Tüketim çılgınlığı ve tatminsizlik

Merhaba. Dikkat ediyorum da birçok arkadaşımız ben de dahil bisikletle ilgili bir şeyler aldığımızda kısa süre sonra yetmemeye başlıyor. Ben son zamanlarda bununla kendi adıma mücalede ediyorum ve bir malzeme eskiyip kullanılmaz hale gelmeden değiştirmiyorum. Örneğin bir yol bisikleti alınıyor, hemen 6 ay sonra karbon isteniyor, halbuki karbon bir bisiklet aslında yarışçılar içindir. Hobi amaçlı bisiklete binenin kendi bütçesini zorlamasına gerek yoktur.

Eğer para fazla ise en kral bisiklet alınır ama bu da sizi en iyi bisikletçi yapmayacaktır. Üreticiler dikkat ederseniz en az 8-10 değişik modelle size seçenek! sunarlar, hepsinden de kâr ederler ama daha fazla paranız varsa tabii ki sizden daha fazla kâr etmek isteyeceklerdir. Bisiklette aslında ölçülebilir tek değer var o da ağırlık, pek az üretici bisikletinin daha az hava direncine sahip olduğunu iddaa eder ama ölçmesi zordur. O yüzden ağırlık diye tuttururlar.

Bir de şöyle bir hikaye vardır. Siz 3 kilo zayıflarsınız ama bisikleti 3 kilo hafifletmekle aynı olmaz. Şimdi bir derece doğru bu, tabii ki bisikletin hafif olması yerçekimine karşı koymanıza daha az sürtünmeye, dönen aksamın hafif olması daha iyi ivmelenmenize yardımcı olur ama. Aması şu eğer siz ideal kiloda değilseniz, vücut kitle endeksinize göre kilolu ve obez iseniz, haftada 2-3 antrenman yapacak vaktiniz yok ise bunların hepsi sizin için para harcamaktan öteye gitmez.

Sorun şu ki, para kolay kazanılmıyor. En azından alınteriyle kazanıyorsa ve yükselttiğimiz her parçayla diğer parça elimizde kalıyorsa dünyaya bir zarardır. Sonuçta çalışan malzememizi iyice eskitmeden atık haline getiriyoruz. Bir hevesle alınıp balkonlarda çürüyen bisikletleri saymıyorum bile. Çağın hastalığı elindekiyle mutlu olmamak ve elindekinin hakkını vermemek.

Dostum, çok güzel yazmışsınız, aynen katılıyorum.

Tam olarak neye ihtiyacımız var ne eksik ne fazla belirlemeli ve ona ne kadar az para ile sahip olabiliyor isek
o kadar tatmin olmalıyız. Yoksa tersi durumun sonu yok gereksiz harcamalar, kompleks tatminleri vs. vs..

bende katılıyorum fakat şöle bir durum var arkadaşlar, bazen kendimizi ödüllendirmemiz de gerekiyor lazım yada diğil... eğer benim psikolojim düzelicekse alırım. herşey maddiyat olmadığını düşünüyorum. sağlam kafa sağlam vücutta bulunur kafanın sağlam olması içinde alışveriş en iyi araçlardan biri. her zaman çikolataylada olmazki
hormon bu tatmin olayı farklı işde... her zaman azı karar çoğu zarar diyemiyoruz. avrupalı olmadığımızdan kaynaklanıyo sanırım

Agar denilebilicek bi biskletim var üstelik cok paramda yok herseyi istemem ragmen alamıyorum zaten . Buna ragmen kilom 60 ın üzerine bi tek askerdeyken cıktı onuda verdim geldşgim gibi yine 60 ım boy 177 suanda agarlık takınytım hiç yok fakat tabiki üst parcalar daha akıcı biskletler vs istiyorum fakat söyle bişede var hani dmişiniz ya antreman yapmaya vakti yok fakat alıo kullanmıo gibisinden. Sonucta vitessiz biskletlede antreman yapılabilr alt seviyo bi cok bisikletlede yapılabilir. Bazılarını amacı antreman yapmaktan ziyade görsellik diye gözlemledim sonucta buda bir zevktir koleksiyonculuk gibi düşünün malzemleer orda yatar bi işe yaramaz fakat karsısına gecip izlemek koleksiyoncuyu mutlu eder buda bunu gibi diye düşünüyorum.

İnsanlar alıyolar kendi gözlerini doyuruolar göz zevki yapıolar aradada cıkıp turluolar. Ve o malzemeye sahip olmak onu sürmekten daha cok mutlu ediosa ona kim ne diyebilirki?

Bu sadece bisiklettede deil günümüzde bi cok seyde böle die düşünüyorum arabalar bisikletler motorlar sıradan koleksiyonlar.

Sahsen kendi yaptıgım pc basında bişiler indirmekten keyif alırım full hd hd filmler indiririm koleksiyon adına ama gel gör ki tek basıma dfilm izlemekten hiç hoslanmam ayda yılda bi film oturu izlerim ama harddiskin içinde o filmlerin olması beni mutlu eder.

Yani insanların yaptıklarına cok takılmamak gerektigini dşünüorum cunku her insan digerlerine göre farklı bişeler düşünebilir ve kendimizle kıyasladıgımızda onu anlamayabilir amacını bilmeyebiliriz bize göre fuzuli harcanan bişe ona göre mutluluk olabilri.

Param olsa bende harcardım oldugu kadar bende bisikletle ugrasmayı parca deiştirmeyi seviyorum ama hep bi sınırı oluor

katiliyorum, fakat bu durum bisiklete has bir sey degil. en basitinden, kullanmakta oldugumuz telefonlar ortada. iphone 4 cikiyor 4 aliyoruz. 5 cikiyor 5 aliyoruz..

biz aslinda telefon almiyoruz, mutluluk aliyoruz. tatmin aliyoruz. kendimizi daha degerli hissetmek icin belkide. yada, hayalini kurdugumuz hayata bir adim daha yaklasmis hissediyoruz

dikkat edin, insanlari iphone ile konusurken izleyin, telefonun arkasinda bulunan elma logosunu etrafa gostermek icin yogun caba harcarlar. bilirsiniz ki telefonu normal bir sekilde tutup kulagimiza goturdugumuzde, isaret parmagi tam o elmanin uzerine gelir. ideal tutus budur cunku. fakat o elma ozenle gosteriliyor ayni sekilde, elma logosu acikta kalacak sekilde kilif tercih ediliyor. yani asil amac iphone kullananbili olarak bilinmek..

tum bunlar istenen seyler zaten. hepimiz buna itiliyoruz. reklam filmlerindeki sloganlara dikkat edin,
cunku sen daha iyisine layiksin
diyor
asla daha azina razi olma
yaziyor
simdi fark yaratma zamani diyor..

hepimiz agir bir sekilde kiskirtiliyoruz buna. farli olmaya, one cikmaya..

facebook, twitter.. hepsi bununla alakali. ne yaptigimizi hep paylasip kendimizi degerli hissediyoruz.. "bakin ben buradaydim" diyoruz. "bakin ben bunu yaptim" "bakin ben buraya gittim, bakin ben bunu yedim"

happy meal diye birsey var mumin sekmanin dedigi gibi, sanki mutlu olmak icin o menuyu almaya ihtiyacimiz varmis gibi hissettiriliyoruz

sanki o telefonu almazsak mutlu olamayacakmisiz gibi mesaj veriyor bize reklamlar..


bundan 5 yil once lcd populerde lcd aldik. sonra plazma cikti dediler, onu da aldik.. sonra da led..
simdilerde slim ledler populer, wifili, 3dli ledler, smartli ledler.. smart tvsi olupda smart ozelligini kullanan tukedici yuzdesi yuzde kac,arastirmak lazim..

simdi de kamerali tvler cikti. el hareketiyle sesini kisabiliyormusuz, alkislayinca kapaniyormus
ne diyor reklam slogani? "teknolojiyi yakala" diyor..
sanki teknolojiyi yakalamak icin illa da onu alman gerekiyormus gibi, onu almazsan bi eksikligin olucakmis gibi..


demem su ki, eskiden luks diye tabir ettigimiz bicok sey, artik gereklilik olarak empoze edildi bize..
artik luks diye birsey kalmadi dikkat ettiyseniz..

Sayın dostum,
kusura bakma ama yazdıklarını okumakta o kadar zorlandım ki, ne kadar güzel yazdığının önemi kalmamış,

TÜRKÇE LÜTFEN...

@Uğur Recep AKGÜL

Tahsilimden dolayı kusura bakmayın ama yazı dilim el alıskanlıgım ve türkcem bukadarına müsade edior. Lakin sizin türkceniz okadar iyise anlayabilicenizi düşünüyorum. Anlıyamıosanız sizin türkcedede sorunlar var demekki. Tekrar kusura bakmayın elimden gelen bu.

Ah pardon bu yazı şekliniz tahsilinizden mi kaynaklanıyor, hiç aklıma gelmedi.
Gerçi imzanızda yazdığınız NAKAMURA 7005S ve SALCANO Astro 241 SV kelimelerinden Türkçe yi aşmış olduğunuz belli oluyor.

ama ben algılayamamışım demek ki kusura bakmayınız..

İnsanoğlu doyumsuzdur. Bu doyumsuzluktur aslında insanları yeni icatlar yapmaya yönelten. Ama eskilerde sürekli icat yapan insaoğlu zaman geçtikçe bu özelliğini kaybetmiş ve üretilen ürünleri hızla tüketmeye başlamıştır. Özellikle teknoloji sektöründe bu çılgınlığın önüne geçilememektedir. Daha 2000'li yılların başında dokunmatik telefon diye bir şeyden bahsetseler güler geçerdiniz. Yaygınlığı yok denecek azdı. Ama şuanda insanlar elindeki telefonu yeni almasına rağmen bir üst modeli gözüne kestirmektedir. Bir maaş iki maaş vererek aldıkları telefon bir sonraki sene bir üst modelin çıkmasıyla insanların gözünde eski kullanılmaz durumuna düşüyor.
İnsanlar artık bir ürünü alacağı zaman ihtiyaçlarını pek dikkate almıyor. Yani bisikletten örnek verecek olursak işe gidip gelmek için Shimano en üst segment vites sitemini hidrolik fren sistemi kadro geometiri vs vs özellikler arıyor. Sonra da nasıl oluyorsa yetmiyor yükseltmek istiyor istiyor ve istiyor.Sonunda isteyecek bir şey kalmayınca .................

Daha önce başka bir hobi forumunda paylaşılan, benim de çok doğru olduğunu düşündüğüm bir düşünce bu;
Beni mutlu eden, hayatın stresinden uzaklaştıran, sağlıklı yaşamamı sağlayan bir alete neden para harcamıyım ki?

Öğrenciyim ben. Elime geçen 3 kuruş para var. İmzama bakarsanız o 3 kuruşun hemen hemen tamamını bisiklete harcadığımı görebilirsiniz. Beni mutlu eden bir hobi. Cep telefonu değil sonuçta. Tabii ki harcayacağım. Üstelik ekipman sporu bu. Ne kadar iyi ekipman, o kadar yüksek başarı demek.

Ek olarak karbon kadroların sadece yarışanlar için olduğuna kesinlikle ama kesinlikle katılmıyorum.
Herkes diyor ki Dura-Ace set, karbon kadro, karbon jantlar sadece yarışanlar için. Hayır efendim. Parası olan, bu hobiye para harcamak isteyenler için de var o setler.

Formula 1 gibi değil bu olay. İstediğiniz kadar paranız olsun, F1 pistinde güncel bir F1 arabası ile tur atmanız çok çok zor. F1 aracına sahip olmanız, takımı almanız olasılığınız yoksa imkansız.
Fakat ben Chris Froome'un ya da Fabian Cancellara'nın kullandığı bisikletin bire bir aynısını kullanabiliyorum. Hem de çok daha düşük bir bütçeyle. Bu beni mutlu ediyorsa, günlük yaşamın stresinden biraz da olsa uzaklaştırıyorsa neden yapmayayım ki?

Çok zaman olmadı aslında 16-17 yıl kadar önce ben 10 yaşımda bir çocuktum, o zamanlar belli ürünleri kullanmak için büyük paralar ödenirdi ve alan kişiye gerçekten fazladan bir özellik katardı. Demek istediğim otomatik klimalı bir arabaya binmek gibi veya Türkiye'ye ilk gelen cep telefonlarını kullanmak gibi. Konu cep telefonundan devam ederken iphone modasını hepimiz biliyoruz iphone kullanıcılarının %90 ı sadece iphone sahibi olmak için satın alıyorlar. Parası olan veya olmayan alabilir hiç umurumda değiller, insanların öğrenmesi gereken tek bir şey var o da neye ihtiyacı olduğu. Telefon ile sadece konuşma yapacak olsam nokia nın en klasik telefonlarını alırım 1 hafta pil ömrü olan bir telefonu kullanmayalı 4 yıl oldu İşin özeti tüketim alışkanlığındaki kasıt kendimizi tüketmemiz. Bir eşyaya ihtiyacım varsa alırım başkasında var bende de olacak diyerek almam, alamam

Daha önce başka bir hobi forumunda paylaşılan, benim de çok doğru olduğunu düşündüğüm bir düşünce bu;
Beni mutlu eden, hayatın stresinden uzaklaştıran, sağlıklı yaşamamı sağlayan bir alete neden para harcamıyım ki?

Öğrenciyim ben. Elime geçen 3 kuruş para var. İmzama bakarsanız o 3 kuruşun hemen hemen tamamını bisiklete harcadığımı görebilirsiniz. Beni mutlu eden bir hobi. Cep telefonu değil sonuçta. Tabii ki harcayacağım. Üstelik ekipman sporu bu. Ne kadar iyi ekipman, o kadar yüksek başarı demek.

Ek olarak karbon kadroların sadece yarışanlar için olduğuna kesinlikle ama kesinlikle katılmıyorum.
Herkes diyor ki Dura-Ace set, karbon kadro, karbon jantlar sadece yarışanlar için. Hayır efendim. Parası olan, bu hobiye para harcamak isteyenler için de var o setler.

Formula 1 gibi değil bu olay. İstediğiniz kadar paranız olsun, F1 pistinde güncel bir F1 arabası ile tur atmanız çok çok zor. F1 aracına sahip olmanız, takımı almanız olasılığınız yoksa imkansız.
Fakat ben Chris Froome'un ya da Fabian Cancellara'nın kullandığı bisikletin bire bir aynısını kullanabiliyorum. Hem de çok daha düşük bir bütçeyle. Bu beni mutlu ediyorsa, günlük yaşamın stresinden biraz da olsa uzaklaştırıyorsa neden yapmayayım ki?

DEMİŞSİNİZ;





Sevgili dostum,
Keşke her öğrencinin eline de senin eline geçtiği kadar 3 kuruş geçse, demek ki sen gıda, giyim, konut vs vs ihtiyaçlarından önce bisiklete para harcamıyorsun.
Bu ihtiyaçların bir şekilde karşılanıyor ki bisiklete para harcarım elimdeki tüm parayı diyebiliyorsun.

Genelleme yapmak iyi ama kişilere uygulamamak gerekir..

Öncelikle hiç bir zevk hobi, parayla ölçülemez bence, herkes elinden geldiğince yapabildiğinin en iyisini yapmaya çalışır. Ancak asıl sıkıntı haline şükretmemekten kaynaklanıyor, karbon kadronun yada üst seviye parçanın kendisine mutluluk getiriceğini düşünen kişi asla bisikletini sürerken anın tadını çıkartamaz, çünkü mutluluğu bağımlılaştırmıştır kendi kafasında, istediği parçası olmadan zevkle süremez. Bu düşünce kalıbıyla ilerleyen kişi istediğini elde etse bile bir süre sonra yine memnuniyetsiz olucaktır zaten. Bana kalırsa önemli olan bu hataya düşmeme farkındalığıyla bisikleti sürmek tadını çıkartmak ve yinede elinden gelenin en iyisini yapmak en doğrusu olucaktır.

@ToffieBoi merhaba, eğer harcadığın para seni rahatsız etmiyorsa kimse karışamaz zaten buna, ama 3 kuruşla bu işlerin olmadığını sen de biliyorsun, ben 10 senedir aralıksız çalışan bir mühendisim bazen o 3 kuruşu hesap etmek zorundayım, hayatım tamamen bisikletten ibaret değil. Ve senin yazdıklarından başkaları şunu anlıyor dura-ace olmadan bu iş olmaz. Chris Froome'un ya da Fabian Cancellara'nın kullandığı bisikletin bire bir aynısını alman güzel ama aynı başarıları sergileyebiliyor musun ? Yanlış anlama senin görüşlerine saygım var, farklı açılardan bakıyor olabiliriz ama insan her sene bisiklet değiştirip, 3 ayda vites sistemi değiştiriyorsa burada bir sorun var bence...

Valla parası var veya yok ister borca ,gir ister kredi çek, ister pinarello al ister.scott yada cannondale ama!!!bisikletin hakkını ver kim ne isterse alsın bağdat caddesi gaza gelmiş bir hırsla carbon almış zatı muhteremler'le dolu))) kim nasıl mutlu olacak'sa öyle yaşasın mesela 50 tane bisikletim var çoğunu kendim topladım veya sattım ve kullandım ama içlerinde öyle modeller ve markalar varki mesela beldeyama taurus benim için en mükemmeli ve efsane çok seviyorum ve en çok onla uğraşıyorum bide katlanır dahonum var ve evet harcadığım paranın haddi hesabı yok belki 2-3 klas bir yerde alınacak daire parası vermişimdir.sonu yok bu işlerin.sıksanız olmaz alamayacağım desen olmaz illa bir parça lazım olacak.

Bisikleti İçin Tüketilir Bence Bu Para,Çünkü En Güzel Örnek Vites Sistemleridir Veya Fren,SLX Sistem İle Tourney Sistem Bir Değil.Bisiklet Dediğin Seni Taşıyacak,Sen Onu Değil;Örnek Vereyim Bu Konuda da Bianchi Toro Var Çelik Bisiklet 15 KG Veya Üstü Amortisör Desen Yok,Vites Sistemi Tourney,Alalı 2 Sene Oldu Bisiklet Yok Ortada Yok Heryeri Bozuldu Heryeri Düşünün Bu 400 Üstü Verdik Zamanında Üreticiler Halkı Keriz Görüyor A. Bisiklet F/P Ürünü Yaptıda Tüketicimi Almadı,Bisiklete Binmekten Soğudum.Yani Bisiklet İçin Harcanan Para Makbüldür

haklısın ama bana kadro almak farz oldu 187 boy çıplak ayakla medium kadro kullanıyorum en az xl veya xxl kullanmam gerekiyor alırken bilmiyorduk ki

Bu konu hakkındaki düşüncelerinmi daha önce de pqaylaşmıştım, tartışma tam da o noktaya gelmiş. Daha önce yazdıklarımı değişiklik yapmaksızın aktarıyorum: Önce Kalite ve fiyat/ Performans

İnsanın kendini değerli görmesi, beğenilmesi, saygınlık kazanması, vb. nedenlerle bisiklete dünya para yatırması garip bir durum değil; konu bisiklete gelene kadar daha binlerce alınabilir şey var (hatta bir erkeğin güzel bir bayanın yanında durmak istemesinde bile, bunun tersi de geçerli, bu gerekçe yatabilir). Bu davranışın altında yatan neden; kendinize saygı duymamanız, değerli görmemeniz, sevmemeniz, güvenilir bulmamanız, bağımsızlığınza inanmamanız gibi çocukluktaki bir çok soruna gidebilir.

Ancak diğer yandan bisiklete yatırım yapıp bir süre sonra revize etmeye kalkmak veya tamamen yenisini almak gibi bir durumun arkasında şöyle bir gerekçe de olabilir: Uzun vadeli bir planınız vardır (sağlığınızı korumak, ideal kiloya gelmek, performansınız geliştirmek, hedeflediğiniz gruplarla bisiklet sürmek, yarışlara katılmak, derece almak...): Bu plan kapsamında önünüze bir rota çizebilirsiniz. İlk bir yıl içinde performansımı şu kadar geliştireceğim için şu işleri yapmak istiyorum (İstanbul'dan Ankara'ya şu kadar saatte gideceğim, Adana yol yarışına katılacağım). Sonraki yıl planınızı geliştirmeyi düşünebilirsiniz. Bu planları uygularken kendinizi ölçersiniz ve hedeflediğiniz şekilde gidiyorsanız çok doğal olarak yatırım da yaparsınız. Eğer yolunda gitmiyorsa yatırım yapmaz işi askıda bırakırsınız. Ancak burada dürtüsel hareket etmek de bir şey ifade etmez, ki bu da çok yapılır. Yani iyi bisikleti alırsam hedeflerime daha çabuk varırım gibi beklenti de yanlış olur.

s3 s4 alıpta alo diyenler var başkada bişey yapmazlar o telefonla
her alanda bu böyledir ama sonuna kadar hakkını verdiğin birşeyin daha iyisini alabilirsin sorun değil bence maddi imkanlar dahilinde