bu yazacaklarım tamamen kişisel görüşümdür;
bu arabalar sadece bisikletlere çarpmıyor, yayalara da çarpıyor, başka arabalara da çarpıyor, ağaca duvara heryere çarpıyorlar.. çünkü araç kullanmak öngörü ister düşünebilme yetisi ister aracının bakımını eksik etmeyen aklıbaşında adam ister ama ülkemiz ne yazık ki bunlara sahip olmayan ilkokul mezunu sürücülerle dolu!!! ilk araç deneyimini lunaparktaki çarpışan otolarda, amcasının tarlasındaki traktörde, terkedilmiş futbol sahasında tecrübe eden bu insanlar yollara çıktıkları zaman tamamen şansa dayalı bir sürüş tekniği ile ilerliyorlar, düşünmeden hareket ediyorlar, kucağında bebeğiyle direksiyona geçiyorlar, emniyet kemerini sırf kontrollerde ceza ödememek için takıyorlar, aslında ne kadar hayati birşey olduğunun farkında değiller, kavşaklara yavaş girmeleri gerektiğini bilmiyorlar, kırmızı ışıkta 30saniye beklememek için deli gibi gaza abanıyorlar, hatta çoğu sürücünün trafik levhalarının ne anlama geldiğini bilmediklerine eminim.. devlet ehliyet almak isteyenlere ciddi bi eğitim zorunluluğu getirse muhtemelen kısa vadede %90 başarısız olacaktır idareciler de bunun farkında.. uzun vadeli eğitim planları uygulayalım desek uzun vadeli planlar konusunda ülke olarak başarılı değiliz ne yazık ki..
kısacası bu yaşananlar sadece bisiklet sürenleri bağlamıyor, ülkenin genel durumu bu şekilde.. hiç birşey yapmayalım mı, tabi ki sesimizi duyuralım, ne kadar şeyi değiştirebilirsek başarıdır ama idareciler ne kadar yeni kurallar getirse de cahil insanlar yine aramızda olacak aynı şekilde araç kullanmaya devam edecekler.. bu nedenle iş başa düşüyor, her zaman son derece dikkatli olmak zorundayız, her sürücünün potansiyel bir risk olduğunu unutmamalıyız, kavşaklarda yol hakkı benim demek yerine yavaşlayıp kontrollü geçmeliyiz.. biz bisikletlerimiz ile elimizden geleni yapalım, bundan ötesi nasip işi.. ilk başta yazdığım gibi bu söylediklerim sadece kendi düşüncelerimdir, kimse üzerine alınmasın sözüm meclisten dışarı!!!