Tasarruf çalışmaktır. Neleri tasarruf edebiliriz?

Unakıtan marka pastörize sıvı yumurta reklamları ekranlarda başladığında, kuş gribi sebebiyle hasta veya değil, küçük üreticinin elindeki tavuklar toplanıp canlı canlı yakılıyordu. Eğer tavuklar yahudi tavukları olsaydı, ülkenizde küçük çaplı bir holocost yapılıyor diye yaygara kopardı ama o da ne, aslında amaç, insanı temel gıdasından uzaklaştırmak ve köşe hâline getirmekmiş meğerse. Ana akım ile alakanız olmasa bile, kapital köle düzenini umursamayanları bile umursar hale getirmek dahası, bağımlı kılmak adına yapılıyor bazı şeyler. Fight club da diyor işte bizler tüketiciyiz. Tüketmekle görevliyiz. Sistem dışına çıkabilen sayısı epey az.

Nasıl tasarruf edileceği veya nasıl tasarruf ettiğinizle ilgili elle tutulur bir şeyler yazılmamış.

Kendimden örnek vereyim;
-Kahve için moca pot, french press gibi ekipmanlarla kendi damak tadıma göre aldığım çekirdekleri elde öğüterek demliyorum. Dışarda içtiğim kahveden hiç zevk almıyorum.

-Dışarda et, tavuk vb. yemekler yemiyorum. Gün içerisinde canım etli tavuklu bir şeyler çekiyorsa sandviç olarak hazırlıyorum bir gün öncesinden.

-Acil bir yere yetişmem gerekmiyorsa toplu taşıma ile gidiyorum, böylelikle mahalle arasında kalan keşfedilmemiş yerleri keşfetme fırsatım oluyor.

-Bir şey almadan önce elli bin tane sitede, mağazada araştırma yapıyorum. Kampanyaları takip ediyorum.

-Yazlıkları kışın, kışlıkları yazın alıyorum.

-Hiç bir aldığım kıyafette "new season" etiketi bulunmaz hep fırsat, kampanya köşelerinden alırım.

-İstanbul'da outleet yazan hiç bir yerden alışveriş yapmıyorum. Size bize outleet değil oralar, turiste outlet.

-Biramı evde kendim yapıyorum.

-Özellikle kış kamplarını sevdiğimden vücudum soğuğa ve soğukta nasıl giyinilmesi gerektiğine alışık, evde doğalgazı çok açmıyorum.

-Evde tüm ışıklar sonuna kadar hiç bir zaman açık kalmaz, loş ve köşelerden yapılan ışıklandırmaları hep daha çok sevmişimdir, öyle yapıyorum.

-Kredi kartımı sadece kredi puanımı yükseltmek için kullanıyorum, almak istediğim şeyi aldıktan sonra mümkün olduğunca kullanmıyorum, borcu bitince tekrar alıyorum.

-Mahalle arasında manavınız, peynirciniz,kasabınız olsun. Onlarla muhabbet edin hem daha uyguna alırsınız hem de size etin, peynirin, meyvenin iyisini ayırırlar. Kendinizi sevdirin.

-Ekmeğimi, makarnamı, simiti, yani unla yapabileceğim ne varsa evde kendim yapıyorum ( gastronomi mezunu olmanın faydaları)

-Festival, konser, parti vb. biletle gidilecek yerleri çok önceden takip ediyorum; turkcell, vodafone vb. kampanyalardan bilet alıyorum ya da erken satışlardan alıyorum. Burada yaptığınız kar inanılmaz.

-Her şey dahil otellerde kalmıyorum tatillerde, zaten işleyişini bildiğim için emin olun kalmak istemezsiniz. Rotamı planlayarak geze geze gidiyorum, uyuyacağım yer temiz düzgün bir otel olsa yeterli. Onun yerine paramı eğlenmeye ve keyifli zaman harcıyorum.

-Satın alabiliyorsanız satın alın ya da kiralayın, hobi bahçeniz olsun. Evinize yakın, salatalığınızı, domatesinizi dalından koparabileceğiniz bir bahçe. Bu işin tasarrufu olur mu demeyin, evet biraz masraflı ama vücudunuz ve ruhunuz için yaptığınız tasarruf paha biçilemez.

-Kendinize 2. el veya uygunundan bi tane vakum makinesi alın. Etiniz, peyniriniz çabuk bozulmasın vakumlayarak saklayın.

-Konserve yapmayı öğrenin, yapamıyorsanız annenize, ablanıza, teyzenize malzemeyi alın gönderin yapsınlar. Kışın millet pahalı pahalı sebze yerken şükredersiniz.

-İstanbul gibi bir yerde yaşıyorsanız dışarı adım attığınız anda cebiniz boşalacak. Keyifli şeylere para harcayın, kendinize değer katan ve harcadıktan sonra olsunbe diyebileceğiniz şeyler olsun.

@amasseia Okadar basitki neye ihtiyacım var karbon bisikletemi? yooo daha iyisine sahibim çünkü disk frenemi geçeyim yooo ..çok daha iyi papuçlu kumpas frenim var hatta,hatta kontra frenim çok da iyi duruyor yokuş aşağı da iphone x r mı almalıyım yooo.. ona vereceğim paraya bir sürü alternatif var daha uyguna yani kısaca nette ve tv de yada yolda bir sürü algı ve bilinçli reklamlar yapsınlar almam aldıramazlar.

bir şeyi satış fiyatının altına alırsanız bu ''kar'' olmaz , tasarruf olur.

Bence anahtar Mandıra Filozofu filminde geçen şu cümleyle ilgili:
Ben sahibi değilim kiracıyım, biz hepimiz kiracıyız.

Bir şey satın alırken aklıma gelir. Aslında satın almadığımız sadece kullanmak için kiraladığımız.

kiraladığınız yani satın almadığınız şeyler üzerinde gerçek kişinin ölümü ya da gaipliğinden doğan miras hakkı oluşmaz. bir şey satın alırsanız bunun üzerinden ölümünüzden sonra yapmak istediğiniz ölüme bağlı tasarruflarınızı yapabilirsiniz. yani sizin satın alarak '' kullanmak için kiraladığınızı '' zannettiğiniz mallarınız ,sizin ölümünüzden sonra miras hukukunun konusunu oluşturur.

Sabah duş aldınız atletinizi giydiniz çok geçmedi bir saat sonra terlediniz ve atletinizi değiştirdiniz.Çıkardığınız atleti hemen kirliye atmayın.Uygun bir yere serip kurumaya bırakın çünkü gün içinde yine terleyeceksiniz ve bu defa kuruyan o atleti giyeceksiniz.Sonra çıkardığınızı kurutacaksınız ve böylece atletin kirlendiğini hissedene kadar zincirin içinde tutacaksınız.Birini kirliye attıktan sonra yerine başka temiz alacaksınız.
Hem böylelikle kirli sepeti çabuk dolmayacak hem de hanımla yada anneyle iyi geçinmiş olacaksınız.Bu atlet giyenler için tabii ki giymeyenler de giydiği yada kullandığı başka eşyalarıyla bu döngüyü oluşturabilirler.
Kolay gelsin .İşimiz zor..

@Hasan 16
Kuruyan ancak ter kokmaya devam eden atlet nolcak?

Bir iki kerede kokmaz herhalde.Fakat bazı terler giyilmesine müsade etmeyebilir.O zaman değiştirmekte fayda var tabiki kokmamak lazım.

@ippon
Bu çok çok az mal için geçerlidir, çoğu zaman o mallar başkası tarafından kullanılmaz/kullanılamaz, genelde de satılıp parası paylaşılır. Para olarak bırakmak daha iyi yani. Bazen de kalan miras bıraktıklarınıza kötülük olur, birbirlerine düşerler, yada hazırcılığa alışıp üretimden koparlar. Barınma ihtiyacı, sağlık gibi özel durumlar hariç bence en iyi miras sevdiklerinizle yaşadığınız anılar ile eğitim veya hayat dersleri gibi onlara kazandırdıklarınızdır.

@Anonim

(link)

Vites ayarı, fren ayarı, lastik yaması, tel değişimi gibi el becerisi istemeyen şeyleri bisikletçiye yaptırmayın. El beceriniz dahilinde daha büyük işlere de el atabilirsiniz.

@Anonim
Onların miras kavramı bizden farklıdır sanırım. Taki, arsa, dukkan yerine vakıf , hisse senedi vb. Gerçi bizimkiler de uyandı bu tarz vergi uyanıklığını keşfettiler.

Onların varlık kavramı da bizden farklı. Biz arsaları apartmanları olan adama varlıklı diyoruz, onlar ise değerli şirketleri olan adamlara varlıklı diyorlar. En zengin adamların servetlerine bakıldığında bu açıkça görülüyor. Gayrimenkul ve emtia gibi pasif ve nakit üretimi zayıf varlıklar ise alternatif yatırım araçları olarak tanımlanıyor ve riski dağıtmak için kullanılan ilave enstrümanlar olarak bakılıyorlar.

@Anonim
Onlar daha beter.
Landlord diyorlar : D