanmış bir kamp alanı mevcut. (link)’tan yerimizi ayarladığımız için Krakow’da kamp alanı araştırması yapmamıştık. Set üstündeki bisiklet yolunda devam ediyoruz. Sadece bisikletliler kullanmıyor, aynı zamanda spor yapanlarla yolumuzu paylaşıyoruz.

15 kilometresi bisiklet yolundan toplamda yaklaşık 20 kilometrelik sürüşümüzün ardından Liszki isimli kasabada kahvaltı yapmak için mola veriyoruz. Kahvaltımız gayet doğaçlama. Yol kenarındaki satıcıdan sebze meyve, hemen az ilerisindeki küçük markette kahvaltılık ne varsa. Marketin yakınında da yeşillik var keyfimiz yerinde. Böyle yapılan kahvaltıların hiç tadı unutulmuyor. Her anı gözümüzde canlanıyor. Tam biz kahvaltı yaparken 3 tane orta yaşlı tur bisikletçisi yanımızda duruyor. İki kadın bir erkek bisikletleriyle seyahate çıkmışlar. Osweicim’e doğru pedallayacaklarını söylüyorlar. Onları uğurladıktan sonra kahvaltıya odaklanıyoruz. Karnımız açıkmış.


Liszki'de kahvaltı

Maalesef Lizski kasabasından sonra 780 numaralı yola çıkıyoruz. Özellikle Merve için zorlu bir yolculuk başlıyor. Sürücüler çok dikkatli olmasına rağmen Merve yine de tedirgin. 10 km kadar sürdükten sonra bir akaryakıt istasyonunda mola veriyoruz. Molada üşengeçlik edip kahve yapmak yerine iki kahve almayı tercih ediyoruz. Normal fiyatının neredeyse üç katına içtiğimiz kahve güzel olsaydı bari. Kahve içerken yola çalışmayan aksiyon kamerasına bakmaya başlıyorum. Kameramızın tamamen bataryası ölmüş, şarj tutmuyor. Daha turumuzun bitimine 11 gün var. Bu durum bizim için çok kötü oldu. 20 km daha 780 numaralı yolu takip ettikten sonra Metkow yönüne doğru sola dönüp daha az yoğun bir yoldan devam ediyoruz.


Polonya 780 numaralı yol

Bu girdiğimiz yola bayıldık. Ağaçlar arasında dümdüz harika bir yol. Merve’de rahatlıyor. 780 numaralı yol gerçekten çok yoğundu. Girdiğimiz yol bisiklet yoluna bağlanıyor. Haritaya göre Osweicim şehrine kadar bisiklet yolundan gideceğiz.


Ağaçların kapladığı harika yolda Merve


Bisiklet=Mutluluk

Yol öyle güzeldi ki burada nasıl anlatsam bilemiyorum. Umarım fotoğraflar yolun güzelliğini az da olsa anlatabiliyordur.


Ağaçlar, bisiklet ve mutluluk


Doyamadık

Harika yolun sonunda bisiklet yoluna bağlandık. Bisiklet yolu yine nehir kenarına ve set üstüne oluşturulmuş. Fotoğraf çekilmeye doyamadık.


Oswiecim bisiklet yolu


Birlikte çok güçlüyüz


Oswiecim bisiklet yolu


??‍♂?


Vistül Nehri kıyısında

Bisiklet yolunun keyfini çıkarırken Bobrek isimli yerden geçiyoruz. Bu yerleşim yeri ismi ile türlü türlü soğuk espirilerle birlikte saat 15.30 civarında Oswiecim şehrine uzuuun bir köprüden giriş yapıyoruz. Neredeyse tüm gün arkamızdan esen rüzgar bizi planladığımız saatten bile erken şehre girişimizi sağlıyor.


Oswiecim girişinde

Şehir meydanının girişinde çok kısa zaman geçirdikten sonra Lidl marketten alışveriş yapıp hotelimize gidiyoruz. 7th Guest House isimli hotel dışarıdan bakıldığında sade iki katlı bir ev gibi gözükse de içerisi çok kullanışlı ve güzel dizayn edilmiş. Ayrıca yarın ziyaret etmeyi planladığımız Auschwitz-Birkenau kamp alanına 1 kilometre uzaklıkta. Ortak alanda tam tüm gereçleriyle bilikte bir mutfak var, çay-kahve ücretsiz. Bir gece için iki kişilik odaya 105 Zloty ödedik.


Hotelde akşam yemeği

Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.


Günlük Yol Bilgileri: Krakow-Oswiecim 70 KM

9. Gün Oswiecim - Katowice - Wroclaw (04.09.2018)

Geçtiğimiz günlerde olduğu gibi bu sabahta erkenden uyanıyoruz. Bugünkü planımız Auschwitz-I ve II(Birkenau)’yi ziyaret ettikten sonra öğlen gibi Katowice şehrine doğru yola çıkmak ve yakaladığımız en erken trenle Wroclaw şehrine ulaşmak. Hotelimizin ortak mutfağında kahvaltı yaptık ve öğlen için sandviç hazırladık. Hotel diyorum ama burada evimizde gibi hissettiğimi söylersem abartmış olmam. Karnımız doyduğuna ve eşyalarımızı hazırladığımıza göre artık yola çıkma zamanı geldi. Özel otoparkımızdan demir atlarımızı çıkarıyoruz.


7th Guest House Hotelimizden ayrılıyoruz.

Öncelikle bahsetmek istediğim bişey var. Tur rotasını hazırlarken ilk olarak görmek istediğimiz yerelerden nasıl geçebiliriz kısmını planlıyoruz. Sonra da görmek istediğimiz yerlerde veya çevresinde başka neler var onu araştırıyoruz. Genelde gittiğimiz yerler hakkında yola çıkmadan çok fazla yazı okuyor ve video izliyoruz. Fakat bizim için en güzel ve faydalı okumalar gezmeden hemen bir gün önce olanlar oluyor. Dün gece bugün ziyaret edeceğimiz Auschwitz-Birkenau toplama kampı hakkında yazılar okuduk ve bir kaç video izledik. Gerçekten bu alandan etkilenmemek mümkün değil. Fakat buralar hakkında çok fazla detaylı yazı yazmamaya karar verdik. Sadece birkaç fotoğraf hepsi bu…


Arbeit Macht Frei

Hotelimiz Auschwitz-I kampına çok yakın konumdaydı. Bu sebeple öncelikle Auschwitz-I ziyaret etmeye karar verdik. Dış bahçesinde bulunan otoparkta gösterilen yerlere bisikletlerimizi kilitliyoruz. Ziyaret için iki seçeceğiniz bulunuyor. Rehbersiz ziyaret isterseniz herhangi bir ücret ödemenize gerek yok. Eğer rehberler ile birlikte ziyaret etmek istiyorsanız gişede bunu belirterek İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca ve Lehçe olarak dil seçenekleri mevcut. Rehberli turların başlangıç saatleri var ve doluluk oranına göre değişiyor ve internetten de rezervasyon yapılabiliyor. İngilizcemiz çok iyi olmadığı için rehberli bir tur tercih edemedik. Ama rehberli bir tura katılmak isterdik.


Auschwitz-I


Auschwitz-I


Auschwitz-I


Auschwitz-I


Ölüm Duvarı


Auschwitz-I


Auschwitz-I


Auschwitz-I

Sonra kara bulutlar geldi ve yağmur başladı. Bizde yavaş yavaş ziyaretimizi sonlandırıp bisikletlerimizin başına gittik. Sabah hazırladığımız sandviçleri yiyip Auschwitz-II Birkenau için yola çıkıyoruz. Yağmur şiddetini iyice arttırıyor. Üzerimdeki yağmurluk özelliğini kaybettiğinden çok ıslandım. Birden hava sıcaklığı da düşünce üşümeye başladık. Auschwitz-II Birkenau girişinden iki tane poşet yağmurluk aldık. Auschwitz-II Birkenau neredeyse tamamı açık alandan oluşan bir yer. Yağmurla birlikte burayı da rehbersiz olarak ziyaret ettik.


Auschwitz-II Birkenau


Auschwitz-II Birkenau


Auschwitz-II Birkenau


Auschwitz-II Birkenau


Auschwitz-II Birkenau


Auschwitz-II Birkenau


Auschwitz-II Birkenau


Auschwitz-II Birkenau

Auschwitz-II Birkenau'dan öğlen 13.00 gibi Katowice şehrine doğru pedallamaya başlıyoruz. Oswiecim - Katowice arası yaklaşık 40km. Bir süre 44 numaralı yolu takip etmek zorunda kalıyoruz. Yol yoğun ve büyük araçlar geçiyor. Sonra o yoldan ayrılıp 934 numaralı yola bağlanıyoruz. Ayakkabılarımız ıslak fakat yolda kendi çapımızda çözümler buluyoruz.


Yoldaki çözümler

Sonra (link)uygulamasından rota çizdirdiğim rotayı takip ediyoruz. Okuduklarımıza göre Katowice bir sanayi şehiri. Şehir çok uzaktan başlıyor. Bir türlü şehrin içerisine giremiyoruz. (link)de bizi çıkmayan yola sokunca tahmin ettiğimiz treni kaçıracağız diye bizde bir panik durumu başlıyor. Öyle böyle derken saçma sapan bisiklet yollarından geçerek Katowice şehrine giriş yapıyoruz.


Katowice'ye giriş yaparken

Tahminimizden önce 17.08 kalkışlı trenimize yetişiyoruz. İyiki bu trene yetiştik yoksa bir sonraki sefer için tam üç saat beklememiz gerekiyordu. Katowice tren garı tam şehrin merkezinde bulunuyor. Katowice - Wroclaw arasına iki kişi ve iki bisiklet için 84 Zloty ödeme yapıyoruz. Bisiklet taşıma ücreti her bisiklet için 9.10 Zloty.


Katowice tren istasyonu

Sandviçlerin verdiği enerji bitti. Trene binmeden önce yiyecek bişeyler almamız gerekiyor. Hemen imdadımıza zincir hamburgercilerden biri koşuyor. Ben sırada beklerken Merve’de bisikletlerin başında bekliyor. Yiyiceklerimizi alıp Merve’ye doğru giderken Merve’nin yanına biri geliyor ve bişeyler söylemeye başlıyor. Klasik nereden geliyorsunuz nereye gidiyorsunuz sorularının ardından nereli olduğumuzu soruyor. İstanbul’da Polonezköy’de felan bulunduğu söyleyip bir kart uzatıyor. Bende kartı alıyorum ve sonra birbirimize iyi günler dileyip uzaklaşıyoruz. Peronun bulunduğu yere çıktığımızda karta bakıyorum ve o zaman bir misyonerle karşılaştığımızı fark ediyorum. Trenimiz geliyor en son vagona bisikletleri en uygun şekilde yerleştirdikten sonra iki saat yirmi dakika sürecek olan turumuzun ikinci tren yolculuğu başlıyor.


Katowice tren istasyonu

Çok rahat bir tren yolculuğuyla Wroclaw şehrine varıyoruz. Bu akşam (link)üzerinden irtibata geçtiğimiz Jerzy’de kalacağız. Fakat ona daha geç bir trenle geleceğimizi bildirmiştik. Yolda internette bulamayınca erken trenle geldiğimizi bildiremedik. İstasyonda da internet bulamayınca şehir merkezine doğru pedallamaya başlıyoruz. Şehir merkezine az bir yol kalmışken arkamızdaki Türk bayrağını gören Türk anne kız bizimle konuşuyor ve hemen kalacak yeriniz var mı sorusu geliyor. Sağolsunlar kalacak yerimizin olduğunu söyleyip vedalaşıyoruz. Keyfimiz yerinde. Şehir merkezini gören bir konumda kahve içip sakinliğin tadını çıkarıyoruz. Sonra ev sahibimiz Jerzy ile irtibata geçip eve doğru pedallıyoruz. Şehirde çok fazla bisikletli gördüğümüzü de unutmadan eklemek isterim.


Katowice-Wroclaw tren yolculuğu

Jerzy bizi sokakta karşılıyor ve birikte bisikletlerimizi eve çıkarıyoruz. Jerzy ve Agata’nın ilk warmshowers misafiri biziz. Hemen karnımızın aç olup olmadığını soruyorlar ve tok olduğumuzu söylesek de yiyecek bişeyler ikram etmek istiyorlar. Tanışma faslımız başlıyor. Jerzy yazılımcı eşi Agata ise diş doktoru. Eve ilk girdiğimizde 4 yaşındaki oğulları Janek ile tanışmaya çalışıyoruz ama bizden biraz utanıyor. Sonra bir çocukları olduğunu daha öğrendiğimizde çok şaşırıyoruz. Zosha isminde daha 3 aylık minik bir kız çocukları daha var. Genç ve çocuk sahibi bir çiftin evinde misafir olmak bizim için çok güzel bir deneyim. Çay hazırlıyorlar ve Agata’nın muhteşem kurabiyeleriyle birlikte güzel bir akşam geçiriyoruz. Onlara gerçekten kanımız çok ısınıyor. Bu akşam Janek’in odasını bize veriyorlar. Bakalım yarın bizi neler bekliyor.
Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.


Günlük yol bilgileri: Oswiecim-Katowice-Wroclaw 50 km
Not: Katowice - Wroclaw arası trenle seyahat edildi.

Uzun zamandır yazmayınca merak etmeye başlamıştım her şey yolunda mı diye. Yaza kadar, öbür tura başlayana kadar vaktimiz var tur yazısını bitirmek için diyorsunuz demek ki ? Bu arada bu yaz için planlar neler, biraz ipucu verin bizlere ?

auschwitz kampı ve diğerleri , insanlık tarihinin gördüğü en aşağılık uygulamaların sistematik bir bütünlük içinde gerçekleştirildiği toplama kamplarıydı. kampın kapısında yazan "arbeit macht frei"(çalışmak özgürleştirir) yazısından da anlaşılacağı üzere ; yaşlılar,çocuklar , sakatlar , çalışamayacak olanlar öncelikli olarak bütün kişisel eşyalarına el konularak (saçları ,altın dişleri, derileri yani sonradan naziler tarafından kullanılabilinecek her şey ) gaz odalarında katledilmişlerdir. çalışabilecek durumda olanları da ağır ve sancılı bir ölüm beklemekteydi.
neyse.. daha fazla yazmayayım kendimi tutamayabilirim.

not: harika turlar gerçekleştiriyorsunuz . ilgiyle takip ediyorum.

@Devenez ce que Yazılar o kadar uzun zamandır aklımda ki bilgisayarın başına oturup yazma fırsatım hiç olmuyor. Eğer sosyal medyadan da takip ediyorsanız paylaşımlarımız oldukça seyrek. Yazı, video ve fotoğraf derken bir günü oluşturmak epey zaman alıyor. Bekleyenler var biliyorum, en kısa sürede tamamını bitirmeyi planlıyorum. Çok şükür her şey yolunda sadece bu işler için biraz daha zaman yaratmalıyım. Bu yaz hatta şöyle diyeyim, ufukta bu yıl yurt dışı bisikletle bir tur gözükmüyor. İlk olarak yeterli iznimiz yok sonrasında ise bu yıl ki bütçemizde üzülerek söylüyorum ki yurt dışı bisiklet turuna yer yok. Sürpriz bir durum olmazsa tabi. Ama bu demek değildir ki bisikletle tur yapmayacağız. Yurt içinde en fazla bir hafta olacak şekilde bir kaç alternatif rota var. İnşallah kesinleşirse onları da paylaşacağım.

@ippon Sabah güler yüzle kalktığımızı fotoğraflardan da görmüşsünüzdür. Kampları ziyaret ettikten sonra gerçekten çok kötü olduk. Videoları hazırlarken girdiğimiz o alanların kokusu burnumdaydı. Gerçekten çok ağır bir yer.
Teşekkür ederiz. En kısa zamanda geriye kalan 10 günü de paylaşacağız. İyi günler.

10. Gün Wroclaw (05.09.2018)

Güzel bir uykunun sonrasında sabah sekiz gibi Jerzy ve Agata’nın evinde uyandık. Jerzy sabah erkenden işe gittiği için sadece Agata ile birlikte kahvaltı yapacağız. Daha sabahtan neşemiz ve keyfimiz yerinde. İçeriğinde çok fazla tatlı olmayan güzel bir kahvaltıyla güne başlıyoruz. Agata kahvaltıda şehrin gezilip görülecek yerlerini ve nasıl gideceğimizi tarif ediyor. Kahvaltının üzerine Merve yanımızda taşıdığımız Türk kahvesinden hazırlıyor. Agata gerçekten Türk kahvesini çok sevdi. Kahvelerde içildiğine göre Wroclaw keşfine hazırız. Çıkarken evin anahtarını da bize veriyor. 4 numaralı tramvayla şehir merkezine kolayca ulaşıyoruz.


Agata ve Zosha ile birlikte kahvaltı sonrası Türk kahvesi keyfi

İlk olarak dün akşamda geldiğimiz Wroclaw meydanına gidiyoruz. Polonya'da şehir meydanlarına Rynek deniliyor. Yayalaştırılmış büyük bir alan. Dikdörtgen şekinde etrafında dönebiliyorsunuz. Hemen hemen tüm binalar farklı renklere boyanmış buda ayrı bir güzellik katıyor. Bu alanda bol bol fotoğraf ve video çekip hatıra topluyoruz.


Wroclaw şehir meydanı


Wroclaw şehir meydanı


Wroclaw şehir meydanı

Wroclaw şehir meydanından sonra daha görülecek yerler var. Odra Nehri üzerinde oluşmuş küçük bir adaya doğru ilerliyoruz. Wroclaw Üniversitenin önünden geçiyoruz. Adaya gelmeden hemen önce nehir üzerinde tur yapabileceğimiz teknelerin de küçük bir limanı var. Ayrıca bu adada kilise ve rahibe okulu bulunuyor.


Wroclaw


Wroclaw ada girişindeki köprü


Wroclaw kilise girişi


Odra Nehri


Odra Nehri ve Merve

Bir şehri keşfetmenin en güzel yolu sokaklarında kaybolarak yürümek. Adadan ayrılıp farklı bir köprüden karışı kıyıya geçiyoruz.
İçerisinden nehir geçen şehirleri çok seviyoruz. Çünkü doğduğumuz ve büyüdüğümüz şehirde de nehir var ve Edirne'yi güzelleştiriyor.


Odra Nehri


Odra Nehri

Nehir kıyısında yürüyerek bu kez farklı bir yoldan şehir merkezine doğru gitmeye karar veriyoruz. Yolumuzun üzerinde sabit kurulmuş, kapalı bir pazar yeri gibi bir alan dikkatimizi çekiyor ve içeri giriyoruz. Bu alanın ismi Hala Targowa.


Wroclaw Hala Targowa


Wroclaw Hala Targowa

İçeride yok yok, manav, lokanta, şarküteri, kahve, kıyafet, hediyelik ne ararsan var. Aklımızda Jerzy ve Agata için bir cezve almak ve kahvemizi onlara bırakmak var. Sanırım tam aradığımız yeri bulduk. İçeride bir tur attıktan sonra cezve buluyoruz ama satılık değil. Tam üst kata doğru çıkacakken Türk bayrağı görüyorum. Her ne kadar da yurtdışında Türk esnaflarla güzel anılarımız olmasa da yine de gitmeye karar veriyoruz. İşletmenin sahibi çok neşeli bir aile. Turecki Market isimli yeri Fikret amca, Fatoş teyze ve kızı Dilara ile birlikte işletiyorlar. Türk ürünleri satıyorlar. Dükkanda konuşurken yanlarında arkadaşları Ayhan abi de var. Şehrin gezilecek yerleri ve Polonya hakkında biraz konuştuktan sonra ev sahiplerimiz için hediye cezve ve kahve alıyoruz. Karnımız acıkmıştı Fikret amca bize yemek sipariş etme konusundada yardımcı oluyor. Polonya’da esnaf lokantasında yemek sipariş etti ve sonra vedalaşıyoruz.



Wroclaw Hala Targowa


Wroclaw Turecki Market

Yemekten sonra tekrar şehir meydanına doğru gitmeye karar veriyoruz. Meydana giderken gün boyunca sokaklarda gördüğümüz cüce heykellerden birkaç tane daha görüyoruz. Wroclaw'da sayıları 1200'ü bulan cüceler şehrin adeta sembolü olmuş.


Wroclaw cüceler

Öğrendiklerimize göre Çekya’da döviz değiştirmek tehlikeli bir durum. İnternette bununla ilgili yazı okumuştuk, Dilara da bizi uyarınca Çekya’da döviz değiştirirken dolandırılmak veya paramızı çok düşük kurdan değiştirmek istemediğimiz için Polonyadayken değiştirmeye karar verdik.


Wroclaw şehir meydanı


Wroclaw şehir meydanı

Bu işimizi de hallettiğimize göre şimdi Merve için dondurma zamanı. Sonra meydanda bir tur daha atıp eve doğru yola çıkıyoruz.
Eve vardığımızda sadece Jerzy ve çocuklar evdeydi. Jerzy bize lezzetli bir akşam yemeği hazırladı. Bizde elimizden ona geldiğince yardımcı olduk. Sonra Agata’da geldi. Akşam yemeği menümüz köfte, patates püresi ve elma salatası. Birlikte şarap içtik, bize yaptıkları Tacikistan ve Kırgızistan turlarında yaşadıklarını anlattılar. Biz de bizim yaptığımız bisiklet turlarımızdan bahsettik. Bize "Atatürk kimdir? “Diye sordular. Dilimizin döndüğünce en iyi şekilde Atatürk’ü anlatmaya çalıştık. Yarın sabah Janek bize oyuncak verecek ve o oyuncağını İstanbula götüreceğiz.


Jerzy ve Agata

İki çocukla hayat kolay değil ama üstesinden geliyorlar, başarıyorlar. Olay kafada bitiyor. Çok güzel bir akşam geçirdik. Yarın için bize ev yapımı çilek reçeli ve erik reçeli verdiler. Buradan kendilerine tekrar çok teşekkürler.

Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.

Bugün yürüyerek gezdiğimiz için günlük yol bilgisi paylaşamıyoruz.

@Barış Çavuş
Aynen, ben de öyle, demek ki farkında olmadan çocukluk günlerimize dönüyoruz belki de Bisikletleri bırakıp şehri gezmeniz iyi gelmiş görünüyor. Devamını bekliyoruz

11. Gün Wroclaw – Legnickie Pole (06.09.2018)

Bugün Wroclaw’dan ayrılacağız. Sabah 06.30 gibi gözlerimizi açıyoruz, toparlanma zamanı. Eşyalarımız hazır, hep birlikte kahvaltı yapıyoruz. Güzel bir kahvaltının sonrasından evden çıkarken Janek bize zorda olsa kendisinin seçtiği küçük bir oyuncağı veriyor. İnşallah oyuncağın başına bir şey gelmeden İstanbul'a götürüp fotoğraf çekeceğiz. Ayrılıklar hüzünlü oluyor. Sanki uzun zamandır birlikte olduğun dostundan ayrılıyormuşsun gibi. Ama dünya küçük elbet bir yerlerde sevgili dostlarımızla yolumuz tekrar kesişecek. Bugün planımız Legnickie Pole yakınlarında bulunan kamp alanına ulaşmak.


Wroclaw

İki günün ardından yine yollardayız. Önce şehir merkezine bisikletlerimizle son kez gitmeye karar veriyoruz. Tam şehir meydanına girmeden önce bir merhaba dedi fakat biz yanından geçmiş olduk. Sonra döndük ve konuşmaya başlıyoruz. Bize epey düzgün bir Türkçe ile “merhaba benim adım Emil” diyor ve ayaküstü biraz konuşuyoruz. Bayrakların olumlu etkisini tur boyunca sürekli görüyoruz. Bu tanışmada bu anlardan biriydi. Sonra şehir meydanında yüklü bisikletlerimizle birlikte birkaç fotoğraf çekildikten sonra tekrar yola çıkıyoruz.


Wroclaw meydan


Wroclaw meydan


Wroclaw meydan

Şehir merkezinden yolumuza doğru kolayca yola çıkmaya başarıyoruz. Normalde bisikletleyken başaramadığımız bir durum Şehir çıkışında havalimanına yakın bir alanda Lidl Marketten öğlen yemeği için yanımıza bir şeyler alıyoruz. Tabikide fırın bölümünden Merve'nin en sevdiği şey olan Alman pastası da almadan geçmiyoruz. Havalimanının yanından geçerek yolumuza bir süre bisiklet yolundan devam ediyoruz.


Wroclaw – Legnickie Pole arası yollar


Wroclaw – Legnickie Pole arası yollar


Wroclaw – Legnickie Pole arası yollar

Bugün sürekli çok küçük yerleşim yerlerinden geçiyoruz. Yol kalitesi de pek iyi sayılmaz. Bu taraflar neden bilmiyorum ama evler ve çevresi çok bakımlı değildi. Bakkal var ama çok küçük ve yetersiz. Bu turumuz boyunca en durgun ve yoldayken çok keyif almadığımız gün bugündü.


Wroclaw – Legnickie Pole arası yollar


Wroclaw – Legnickie Pole arası yollar


Wroclaw – Legnickie Pole arası yollar

Yolun bir yerinde bulduğumuz gölgede kısa bir mola veriyoruz. Hava çok sıcak ve az sayıda bulunan gölgede dinlenmek çok iyi geliyor.


Wroclaw – Legnickie Pole arası yollar


Bulutlar ve Merve


Yollar ve Barış


Yollar ve Merve

Legnickie Pole isimli kasabada bulunan kamp alanına tahminimizden erken varıyoruz. Eğer 10 km daha uzakta bir kamp alanı olsaydı oraya gitmeyi düşünmüştük ama maalesef tek seçeceğimiz burası.


Legnickie Pole Camping

Kamp alanına giriyoruz, resepsiyon kapalı ve bizden başka kamp kuran kimse yok. Merve böyle yerlerde biraz tedirgin oluyor. Nihayet kamp alanı biz çadırımız kurup yerleştikten sonra ilk olarak iki motorcu sonrasında karavan derken biraz daha kalabalık olmaya başlıyor. Kamp yerine erken gelmek ve biraz keyif yapmak gerçekten güzel oluyor. Sonunda resepsiyondaki görevli de geliyor ve iki kişi, bir çadır ve bir gece için 32 Zloty ödeme yapıyoruz.


Legnickie Pole Camping


Legnickie Pole Camping

Videolarımızdaki “Bugünün özetini bizden dinleyin” kısmını hazırlamadan önce bir hatıra pozu verdik.


Bugünün özetini bizden dinleyin

Akşam yemeğimizde makarna ve çorba var. Hava kararmadan yemeğimizi yiyiyoruz. Artık dinlenme zamanı. Ben erkenden uyuyorum.


Miss gibi çorba

Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.


Günlük yol bilgileri: Wroclaw – Legnickie Pole 69 KM

12. Gün Legnickie Pole – Luban (07.09.2018)

Sabah yine 06.30’da uyanıyoruz. Artık tur rutinine çok alıştık. Bir saat gibi rahat toparlanma süresinin sonunda yola çıkıyoruz. Bugünkü hedefimiz Almanya sınırına mümkün olan en yakın konumda konaklamak. Bu plana göre Luban şehri çok uygun görünüyor. Bakalım yol bize neler gösterecek.


Legnickie Pole Camping

Sabah Legnickie Pole köyünde bulunan kamp alanından ayrılıp 11 km sürüşümüzün ardından Legnica isimli şehre varıyoruz. Rotamızı kahvaltılık bişeyler almak için en yakın Lidl markete doğru çeviriyoruz. Aç ayı oynamaz öyle değil mi? Alışverişimizin ardından önündeki otobüs durağında meraklı bakışlarla birlikte güzelce karnımızı doyuruyoruz. Bu sırada bir teyze bize Lehçe bişeyler diyor fakat dediklerinden bişey anlamıyoruz. Hemen sonrasında her zaman ki gibi bir evsiz yine bize sarıyor.


Polonya’da bisiklet turu

Kahvaltımızın hemen sonrasında saat 9 civarında buradan yola çıkıyoruz. Yolumuz zaman zaman iyi olsa da genelde iyi sayılmayacak kadar kötüydü. Üzerine de rüzgarın tam karşıdan gelmesi ilerlememizi daha da zorlaştırıyor.


Yollar bazen böyle


Bazen de böyle


Bisiklet mutluluktur
Polonya’ya gelmeden önce tahminimiz şöyleydi. Polonya’nın Ukrayna tarafına yakın olan kısımda olan şehirler ve yerleşim yerleri biraz daha kötü olabilir ancak Almanya tarafına yaklaştıkça daha güzelleşir. Fakat tahminlerimize tamamen yanıldığımızı dün ve bugün daha çok anlıyoruz. Kısa sürede olsa yağmura yakalanıyoruz.


Luban şehrine doğru giderken


Polonya’da bisiklet turu
Yine (link) ye çizdirdiğimiz rotadan ilerlerken harita üzerinde bizi aynı yola çıkaran daha kısa bir yol görüyorum ve oraya doğru yöneliyoruz. Merve ile birlikte eğimi az olan bir rampa çıkmaya başlıyoruz ve arkamızdan gelen bir araba ileride yolun ortasında duruyor. İlk aklıma gelen şey “(link) bizi bu yola sokmadı çünkü bu yol kapalı, hadi bakalım şimdi geldiğin yolu geri dön.” Ama böyle olmuyor. Arabadan Wroclaw’da Fikret amca, Fatoş teyze ve Dilara’nın dükkanında karşılaştığımız Ayhan abi iniyor. Bisikletleri görünce dikkatini çekmiş, bide Türk bayrağı olunca durmuş. Az ileride bir Sultan Kebap isimli dükkanda çalışıyor. Patronuyla birlikte bizi çay içmeye davet ediyor. Dünya ne kadar da küçük. Bu yola sapmasaydık muhtemelen bir daha karşılaşamayacaktık. Zlotoryja güzel ve bakımlı bir şehir. Kısa süre sonra dükkana varıyoruz ve çay eşliğinde yaklaşık yarım saat mola veriyoruz.


Polonya’da bisiklet turu
Zlotoryja şehrinden çıktıktan sonra 364 numaralı yolu takip ediyoruz. Rahat bir yoldan bir süre ilerliyoruz. Yolumuz çok yoğun değil. İki tane balık çiftliğinin yanından geçtikten sonra üçüncüsünde güzel bir yeşilliği gözümüze kestirip orada mola veriyoruz. Bugün tam karşıdan gelen rüzgar bizi çok hırpaladı. Ama yolculuğa her şey dahil.


Polonya’da balık çiftliklerinin yanında mola verdik

Tüm gün rüzgar yedik ama mutluyuz

Nihayet 17.30 gibi Luban şehrine giriş yapıyoruz. Luban için (link) üzerinden baktığımızda merkezde sadece 3 tane hotel bulunuyor. Ancak fiyatlar bir gece ve iki kişi için 180 Zloty’e kadar çıkıyor. (link) dan almak yerine en yakında bulduğumuz hotelle pazarlık yapmaya karar veriyoruz. Ne desem de maalesef 150 Zloty’den aşağıya düşmüyorlar. Son bir çare var. Luban şehrinin 5 km dışında ve yarınki rotamız üzerinde bir hotel daha var. Çok yorulduk ama orası 120 Zloty gözüküyor ve yolumuz üzerinde.


Polonya’da bisiklet turu

Tekrar bisikletlerimize binip yola çıkıyoruz. Çok acıktık, hotele en yakın gördüğümüz küçük marketten akşam yemeği için bişeyler alıyoruz. Bugün anladık ki küçük marketler çok pahalı. Aldığımız pek fazla bişey yok ama çok fazla para verdik. Neyse ilerliyoruz fakat hiç bir hotel tabelası felan göremiyoruz. Haritaya göre hoteli çok az geçtiğimizde bir grup yaşlı amcaya hotel diye sorduğumda kırmızı binayı gösteriyorlar. Kırmızı binaya gidiyoruz fakat hiçte hotel gibi durmuyor. Neyse seslenmelerimizin ardından biri geliyor. Binanın hotel olduğunu daha yeni açıldıklarını hotel tabelasını henüz asmadıklarını söylüyor. İki kişi bir gece için 100 Zloty’e anlaşıyoruz. Bisikletlerimizi güvenli bir garaja koyup kilitliyoruz. Hotel sahibi de hotelin hemen bitiştiğinde yaşıyor. Odamıza yerleşiyoruz.


Polonya’da bisiklet yolculuğu

Hotelimizin bulunduğu yerden Almanya’ya tam 20 km var. Yarın Almanya’da olacağız.

Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.


Günlük yol bilgileri: Legnickie Pole – Luban 93 KM

13. Gün Luban - Bautzen (08.09.2018)

Luban’daki hotelimizde sabah 06.30 gibi uyanıyoruz. Çantalarımızı hazırladıktan sonra bisikletlerimizi hotel sahibinin garajından çıkarıyoruz. Bugün hedefimiz Almanya’nın Bautzen şehrinde bulunan kamp alanına varmak. Yola çıkmadan önce hotelin çok yakınında bulunan süpermarketten bizi kahvaltıya kadar tutması için muz alıyoruz. Önümüzde sınıra kadar 20 kilometre var. Planımız Almanya’ya geçtikten sonra kahvaltı yapmak.


Polonya'da son gün


Polonya'da son gün

Sabah sakinliğinde gerçekten harika bir yoldan ilerliyoruz. Bazen güneşli bazen de bulutlu olan değişken bir havada ağaçların arasında pedallıyoruz. Polonya bizi uğurluyor. Rüzgar yine hafif hafif önden gelmeye devam ediyor.


Kim demişti hava çok güzel ve güneşli diye?

Polonya'da son saatlerimizde çok güzel yollarda sürmeye devam ediyoruz. Yolda bol bol fotoğraf çekilip eğleniyoruz.


Zgorzelec'e doğru keyifli yollar


Yeşillikler içinde huzur bulduğumuz yol

Polonya’nın Almanya sınırındaki son şehri Zgorzelec’e saat dokuzu biraz geçerken giriş yapıyoruz. Hemen uygulamadan Lidl Marketi işaretliyoruz. Gösterdiği yoldan ilerleyen herhangi bir uyarı tabelası olamamasına rağmen yola çalışma var. Biz de rampadan aşağıya iniyoruz. Çalışan görevli gözümüzün içine baksa da bize yolun kapalı olduğunu söylemiyor ya da kapalı olduğuna dair bir işarette bulunmuyor. Bazen ülkemizin her şeyi merak eden ve her şeyi soran/söyleyen insanlarını özlüyoruz. İndiğimiz o güzel rampayı bir güzel bunları dile getire getire çıkıyoruz. Rampadan hemen sonra yolun sol tarafında gördüğüm bisikletçiye uğruyorum. Tura başladığımdan beri ayaklığımın vidaları sürekli gevişiyor. Paslanmış vidaları değiştiriyorlar ve üzerine hiç bir ücret istemiyorlar.


Bu yolda mutlu olmamak mümkün değil

Lidl Markete doğru başka bir yoldan ilerliyoruz. Lidl Markete vardığımızda bisikletlerimizi dışarıda kilitleyip içeri giriyoruz. Birçok kişi markete bisikletiyle geliyor. Tur planımıza göre yaklaşık 2-3 gün Almanya’da kalacağız. Maalesef döviz kurundan en az şekilde etkilenmek için 2-3 günlük tüm yiyecek alışverişimizi Polonya’dan ayılmadan yapıyoruz. Alışverişimiz 87 Zloty tutuyor. Böylece bu turumuz boyunca yaptığımız en yüksek tutarlı market alışverişimiz oluyor.


Polonya'da bisiklet turu

Alışverişi de tamamladığımıza göre yola çıkma zamanı. Hemen yola çıkmadan önce dayanamayıp kruvasan ve Alman pastalarını midemize indirmeyi ihmal etmiyoruz. Polonya ve Almanya arasında sınır olarak Lusatian Nehri var ve üzerinde bir köprü bulunuyor. Bu köprüyü geçmeden önce son duygularımızı ifade eden videomuzu çekip köprüden geçerek Polonya’dan ayrılıyoruz. Güle güle Polonya, merhaba Almanya.


Polonya'da bisiklet turu

Polonya’nın Zgorzelec şehrinden ayrıldıktan sonra Almanya’nın Görlitz şehrine giriş yapıyoruz. Hemen nehir kenarına çıkmanın bir yolunu bulup kahvaltımız için uygun yer aramaya başlıyoruz. Tabiki de nehir kenarında yürüyüş, koşu ve bisiklet için ayrılmış güzel bir yol bulunuyor.


Görlitz bisiklet yolu


Görlitz bisiklet yolu

Aldığımız malzemelerle Merve güzel ve büyük bir kahvaltı hazırlıyor bende Almanya bayraklarını bisikletlerimize takıyorum. Bizim deyimimizle oburix kahvaltısı hazır olunca güzelce kahvaltımızı yapıyoruz. Üzerine de mis gibi bir Türk kahvesi ohhh daha ne olsun!


Görlitz'de kahvaltı


Görlitz'de kahvaltı


Miss gibi Türk kahvesi

Saat 12 gibi tekrardan yola çıkıyoruz ve nehir kenarında bulunan bisiklet yolunu takip ediyoruz. Yol o kadar güzel ki nasıl tarif etsek bilemiyoruz.


Görlitz'de bisiklet yolu


Görlitz'de bisiklet yolu


Saçlarına kalp yaprakları düşmüş ??

Yaklaşık 5 km sonra vardığımız kasabada hasat festivali var. Eski traktörler, kamyonlar, arabalar ve motorsikletlerle çok güzel bir geçit yapıp festival alanına gidiyorlar. Durup onları izliyoruz. Eski dediğimiz araçların hepsi pırıl pırıl ve çok bakımlı. Herkesin aracına uygun bir kıyafeti var.


Hasat festivalinden


Hasat festivalinden

İnişli çıkışlı ve bol rüzgarlı yoldan Bautzen şehrine doğru devam ediyoruz. Gittiğimiz yönde rüzgar türbinleri var. İlerledikçe iniş çıkışlar azalıyor fakat tam tersine rüzgar artıyor. Yaklaşık 20 km kadar böyle bir yoldan devam ediyoruz. Sonunda rüzgar türbinlerinin çok yakınlarına geliyoruz ve orada rüzgarın şiddetini bir kez fark ediyoruz.


Ahhh rüzgar türbinleri


O kadar rüzgardan sonra Merve'nin son durumu?

Rüzgar türbinlerini geride bıraktıktan sonra Almanya yollarının kalitesini kendini belli etmeye başlıyor. Rüzgar azalır azalmaz bisikletlerimiz yolda daha hızlı akıyor. Bir köyden geçerken “Selamın aleyküm” diye biri sesleniyor. Yavaşlayıp yanına gidiyoruz. Giresunlu olduğunu öğrendiğimiz Türk biriyle karşılaşıyoruz. Önce Dresden’e bisikletle gitmemize sonra da Ukrayna’dan bu yana bisikletle gelmemizde çoook şaşırıyor. 40 yıldır Almanya’da olduğunu söylüyor. Biz de onun 40 yıldır Almanya’da olup bu duruma bu kadar şaşırmasına şaşırıyoruz. Vedalaşıp yolumuza devam ediyoruz.


Bautzen yolları


Bautzen bisiklet yolu

Yollar güzel olunca ve rüzgar azalınca kolayca Bautzen’e varıyoruz. Her zamanki gibi ilk önce şehir meydanına gidiyoruz. Ücretsiz internet arıyoruz fakat maalesef internet yok. Bautzen’e yaklaşık 4-5 km uzaklıkta bir kamp alanı bulunuyor. Onun yerine yolumuz üzerinde kamp alanı olup olmadığını kontrol etmek istiyorduk fakat internet olmadığı için bakamadık.


Bautzen'e doğru

Sonra Bautzen’de bulunan Natur-und Abenteuer Camping ismli 4-5 km uzaklıktaki kamp alanına doğru yola çıkmaya karar veriyoruz. Kamp alanına bir gece iki kişi ve bir çadır için 16€ ödeme yapıyoruz. Tuvalet ve banyolar için de 10€ depozito alıp bir anahtar veriyorlar. Çadırımızı kurup internete girmek için resepsiyonun olduğu yere gidiyoruz. Fakat internet inanılmaz kötü. Yarın Dresden’e doğru süreceğiz.

Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.


İyi seyirler

Günlük yol bilgileri Luban-Bautzen 79 km