Scudo Sports

tayland(kuzey)-laos-kambocya-tayland(guney)

@Ümit Bozyılan

Adamlar(yabancılar) yaşamayı biliyorlar dostum. Benim de imkanım olsa o ülke senin bu ülke benim bir bisiklet turu yapmak istiyorum.. Umarım birgün Dünya'nın farklı biryerinde bisiklet üzerinde karşılaşırız dostum kib.
 
Scudo
13 07 09
bu gun phnom penhte son gunum. sabahtan bisikletimi onarip ( jant telim kopmus) biraz sehir turu yapmaya karar veriyorum. Buraya gelirseniz kapitol guesthouse yakinlarinda bisiklet meraklisi bir resturran sahibi malezyali var. 15 kadar bisikleti olan bu genc bisikletimi tamir etmemde bana yardimci olmustu. Malezya resturaninin ust kati tamamen biikletler icin ayrilmis ve ayrica bisiklet meraklilari icinde bir bulusma yeri haline gelmis.
kambocyada buyuk bir problem gerekli malzemeyi bulmak. burada bircok sey taylanddan getiriliyor. taylanddan getirilen malzemeler ise oldukca pahali. kendime yeni bir defter alip kitaplarimi degistirip biraz sehir turu yapiyorum.
ilk is gordugum komforlu bir berbere girmek. oldukca uzamis olan sakalimi ve sacimi temiz tutmak zor olmaya basladi. laosta yolda insanin kafaasina ortasi delinmis bir gazete sayfasi gecirip sac trasini yapiyorlardi. buradaki tek fark lavabo olmamasi. sac ve sakal trasi normal. sadece su kullanmamalari ve sakalimi kuru tras etmeleri biraz can yakiyor. sacimi yikatma islemi ekstra ucret gerektiriyor ve aslinda bir masaj. oldukca ilginc bir denegim oldugu icin mutlaka taviye ederim.
tras sonrasi tamamen degisiyorum. kilo verdigimi farketmemistim fakat yuzum zayiflamis. ayrica ortaya cikan buyuk burnum kizlarin baya ilgisini cekiyor. bazilari elleri ile burnumu isaret edip guluyoryar ve neden gulduklerini sorunca burnumun cok guzell oldugunu soyluyorlar. ayrica sacimi yandan ayirmasi beni 20 yil onceinin turkiyesine geri goturdu.
yolda gordugum yerel bir tektekci (ozellikle hizli ve 1 yada 2 kadeh icki icilen mekan-izmirde basmanede bulmak mumkun) ilgimi ekiyor ve iceri daliyorum. burasi aslinda bir eczane fakat aksamlari tektekci oluyor. kendi urettigi viski yerel halk tarafinda bayaa tutmus olacak ki mekan kalabalik sayilar. viski cok sert sadece denemek icin iki kadeh iciyorum.
burada enterasan bir durum mekanlarin tek bir is yapmamasi. taylandda sadece bir dukkanda deniz yatagi, saksafon, gitar, yedek lastik bulmak mumkundu. buradada bir eczanenin ve bir pupin ayni mekan olusu sasirtici degil.
 
14 07 09
phnom penht - stung
80km

bisiklet icin sinir bozucu bir yol. oldukca sevimsi tozlu dar ve kalabalik yollardan sonra stung a vardim. ilk is oda bulup ne var ne yok anlamak icin lonely planete bakmak oldu. ve burasi ile ilgili enterasan bir bilgi; burasi orumceklri ile meshurmus. bende disariya cikip denemeye karar verdim. sadece bir ayagini denedigim orumcekler cok ucuz degil. fakat gorunuklerinden daha lzzetli olduklarini soyleyebilirim. kullandiklari baharat ve pisirme turleri orumcekleride diger yemekler gibi lezzetli yapmis. yaklasik 6-7cm uzunlugunda olan orumcekleri gorunce bizdeki midyecileri hatirladim nedense...
burada biraz sehiri gezip bir caycida kahve ve cay iciyorum. kasabanin tum erkekleri burada. fakat cayci kadin. burada calisanlar sadece kadinlar. ozellikle ufak yerlesimlerde ortalikta bir erkek gormek mumkun degil sehirde sadece kadinlar varmis gibi.

orumce icin tam not alan bu sehire gelirseniz mutlaka fruit shake denemelisiniz. bulundugum butun sehirde mutlaka denedigim fruitshake burada sanki bambaska birsey. sadece ikitane icmis olduguma hala uzuluyorum
sevgiler.
 
Aman Evrim kardeş gıdana dikkat et fazla zayıflama sürekli enerji harcıyorsun harcadığını eksiksiz yerine koyman lazım. Sağlıklı olmalısınki daha fazla gezebilesin. Bizde senin sayende daha fazla yer görüp daha fazla bilgi sahibi olabilelim. İyi şans ve güzel günler seninle olsun. En kısa zamanda iyi haberlerini merakla bekliyoruz. Selamlar.
 
merhaba evrim

çok güzel gezi düzenliyorsunuz turnuzu baştan sona takip ediyorum ve resimleri heycanla bekliyorum kendini sakın yanlız hissetme burada bir süre göz senin takip ediyor
 
Sevgili Evrim,

Laos, Kambocya, yollar, problem cikaran bisikletin, degerli baban, seni takip eden diger forumkolikler, internet bulma sikintilari, lonely planet arayisi, Israilli ilginc kiz, cilgin bir adamin cilgin bisikleti, yedigin o ilginc yemekler, 4 kizla ayni yatakta otobus yolculugu, nehirler, rampalar, dag manzaralari, sana carpip kacan cocuk -yakaladiginda gulup yeniden kacan-, Rus asilli Italyan Tatiana... Ve belki de daha onlarcasi sadece su anda forumda, daha da otesi onbinlerce farkli dusunce bakis acisi birer minik kare ise senin zihninde su anda. Her seyden once babana bir tesekkur etmek istiyorum. Sanirim ileride bir cocuk sahibi olursam onun yaptigi gibi ozguveni yuksek,cesur, sabirli ve paylasimci bir evlat yetistirmeyi isteyecegim. Boyle ornek babalarin var oldugunu bilmek cok mutluluk verici bir olay.
Tekrar sana ve yolculuguna donelim. Sabrin, istegin, bakis acin, su anda gezegende hakim olan sistemi son derece iyi bir sekilde ozetleyen o muhtesem hikayen (bebek-bez), babasinin öldugunu ogrendigin bir ulke hakkinda icsel kesfin, dogrudan-dolayli verdigin mesajlar ve daha bir cok sey.
Simdi de donup kendime bakiyorum. Gezegende gorulmesi, yasanmasi, tadilmasi gereken onca sey dururken bizler hizla akip giden zamana bile aldiris etmeden hala gunluk dertler pesinde kosuyoruz. Daha iyi bir kariyer, maas, hayat standardi, ... vb. Sartlandirildigimiz ve bir parcasi oldugumuz bu makinalasmis hayat duzeninden bir parca (aslinda cok buyuk bir parca) beni ve ben gibi daha nicelerini alip koparip bize bambaska ufuklar actigin icin, bize sevk verdigin icin her seyden onemlisi kendini bizlere tanittigin, sundugun ve yasadiklarini paylastigin icin sonsuz tesekkurler.
Bir insan icin fiziken yapayalniz hic bir iletisim kuramadigi bir cografyada iken bile, bir cok insanin kalbinin kendisi ile birlikte attigini bilmesi, o insanlarin her gun bilgisayarlarinin basinda kendisinden bir haber bekleyisleri sanirim cok buyuk bir mutluluk olsa gerek..
Kendine cok iyi bak Evrim arkadasim..
 
15 07 09
stung - khompong thom 93km
odo 3529km
12 oda dahil 36.2 bin R toplam harcama.

sabah erken kalkip dun ictigim nefis fruitshake lerden birtane daha icmek ve bulabilirsem ucuz su bulup biraz depolamak icin pazar yerine gittim. fruitshake bulmayip biraz uzgun ucuz su bakinirken birisi yardim olabilirmiyim diye seslendi. yanlis hatirlamiyorsam (o gun ku konusmamiz ile ilgili bilgileri yazmistim, simdi hicbiri aklimda degil) ingiliz olan ve burada 12yyil yasayan yabanci ile sabah kahvesini icip keyifli bir sohbet yasadik. yola koyulunca o keyifli sohbetin yarattigi mutluluk bir anda kayboldu. tozlu camurlu yollar bir sure sonra insani usandiriyor. yolun en zor ve bozuk kismini atlatali 15km kadar olmusken bir tandem bisikletli cift ile ilginc bir karsilasma yasadik. kisa bir sohbetin ardindan amerikali ciftin asyada gordukleri ilk bisikletci ve tabi ilk turk benmisim ogrenmis oldum. erik ve kris ileilgili bilgileri www.vent5.com adresinden bulmak mumkun. acikcasi planladiklari dunya turunu neredeyse bitirmek uzere olan bu ciftin bloglarinda degerli bilgilere ulasmanin mumkun olacagini dusunuyorum. erik 2m civarinda kris ise 155 civarinda olduklarinda ve tandem bisiklet kullandiklarindan oldukca ilginc bir goruntu olusturuyorlardi. bisikletten inince bile arka arkaya duran biri kisa biri uzun seleler hala aklimda.
yolda gaye lezzetli besleyici ve ucuz bir yemek buluyorum. kizarmis hamur isi, karides koftesi, kizarmis muz beni tikabasa doyuruyor. hepsi sadece 3bin R.
aksam vardigim sehirde yapacak cok fazla birsey yok. odama yerlesip biraz turluyorum. eh iste sayilacak ortalaama bir yemek ardindan burada cok yaygin olan bir etkinlige katiliyorum. bu etkinlikte kasaba halki bir parkta toplanip beraber jimnastik harekeleri yapiyorlar. muzik esliginde yapilan bu hareketler daha sonra belli bir sirada yapiliyor ve toplu bir dans olusuyor. basindan bu etkinlige katiplip biraz ozen gosterirseniz bu dansi tamamlamak mumkun. ben beceremedim acikcasi. burada oynanan ayak voleybolu denebilecek bir oyundaha var. gorundugunden biraz daha zor oln bu oyunda 1 saat kadar vaktimi aldi.
aksam beni uzaktan gulerek yanlarinna cagiran ve burnum ile o keyifli iltifatlarla beni simartan iki kambocyali kiz gunumu daha da keyifli hale getirdi.
acikcasi kisa bir aksam molasi verdigim bu kasaba beni oldukca iyi agarladi.siem rieb e yaklastikca keyfim yerime gelmeye basladi.
sevgiler.
 
16 07 09
khomponh thom - siem riep 150km
61.6bin R 12bin R od dahil
en sonunda trafik sorunu nu cozuyorum. siem rieb e yaklstikca trafik aaliyor yollar duzeliyor.
bugunluk 150km mesafe yapmam gerektiginden biraz dikkatli olmam gerekiyor. yol duz olsa bile karsidan esen ruzgar bir dezavantaj.
biraz motive olmak icin odo metreye bakarak 3600km kutlamasi yapmak istiyorum. 3600.km beni biraz motive edecektir. Daha once bahsettim mi bilmiyorum ama burada yol kevarinda mesafe taslari var. nrede ise her km de bir bulunan bu taslar yolun kacinci km sinde bulundugunuzu, ilerideki sehirin kac km mesafede oldugunu, ve yol numarasini gosteriyor. bu taslar sayesinde cok fzla soru sormadan yolunuzu bulmak mumkun. tam 3600 km kutlamasina 1 km kalmisken bozguna ugruyorum. fotografini mutlaka ekleyecegim bir yol mesafe tasi beni allak bullak ediyor.
tas ta sunlar yaziyor

HOME
306gun
29645km

benden onceki bir bisikletcinin yaptigi ve 30bin km kutlamasina hazirlandigi bir an. oda ayni yollardan gecmis siem riebe ulasmaya calismis. arkada 29bin km yol. ve 306 gun. bende mutavazi kursun kalemimle 70 gunluk macerami karaliyorum. 3599km olarak.
eh motive oldum iste. siem riebe 70km vizz gelir artik. bekle beni ankor wat, siem rieb...

sehir super.

dun tatianadan mail almistim. bir suredir siem riebte olan tatiana burasini cok begenmis ve ertesi gun bisiklet turuna davet etmisti beni. hakliymis bu sehir super. aksam odama yerlesip tatiananin kaldigi hostele gidiyorum. resepsiyonist ile komik bir diyaalog yasiyorum; bir arkadasimin burada kaldigini ve gormek istedigimi soyluyorum. bana arkadasimin ismini degil neye benzedigini soruyor. ben saskinlik icinde bakarken uzun mu, kisa mi, sarisin mi, esmermi gibi sorular soruyor. ben cevap olarak arkadasimin ismini bildigimi soylegince diger turistler ile birlikte komik bir gulusme yasaniyor.
bu komik sayilacak durum burada cok yasandiginda alistim diyebilirim. burada ki cozum sekilleri, insanlarin aliskanliklari batidakiden cok farkli. otelde kalan birisini sordugunuzda en dogru cozum oda numarasi, kisinin ismi gibi bilgilerdir. buradaki hizmetin kisisel emege dayali olusu yani birisinin sizin icin mutlaka birseyler yapmak istemesi bu komik durumu olusturdu. resepsiyonist aslinda kisinin dis gorunusunu bilip benim mesajimi direkt kendisi iletmek bu isle kendi ilgilenmek istiyor. bir dahaki sefere belki ama bu sefer yardimci olamayacak.

tatianaya mail atip biraz yemek biraz sehir turu yapip donuyorum. 3usd ye masaj yaptirmak mumkun. ama yarini bekleyeek. erken yatip yarin ankor ziyaretimi yapmak istiyorum. eh bu turun en buyuk amaci ankor denebilir.

sevgiler.
 
17 07 09
siem rieb ankor 1. gun
53km
201,4bin R 40 usd ankor bileti dahil.
oda 3 usd

sabah erkenb kalkip ankora dogru yola cikiyorum. siem riebe gelirken 20 km boyunca ankor tapinagi tabelalari gordugumden burasinin birz buyuk oldugunu farketmistim. bilet gisesine gelip 3 gunluuk bilet aliyorum.
ilk gun merkezdeki tapinaklari bitirmegi planliyorum.
ankor aslinda buradaki tapinaklardan birisinin, en buyuk olaninin adi tahmini 800 900m kenar olan kare seklinde bir ada. bunun gibi bircok tapinagin oldugu bu bolgeyede ankor wat adi verilmis aslinda.
ankor ilk tapinak. en muhtesem atmosfere sahip olani degil fakat en buyuk ve aslinda muhtesem olani. kaer seklinde yapay bir golun ortasinda bulunan ve bir kopruden girilen bu tapinaktan sonra birseylerin farkina varilabilir.

ankor buradaki inanci dini en iyi anlatan tapinaklardan biri. bizde yani bati dinlerinde diyelim tapinaklar ibadet etmek icin yapilir ve genis kitleleri toplayacak ic mekanklara sajiptirler. bu durum ic mekani dis mekandan cok dajha onemli hale getirir. en onemli suslemeler vitraylar yada reseimler ic mekandan anlasiliur.
ankor ise dis mekanin on planda oldugu bir tapinak. burada tapinakalr ibadet etmekten ziyade bir heykel gibi bakilmak icin yapilmis bir anit. bu durum piramitlere biraz benzer bir durum aslinda. her tapinagin bir merkezi var ve bu merkezde zaman zman kral yada kralicenin kulleri vs. bulunabiliyor. bir baska buyuk fark ta peyzaj da ortaya cikiyor. bizde tapinlar biraz sansli iseler bir tepede yer alip biraz uzakta algilanabilir. burada durum cok farkli. genis bir alanin ortasinda mukemmel bir araji duzenlemesi tapinagi cok daha zengin hale getirmis. tapinaklar bazen yapay bir golun ortasinda ( bu goller bazen 5 10 km uzunlukta olabilir) bazen bir cukur da yada bir tepecikte yer aliyor. taylandda gordugum yuzlerce yapay golun ortalarinda yer alan tapinaklar burada sadece araziyi sekillendirerek yapilan tapinaklar, ankor ve digerleri cok farkli bir mimari ornekler sunuoyr.

yaklasik 40 km sonunda saat 4 gibi tatiana ile karsilasiyoruz. benim ona ulasma cabalarima ragmen onun bisiklet turu teklifini red etmis durumunda oldugumdan bu karsilasma benii biraz utandirdi. kisa bir sohbetin ardinda turlarimiza beraber devam ediyoruz. aksam tam gun batimi buradaki en iyi atmosferi olusturan tapuinaga gvariyoruz. gec kaldigimiz icin bizi iceriye almak istemiyorlar fakat burada biraz israr ile herseyi yapmak mumkun. bu tapinak ormanda devasal agaclarin icinde kaldigi icin unutulmaz gioruntuler olusturuyor. benm sarjim olmadigindan foto cekemiyorum. fakat aksam hava kararirken hatta kararmisken boyle bir tapinakta olmak, yanliz olmak ( giris saati bittiginden birtek biz vardik), orman sesler ve devasal agaclar. biraz urperti biraz hayretle geziniyoruz. sonunda kaybolduk.
tapinajklar ufak degil. planlar simetrik fakat tapinak yikinti durumunda. etrafta yarasalar ates bocekleri ve karanliga henuz alisamamis gozler. fenerim ile biraz zor olsada yonumuzu bulup daha once hic gecmedigimiz yollardan bildigimiz yere variyoruz.
ciktigimizda hava tamamen kararmis bizde tamamen rahatlamis haldeydik. bisiklete atlayip karanlik ormanda 15km kadar gidiyoruz. karanlikta ormanda ve ates boceklerinin arasinda bisiklete binmek muhtesem birsey.

sehire varinca uzerlerimizi degisip tatiana ilke kahve iciyoruz. ben ictiugim 5 6 kahveden sonra izin isteyip GuestHouse GH me geri donuyorum. biraz gece bilardosuna dalip burada hamile kamis, fransiz bir sevgilisi yada kocasi olan bir kambocyali kizla sohbet ediyoruz. fransizlar buradaki kizlarla evlenmege oldukca merakli. buradaki kizlardan en fazla dinledigim hikaye fransiz koca ve cocuk. isin kotu yani burada o kadar fransiz koca yok. cocuk ve anne ok heryrde ama galiba tatsiz bir eglence sonunda kandirilmis yada fikir degistirmis bir koca tarafindan yanliz birakilmis kizlar olarak gorunuyorlar.
2 aylik hamile bu kizda cok mutlu. kocasini goremesekte balayinin kotu bitme olasiligi yuksek.
ben daha saati 11 12 sanarken gece 3 olmasina sasirip karnimin acligini gidermege gidiyotrum. yemekte tanistigim iki kiz ile gizip biraz bilardo oyuyoruz. cok sakin olan bir terasta sabah 6 ya kadar oyun devam ediyor. gun dogumuna yakin hic uyumadan bisiklete atlayip ankora yola cikiyorum.

hic uyumadan 74km
 
18 07 09
siem rieb ankor 2.gun
74km uykusuz.
odo 3807km
62bin Rial 12 bin oda dahil

uykusuz yolculuktaki hedef en uzaktaki tapinaklardan birisine ulasmak. Ilk baslarda ayakta uyudugum yolun sonunda gordugum tapinak gercektende keyfimi yerine getirdi.
sehir donerken susuzlugumu kapuzcuda giseriyorum. kavundan biraz daha ufak olan bu karpuzlardan ikitane yememe ragmen yetti demem mumkun degil.

sehir varinca dogruca tatiananin GHsinde bir masaj ayarliyorum. 1 saaat lik bu masajin siem rieb e geliken yaptigim 150 km yol, dun 50km ve bugun uykusuz 75km yol ardindan nasil geldigini anlatmak biraz zor. bu masaji aciklamak biraz zor fakat soyle diyelim masor sadeece ellerle degiul vucudunu ayaklarini kullanarak sizi bayaa esnetiyor.

aksam tatiana ile biraz sohbetin ardindan gece 12 gibi nihayet uykum geliyor. uzun sure kahve icmeyince dunku kahvelerin beni gercektende uyutmadiginin farkina vardim.
sevgiler
 
19 07 09
aknor3
35.5bin riel 12 oda dahil

sabah erken kalkip ankorda ki son turuma hazirlaniyorum. etraftaki tapinaklarimi gezsem yenilrine mi baksam diye dusunurken yolda tanistigim bisikletli bir kizla beraber bir rota belirliyoruz. yanlis hatirlamiyorsam avi niknameli israilli bir kiz. birbirimize aptalca sorular sorup tr ve israil hakkinda cok fazla sey bilmedigimizin farkikina variyoruz. ilk soru ondan geliyor. turkler israillilerden nefret mi ediyorlar. soyle bir bakinda israillileri sevmeyen birilerini bulmaki tabiki mumkun fakat ben ve benim cevremdeki insanlarin birisinden sadee israilli oldugu icin nefret edecegini sanmiyorum. sorunun insanlarla ilgiliu degil devletlerle ilgili oldugunu farkediyoruz. savasi desteklemedigimizi ve israilin yakinda yaptigi askeri saldirinin bizim tarafimizdan hic hos karsilanmadigini anlatiyorum. ayni zaman da bende ona ayni aptal soruyu soruyorum. acaba israilliler bizden gercektende nefret ediyorlarmi. cevap benzer. bazi insanlarin nefret ediyor olailecegini ama onlardan birisi olmadigini soyluyor.

bu kisa tanisma ve dusmanimizi tanima asamasindan sonra keyifli bir yolculuk ile ipek kumas fabrikasina onun ardindanda ankor tapinaklarina guzel bir gezi yapiyoruz. avi vietnamda foto makinasini caldirmis oldugundan bir suredir fotograf cekemedigini ve aslinda fotograf cekmegi sevdiginden bahsediyor. bende yanliz seyahat etmekten kendi fotografimin olmamasindan yakinip fotograf makinami devrediyorum. gunu sonunda ankorda tepede gun batimini izlemege karar veriyoruz. giris saati bittigi icin bizi iceriye almak istemegen gorevlige karsi birlikte mucadele ediyoruz. sonuc basarili fakat 200m ilerideki ikinci gorevli bizi yildiriyor ve geri donup ankordan gun batimini seyretmege karar veriyoruz. ilk gorevlige karsi verdigimiz bu mucadele birbirimize biraz daha sempati duymamiza neden oldu. komik ama bu gun avinin yaninda nedense 12 13 yasinda gibi hissettim. ununda benzer sekilde hissettigini saniyorum.
guzel ve bol foto lu bir gunun ardindan GH larimiza dogru yola cikiyoruz. birbirimizin nerede kaldigini hic sormamis olmamiz garip ama ayni gerde kaldigimizi ancak geldigimizde fark ediyoruz. bu komik tesadufun ardinda o odasina bende teras ta bir kac yorgunlkuk birasi icip bilardo oynamaya karar veriyorum.

oyunuma merdivenlerden cikan oldukca guzel bir kiz yuzunden araveriyorum. oldukca guzelk uzun sacli bir kiz. garson kizin yeni bira ilgili sorusuna olumsuz cevap verip, bulundugum terasin daha once fark etmedigim oldukca sessiz sakin yerinde otumus olan bu guzel sacli kizin yakininda bir yer bulup onunla tanismanin bir yolunu aramaya karar veriyorum. tam kiza yaklasmisken kiz kalkip oldukca sicak selamliyor beni. Avi. tum gunu beraber gecirdigimiz ve 13 yasinda bir cocuk gibi hissettigimiz tatli aviyi taniyamamisim. sadece saclari ile ilgili birseyler soyleyip saskinligimi belli ediyorum. defterine birseyler yazmak icin buraya geldigini, oldukca alkollu oldugumu ve utanmis, saskin, kizarmis oldugumu fark edip odama cekiliyorum.
uyuyorum. yorulmusum.

ertesi gun fark edecegim bir baska buyuk aptalliyim avinin mailini almayi unutmus olmam.
fotolar bende kaldi.
 
20 07 09
phonom phui 50km
73,5bin R toplam masraf

burasinin tam adini hatirlamiyorum. planlanmamis bir gezi.

sabah bisiklet binmemege karar veriyorum. cantami biraz hafifletip yama takimi ve lambalari oda da birakip biraz sehir turu yapmaya karar veriyorum. soyle bir gecerken tatiananin GH sine ugrayip bir kahve sohbeti yapiyoruz. dun yuzen sehire gitmis olan tatiana bugun yakindaki ornamli tapinaklardan birisine getmek istedigini soylkuoyr. saat 11. yola cikmak saat 12. 50km uzaktaki bu tapinaga ulasmak ve hava kararmadan donmek cok zor. ama tatiana cok yavas olmasigini ve gelip gelmegecegimi soruyor. boylece hizli bir kahvalti yapip saat 12 de yola cikiyoruz.

ilk yol ayriminda daha yakindaki bir tapinak gurubuna gitmege karar veriyoruz. bircak tapinagin oldugu bu boolge biraz daha az yorucu olacakti bizim icin.

tapinak bolgesine gelince burasinin orman icinde, kirmizi toprak yollu bisikletlik bir bolge oldugunu fark ediyorum. maalesef tapinaklara giremiyoruz. acikcasi butun tapinaklari gormek gibi bir inadim da yok. yeni bir plan ile lonely planette bambu gokdelenler denilen ve cok yakinda sayilacak kasabaya gitmege karar veriyoruz.

yol ilk 10km mukemmel. ufak koylerin icinden bir nehiri takikip ederek bir noktaya kadar geliyoruz. koylulerin bot kullanmamiz ile ilgili israrlarina aldirmayip yola devam ediyoruz.
burada kambocyalailar sizden para kazanmak icin herseyi yapabiliyor. mesela bir yere bisiklet ile gidecekseniz bisiklet ile beraber bir tuktuka binmeniz icin israr ederler. bisiklet ile yola baslamis olmaniz onlari ilgilendirmez. burada da durum benzer. bot kullanmamiz icin israr ediyorlar. ama yol gidecegimiz yere devam ediyor.

yolun kotu oldugunu soylemelerine aldirmayip devam ediyoruz.

yol kutu. bu sefer duyduguma degil gordugume inandim. pisman olmakla olmamak arasindayim. dizlerime kadar su icinde bisikleti havada tutarak ufak nehirlerden gecmemiz gerekiyor. ve yaklasik 5 km kadar killi toprak icinde yuruyoruz. gercekten yorucu bu yol sonunda ben sirtimdaki kaslardan birisini ani bir hareketle zorluyorum ve butun gun surecek bir aci hissediyoruym, tatiana ise bir defa duserek bilegini biraz incitiyor.

saat 6 30 da kasabaya variyoruz. tam gun batimi. 15 dakika icinde kalacak yer ve yemek ayarliyoruz. gec vakte kaldigimizdan, ve yanimda yama seti fener olmadigindan burada kalmak cazip geliyor.

kasabada evler ahsap kolonlarin uzerinde 10m kadar yukseltimis. oldukce guzel sira disi olan bu kasaba bu saatlerde birazda urkutucu bir goruntu bir goruntu olusturuyor. elektirigin olmamasi, hafif sis, evlerin sira disi orantisizligi, yuksek ayaklar ve en kotusu sessiz ve yavas yuruyen insanlar. sanki zombiler gibi.

aksam 3usdlik tavuk ile ilgili bir pazarlik yapmagabasliyoruz. 3usdnin cok oldugunu ve 2 usd verewbilecegimizi soyluyoruz. pazarlik ile ilgili en kotu kisim tavugun yanimizda olmasi. bas asagi ayayklarindan ev sahibimiz tarafindan tutulan tavugun ingilizce bilmemesi buyuk bir sans. birazdan 2usd fiyata anlasilip kesilecek olan tavuk arada gluk gluk diye sohbete katililmiyor da degil.

lezzetliydi.

tatiana yilmak bilmedi. yolun yorucu olusu, her yerimizin camur icinde kalmasi ve dusup durmalar sadece gulmemize neden oldu. o olmasa ben coktan geri donerdim. tatiana sibiryayi 18 yasinda terk etmis. almanya fransa italya polonya ve birazda isvecte yasamis. iyi konustugu bu dillerin yaninda (ingilizcesini unutmamak lazim) bir sene kadar da cince ogrenmis. kac dil bildigini bilmiyorum. rusca, ispanyolca, italyanca karafatma karafatmaya benzer bir kelime. ingilizcesi ise tatli yada meyve ismi gibi oldukca sevimli. neyse tatianadan o gun mariuana olmadan daha fazla yuruyemegen karafatma ilgili ispanyolca bir sarki ogreniyorum. aninda da unutuyorum.

burada kalmak cok iyi bir fikir oldu. gercekten kambocya da oldugunu hissetmek ( hernekadar burada dolar kullansalar da) mumkun.
sevgiler
 
21 07 09

siwem rieb
204 bin R toplam harcama

sabah inadimizi birakip bir bot kiraliyoruz. ve yolculugumuza basliyoruz. sehire ana yoldan degilde ara yollardan gitmege karar veriyoruz. bir suredir yanliz bisiklete bindigimden bir yol arkadasimin olmasi ama cok iyi geldi. acikcasi uzun sure yol arkadasi istermiyim bilemem ama 3 4 gunluk harika bir sey. sehirde bir daha gorusemegecek oludugumuzdan vedalasip ayriliyoruz.

aksam biraz bilardo biraz bira ardindan eglenmege cikiyorum,. burada ki buyuk barlardan birisinde geleneksel kambocya dansinin sarhos ve turistikcesini yapmaya calisiyorum. oldukca basit olan bu bu dansin dans oldugunu bile anlamak zor aslinda. ama oldukca eglenceli. daha sonra biraz daha bilardo oynamak istiyorum ve bir baska bar.

aman tanrim. burada bilardo oynayabilirsem heryerde oynarim. Sullivanin bile sansi yok. ortam su sekilde. lazer isiklari, arada sis, striptiz yapan kizlar, bar ve kizlar. kizlar her yerde. unutmadan bilardo masasi. oyun dahada zor. cunku rakip kizlar, yada travestiler secmek zor, beni rahat birakmiyorlar. benim partnerim ise onlardan beter. 3 oyun sonunda masadaki kirmizi yesil lazerlere, sis ve dumana, kizlara yenilip oyuna masayi baskasina devrediyorum.

aksam hostele donerken bilardo rakiplerimden birisi ile, benimle ayni GH de kalan israilli bir cocuklar karsilasiyoruz. beni gordugune sevinip avinin ayrilmadan onunla konustugunu ve mailini bana iletmesini istegini soyluyoir. avinin cok tatli bir kiz oldugunu dusundugunude ekliyor. bu habere cok sevindim. 3 gun onceki unutkanlik ve utanma saskinlik karmasasinda mailini alamadigim avi benden daha zeki cikti. umarim bir yerlerde yollarimiz karsilasir tekrar.
 
Evrim Bey merhaba,

Hafta sonları turlarının keyfine diyecek bir lafım yok kesinlikle. Çünkü neticede bizler için önemli olan yollarda olmak. Ancak her seferinde daha vardığımızı anlamadan, gittiğimiz yerden geri dönmek ve ertesi gün gene hayatın karmaşasına dahil olmak moralimi bozmuyor değil. İşte bu durumda devreye sizler giriyorsunuz. Ahmet Abi, Serkan ve daha nicelerinizin böyle uzun süreli turları ufkumuzu açıyor. Oturduğumuz yerde dünyamızı değiştiriyor. Allah sizlerden razı olsun, yolunuz açık olsun. İyi ki varsınız..

Sağlıcakla kalın.
 
Sevgili bisiklet dostları,

Şöyle demek daha doğru bence,Evrimi takip edip ondan haber bekleyen bir avuç bisikletseverler.Biz zaten okumayı seven bir ulus degiliz Evrim de uzun uzun yazınca ancak onu merakla bekleyenler yazılarını okuyorlar.

Gazetemiz magazin olmayınca satılmaz ve okunmaz.Tv.lerimiz ancak reyting yapacak ipe sapa gelmez dizi ve programlarla izlenir.Hele bozuk turkce falan varsa super iş yaparlar.Merak ediyorum her taraftada kitapcı,sahaf var,yeni yenide açılıyorlar.Ama yolda otobuste parkta iş yerinde okuyan insana da rastlamak mümkün degil.Ögretmen evine gitmiştim.Orda gordugum gazetelere bakmaktan utandım resmen.Demekki o gazeteler orda okunuyor.Boyalı renkli basın.

Almanlara anket sorusu olarak tatile çıkarken yanınıza neler alırsınız diye sormuslar.İlk sırada hemen hemen hepsi kitap demiş.Bizim insanımız içinde yapılmış ayni anket.Turklerden kitap alan dogru durust cıkmamıs tatile cıkarken.

Butun bunları neden yazdım?

Genclerimiz yazmalı,düşünmeli,yine yazmalı.Ama öyle bir iki satırla degil.Kompozisyon yazar gibi,dikkatli,anlamlı yazılar bekliyorum.İşte size bisiklet forum bu zemini hazırlamış.Hosunuza gitsin yada gitmesin fikrinizi açık ve net belirtiniz.Yogunlaşın ve yazın düşüncelerinizi.Kimse size not vermiyecek,ama size özgüven kazandıracak bu yazılarınız. Gençler beni kırmayın ve yazın her zaman.Beni utandırın.

Güzel insanlar,bisiklet dostları,

Evrim le ozel konusmamda şu anda bulundugu bölgelerde internet ve bilgisayarların cok yavaş ve kötü oldugunu söylemişti.Siz dostlarına her yorumunuza fikirleri ile katılmak ve cevap yazmak ister elbette.Ama bunu yapmasına engel oluyor internet koşulları.

Sağlıcakla kalınız....
 
Sevgili myant bu güzel izahınıza imza atılır. Evet az okuyoruz çok konuşuyoruz, her konuda konuşup yorum yapıyoruz. Ama lafla konuşuyoruz yazamıyoruz-okuyamıyoruz.

(Konu dışına çıktım kusura bakmayın)


Evrim gezinin ve yazılarının devamını bekleriz.
 
Geri