Sabah dinlenmis olarak yataklarimizdan kalktik. Trasimizi olup esyalarimizi da topladiktan sonra kahvaltimizi edip Fikret alb.’la bulusmak uzere tekrar otelin onune geldik. Albayin lastigini tamir ettirmek uzere Luleburgaz’in Bianchi servisine gittik.
http://img509.imageshack.us/img509/2864/edirnegezisi2008207copyez3.th.jpg
Guven bisiklet (0288-417 2909) – Hakan Kayum, Albayin lastigini sokup janta elektrik bandi sarip yeni bir ic lastik taktiktan sonra aceleyle Istanbul otobusune yetismek uzere bizi kapi disari etti (Pinarhisar’da da babasi bisikletciymis. Lazim olursa diye bize adini verdi: bisikletci Ahmet). Biz de Albaydan vedalasip 10:40 da Luleburgaz’dan ayrildik. Kirklareli’ne giden 2 yol vardi. Birisi Pinarhisar yoluna cikmak, digeri ise koylerden Hamitabat uzerinden gitmekti. Tabii ki ikinciyi sectik ve cikistaki askeriyenin kenarindan (bu sapagi da kacirdik ve ihtiyac molasi icin benzinciye girmeseydik herhalde epey daha uzaklasmis olacaktik) sola Hamitabat’a dogru yoneldik. Biraz gittikten sonra bizi 2 tane kocaman, termik santralin bacalari karsiladi.
Burasi Trakya’nin dogalgazinin elektrige cevrildigi dev santraldi. Bacalarin etrafindan dolanip Tatarkoy’un kenarindan gecip Hamitabat’a vardik (12:15). Yol pek keyifli bir durumda degil burada, asfalt erimis ve cokmus oldugundan tikir tikir ziplayarak ilerleniyor. Zaman zaman da lastikler asfaltin erimis yuzeyine yapisiyordu. Hamitabat’ta mataramizi doldurup yonumuzu Cesmekolu’na dogru cevirdik. Vardigimizda koykahvesinde bir mola verelim dedik. Bu bizim Albaysiz ilk molamizdi. Itiraf edeyim ki hic bir itibarimiz olmadi. Son derece siradan 2 bisikletciydik gozlerinde. Halbuki Albayla oldugumuzda cok daha fazla ilgi cekiyorduk. Herhalde Albayin yasindan olsa (bu yasdaki birinin bisiklete binmesi herkesi cok sasirtiyordu. Bir de tanidiklari onu hep karsiliyorlardi). Kahveye yerlestik ve soguk birseyler istedik. Ne duyalim, kahvenin buzdolabi bozuktu ve soguk birseyler yoktu. Hoppala dedik ve mecburen sicak ictik. Cay da pek hos degildi ki Bulent bitiremedi bile. Sonraki koyde serinlemek uzere fazla beklemeden ayrildik.
Burada yol ikiye ayriliyordu. Sagdan gidilse Pinarhisar yoluna cikilip Kizilcikdere uzerinden Kirklareli’ne variliyordu. Bu yol daha duz ve 5-6 km daha kisa oldugu soylendi. Ancak ana yola cikilinca agir trafikle karsilasiliyormus. Sola saparsan yol az da olsa inisli-cikisliymis. Biz sola saptik. Yol boyunca karpuz bostanlari ve bal kabaklari arasindan gecerek 8 km sonra Erikleryurdu’na geldik (13:30). Kahveye yerlesirken koyluyle tuccar arasinda karpuz uzerine bir tartismanin ortasinda bulduk kendimizi. Anlasilan uyanik tuccar gene koyluyu oyuna getirmeye calisiyordu. Neyse fazla uzamadi tartisma ve bizim lafimiz uzerine onumuze tepsi icinde kocaman kesilmis bir karpuz geldi.
http://img294.imageshack.us/img294/8536/edirnegezisi2008218copyhw8.th.jpg
Vallahi Bulent’le ikimiz koca karpuzu aninda migdeye indirdik. Nasil lezzetliydi anlatamam (bizi Kirklareli’ne kadar goturdu). Bolge kumsal oldugundan karpuzu da tat yaparmis, dedi yanimizdaki yasli amca. Haksiz da degildi. Istanbul’da Erikleryurdu karpuzu olarak satiliyormus. Bundan boyle soracam bu karpuzu burada. Koyluler bize hem karpuz ismarladilar hem de ictigimiz sodayi, insanimiz iste boyle de eli bol olabiliyor. Koyden ayrilip misir ve bostanlarin arasindan gecerek Kavakli’ya ciktik (yeni acilmis Kirklareli Universitesi binasinin yanindan gecerek). Burasi Babaeski’den gelen otoyoldu ve muthis bir asfaltti. Sandik ki TEM yolundayiz. 3 m’lik bir guvenlik seridi, kaymak asfalt ile 8 km’lik Kirklareli yolunu karsidan esen kuvvetli ruzgar nedeniyle bir turlu bitiremedik. Yani buraya kadar laylaylom gelmistik ama artik pedala kuvvetli basmak zorundaydik. Benzincide verdigimiz kisa moladan sonra Kirklareli’ne girdik (17:00). Burasi gordugumuz en buyuk yerdi. Sonucta bir ildi ve Vilayet binasi, Jandarma binasi, Belediyesiyle bir buyuk Trakya kentiydi. Herhalde Edirne’den sonra, yoksa Tekirdag mi daha buyuktur?
Vilayetin karsisindaki parkdaki cay bahcesine yerlestik. Sodamizi, limonatamizi ismarladik. Ayakkabilarimizi cikartip ayaklarimizi serinlettik. Bulent daha once Bisikletliler Dernegi baskani Murat Suyabatmaz’dan aldigi telefon numarasindan Koraltan beyi aradi ve bulundugumuz yeri soyledi. Yarim saat sonra Altan bey (kisaca bu ismi kullaniyor) bisikletiyle gelip bizi buldu. Hemencecik dost olduk ve Kirklareli’nin, Istanbul’un bisiklet sorunlarini, gezilerini, konularini konusarak kaynastik. Bize bolgeyle ilgili bilgiler aktardi. Kendisi Kirklareli’nde bisiklete yillarca gonul vermis bir bisikletci. Bu sporun insani nasil genc tuttuguna bir kere daha tanik oldum (Tekirdag’ina denize gidip dondugunu anlatinca –bir gunde 260 km- dondum kaldim). Yasi bizden buyuk ama bizden genc duran Altan bey emekli ogretmen. Baglarindan topladigi uzumlerinden sira imal ettigini soyledi (tatmayi cok isterim). Bolgeyi avucunun ici gibi biliyor ve gelecek sefer onceden hazirlikli olarak Kirklareli’ni 3-4 gunluk bir programla gezebilecegimizi onerdi. Bu fikir cok hosumuza gitti ve Istanbul’dan otobusle direkt gidip orada ve civarinda pedal basmanin guzel olacagina karar verdik. Gelmek isteyen simdiden adini yazdirabilir.
Neyse, bizi alip Ogretmenevine yerlestirdi (kisi basi 20 lira O.K) ve ayrildi. Aksam isi oldugundan gorusemeyecektik.
http://img509.imageshack.us/img509/7499/edirnegezisi2008228copytz2.th.jpg
Dusumuzu alip carsiya indik. Yemek yedik (Bulent kofte kofte diye tutturdu) ve gene cay bahcesine yerlestik. Biraz etrafi inceledik ve bu bolgede bisikletin cok kullanildigini fark ettik. Duz ayak olmasi nedeniyle bisiklete cok uygundu. Sonra yorgunluk bastirdi ve Ogr.evine donduk ve yattik. Ertesi gun Edirne’ye gidecegiz. Unutmadan ilave edeyim, Tatsan’dan helva (cevizli yaz helvasi) aldik. Bizi seven satici bir de cevizli sucuk ismarladi. Her ikisini de afiyetle yedik. Tatsan, Cumhuriyet meydaninda Arasta’nin karsisinda. Tavsiye ederim. Kirklareli hakkinda daha fazla bilgi icin:
(link)
http://img507.imageshack.us/img507/5312/rota4yn3.th.jpg
Luleburgaz > Hamitabat 20.km
> Cesmekolu 23,5.km (1:46:49 sure bisikletin uzerinde)
> Erikleryurdu 31.km (2:18:52)
> Kirklareli 55.km (4:14:17) 13 km AVS – 53.6 km MXS – 1007 CAL – 50.39 FAT
Fotograflar Bulent Yamaner’e ait. Rotuslar benden : ))
http://img509.imageshack.us/img509/2864/edirnegezisi2008207copyez3.th.jpg
Guven bisiklet (0288-417 2909) – Hakan Kayum, Albayin lastigini sokup janta elektrik bandi sarip yeni bir ic lastik taktiktan sonra aceleyle Istanbul otobusune yetismek uzere bizi kapi disari etti (Pinarhisar’da da babasi bisikletciymis. Lazim olursa diye bize adini verdi: bisikletci Ahmet). Biz de Albaydan vedalasip 10:40 da Luleburgaz’dan ayrildik. Kirklareli’ne giden 2 yol vardi. Birisi Pinarhisar yoluna cikmak, digeri ise koylerden Hamitabat uzerinden gitmekti. Tabii ki ikinciyi sectik ve cikistaki askeriyenin kenarindan (bu sapagi da kacirdik ve ihtiyac molasi icin benzinciye girmeseydik herhalde epey daha uzaklasmis olacaktik) sola Hamitabat’a dogru yoneldik. Biraz gittikten sonra bizi 2 tane kocaman, termik santralin bacalari karsiladi.
Burasi Trakya’nin dogalgazinin elektrige cevrildigi dev santraldi. Bacalarin etrafindan dolanip Tatarkoy’un kenarindan gecip Hamitabat’a vardik (12:15). Yol pek keyifli bir durumda degil burada, asfalt erimis ve cokmus oldugundan tikir tikir ziplayarak ilerleniyor. Zaman zaman da lastikler asfaltin erimis yuzeyine yapisiyordu. Hamitabat’ta mataramizi doldurup yonumuzu Cesmekolu’na dogru cevirdik. Vardigimizda koykahvesinde bir mola verelim dedik. Bu bizim Albaysiz ilk molamizdi. Itiraf edeyim ki hic bir itibarimiz olmadi. Son derece siradan 2 bisikletciydik gozlerinde. Halbuki Albayla oldugumuzda cok daha fazla ilgi cekiyorduk. Herhalde Albayin yasindan olsa (bu yasdaki birinin bisiklete binmesi herkesi cok sasirtiyordu. Bir de tanidiklari onu hep karsiliyorlardi). Kahveye yerlestik ve soguk birseyler istedik. Ne duyalim, kahvenin buzdolabi bozuktu ve soguk birseyler yoktu. Hoppala dedik ve mecburen sicak ictik. Cay da pek hos degildi ki Bulent bitiremedi bile. Sonraki koyde serinlemek uzere fazla beklemeden ayrildik.
Burada yol ikiye ayriliyordu. Sagdan gidilse Pinarhisar yoluna cikilip Kizilcikdere uzerinden Kirklareli’ne variliyordu. Bu yol daha duz ve 5-6 km daha kisa oldugu soylendi. Ancak ana yola cikilinca agir trafikle karsilasiliyormus. Sola saparsan yol az da olsa inisli-cikisliymis. Biz sola saptik. Yol boyunca karpuz bostanlari ve bal kabaklari arasindan gecerek 8 km sonra Erikleryurdu’na geldik (13:30). Kahveye yerlesirken koyluyle tuccar arasinda karpuz uzerine bir tartismanin ortasinda bulduk kendimizi. Anlasilan uyanik tuccar gene koyluyu oyuna getirmeye calisiyordu. Neyse fazla uzamadi tartisma ve bizim lafimiz uzerine onumuze tepsi icinde kocaman kesilmis bir karpuz geldi.
http://img294.imageshack.us/img294/8536/edirnegezisi2008218copyhw8.th.jpg
Vallahi Bulent’le ikimiz koca karpuzu aninda migdeye indirdik. Nasil lezzetliydi anlatamam (bizi Kirklareli’ne kadar goturdu). Bolge kumsal oldugundan karpuzu da tat yaparmis, dedi yanimizdaki yasli amca. Haksiz da degildi. Istanbul’da Erikleryurdu karpuzu olarak satiliyormus. Bundan boyle soracam bu karpuzu burada. Koyluler bize hem karpuz ismarladilar hem de ictigimiz sodayi, insanimiz iste boyle de eli bol olabiliyor. Koyden ayrilip misir ve bostanlarin arasindan gecerek Kavakli’ya ciktik (yeni acilmis Kirklareli Universitesi binasinin yanindan gecerek). Burasi Babaeski’den gelen otoyoldu ve muthis bir asfaltti. Sandik ki TEM yolundayiz. 3 m’lik bir guvenlik seridi, kaymak asfalt ile 8 km’lik Kirklareli yolunu karsidan esen kuvvetli ruzgar nedeniyle bir turlu bitiremedik. Yani buraya kadar laylaylom gelmistik ama artik pedala kuvvetli basmak zorundaydik. Benzincide verdigimiz kisa moladan sonra Kirklareli’ne girdik (17:00). Burasi gordugumuz en buyuk yerdi. Sonucta bir ildi ve Vilayet binasi, Jandarma binasi, Belediyesiyle bir buyuk Trakya kentiydi. Herhalde Edirne’den sonra, yoksa Tekirdag mi daha buyuktur?
Vilayetin karsisindaki parkdaki cay bahcesine yerlestik. Sodamizi, limonatamizi ismarladik. Ayakkabilarimizi cikartip ayaklarimizi serinlettik. Bulent daha once Bisikletliler Dernegi baskani Murat Suyabatmaz’dan aldigi telefon numarasindan Koraltan beyi aradi ve bulundugumuz yeri soyledi. Yarim saat sonra Altan bey (kisaca bu ismi kullaniyor) bisikletiyle gelip bizi buldu. Hemencecik dost olduk ve Kirklareli’nin, Istanbul’un bisiklet sorunlarini, gezilerini, konularini konusarak kaynastik. Bize bolgeyle ilgili bilgiler aktardi. Kendisi Kirklareli’nde bisiklete yillarca gonul vermis bir bisikletci. Bu sporun insani nasil genc tuttuguna bir kere daha tanik oldum (Tekirdag’ina denize gidip dondugunu anlatinca –bir gunde 260 km- dondum kaldim). Yasi bizden buyuk ama bizden genc duran Altan bey emekli ogretmen. Baglarindan topladigi uzumlerinden sira imal ettigini soyledi (tatmayi cok isterim). Bolgeyi avucunun ici gibi biliyor ve gelecek sefer onceden hazirlikli olarak Kirklareli’ni 3-4 gunluk bir programla gezebilecegimizi onerdi. Bu fikir cok hosumuza gitti ve Istanbul’dan otobusle direkt gidip orada ve civarinda pedal basmanin guzel olacagina karar verdik. Gelmek isteyen simdiden adini yazdirabilir.
Neyse, bizi alip Ogretmenevine yerlestirdi (kisi basi 20 lira O.K) ve ayrildi. Aksam isi oldugundan gorusemeyecektik.
http://img509.imageshack.us/img509/7499/edirnegezisi2008228copytz2.th.jpg
Dusumuzu alip carsiya indik. Yemek yedik (Bulent kofte kofte diye tutturdu) ve gene cay bahcesine yerlestik. Biraz etrafi inceledik ve bu bolgede bisikletin cok kullanildigini fark ettik. Duz ayak olmasi nedeniyle bisiklete cok uygundu. Sonra yorgunluk bastirdi ve Ogr.evine donduk ve yattik. Ertesi gun Edirne’ye gidecegiz. Unutmadan ilave edeyim, Tatsan’dan helva (cevizli yaz helvasi) aldik. Bizi seven satici bir de cevizli sucuk ismarladi. Her ikisini de afiyetle yedik. Tatsan, Cumhuriyet meydaninda Arasta’nin karsisinda. Tavsiye ederim. Kirklareli hakkinda daha fazla bilgi icin:
(link)
http://img507.imageshack.us/img507/5312/rota4yn3.th.jpg
Luleburgaz > Hamitabat 20.km
> Cesmekolu 23,5.km (1:46:49 sure bisikletin uzerinde)
> Erikleryurdu 31.km (2:18:52)
> Kirklareli 55.km (4:14:17) 13 km AVS – 53.6 km MXS – 1007 CAL – 50.39 FAT
Fotograflar Bulent Yamaner’e ait. Rotuslar benden : ))