Scudo Sports

Türkiye'de pedallayan yabancıların görüşleri

burki

Üye
Kayıt
3 Mayıs 2014
Mesaj
97
Tepki
66
Şehir
istanbul
Bisiklet
Claud Butler
"I have just come back from a weekend in Istanbul. A wonderful city but 30 years behind Europe in terms of urban cycling. In reality, cars always have priority over pedestrians and cyclists - regardless of any traffic lights or pedestrian crossings. I went on a very enjoyable (although occasionally scary) bike tour with a group of hardy Dutch tourists. They explained that the key to survival is to make yourself big, point at the driver, then show the palm of your hand while shouting stop or something similar. It worked every time - although the drivers looked astonished. The few Turkish cyclists I saw seemed rather tense - like rabbits during hunting season.

Bir haftalık istanbul turundan yeni döndüm, Istanbul harika bir şehir fakat bisiklet kullanımı açısından Avrupanın yaklaşık 30 yıl gerisindeler.Aslına bakarsak Arabalar her zaman yaya ve bisikletçilerden daha yüksek önceliğe sahip.Trafik ışığı ne renk yanarsa yansın yayalar daima yola atlıyor-karşıya geçiyor.Kondisyonlu Alman turistler ile birlikte çok eğlenceli bir tur yaptık fakat ara sırada korkmadım değil.Hayatta kalmanın anahtarı olarak kendini büyük göstermek, sürücülere işaret yapmak sonra da el kol hareketleri ile bağırmak ya da bu tarz şeyler yapmamız gerekiyor,her seferinde işe yaradı.Az da olsa gördüğüm Türk bisikletçiler oldukça stresli görünüyorlardı- av sezonundaki tavşanlar gibi

kaynak: (link)
 
Scudo
It's normal dude. We're talking about Turkey!
 
  • Beğen
Tepkiler: Berke ve vito16
Yokmu Türkçe çeviri yapacak ?
 
Bir haftalık istanbul turundan yeni döndüm, Istanbul harika bir şehir fakat bisiklet kullanımı açısından Avrupanın yaklaşık 30 yıl gerisindeler.Aslına bakarsak Arabalar her zaman yaya ve bisikletçilerden daha yüksek önceliğe sahip.Trafik ışığı ne renk yanarsa yansın yayalar daima yola atlıyor-karşıya geçiyor.Kondisyonlu Alman turistler ile birlikte çok eğlenceli bir tur yaptık fakat ara sırada korkmadım değil.Hayatta kalmanın anahtarı olarak kendini büyük göstermek, sürücülere işaret yapmak sonra da el kol hareketleri ile bağırmak ya da bu tarz şeyler yapmamız gerekiyor,her seferinde işe yaradı.Az da olsa gördüğüm Türk bisikletçiler oldukça stresli görünüyorlardı- av sezonundaki tavşanlar gibi

Çeviriyi üstteki mesajda yaptım fakat üstteki ingilizce yazıyı silmeyi unuttum,mesajı düzenleme butonu da görünmüyor o yüzden düzeltemedim,Kusura bakmayın.Yanlış olduğunu düşünmüyorum ama hatalı cümleler varsa da kusura bakmayın:)

Düzeltme: üst üste 2 mesaj atınca birleştirip tek mesaja dönüştürdü, forumun özelliklerini yeni yeni keşfediyorum :D
 
Herif bizi av sezonundaki tavşanlara benzetmiş. Yalan yok. Bisiklet mi sürüyoruz arabalarımı kolluyoruz sürekli belli değil
 
@E.E ben 10 senelik motosiklet sürücüsüyüm, 100 km ile giderken dahi durum aynı. av sezonunda ki tavşan gibi hissediyorum kendimi
 
Dışardan bakan birinin objektif yorumu. "Av sezonundaki tavşanlar gibi" tanımlaması cuk oturmuş. Şehir içi veya dışı yollarımız daima motorlu araçların tehditi altında, adeta bir terör ortamında bisikletten keyif almaya çabalıyoruz. Adam durumu çok iyi analiz etmiş.
 
"av sezonundaki tavşanlar" sevdim bu benzetmeyi o_O
 
Bir kaç çeviri hatası var ama genel olarak bunu demek istemiş, eline sağlık, tavşan gibi yaşıyoruz doğrudur da inşallah sonumuz da onlar gibi olmaz :) Bu arada Dutch=Hollandalı :harika:
 
Adam doğru söylemiş.
 
Bu husus sadece bisikletliler için geçerli değil. Bu arkadaş Türkiye'ye arabayla tur yapmaya veya yaya tur yapmaya gelseydi de benzer yazıyı yazabilirdi diye düşünüyorum. Yerlerdeki boş su şişeleri, içecek kutuları, ambalajlar veya taşlar apayrı bir tehdit konusu zaten...

Arkadaş yüzlerce bin liralık BMW'ye biniyor. Sakalları o kadar güzel traş edilmiş ki belli iyi bir kuaförden çıkmış. Kırmızıda yan yana duruyoruz. Arkadaş ön aynadan çehresine bakıyor. Arabasının göğüs bölümünden aldığı kolonyalı mendille bit güzel sakallarını siliyor, temizliyor, sonra hoop camdan dışarı atıyor. Sonra bir diğer mendille yine aynı şey...

Hijyenik Ayı desek, vallahi ayılar doğayı daha çok koruyorlardır. Cahilliğin parayla ilgisi yok. Maalesef cahillik bedava diye rağbet görüyor ülkemizde!
 
İyi ki dayak yememişler, öyle herkese bağırıp el kol hareketi yapılmaz İstanbul'da:D
 
" kendini büyük göstermek"...bu vahşi hayvanlarla karşılaşıldığında -mesela bir ayı- yapılması gerekenlerdendi...Avrupalı dostumuz dolaylı olarak İstanbul trafiğinin ve genel olarak şehrin ormandan, sürücülerin de hayvandan farksız olmadığını söylüyor ki adamın haksız olduğunu iddia edebilmek için süzme salak olmak gerekir.
 
@burak ilhan

aferin bak, abi hemen çözmüş olayı. kesinlikle doğru tespit. bir de bu tavrın üzerine kask tayt eldiven forma dörtlüsü eklenince, daha da baskın oluyorsun.

Gladyatör gibi geziyoruz yollarda. bir de duruşunla öyle bir izlenim vermen gerekiyor ki, adamın gözünde şöyle bir imaj oluşması lazım "lan biz buna yamuk bi hareket yaparsak bu bizi arabadan indirip duman eder"
 
Ilk mesajdaki turisti tebrik ederim. Zira bizim ülkemizi ciddi anlamda tanımış.

Istanbul trafiginde bisiklet süren arkadaşlara gerçekten sabır diliyorum; Allah yardımcınız olsun. Neden mi? Zira bugün 2. Günüm bisiklette ve 2 akşamdır sadece site içinde sürüş yapıyorum. 550 m'lik bir yol var, onun etrafını turluyorum.

Bu akşam bir tane Bmw X6 selektör yapıp üstüme kırdı site içinde ve benim kafa attı resmen. O adres sormak için öyle yapmış, ben de bisikletten indim camına koşup napiyorsun sen, niye ustume suruyorsun diye bağırdım. Genç bir çocuk var direksiyonda, sakin ol abi, blok soracaktım, senin bisikletin frenleri tutmaz diye öyle yaptım demesin mi? Iyice tepem attı, ne tutmayacak lan diye bağırdım yine. Özür diledi sonra, sorduğu bloğu da gösterdim.

Adam şaka gibi resmen. Frenlerim tutmazsa diye üstüme sürmüşmüş.

Bu yüzden trafiğe çıkmamayı düşünüyordum, korktuğum da site içinde başıma geldi.

Gerçekten yollarda olan arkadaşları Rabb'im korusun bu tiplerden.
 
Bir İstanbul macerası...:)

Bundan sonra kesin her yıl gelirler...
 
kaldırımlar kaldırım değil, yol kenarları şişe cam kırıkları ile dolu, insanlar bisiklet yolunda bile rahat vermiyor, trafik desen hiç sorma..geriye ne kaldı ? cehalet desen, ee okumuşu da aynı..
 
Geri