Trafikte bisiklet kullanmanın güvenli yolları, tavsiye ve tecrübeler.

1995 yılında sürücü ehliyeti için gittiğim kursta verilen kitapta, hindistanda trafik kuralı olmadığını; Türkiye'nin 10 katı kadar trafikte araç, 20 katına yakın nüfus olduğunu ama trafik kazasının ise Türkiye'dekinin 10da biri olduğu yazıyordu. o kitaptan aklımda kalan tek ayrıntı bu o kadar uyduruk bir kitaptaki bu belkide tamamen yanlış bilgi gülümsetmişti beni. 1992 den beri İzmir ve Ankara trafiğnde bisiklet sürüyorum. bu forumdaki pekçok kişinin yaşından fazla bir süre ediyor. bisiklette edindiğim deneyim, sonraki yıllarda otomobil kullanırken çok işime yaradı.
trafikte yaya diye birşey yok; yayanlar var. motorlu araç sürücüsü ise bulanık mantıkla, yazılımı tam olgunlaşmamış, yarı insansı robotlardan oluşuyor. bisikletli ise bu değişkenler arasındaki cambaz.

yayalar, bisikletliyi kaale almıyor. ortalama 22-30 km hızla kaptırmış geliyorsunuz. yol ile kaldırı/banket arasındaki 50 cmlik alan bisikletlinin yaşam alanı. bizim yayanlar kaldırımda beklemez. illa ki o yola inecek. halbuki, kaldırımdan yola adım atması yarım saniyelik hadise ama yok yazılımında böyle bir bilgi. üstelik sizin geldiğinizi görür yine de bisikletlinin önüne atlar. yaya(n)lara azami dikkat edin. hele hele çocuklara. annelerinin ellerinden kurtulunca, hiperaktivitenin verdiği enerji ile fizik kurallarına aykırı tavırlar sergileyebilirler. yayalara sağlam bir newton fiziği bilgisi vermek gerekiyor. momentum denilen birşeyden, enerjinin korunumundan falan haberleri yok. ben bir kaçına çarparak öğretmiş oldum ama benim de canım yandı; hem fiziken hem vicdanen. ama benim bireysel verdiğim eğitim sınırlı tabii ki. yani kaç yayaya ulaşabildim ki? çok çok 5-6.

taksi şoförlerinden hiç çekinmeyin. onlar çok gıcık otomobil sürüyor olabilirler ama bisikletle gezdiğim 22 yıl boyunca; o iki büyücek şehirde hiç sıkıntı çıkarmadılar. yol verirler ve temkinlidirler. çünkü başları derde girsin istemezler. derde giren başları taksilerinin çalışmasını engeller bu da para kaybı demektir.

Allah cümlemizi belediye otobüsü ve minibüs şoförlerinin şerrinden korusun. aniden önünüze kırarlar. yoldan yüksekte oldukları için, alıcıları yolda bekleyen potansiyel yolculardan ve trafik polislerinden başkasını görmez. hep aynı güzergahta gidip geldikleri için minik heyecanlar peşinde koşarlar ve bisikletlilerle yarışmaya bayılırlar. tabii ki, onlaı geçerseniz intikamları acı olur.

lütfen hanımefendi sürücüler alınmasın ama, tüylerimi diken diken eden yegane sürücülersiniz. direksiyona o kadar yaklaşıyorlar ki, dikiz aynaları geride kalıyor. zaten pek çoğunu kırmızı ışıklarda dikiz aynalarında makyaj kontrolünde yakalamışlığım var. o aynaların asıl amacı farklı. sinyalleri de şaşırtmalı vermekte üstlerine yok. sağa sinyal verip sola dönmeleri çok eğlenceli, tam tersi de öyle.

şehirler arası yolda tır şoförleri de, yolun tekdüzeliğini, yanınızdan geçerken havalı kornalarına asılarak bozuyorlar. insanın tüm iç organları ve varsa böbrek taşları rahatsız oluyor.

ama tüm bu detayları ve gariplikleri görmemi sağladığı için trafikte bisiklet sürmeyi çok seviyorum yine de.

@Mehmet Levent

Dayanamayıp paylaşıyorum... Bu videoyu izlerken sinir krizleri geçiresim geliyor (evet Hindistan burası) :

@Edip Dinçer

Bu video meshurdu ya bir kac sene once. Her izledigimde ayri bir heyecan

@Edip Dinçer

Onun sistematik hali de bu:

Yahu bunlar bildiğin MANYAK.

@Edip Dinçer

Trafikte karsilikli hosgörünün videosu olmus, ama bizim anladigimiz, yasalarla belirlenmis "trafik" olarak nitelemek mümkün degil!

önümden ağır ağır giden dodge fargo kamyonet aniden durunca ben beklenmedik bu hareket karşısında duramadım ve jantım, kamyonele asfalt arasına diklemesine sıkıştı. çekiyorum çekiyorum çıkmıyor. kamyone hareket ederse, arkası azıcık oturacak ve benim jantın helvasını karacak. o an yaşadığım stresi üniversite sınavında yaşamadım (evet inek bir öğrenciydim). zor bela bisikletin önünü kurtarmamla saliseler içinde kamyonetin hareket etmesi bir oldu. önünüzdeki araçları durabileceğinizi kestirebileceğiniz mesafeden daha yakın takip etmeyin derim.

bilmediğiniz asfalt yada beton yollarda bilhassa ince jantli bir bisikletle hızla gitmeyin. ilk gidişiniz keşif gezisi gibi olsun. çünkü yağmur suyu mazgalları gittiğiniz istikamete dik yerleştirileceğine her nedense paralel yerleştirilmiş mi öğrenmiş olursunuz; tabii ki, ön teker mazgala dalıp bisiklet sizi üzerinden atmadan. avrupa başkenti, yok yok dünya başkenti, hayır hayır uzay başkenti ankarada bu mazgallardan o kadar çok tuzak kurulu ki, küçük dilinizi yutarcasına onlarcasından kurtulunca iman tazeleyerek öğreniyorsunuz.

@ihtiyar

dostum ihtiyar,
osmanlı imparatorluğu zamanında bu imparatorluk bisiklete ehemmiyetmi göstermiş acaba ,osmanlı zamanında kim bisikletin kitleselleşmesi için çaba sarfetmiş ,adama derlerki arkadaş habire laf üretiyorsun oturupta bi şey icat etmiyorsun bisikletimi bulduk acaba türkler neyi bulmuş biz yorganın iğnesinin büyüğünü kendimize her gün batıracağız ,günaha her gün ortak olan bu ülkenin şimdiye kadarki yöneticileri ve halkı olmuştur ,
batı diyoruz batıda hangi batı,akılcı batı kafayı çalıştıran batı,gevur çalışmış icat etmiş önümüze koymuş en başta osmanlının önüne koydu ,tarihe bakacağız biz akdenizde hakim idik biz tahtadan gemiler ile barboros hayrettin ile muzaffer idik peki ne olduda biz kaybettik , tarihte milletler icat ettikleri silahları ile konuştular,sizin ağır sanayi hamleniz osmanlı zamanında ne alemde idi ,osmanlı kruvazörmü yapmış savaş uçaklarımı yapmış onu geçtim bisikleti osmanlımı icat etti orta asyadan bu yana türkler neyi icat etti ona bakacağız önce kendi öz eleştirimizi yapacağız ,üretmeyen uluslar başka ulusların kölesi olur yani gevurun yedek parçasına gebe kalırsın ve asla sen sen olamazsın ,türk malı olacak made in turkey yazacak etiketlerde ,siz savaş uçağı yapacak idiniz siz otomobil yapacak idiniz hiç bi şey yapmıyorsunuz ,dünyaya kavun karpuz satarak süper devlet olamazsınız ya da tekstil,dünyanın efendileri bellidir ,abd -rusya diğerleri konuşma hakkına asla sahip değildir ,2 dünya savaşı adamlar bütün dünyaya yaltada bunu kabul ettirmişlerdir ,ha biliyorsun birileri abd merkez bankasında dolar basma yetkisine sahip bu aile bu abd yi bırakıpta tasını tarağını toplayıp çine yatırım yapar çini dünyanın başına bela eder ise bilemem,küresel sermayenin bayrağı yoktur bankerlerin ülkesi yoktur para basanın dini imanı yoktur devletleri bile satın alırlar ,200 yıldır tarih yazan bi aile var dünyanın haberi yok 15 trilyon doları kontrol eden güce kafa atamazsınız ,sizin merkez bankasında 60 milyar dolar zarar oldu birileri taksimi planladı demekki neymiş bu güc istediği an sizin merkez bankasında döviz kazancınızı zarara sokabilir ,siz 135 milyar dolar diye böbürlenirken 60 milyar dolarınızın eridiğini gördünüz,parayı kim basıyor ise dünyada o güçlüdür bu gün dünya parası dolardır ,evet nereden geldik buralara değilmi dostum ihtiyar bisikletin bu ülkedeki yerini irdelemek istedik ,topiğin adı ise trafikte bisiklet kullanmanın emniyetli yolları idi,
bu nedir ,bi kere sizin alt yapınız ne alemde ona bakacağız tabi ,sizin asfalt kaliteniz ne alemde ,ve kültürünüz varmı yani bisiklet kültürü ,tarihler boyunca olmamış kitlesel olamamış,
habire batı örnek gösterile gösterile bazen bende kendimden sıkılır gibi oluyorum çünki ben söylüyorum ben işitiyorum ,
eylem olmaz ise her şey havada kalır biz millet olarak konuşup durduk asırlarca ve batıyı asla kafaca geçemedik onlar icat etti biz tribünden seyrettik,birileri yapar türkler bakar ,biliyorsun bi zamanlar slogan var idi eller aya biz yaya ,valla bu gelişen dünyayı gerek sanal dünyayı ve de teknolojik atılımları nasıl yakalarız artık allah bilir ,

videoya baktımda valla yorum yok tabi ,tarhana çorbası

Kudret abi, ufak bir ekleme yapacağım izninizle. Aynı aile birçok başka ülkenin de merkez bankalarında hissedar ve yine para basma yetkisine sahip. Hatta bizim merkez bankamızda bile çok cüzi bir hissesi var. Merkez bankasında 60 milyar dolar gitti ama geri geldi. Onlarda bunu anlamaya çalışıyorlar. Dolarları hızla eridiği halde nerden tamamlıyorlar diye. Tabi Türkiye kayıt dışı ve kara para aklama cenneti olunca, sistem dışardan devir daime devam ediyor. Asıl meselemize gelecek olursak, toplum olarak çok uzun yıllardır uç noktalarda ve kuyruk acıları ile yaşıyoruz. Toplumsal payda çeşitliliğimiz çok fazla olmasına rağmen biz ülke olarak 3-5 inde bile anlaşamıyoruz. Bundan sebep kutuplaşmaların önüne geçip, göstermemiz gereken atılımları yapamıyoruz. Milli değerlerin ve yeni kazanımların oluşabilmesi için, toplumsal barışında sağlanmış olması lazım. Ülke olarak "EMPATİ YOKSUNU" olduğumuzdan sebep birbirimize saygı duymuyor, hep saygı duyulmayı bekleyen konumunda kalıyoruz.

trafik, teorik olarak, tarafların birbirine saygı gösterdiği bir mecradır. bu çok kitabi bir cümledir. uygulamada ise, saygısızlık hadsafhadadır. yol verilmez alınır düsturdur. ben AB komisyonunda görevli olsam ve Türkiye AB ye girsin mi girmesin mi diye kontrole gelsem, sadece Ankara kızılayda karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayalara bakar ve trafik ışıklarına riayet etmediklerini gördükçe AB ye ülkeyi almazdım misal. yığın birikiyor,bir kısmı yola iniyor; yola inenlerle 3 şeridin biri yaya doluyor. azalan arabalara göre güruh bir şerit daha ilerliyor ama gelen taşıt sayısı artınca gerisin geri bir şerit geri gidiyor mehteran gibi. bu işkence veya komedi eğlence 120 saniye sürüyor. askerde, acemi eğitiminde hazrol dedikten sonra konutanın bizi 140 dakika kesintisiz hazrolda bekletmesinin yanında 2 dakika beklemek hele böyle görüntüler de varsa tam bir eğlence. orta asyadan at üstünde ülkeler fethetmiş olabilirsiniz ama göçebe kültürü kaybetmediyseniz şehirler size dar, 120 saniyelik kırmızı işıklar bile zulüm gelir.

inançlı biriyseniz, İnancınıza; değilseniz kendinize ve bisikletinize güvenip bırakacaksınız akışa ve maalesef bir mayın temizleme uzmanı kadar pür dikkat olacaksınız.

Ben de kendi sayfamda, 2 sene önce bu konuyla ilgili bir şeyler yazıp, basit şekillerle bazı durumları izah etmeye çalışmıştım. Eklemeler yapmaya da devam edeceğim.
(link)

Araçlardan çok yayalara dikkat edin yeter,bugüne kadar 1-2 ciddi kaza geçirdim hepside yayalar yüzünden,ne yapacakları hiçbir zaman kestirilemiyor sığır çok. 2 tekerde öngörü önemlidir,bu araba sinyal vermedi ama döner,kapısını açabilir,yayayla göz göze geldim beni bekler ama genelde beklemez yavaşlayayım,uzağından geçeyim vs gibi. Tabi bir öküz gelip,arkadan vurup ta kaçabilir buna yapacak bir şey yok maalesef.

Konu hala kapanmadigina göre bu gün yasadigim bir olayi anlatayim! Gülsem mi aglasam mi pek karar verilebilecek bir sey degil, ama ülkemiz insanini cok iyi anlatan bir olay oldugu icin aktarmakta yarar görüyorum.

Bugün antrenman dönüsü evime 500 metre kala yine bu yakinlarda oturan bir dostuma rastladim. Laptop, ceket, sirt cantasini filan yüklenmis, bisikletle fakülteye gidiyordu. Kendisi Bingöl dogumlu, cok cana yakin, cok kafasi calisan, mikro teknoloji, organik sensorlar ... gibi 4 teknik bölüm bitirmis, üniversitenin arastirma enstitüsünde calisan bir bilim adamidir. Hani ülkemizin sahip cikmadigi, bu yüzden bilgi ve gücünü yabancilara satmak zorunda kalmis pirlantalardan birisidir.
Velhasil evime 100 metre kala sohbet ederek yavas yavas giderken 30 metre önümüzdeki demiryolu gecidinin kirmizi isigi yandi ve akustik sinyal veren can da tinlamaya basladi.

Sevgili bilimsel arastirmaci dostum:

- Cabuk bariyerler inmeden gecelim!
- Metin bey, yavas kirmizi yandi görmüyormusun?
- Simdi bes dakika treni mi bekleyelim?
- Canim kardesim, bu konuyu Türkiye' deki bisikletci dostlarimla tartismaktan dilimde tüy bitecek, bak forumda yazarim ha bu söylediklerini!
- Cidddi misin?

Neticede durdurdum ve trenin gecmesini bekledik! Yillardir yabanci ülkelerde bilim adami olarak calisan, bisikletli olarak trafige giren, sadece 5 dakikayi bahane ederek yasayi cignemeye hazir bir kültürün insani, benim sevgili dostum!

Bu anlattığınız insan beyninde ne kadar çeşitli bakış açılarının barınabildiğinin bir göstergesi..

"Bir gün her yerde bisiklet yolu olsun." Diyeceğim ama dilim varmıyor. Bisiklet yolunu yürüyüş yolu sanan yayalar, belediye otoparkı sanan araçlar oldukça onların da bir anlamı kalmiyor. Her 50 100 metrede bisiklet yolundan çıkıp ana yolda sürmek zorunda kalıyoruz resmen.
Bence bisikletliler trafikteki en duyarlı sürücüler. Gerek kurallara karşı gerek diğer araçlara ve yayalara karşı.
Bunları burda yazmak ne kadar doğru bilmiyorum ama burdaki herkes bunların bilincinde. Yapılması gereken diğer insanlara bunları kavratabilmek. Daha iyi anlatabilmek.
Konu için teşekkürler inşallah çok daha fazla kişiye ulaşır bunlar.

GT-I9500 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Benim en büyük korkularım emniyet şeridinde seyrederken dalgın sürücüler,

şehiriçinde hiç sağına soluna bakmadan kapılarını açanlar ve araçların arasından sanki ne varsa bir hışımla çıkanlar.

En büyük tehlikeyi bizim için bunlar oluşturuyor.

Ben hep trafiğin az olduğu yerlerden ve kaldırımlardan gidiyorum,çok iyi oluyor

Eh işte bisiklet yolunun olmadığı yerlerde kaldırımda sürmek trafik kurallarına aykırı.
Bisiklet yolu yok ise yolda ve sağdan sürmek zorundasınız " kurallara göre "

@Emre Yönlüer

Bizim kaldırımlar geniş