Sabah biraz daha fazla uyundu, yorgunluktan olsa. Bulent beni uyararak telefonla asagiya cagirdi. Fikret alb.’i da ordueviden cagirinca Saray’in buyuk bahceli cay bahcesinde borek ve kalan malzemeyle kahvaltimizi yapip fazla oyalanmadan (10:00) yola koyulduk. Cakili (10:55) uzerinden Vize’ye (12:15) vardik. Burada benzincide zincirimizi Bulent’in tavsiyesiyle 20/50 numarayla yagladik. Ben once itiraz ettimse de sonra kabul etmis olmanin ne kadar dogru oldugunu anladim. Kurumus zincirimiz yag gibi kaymaya basladi. Ogretmen lokalinin bakcesinde ictigimiz cay sirasinda yan masada oturan bir bey bize Pazarli’da Alabalik tesisini onerdi, yemek icin.
http://img253.imageshack.us/img253/419/edirnegezisi2008150copysc9.th.jpg
http://img174.imageshack.us/img174/1609/edirnegezisi2008151copydt2.th.jpg
Bu fikirle terkar yolumuza koyulduk ve Pazarli’ya 13:50 gibi vardik. Ancak levhayi gorduk ama altindaki alabalik kismina dikkat etmeyince tesisi gectik. Bunu fark edip yol kenarindaki karpuzculara sordugumuzda geride kaldigini ogrenip ciktigimiz yokusu geri donduk ve tesise girdik. Sogut agaclarinin altinda dere kenarinda pufur pufur esen bir yerdi.
http://img508.imageshack.us/img508/372/edirnegezisi2008171copyme5.th.jpg
Etrafta ordekler, tavuklar ve horozlar dolasiyordu.
http://img512.imageshack.us/img512/8321/edirnegezisi2008166copykx8.th.jpg
Fikret alb. ve Bulent birer alabalik aldilar, yaninda coban salata., bense isirganotu corbasi (muthis bir lezzetti, tavsiye olunur), salata ve yogurt yedim.
http://img84.imageshack.us/img84/1497/edirnegezisi2008162copymz2.th.jpg
Ardindan caylarimizi ictik ve Doga Restaurant’dan (0288-318 3082) ayrildik.
http://img505.imageshack.us/img505/7412/edirnegezisi2008167copyse9.th.jpg
Yemekler gene 8 lira civarinda tuttu. Alabalik porsiyonu 6 liraydi. Burasi Pazarli’ya girerken sag kolda, az iceriye girilen bir konumda. Belki cadir kurmak bile mumkundur, sormadik gerci. Ickisiz oldugunu heryere defalarca yazmis. Herhalde fazla talep var ickiye bu yorelerde. Onumuzde Poyrali yolu vardi. Biraz olsun amele yanigindan kurtulmak icin ustumuzu cikardik.
http://img526.imageshack.us/img526/407/edirnegezisi2008185ais3.th.jpg
http://img505.imageshack.us/img505/689/edirnegezisi2008187acopsc6.th.jpg
http://img401.imageshack.us/img401/9672/edirnegezisi2008181copyle4.th.jpg
Yaklasik 10 km’lik bu yolda sag sol gene aycicegiyle doluydu. Kurumuslar ve bicilmeyi bekliyorlardi. Burada daha cok yagi icin ekiliyormus. Baska bir gun bunlarin nasil bicer doverle toplandigina sahit olduk. Koskoca bir makine tarlada bir o yana bir bu yana dolasiyor ve ayciceklerini kafalarindan koparip isini halledip tozunu arkadan atiyordu. Yani insan gucuyle yapsan gunler surecek is dakikasinda oluyordu.
http://img501.imageshack.us/img501/1826/edirnegezisi2008280copyff0.th.jpg
Poyrali’da (16:40) bizi Albayin eski dostu Muzaffer hoca (emekli ogretmen) bekliyordu. Kiraathanede bulusup sohbet ettikten sonra asmalari incelemek ve bahcesindeki sebzeleri gormek icin evine gittik.
http://img514.imageshack.us/img514/9577/edirnegezisi2008191copyvn7.th.jpg
Uzumler tam olmamisti ama tadina bakmamiza da engel degildi. 2-3 hafta sonra oralara giden olursa bolca uzum yiyebilir. Hele bir daldan cikan kocaman bal kabaklari cok ilgincti. Bakcenin oylesine ucra kosesine dogru uzamis ki dal, sasilacak durumda. Hurdalarin arasinda kocaman bir kabak, ama bayagi buyuk birsey. Poyrali kucuk bir koy, 170 haneleri varmis. Burada da bir meshur kofteci varmis. Hatta 2 tane varmis, birisi kasap, et satan, digeri pisiren. Koyun cikisinda hemen tezgahi var (pisiren). Albay cok methetti. Gerci Vize’deki bey biraz fazla yagli oldugunu soylediyse de meraklisi deneyebilir. Poyrali’nin cikisinda hemencecik sola Tozakli sapagindan giriverdik (dikkat kolayca kacabilir) ve bizi gezinin en guzel yolu karsiladi. Dumduz, arkadan esen ruzgarla pedal basmadan, sanki arkamizdan birisi itiyormuscasina yol aldik.
Gunun de en guzel saati baslamisti, hava serinlemis, gunesin rengi kizillasmisti. Tozakli, ardindan Ertugrul, ardindan Karaagac derken puf diye yuksek bir ses geldi sessizligin icinden. Eyvah Albayin 2 senedir patlamayan, cok methettigi Bontrager lastigi patlayivermisti. Adeta nazar degdi. Hem de icinde patlak onleyici sivi da vardi. Orada bir kahveye tezgah actik. Bulent el cabukluguyla lastigi cikardi ve patlagi tesbit etti. Sebep Saray’da lastige basilan fazla havaydi. Jant telleri lastigi cimdiklemislerdi. Buna patlak onleyici de engel olamamisti. Koylulerin saskin bakislari arasinda, bu nasil lastik boyle icinden hava yerine yesil bir sivi akiyordu, albayin yedek lastigi bir turlu bulamamasiyla kalakaldik. O goze bakiyor, bu gozu bosaltiyor ama bir turlu yedegi bulamiyordu. Baktik ki olacak gibi degil, butun gun cantalarin icinden gecilecek gibi bir duruma son vermek icin benim yedegi takip yolumuza devam ettik (sonra Luleburgaz’da Albay yedegi buldu ve degistirdik). 68.km geldigimizde Turgutbey’deydik ve 8 km sonra da Luleburgaz (19:45).
Bizi Rahman kardesimiz karsiladi, yaninda arkadasi Serkan’la. Otelimizi ayarlamis, neredeyse ihtiyac duydugumuz herseyi hazir etmislerdi. Bize Kirklareli’ye gidecegimiz yolun krokisini, orada bulacagimiz arkadasin telefonunu verdiler, zamanlari olsaydi bizimle pedal bile basacaklardi ama ikiside calisan insanlardi ve bizim gibi haftanin ortasinda bos vakitleri yoktu. Ama gelecek sefer icin onceden konusup Luleburgaz cevresini birlikte turlamak uzere anlastik. Rahman’a ve Serkan’a buradan bize gosterdigi ilgi icin tekrar tesekkur etmek isterim.
Fikret alb. tabii gene Orduevine yerlesti, hatta cok begendigi ve dinlenmek icin uygun oldugundan 2 gun kalacagini soyledi. Bundan sonra Bulent’le ikimiz devam ettik Kirklareli ve Edirne’ye. Otelimiz 2 kisi 45 lira olan Otel Surucu’ydu (0288-417 1951 / tek kisi 30,- banyolu, banyosuz 15,-). Merkezde, temiz bir otel. O tarihte Luleburgaz’da Tarim Fuarinin olmasi nedeniyle doluydu, indirim bile yaptiramadik. Bisikletleri lobiye koyduk, tazelendik, bisiklet giysilerimizi degistirip cicilerimizi giyip
) Luleburgaz’in piyasa caddesinde yuruse ciktik. Yemegimizi yedigimiz Cumhuriyet caddesi uzerindeki Evren Et lokantasinda (0288-412 9945) Turkiye-Sili macini izledik. Kapatiyoruz demeselerdi halen kalacaktik. Bulent’le sohbetimiz hic bitmedi gezi boyunca. Lokantadan nazikce cikarilinca tekrar piyasa caddesine donduk.
Kagit helva arasinda dondurmamizla cadde boyunca yuruduk. Orduevini gorunce Albaya hak verdik, boyle yerde kalma imkani bizde de olsaydi (hem ucuz, hem rahat-daha ne olsun ki) biz de 2 gun yatardik vallahi. Ancak cadde hemencecik bitiverdi. Daha dondurmamizi bile bitirememistik. Karsi kaldirima gecip geri yuruduk. Yolda buyuk bir parkin icinde bir ekranda Aliye Rona ve Fikret Hakan’in oynadigi Yillanlarin Ocu (gibi bir adi vardi) filmini perde arkasindan biraz izledik. Siyah beyaz bu filme Luleburgaz’lilar bayagi ilgiliydiler. Dolanip durduk.
http://img84.imageshack.us/img84/3949/edirnegezisi2008204aaf2.th.jpg
sonunda uykumuzun geldigini fark edip odamiza cekilip derin bir uykuya daldik. Ertesi gun Kirklareli’ne gidilecekti. Luleburgaz hakkinda daha fazla bilgi icin:
(link)
http://img501.imageshack.us/img501/6449/rota3kw6.th.jpg
Saray > Cakili 10.km (44 dk. sure bisiklet uzerinde)
> Vize 20.km (1:21:39)
> Pazarli 30.km (2:11:29)
> Poyrali 41.km (3:04:34)
> Turgutbey 68.km
> Luleburgaz 76.km (4:45:03) 15.9 km AVS – 60.3 km MXS – 1530 CAL – 123.64 FAT
Fotograflar Bulent Yamaner’e ait. Rotuslar benden : ))
http://img253.imageshack.us/img253/419/edirnegezisi2008150copysc9.th.jpg
http://img174.imageshack.us/img174/1609/edirnegezisi2008151copydt2.th.jpg
Bu fikirle terkar yolumuza koyulduk ve Pazarli’ya 13:50 gibi vardik. Ancak levhayi gorduk ama altindaki alabalik kismina dikkat etmeyince tesisi gectik. Bunu fark edip yol kenarindaki karpuzculara sordugumuzda geride kaldigini ogrenip ciktigimiz yokusu geri donduk ve tesise girdik. Sogut agaclarinin altinda dere kenarinda pufur pufur esen bir yerdi.
http://img508.imageshack.us/img508/372/edirnegezisi2008171copyme5.th.jpg
Etrafta ordekler, tavuklar ve horozlar dolasiyordu.
http://img512.imageshack.us/img512/8321/edirnegezisi2008166copykx8.th.jpg
Fikret alb. ve Bulent birer alabalik aldilar, yaninda coban salata., bense isirganotu corbasi (muthis bir lezzetti, tavsiye olunur), salata ve yogurt yedim.
http://img84.imageshack.us/img84/1497/edirnegezisi2008162copymz2.th.jpg
Ardindan caylarimizi ictik ve Doga Restaurant’dan (0288-318 3082) ayrildik.
http://img505.imageshack.us/img505/7412/edirnegezisi2008167copyse9.th.jpg
Yemekler gene 8 lira civarinda tuttu. Alabalik porsiyonu 6 liraydi. Burasi Pazarli’ya girerken sag kolda, az iceriye girilen bir konumda. Belki cadir kurmak bile mumkundur, sormadik gerci. Ickisiz oldugunu heryere defalarca yazmis. Herhalde fazla talep var ickiye bu yorelerde. Onumuzde Poyrali yolu vardi. Biraz olsun amele yanigindan kurtulmak icin ustumuzu cikardik.
http://img526.imageshack.us/img526/407/edirnegezisi2008185ais3.th.jpg
http://img505.imageshack.us/img505/689/edirnegezisi2008187acopsc6.th.jpg
http://img401.imageshack.us/img401/9672/edirnegezisi2008181copyle4.th.jpg
Yaklasik 10 km’lik bu yolda sag sol gene aycicegiyle doluydu. Kurumuslar ve bicilmeyi bekliyorlardi. Burada daha cok yagi icin ekiliyormus. Baska bir gun bunlarin nasil bicer doverle toplandigina sahit olduk. Koskoca bir makine tarlada bir o yana bir bu yana dolasiyor ve ayciceklerini kafalarindan koparip isini halledip tozunu arkadan atiyordu. Yani insan gucuyle yapsan gunler surecek is dakikasinda oluyordu.
http://img501.imageshack.us/img501/1826/edirnegezisi2008280copyff0.th.jpg
Poyrali’da (16:40) bizi Albayin eski dostu Muzaffer hoca (emekli ogretmen) bekliyordu. Kiraathanede bulusup sohbet ettikten sonra asmalari incelemek ve bahcesindeki sebzeleri gormek icin evine gittik.
http://img514.imageshack.us/img514/9577/edirnegezisi2008191copyvn7.th.jpg
Uzumler tam olmamisti ama tadina bakmamiza da engel degildi. 2-3 hafta sonra oralara giden olursa bolca uzum yiyebilir. Hele bir daldan cikan kocaman bal kabaklari cok ilgincti. Bakcenin oylesine ucra kosesine dogru uzamis ki dal, sasilacak durumda. Hurdalarin arasinda kocaman bir kabak, ama bayagi buyuk birsey. Poyrali kucuk bir koy, 170 haneleri varmis. Burada da bir meshur kofteci varmis. Hatta 2 tane varmis, birisi kasap, et satan, digeri pisiren. Koyun cikisinda hemen tezgahi var (pisiren). Albay cok methetti. Gerci Vize’deki bey biraz fazla yagli oldugunu soylediyse de meraklisi deneyebilir. Poyrali’nin cikisinda hemencecik sola Tozakli sapagindan giriverdik (dikkat kolayca kacabilir) ve bizi gezinin en guzel yolu karsiladi. Dumduz, arkadan esen ruzgarla pedal basmadan, sanki arkamizdan birisi itiyormuscasina yol aldik.
Gunun de en guzel saati baslamisti, hava serinlemis, gunesin rengi kizillasmisti. Tozakli, ardindan Ertugrul, ardindan Karaagac derken puf diye yuksek bir ses geldi sessizligin icinden. Eyvah Albayin 2 senedir patlamayan, cok methettigi Bontrager lastigi patlayivermisti. Adeta nazar degdi. Hem de icinde patlak onleyici sivi da vardi. Orada bir kahveye tezgah actik. Bulent el cabukluguyla lastigi cikardi ve patlagi tesbit etti. Sebep Saray’da lastige basilan fazla havaydi. Jant telleri lastigi cimdiklemislerdi. Buna patlak onleyici de engel olamamisti. Koylulerin saskin bakislari arasinda, bu nasil lastik boyle icinden hava yerine yesil bir sivi akiyordu, albayin yedek lastigi bir turlu bulamamasiyla kalakaldik. O goze bakiyor, bu gozu bosaltiyor ama bir turlu yedegi bulamiyordu. Baktik ki olacak gibi degil, butun gun cantalarin icinden gecilecek gibi bir duruma son vermek icin benim yedegi takip yolumuza devam ettik (sonra Luleburgaz’da Albay yedegi buldu ve degistirdik). 68.km geldigimizde Turgutbey’deydik ve 8 km sonra da Luleburgaz (19:45).
Bizi Rahman kardesimiz karsiladi, yaninda arkadasi Serkan’la. Otelimizi ayarlamis, neredeyse ihtiyac duydugumuz herseyi hazir etmislerdi. Bize Kirklareli’ye gidecegimiz yolun krokisini, orada bulacagimiz arkadasin telefonunu verdiler, zamanlari olsaydi bizimle pedal bile basacaklardi ama ikiside calisan insanlardi ve bizim gibi haftanin ortasinda bos vakitleri yoktu. Ama gelecek sefer icin onceden konusup Luleburgaz cevresini birlikte turlamak uzere anlastik. Rahman’a ve Serkan’a buradan bize gosterdigi ilgi icin tekrar tesekkur etmek isterim.
Fikret alb. tabii gene Orduevine yerlesti, hatta cok begendigi ve dinlenmek icin uygun oldugundan 2 gun kalacagini soyledi. Bundan sonra Bulent’le ikimiz devam ettik Kirklareli ve Edirne’ye. Otelimiz 2 kisi 45 lira olan Otel Surucu’ydu (0288-417 1951 / tek kisi 30,- banyolu, banyosuz 15,-). Merkezde, temiz bir otel. O tarihte Luleburgaz’da Tarim Fuarinin olmasi nedeniyle doluydu, indirim bile yaptiramadik. Bisikletleri lobiye koyduk, tazelendik, bisiklet giysilerimizi degistirip cicilerimizi giyip
Kagit helva arasinda dondurmamizla cadde boyunca yuruduk. Orduevini gorunce Albaya hak verdik, boyle yerde kalma imkani bizde de olsaydi (hem ucuz, hem rahat-daha ne olsun ki) biz de 2 gun yatardik vallahi. Ancak cadde hemencecik bitiverdi. Daha dondurmamizi bile bitirememistik. Karsi kaldirima gecip geri yuruduk. Yolda buyuk bir parkin icinde bir ekranda Aliye Rona ve Fikret Hakan’in oynadigi Yillanlarin Ocu (gibi bir adi vardi) filmini perde arkasindan biraz izledik. Siyah beyaz bu filme Luleburgaz’lilar bayagi ilgiliydiler. Dolanip durduk.
http://img84.imageshack.us/img84/3949/edirnegezisi2008204aaf2.th.jpg
sonunda uykumuzun geldigini fark edip odamiza cekilip derin bir uykuya daldik. Ertesi gun Kirklareli’ne gidilecekti. Luleburgaz hakkinda daha fazla bilgi icin:
(link)
http://img501.imageshack.us/img501/6449/rota3kw6.th.jpg
Saray > Cakili 10.km (44 dk. sure bisiklet uzerinde)
> Vize 20.km (1:21:39)
> Pazarli 30.km (2:11:29)
> Poyrali 41.km (3:04:34)
> Turgutbey 68.km
> Luleburgaz 76.km (4:45:03) 15.9 km AVS – 60.3 km MXS – 1530 CAL – 123.64 FAT
Fotograflar Bulent Yamaner’e ait. Rotuslar benden : ))


