Özellikle düzenli egzersiz yapan çoğu insan teri egzersizin bir ölçüsü olarak düşünür. Ne kadar ağır çalışırlarsa o kadar çok terlerler. Ancak daha kesin ilişki hipotalamus tarafından kontrol edilen vücut sıcaklığı ile ter miktarı arasındadır.
Vücut egzersiz sırasında daha fazla ısı üretir ve fazlasını da kaybetmesi gerekir. Cilde olan kan akımını artırmak için kılcal damarları açarak vücut konveksiyon ve buharlaşma yolu ile ısı kaybeder. Eğer dış ortam sıcaklığı ve nem düşükse ter buharlaşır, cilt kılcal damarları soğur ve vücut sıcaklığı düşer.
Doğal olarak bazı sporcular daha fazla terler. İnsanların termoregülatör gereksinimleri farklı olduğundan ter miktarı değişmektedir. Araştırmalar, insanların oluşturdukları ter ile hissettikleri miktarın her zaman aynı olmadığını göstermiştir. Farklılığı yaratan çevre sıcaklığı ve nem miktarıdır. Çölde terin hissedilmediği fakat yüksek nemin bulunduğu deniz kıyısında yavaş buharlaşma yüzünden terin biriktiği gözlemlenir.
İdeal kiloya sahip ve sağlıklı insanlar daha az ısı depoladıklarından sıcaklık stresinden daha iyi korunurlar. Yapılan çalışmalar, sporcuların antrenman yapıp fiziksel olarak daha iyi hale geldiklerinde, ter bezlerinin termoregülatör gereksinimlere daha çabuk yanıt verdiğini göstermiştir. Fiziksel olarak aktif spor yapan kişilerin daha büyük ter bezleri olduğu da yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. İyi antrenmanlı bir sporcunun soğuk bir iklimden sıcak bir iklime taşındığında, o iklime alışması 14 ila 20 gün sürer. Ter genellikle yaz mevsiminin başında vücudun sıcak havaya alıştığı yaz sonuna göre daha tuzludur. Sıcağa alışan vücut tuzu tutmaya başlar. Yani başka bir deyişle, sıcak iklime alışık insanlar, alışmamış olanlara göre daha az terlerler.
Sporcular aşırı miktarda terlediklerinden sıcak yorulması gibi sorunların gelişmesini önlemek adına sıvı replasmanı yapmalıdırlar. Vücut ısısı yükselmeye devam ettikçe dehidratasyon oluşuncaya kadar terleme devam eder. Dehidratasyon sırasında suyu korumak amacıyla doğal bir adaptasyon olarak vücut terleme miktarını azaltır.
Vücut suyunun miktarındaki azalmanın neden olduğu elektrolit konsantrasyonlarındaki artışa yanıt olarak terleme durur. Hem azalmış kan volümü hem de elektrolit dengesizliği terlemede ve cilde olan kan akımında bir azalmaya neden olur. Kaybedilen sıvı yerine konmazsa terleme durur, vücut sıcaklığı normal sınırların üzerine çıkar ve sıcak yorulmasını izleyen ısı inmesi oluşur. Terlemenin durması sıcaklık yorulmasının ilk uyarı işaretleridir. Susamış olup olmadığına bakmaksızın sporcular egzersiz sırasında her yarım saate bir yaklaşık 1/2 litre sıvı almalıdırlar. Bu çok sıcak ortamlarda onbeş dakikaya kadar inebilir. Vücut tarafından kaybedilen her bir litre ter 2 gr sodyum klorür ( tuz ) içerir. Bunun çok iyi takip edilmesi gerekir. Gereğinden fazla kaybedilen tuz hayati fonksiyonların yavaşlamasına ve hatta durmasına yol açabilir. Başarılar dileklerimle...
Vücut egzersiz sırasında daha fazla ısı üretir ve fazlasını da kaybetmesi gerekir. Cilde olan kan akımını artırmak için kılcal damarları açarak vücut konveksiyon ve buharlaşma yolu ile ısı kaybeder. Eğer dış ortam sıcaklığı ve nem düşükse ter buharlaşır, cilt kılcal damarları soğur ve vücut sıcaklığı düşer.
Doğal olarak bazı sporcular daha fazla terler. İnsanların termoregülatör gereksinimleri farklı olduğundan ter miktarı değişmektedir. Araştırmalar, insanların oluşturdukları ter ile hissettikleri miktarın her zaman aynı olmadığını göstermiştir. Farklılığı yaratan çevre sıcaklığı ve nem miktarıdır. Çölde terin hissedilmediği fakat yüksek nemin bulunduğu deniz kıyısında yavaş buharlaşma yüzünden terin biriktiği gözlemlenir.
İdeal kiloya sahip ve sağlıklı insanlar daha az ısı depoladıklarından sıcaklık stresinden daha iyi korunurlar. Yapılan çalışmalar, sporcuların antrenman yapıp fiziksel olarak daha iyi hale geldiklerinde, ter bezlerinin termoregülatör gereksinimlere daha çabuk yanıt verdiğini göstermiştir. Fiziksel olarak aktif spor yapan kişilerin daha büyük ter bezleri olduğu da yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. İyi antrenmanlı bir sporcunun soğuk bir iklimden sıcak bir iklime taşındığında, o iklime alışması 14 ila 20 gün sürer. Ter genellikle yaz mevsiminin başında vücudun sıcak havaya alıştığı yaz sonuna göre daha tuzludur. Sıcağa alışan vücut tuzu tutmaya başlar. Yani başka bir deyişle, sıcak iklime alışık insanlar, alışmamış olanlara göre daha az terlerler.
Sporcular aşırı miktarda terlediklerinden sıcak yorulması gibi sorunların gelişmesini önlemek adına sıvı replasmanı yapmalıdırlar. Vücut ısısı yükselmeye devam ettikçe dehidratasyon oluşuncaya kadar terleme devam eder. Dehidratasyon sırasında suyu korumak amacıyla doğal bir adaptasyon olarak vücut terleme miktarını azaltır.
Vücut suyunun miktarındaki azalmanın neden olduğu elektrolit konsantrasyonlarındaki artışa yanıt olarak terleme durur. Hem azalmış kan volümü hem de elektrolit dengesizliği terlemede ve cilde olan kan akımında bir azalmaya neden olur. Kaybedilen sıvı yerine konmazsa terleme durur, vücut sıcaklığı normal sınırların üzerine çıkar ve sıcak yorulmasını izleyen ısı inmesi oluşur. Terlemenin durması sıcaklık yorulmasının ilk uyarı işaretleridir. Susamış olup olmadığına bakmaksızın sporcular egzersiz sırasında her yarım saate bir yaklaşık 1/2 litre sıvı almalıdırlar. Bu çok sıcak ortamlarda onbeş dakikaya kadar inebilir. Vücut tarafından kaybedilen her bir litre ter 2 gr sodyum klorür ( tuz ) içerir. Bunun çok iyi takip edilmesi gerekir. Gereğinden fazla kaybedilen tuz hayati fonksiyonların yavaşlamasına ve hatta durmasına yol açabilir. Başarılar dileklerimle...


