Arkadaşlar , yazılan tüm yorumları okudum. Her biri de kendi içinde haklılık ve doğruluk payı taşıyor.
Aşağıda yazacaklarım, bisiklete binen bir bayan olarak değil de daha çok bir gözlem olarak algıladıklarımdır.
Unutmamak gerek ki çocuklar doğdukları günden itibaran , cinsiyetlerine göre biçilen misyona göre büyütülüyorlar. Kız çocuklarına bebek,oyuncak bebek arabası alınırken, erkek çocuklarına top, bisiklet / (gelir düzeyine göre) akülü araba alınıyor. Okula başladıklarında erkek çocukları okul bahçesinde koşturup, top oynarken, koşan kız çocuklarına uyarılar yapılıyor. Yaşları biraz daha büyüdüğünde (bedensel gelişlerinden dolayı) kötü gözlerin tacizine maruz kalacağı düşüncesiyle sportif faaliyetlere gönderilmesine karşı çıkılıyor. Daha geçen gün Eskişehir'de 11 yaşında Belediye Hentbol Takımında olan kızımız, antreman dönüşünde kaçırılıp , tecavüz edilerek öldürüldü. Bunu duyan kaç aile kızını spor yapmaya yönlendirebilir ki.Söylemek istediğim şey, bu ülkeyi sadece yaşadığımız şehir ve çevre olarak görmememiz gerektiği; bizler aydınlık kafalara / tertemiz gözlere sahip olabiliriz ama maalesef bu durum halen kızların / kadınların spora - bırakın spora daha pek çok faaliyete - katılmasını sağlıyamıyor.
Ben ilerlemiş yaşıma rağmen bisiklete biniyorum. Kafamda ki kask ve pedli şortum nedeniyle acaip bakışlara maruz kalmayı hiç ama hiç umursamıyorum. Ama bazen kendime soruyorum, acaba çok daha genç yaşımda bu sporu yapabilme koşullarım olurmuydu diye? Verdiğim cevap ise sadece "keşke" ile başlayan cinsten oluyor.
Aslında ne zamanki anlayış ve algılar değişirse , kızlarımızda , kadınlarımız da spora daha fazla yönlenirler diye düşünüyorum.
Yani bu sadece bireysel taleplerden çok, toplumsal değerlerin değişimine de bağlı diyorum.