Scudo Sports

Tasarruf çalışmaktır. Neleri tasarruf edebiliriz?

soner kalaycıoğlu

Forum Demirbaşı
Kayıt
12 Ekim 2011
Mesaj
528
Tepki
933
Yaş
68
Şehir
Ankara
İsim
soner
Başlangıç
1968—69
Bisiklet
Bianchi
Bisiklet türü
Klasik
krizlerimizin bitmediği,kaynakların kıt ve belli ellerde toplandığı şu dünyada,çözümü tasarrufta bulmaktayım.ne kadar geliriniz artarsa artsın,bu gelir size yetmeyecektir.ha bire çalışıp,tüketmektense,cimriliğe sapmadan neleri tasarruf edebiliriz.böylece daha az çalışıp sevdiklerimize ve hobilerimize zaman ayırıp,ömrümüzü uzatabiliriz.tembelliğin de kitabının yazıldığını anımsatarak,bu konuda tecrübelerimizi paylaşalım.bu konuyu bisikletden başlatıp,hayatın her alanına aktaralım.diğer ülkelerden örnekler verelim.selamlar,saygılar..
 
Scudo
Bir farkındalık oluşturmak için oldukça faydalı bir konu açmışsınız, bunun için öncelikle teşekkür ediyorum. Benim rahmetlik dedem hep şöyle derdi “ Oğul en büyük zenginlik kanaattir.” Ben bu sözün çoğu zaman tesirinde kalmışımdır. Ve her şeytan, nefis dürttüğünde, ikilemde kaldığımda dedemin sözü aklıma gelir ve ona göre kararımı verirdim. Ve bunun çok faydasını görmüşümdür. Tasarrufun en büyüğünü yaptırıyor insana, israf etmemeyi öğretiyor kanaat getirmek. Bu şu demek değildir tabi, hiç bir şekilde en ufak kaçamaklar, kendini ödüllendirme olmayacak, hiç bir lüksün olmayacak demek değil. İmkan doğrultusunda her şey olacak tabi ama israf etmeyeceğiz. Kanaat getireceğiz. Günümüzde benim gördüğüm en büyük problem şu “ doyumsuzluk “. Kanaatsizlik.
 
''İsraf haram'' diyenlerin hiç tasarruftan yana olmamaları,insanların ne kadar ikiyüzlü olduğunu gösterir..Nedense,israfın çok kötü olduğunu söyleyenlerin yaşadığı toplumlarda,israf hâd safhada..!

Ateistim,hiç öyle normlarım/değerlerim filan yok ama bir ayakkabıyı 20 sene giyecek kadar tasarruf yanlısıyım.
 
Görüşüne saygım var bir şey diyemem. Ama kalkıp herkesi bir tutup beni ve benim gibi düşünen insanları iki yüzlülükle itham etmeniz terbiyesizliktir. Benim inancıma ve düşünceme katılmayabilirsiniz. Ancak bu sizin bana ve benim gibi düşünen insanlara iki yüzlü diyebileceğiniz anlamına gelmez, gelemez. Kimsenin böyle bir hakkı yok. Edebinizi takının. Konu çok farklı bir yerlere gitmesin. Saygılar ...
 
@1911
Beyefendi,yazılan mesajı niye üstünüze alındınız?:kötü:
Sizden sonra mesaj yazmam,size mesaj yazıyorum anlamını doğurmaz..Sanalda yeniyiz galiba..
Sizin mesajınızı da okumadım..Siz kimsiniz,sizin gibi düşünenler kimler,bilmiyorum..
Tasarruf üzerine iki cümle kurdum..Kimseyi hedef almadım..
Yazdıklarım yukarıda..Buna rağmen bana TERBİYESİZ demişsiniz..Canınız sağolsun..
 
Konuyu açan arkadaş israf ile alakalı bir tek kelime kullanmamışken, nasıl oluyor da siz benim mesajımı okumadan direkt israf ile alakalı yorum yapıyorsunuz enteresan. Sanalda sanırım siz yenisiniz, okuduğunuz mesajı kimin yazdığını karıştırıyorsunuz anladığım kadarıyla. Neyse uzatmayayım. İnsanın kalbi dile vururmuş. Canınız sağ olsun. ✋
 
Çok güzel bir bakış açısı. Bazen yıllarca kaçırılabilecek bir noktayı çekip bizlerin önüne sermişsiniz. Teşekkür ederim kendi adıma.
 
Beyaz ağırlıklı bisikletimin gidon ve gidon boğazını beyaz yapmak istiyorum. Bu israftir sanırım ? peki nolacak böyle mi kalmalı?
 
  • Beğen
Tepkiler: mariokaldato
@Türko
Ben olsam şöyle düşünürdüm: Eğer harcayağım emek ve para ile başka herhangi bir şeyde aynı mutluluğu hissetmeyeceksem o zaman yapardım ama o kadar önemli değil de bekleyebiliyorsa yenileme/tamirat gerektiğinde değiştirirdim.
 
  • Beğen
Tepkiler: FuBu ve furkanbr
Çok ilginç bir başlık. 1970lerin sonlarında insanlığa dikte edilen uygulamadır tüketen toplum. Bir sonraki aşama, ne yazık ki kanaatkar toplum olmayacak. Tüketenlerle, tüketemeyenler diye ikiye ayrılacak insanlık. Tüketebilenler, tüketemeyenleri ortadan kaldıracağı gelecek senaryoları holywood ile yıllardır izletiliyor. O siyah gidon setini al. Son 2 yıldır aldıklarından değil ama almadıklarından dolayı pişmanım. Para anlamsız şekilde değersiz. Dolar 7.11 liraları gördüğünde zamlanan şeyler, dolar 5.5 lira olmasına rağmen hala zamlanıyor. 2000 dolarlık bisiklet 14binlira oldu 2 sene evvel, şimdi el insaf 11bin lira olması lazım ama 16 bin lira olarak satılıyor. O nedenle, şimdi 400 liraya alacağın parça, seneye dolar 4 lira olursa bil ki en az 700 lira olacak demektir.

Sprey boya ile, ustası değilsen, berbat bir eser meydana getirirsin.
 
Harcamaya ozendirilmis toplum düzeni, hep daha iyisine sahip olmalıyım diyen bakış açısı, reklam ve sosyal medyanin insanları lukse yönlendirmesi karşısında insan gereğinden çok harcama yapmakta.

Ben kendi adıma tasarruf yapmaya, kazancimi boş yere heba etmemeye çalışıyorum ama bu gerçektende çok zor. Çünkü herşeyin ihtiyaç gibi gosterilmesi karşısında dayanmak gercektende güç.
 
Son düzenleme:
Sabah işe çıkarken termoslu su mataralarımı doldurur, arabaya koyar öyle evden çıkarım. (mobil çalışıyorum)
Sigarayı ise sarıyoruz akşamdan.
Tişörtlerimi çok iyi kullanırım, üniversite yıllarında aldığım tişörtlerimi hala kullanıyorum (yaş 44)
Ayakkabıyı en kalitelisinden alırım ve onlarca yıl giyerim.
Evden çıkarken yine sandviçler hazırlar ve arabada yerim öğlen.

Tam da sistemin hoşlanmayacağı tiplerden biriyim.

Not: kesinlikle cimri değilim, icabında para harcamasını da bilirim, sadece gereksiz tüketimden kaçınmaya çalışıyorum.
 
Sanal dünyaya bulaşan günümüz insanı için sahip olduğuyla mutlu olması, yapılan tüketim bombardımanıyla iyice imkansız hale gelmiştir. Biz ve bizden sonra ki nesiller için çok ürkütücü bir durum bu. Kendi adıma "tüketim putunun kölesi olmak istemiyorum ama çabalamak nafile gibi. :(
 
Konuya başka bir boyut getireyim :)

Elektronik eşyadan bisiklet parçalarına kadar, ihtiyacım olan hemen her şeyin 2. elini temin etmeye çalışıyorum. Bu ürünlerin hemen hepsi ithal; yani yurtdışına döviz ödeyerek satın alıyoruz. Hazır satın alınıp ülkeye girmiş bir ürün dururken, yenisine bir daha döviz ödemiş olmayalım diye 2. el ürün satın almak bana daha mantıklı bir işmiş gibi geliyor. Kendi içinde bazı riskleri barındırsa da, böyle yaparak hem nispeten ucuz ürün almış, hem de döviz sarf etmemiş olduğumu düşünüyorum.
 
- Starbucks yerine evde french press filtre kahve yapın.

- Starbucks'da aşkitoyla buluşmak yerine ev yapımı filtre kahveyi termosa koyup sahilde, parkta buluşun.

- Starbucks'daki gürültülü ortam yerine kütüphane sebilindeki sıcak su ile french press filtre kahve yapıp kütüphanenin sessiz ve rahat ortamında ders çalışın.

- Starbucks'da Instagram paylaşımı yapmak yerine ev yapımı filtre kahveyi termosa koyup bisikletle dağa, ormana, kırsal bir alana gidip orada Instagram paylaşımı yapın. Kızlar maceraperest erkek sever ?

- Starbucks'da iki orta boy kahve içseniz 20 ₺ bırakıyorsunuz. Gidin Mehmet Efendi'de yarım kilosu 20 ₺ columbia filtre kahve çektirin. Yarım kilodan 50 bardak çıkıyor. Normalde kahveyi latte, machiato içiyorsanız bile Columbia kahveyi sade içebilirsiniz öyle yumuşak ve güzel içimi var. Starbucks, Kenya çekirdek kullanır ve çekirdekleri iyice kül olana kadar yakarak kavurur. Starbucks lattenin (sütlü köpüklü) tadı sade ev yapımı columbiadan daha acıdır o derece. Starbucks cidden leş.
 
Ülkenin mevcut ekonomik durumunu göz önüne alınca en iyi tasarruf vergisiz gelir elde etmek ve vergisiz harcama yapmaktan geçiyor. Bu kadar ağır vergilendirmenin ve toplanan verginin israf edildiğini düşününce benim aklıma bundan başka bir şey gelmiyor.
 
Kuzuların Sessizliği nde Hannibal yardım isteyen ajana sorular soruyordu. Özet : gördüğümüz şeyleri (eşya,davranış,duygu,yer.....) istiyoruz, hatta kıskanıyoruz. Reklamların ve hatta filmlerin ve şarkıların amacı da bu. Ana akımı takip ederseniz bu bombardımandan kurtulamazsınız.( tüketimi özendirmek amaçlarından sadece birisi. Çok daha fazla amaçlanan şeyler var.)
Bir de " nicin? " sorusu bence kıymetli. Çoğu eylem ve sözden önce insanın önce kendisine sonra karşısındakine sorması gereken bir soru.
 
Geri