Scudo Sports

Türkiye Bisiklet Ulaşımında Sınıfta Kaldı

Bisikletli Gezgin

Forum Bağımlısı
Kayıt
4 Mart 2011
Mesaj
3.874
Tepki
4.603
Şehir
Altındağ, Ankara
İsim
Mustafa
Bisiklet
Sedona
Türkiye Bisiklet Ulaşımında Sınıfta Kaldı



http://www.haberler.com/haber-resimleri/785/turkiye-bisiklet-ulasiminda-sinifta-kaldi-3531785_o.jpg


Fosil Kentlerden Düşük Karbon Ulaşım ve Sürdürülebilir Kentlere Doğru konulu seminere konuşmacı olarak katılan Batı İngiltere Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Graham Parkhurst, "Türkiye'de çok bisiklet kullanan çok az insan gördüm" dedi.

Marmara Belediyeler Birliği'nin eğitim seminerleri kapsamında düzenlediği "Fosil Kentlerden Düşük Karbon Ulaşım ve Sürdürülebilir Kentlere Doğru" başlıklı seminerde ülkelerin trafikte çevre bilinci ve küresel boyutlarda çevre sorunları uzmanlar tarafından tartışıldı.

Marmara Belediyeler Birliği Çevre Yönetimi Merkezi Direktörü Aynur Acar, "Bizim ulaşımda en büyük sorunlarımızdan biri, hele ki İstanbul gibi bir yerde en büyük sorunlarımızdan biri, ben otobüs duraklarında hissediyorum. Otobüs duraklarında otobüsler sürekli durur vaziyette iken bile çalışıyor. Onların saldığı gazı düşünün. Onları biz burada soluyoruz. Durakta bekleyen insanlar soluyor. Doğal olarak havaya katıyoruz" diye konuştu.

Carbon Clear Türkiye Direktörü Kumru Adanalı, "İklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma gibi konular çok fazla gündeme gelmeye başladı. Biz çevrecilerin korkusu iklim değişikliği ile mücadele. Özellikle gelişmiş ülkelerden başlayarak çok çeşitli çalışmalar var. Çok fazla paydaş var. Geçen sene çalışmalarımızın sonucunda toplantılar düzenleyerek görüş alışverişini, acaba Türkiye için önemli konular nelerdir? Nereden başlanmalı? Onların çalışmasını yaptık. Orada ulaştırma sektörünün, iklim değişikliği konusunda sinyal veren bir sektör olduğunu gördük. Tabi sanayiden, enerji üretiminden kaynaklı karbon emilsiyonlar kaynaklanıyor. Hızlı gelişen bir ülkeyiz. Bu yüzden ulaştırma sektörü ciddi sinyaller veriyor. Burada bir çalışmanın yapılması gerekiyor" dedi.

Batı İngiltere Üniversitesi Çevre ve Teknoloji Fakültesi, Planlama ve Mimarlık Bölümü, Ulaştırma ve Toplum Merkezi Direktörü Prof. Graham Parkhurst, "Doğal bir iklim değişikliği var. Ancak insanların davranışlarından doğan bir iklim değişikliği de var. Biz ne kadar hızlı hareket edersek, işimiz o kadar kolay olacak. Tabi politikacılar ve vatandaşlar teknolojinin daha da ilerleyip, sorunun çözülebileceğine inanıyor. Ben teknolojiye güvenmiyorum" dedi.

Parkhurst, "Yürüme ve bisiklet ulaşım açısından fazla ciddiye alınmıyor. Türkiye'de bisiklet kullanan çok az insan gördüm. Avrupa'nın en zengin ülkelerinde bisiklet kullananların sayısı çok fazla. Yeni zenginleşen ülkelerin aynı hataları yapmaması için çabalamak lazım" diye konuştu.

12 Nisan 2012
 
Scudo
Paylaşım için teşekkürler. Zaten görünen köy kılavuz istemez misali!!!!::))))

Karamsar yorum; Ankara'daki su kesintisi yüzünden
"İzin alın, gidin bu şehirden"
ya da
"Banyo yaparken ayaklarınıza kova koyun"
diyen bir başkent belediye başkanı olan bu üülkede bisiklet için daha çok bekleriz!!!!

İyimser yorum;Ankara'da 2,5 senedir işe gidip gelirken bisiklet-yürüyüş kullanıyorum; tahmin etmediğim sayıda ve özellikte insan herşeye rağmen bisiklet ve yürüyüşü tercih ediyor, potansiyel büyük, ama temsiliyet yok!!!!

Herşeye rağmen, karanlığa küfretmektense bir ışık da biz yakacağız!!!!Teşekkürler!!!
 
Güzel paylaşım.

Ben Diyarbakırlıyım ve Diyarbakır'da yaşıyorum. Eski evim, eski eişime yakındı diye yürüyerek gidip gelirdim. Otobüslerin, minibüsleri ve otoların çıkardıkları egzoz gazı çok feci. Bir şekilde olumsuz yönde etkileniyoruz! Bisiklete teşfik şart. Bunu, en güzel "Yerel Yönetimler" yani Belediyeler yapabilir o da yok. Adamlar başka işlerle uğraşıyorlar :(

Yeni bir iş ve yeni bir ev ! Arasıra işe bisiklet ile gidip gelirim ! Sabahları yutmadığım egzoz gazı kalmıyor ! Birşeyler yapması gerek artık bu belediyelerin ÜLKE genelinde !!!
 
  • Beğen
Tepkiler: Sinan Ceylan
Şaşırmadım. Hatta umutlarım azalmıştı zaten bu da üzerine tuz biber oldu. Belki hatırlarsınız, bisikleti sosyal yaşamın içine sokmak, algılamayı istenilen seviyeye çıkarmak amacıyla kendimce birşeyler yapmak için okulda bisikleti ders olarak koydurdum. Ancak gelin görün ki, ne okuldan ne de özel sektörden altı üstü bir bisiklet ve tamir standı için kaynak bulamadık. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar taşın altına elini sen de sok deyince yoklar. Bir firma ile irtibat kurdum, yanıt alamayınca tekrar yazdım, derken aramızdaki diyalog şekil değiştirdi bu da firmanın bahanesi oldu, destek alamadık. Bir başka firma, buradan adını da vereyim, Salcano firmasına mail attım, üstelik hibe değil maliyet fiyatlarından başlangıç sınıfı bisiklet parçası alayım diye (çünkü tamamını cebimden karşılıyorum) sekreterin verdiği cevap; ŞİRKET POLİTİKAMIZA UYGUN OLURSA DÖNÜŞ YAPIYORUZ! Politikalarına uygun değilmiş ki cevap vermediler. Sağlık olsun. Bende harcayacak para kalmadı. Özel sektör hep cebine çalışıyor. Biz şurada bisiklet sporu için ders açtırıyoruz, kendi bisikletlerimizi söküp takıyoruz, mesai harcıyoruz ve inanmazsınız ders ücretini almıyorum, adamlar ilgilenmiyorlar bile. Yalnız burada Allah' ı var, Erdoğanlar Bisiklet Lütfü Beyi ayrı tutuyorum. Kendisi yazılı kaynak desteğini sonuna kadar sağladı ve daha fazlasını istemeye benim yüzüm tutmadı. Kendisine teşekkürler. Her zaman ilgili yaklaşmıştır, onun gönderdiği kitaplardan hazırladığım içerikle iki dönem ders anlatabildim. İstese ilgilenmeyebilirdi ama beni dinledi, ihtiyacımızın ne olduğunu anladı ve elindeki materyalleri benimle paylaştı. Kazancın bol olsun Lütfi Ağabey.
Sonuç olarak bu yazıyı da yazmazdım ama bu başlık vesile oldu, firmaların ve kurumların genel anlayışı böyle olunca maalesef gelişme beklemek zor. Başlığı açan arkadaşa ve okuma zahmetinde bulunan dostlara teşekkürler. Artık içimizdeki isyanı buraya taşımış olduk kusura bakmasınlar.
 
çok çok ilginç dünyada eşi benzeri olmayan bir milletiz...

dünyanın en pahalı yakıtını kullanıyoruz, ısrarla bisiklete binmiyoruz...

50000 tl verip sıfır araba alıyoruz. her yıl sadece 750lira vergisine veriyoruz. 750 lira bisiklete vermeye gelince fiyatını fahiş buluyoruz.

ilginç bir milletiz vesselam.
 
Evet Türk Milleti cidden ilginçtir , sınırına gelene kadar harekete geçmez
 
Türkiye'deki yolların diğer ülkelere göre çok rampalı, engebeli olması, tırmanması yorucu olması bir mazeret midir acaba?
 
mazerettir..bahsi geçen avrupa şehirleri düz ovalara kuruludur. zaten ülkemizde en çok bisiklet kullanılan şehirler olan konya ve ığdır' da bilindiği gibi ova'dır. onu için büyük şehirlerimizde bisikletin çok geçerli bir ulaşım aracı olma ihtimalini düşük görüyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ömer Soykan
Yaz mevsiminde Edremit-Akçay'a gidiyorum birkaç günlüğüne.
Caddeler, sokaklar her yaştan bisikletli insanlarla dolu.
Camiye öğle namazına gittiğimde cami avlusunda en az 10 bisiklet görüyorum. Kasketli amcalar bisikletleriyle gelmişler. Camiden çıkıp çarşı pazara doğru bisikletleriyle yol alıyorlar.
Şimdi sen o amcaları getir İstanbul'a, aynı şeyi yapmalarını bekle bakalım kaç gün yapabilecekler.
 
@Taylan A.

Ben daha çok büyük şehirlerin "Büyük" olmasından, dolayısıyla zaten koşuşturmaca içerisinde geçen hayatımızın sınırlı olan boş vakitlerini yollarda kaybetmeme amacından kaynaklandığını düşünüyorum. Yoksa, kondisyon da geliştirildikten sonra yokuşlar bir şekilde aşılır, aşılamayanlara da alternatif yollar bulunur kanaatindeyim.
 
  • Beğen
Tepkiler: hsnbky
Beyler ben istanbuldayım başka başka şehirlerde durum nasıl bilemiyorum ama burası kadar zorlu değildir.en azından trafikde ve yolda kullanım açısından diyorum.çünkü istanbulda mt2 düşen arıza ve rahatsız sayısı 1 kişiye 2 bazen 3 ü buluyor ben bazen diyorumki sadece kaskla olmaz bu işler özel bir elbise mi yaptırsam darbelerden ve çarpmalardan korusun beni diye yada bisiklete ne taktırsam beni korusa yada diğer sürücüleri korkutup uzaklaştırsa diye toplum olarak manyak potansiyelimiz çok muhteşem.yollar bozukmu bozuk,şartlar ağırmı ağır ve bunları bilerek ben her şekilde biniyorum ve sokak araları trafikden de berbat daha dikkatli ve uyanık olmak lazım ama yinede biniyorum bineceğimde. kısaca şunu diyorum mazerete gerek yok bunların hepsi bahane yok yollar yok başka nedenler binen biner gezer bisikletine asıl bahane ''''KAFALAR VE BEYİNLER DEĞİŞMELİ''''Yoksa herşey boş sınıfda kalmamız normaldir.ben hep şunu derim '''' KAFASIZ İNSANLARIN BAHANESİ BOL OLUR''''yapamaz ,başaramaz ,korkakdır sonra konuşur durur işte şundan ötürü bundan ötürü ama bir gün demez ya bir kere denesem ne kaybederim.bu kafalar değişmeden zorrrrrrrrrr saygılarımla.
 
Geri