Trek'e ZAM

Ne güzel iş, esnaf her zamanki gibi, enflasyon ve kur farklılıklarından kaynaklanan artışları fiyatlara yedirebiliyor. Garibim sabit gelirlinin ise hiçbir şansı yok. Tüccarın, Kısa vadede kar marjını böylece koruması mümkün olurken alım gücünün düşüşünü müteakiben satışlar da düşünce bas bas bağırmaya başlıyor. Bu elbette, rekabetin az, haliyle kar marjının da fahiş derecede yüksek olduğu sektörler için geçerli. Yukarıda arkadaş yazmış, yurtdışında 1300 EU olan mal ülkeye girince 2800 EU. Avrupa daki satış fiyatı üzerinden de önemli oranda kar elde edildiğini düşünecek olursak, malın fiyatına uygulanmış saçma sapan ülkemiz vergileri, ortaya çıkan fiyatları açıklamakta biraz yetersiz kalıyor.
Kambiyo mevzuatının bile daha çok tüccar kesimini korumaya odaklı olduğunu düşünüyorum. Bu korumacı politikanın bir miktar haklılık payı olsa da, ülkede muadil üretim yapılmadığı için fiyat tekellerinin oluşmasına neden olduğu görülüyor. Mevzuatta, ürüne göre belirlenmiş sınırlar, rakamsal kotalar çok dar. Örneğin air Jordan ayakkabı alacaksınız, sınır 75 EU (ya da USD idi galiba). Nike ın ithalatçısı korunuyor. Aynı ayakkabıyı footlocker gibi yerlerden daha uygun fiyata almak mümkün oysa ki. (Gerçi Nike, rekabet edilemez durumdaki tercih edilebilirliği sayesinde küresel anlamda fiyatta bir standart uygulamaya başladı ama...). Ya da ithal parfüm alacaksınız, strawberry sitesi vardı bir zamanlar, oradan uygun fiyata alınabiliyordu, malum fiyat sınırı meşhuuur kozmetik ithalatçılarını gayet güzel koruyor. 20 EU ya alınabilecek parfüm ondan sonra ülkede 100 EU. Tamam, ithalatçının da korunması gerekir ama ne hikmetse düzenlemeler hep sermaye sahibinin yanında.