Scudo Sports

Şu an içinizden ne geçiyorsa yazın

Pazar günü hava açık ama soğuk olacağı görünüyor. Bisiklete binsem mi binmesem mi?
 
  • Beğen
Tepkiler: TeamO2.cc
Scudo
Pazar günü hava açık ama soğuk olacağı görünüyor. Bisiklete binsem mi binmesem mi?
Aklımda kalacağına binmeyi tercih ederim. Aksi durumda zaten bütün gün kafam bununla meşgul oluyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Yasin KOCAELİ
Pro bisikletçiler neden güç değerlerini gizler?
 
Daha çok küçük yaştayken (okula bile gitmiyordum daha) hastanenin bahçesindeki süs havuzuna elimde tuttuğum pet şişedeki suyu dökerek anneme şöyle dedim :Anne bak su ,suyu yutuyor.Şimdi düşündüm de ne kadar farklı bir cümleymiş.Ah!çocukluğumda odamın penceresinden içeriye giren sıcacık güneş ışığının içimi kıpır kıpır edip beni camdan dışarıya baktırıp umut ve neşe dolu bir merakla sokağa çıkmamı sağlayan cıvıl cıvıl yaz mesviminin vazgeçilmez dürtüsü neredesin be neredesin ...Şimdi güneş bile neşesini kaybetmiş sanki.Geri gelmeyen günler neredesiniz nerede...
 
çocukluğumda odamın penceresinden içeriye giren sıcacık güneş ışığının içimi kıpır kıpır edip beni camdan dışarıya baktırıp umut ve neşe dolu bir merakla sokağa çıkmamı sağlayan cıvıl cıvıl yaz mesviminin vazgeçilmez dürtüsü neredesin be neredesin ...
Hayatım boyunca okul kavramından nefret ettim. Bu sebeple, yılın okula gidilmeyen dönemi yaz, dolayısıyla güneş ışığı, en pozitif duygularla karşıladığım şeylerden biri oldu. Hele mayıs'larda, sabahın köründe okul denen şey için evden çıktığımda her gün biraz daha şiddetli gün ışığıyla karşılaşmak, özgürlüğün yaklaştığını müjdelerdi. Tahliye zamanı yaklaşan mahpusunki gibi, içim kıpır kıpır olurdu.
 
Benim anılarımda da benzer pozitif duygular var. O yaz tatili ne kadar uzundu değil mi. Nasıl da mutlu olurduk "Yaşasın özgürlük".
Benim bir de kış anılarımdan biri bende ufak bir özlem ve tebessüm yaratır. Şöyle canlandırmaya çalışayım.
Sabah annemin benim saçlarımı yüzümü severek uyandırması yok mu. Ah anacım hiç eksik olma başımızdan ama ben de kocaman adam oldum. O güven veren kucağını ve beni sevmeni çok özlüyorum. Neyse uyanıyorum camın tam dibindeki divana hazırlanmış yatağımda. Okula gitmek istemiyorum tabii ki. Ama annem perdeyi biraz çekiştirinceee, görüyorum ki lapa lapa kar yağıyor ve her yer bembeyaz. O anda aslında okula gideceğim için hiç uyanmakta acele etmeyen ben, bir mutluluk ve heyecanla nasıl da hızlıca uyanıyorum düşünün. Hemen dibimdeki camı açıp kar soğuğunu tadıyorum. Canım önüne birikmiş karlardan bir kar topu yapıyorum hemen. Bu arada annem sobayı tutuşturuyor bir yandan. Sobadan "gürrr gürrr çıtır çıtır" sesler ve tatlı bir sıcaklık vuruyor bir yandan. Annem "okullar tatil" deyince bir düşünün o anın tadını.
O sabah nasıl güzel, nasıl güzel... Soba üzerinde kızartılan ekmek dilimlerinin kokusunu, kahvaltıda bu kızarmış ekmek dilimlerinin üzerine sürülecek tere yağı ve balın, lapa lapa yağan karı izlerken çay eşliğinde yenileceğini düşünün. Kahvaltı bir an önce bitmeli, arkadaşlarla sokağa koşulup, ayaklar ıslanıp donana kadar oynanmalı.
Yok unutamam bu tatlı anıları.
 
Pro bisikletçiler neden güç değerlerini gizler?
Adam bütün sene 2 büyük tur koşuyor genel klasman için, tek günlük klasikleri kovalıyor, dünya şampiyonası kovalıyor falan, bi bakıyorsun sonra yılın sonu gelmiş hala canavar gibi güç çıkarıyor. Ben olsam ben de gizlerdim muhtemelen, naptığımız belli olmasın :D
 
Almanların bikepacking videolarını izliyorum da her şeyleri ne kadar düzgün ne kadar güzel. Doğal güzelliği bi kenara bırakalım, evleri, şehirleri, köyleri, yolları, bisikletleri ekipmanları hepsi mükemmel. Böyle düzenli kurallı, müreffeh bir ülkede yaşamak isterdim.
 
Hele mayıs'larda, sabahın köründe okul denen şey için evden çıktığımda her gün biraz daha şiddetli gün ışığıyla karşılaşmak, özgürlüğün yaklaştığını müjdelerdi. Tahliye zamanı yaklaşan mahpusunki gibi, içim kıpır kıpır olurdu.

Aklıma Nazım Hikmet'in şu şiiri geldi:

Bugün Pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
Bu kadar benden uzak,
Bu kadar mavi,
Bu kadar geniş olduğuna şaşarak,
Kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum.
Dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
 
Almanların bikepacking videolarını izliyorum da her şeyleri ne kadar düzgün ne kadar güzel. Doğal güzelliği bi kenara bırakalım, evleri, şehirleri, köyleri, yolları, bisikletleri ekipmanları hepsi mükemmel. Böyle düzenli kurallı, müreffeh bir ülkede yaşamak isterdim.
Benim Avrupa köylerinde en çok dikkatimi çeken şu oluyor; sıvasız binalar, çarık çürük ahırlar, ordan burdan toplama parti brandaları, inşaat alan perdeleri, vs.'yle sarılmış eşyalar, yıkık dökük arabalar, traktörler falan neredeyse hiç göremiyorsunuz. Bizde bi seçim olmayagörsün, köylülerimiz bayram ediyor adeta bahçe çitlerini kapatacak brandaları olacağı için. Sadece köylüler de değil hatta; çok iyi tanıdığım ve sağ partilerin hiç biriyle işi olmayan, İstanbul'un da göbeğinde yaşayan bir tanıdığım evinin bahçe duvarlarını kocaman "YETMEZ AMA EVET" pankartlarıyla sarmıştı, "Referandum mu kaldı boşver nolcak" diye de kendini savunuyordu :(
 
Şu an Trabzon/Araklı’dayım bu kadar doğal güzellik olmasına rağmen evler sokaklar caddeler o kadar kötü ki insanın asabı bozuluyor. Evlerin çoğu sıvasız, caddelerde düzen yok, herkes kafasına göre ev yapmış, kaçak katlar filan göz kanatıyor.
 
kış geldi bisiklete çıkamayız ufak tefek stadyumda filan yürüyelim dedik 1-2 ay sonra olay koşuya geldi, 1k, 5k, 10k derken olay ne ara 20k ya geldi, durduk yere tendonlar uyarı verdi, şimdi koşuya da bisiklete de ara verdik, kışta gelmedi, vay benim şansıma, nisanda bayram tatilinde ege turu yapcaktık sözde
 
  • Üzgün
Tepkiler: -Deniz-
1600km dir patlamayan lastik bugün patladı.
 
Şu an Trabzon/Araklı’dayım bu kadar doğal güzellik olmasına rağmen evler sokaklar caddeler o kadar kötü ki insanın asabı bozuluyor. Evlerin çoğu sıvasız, caddelerde düzen yok, herkes kafasına göre ev yapmış, kaçak katlar filan göz kanatıyor.

Türkiye'yi boydan boya birbirinden çirkin binalarla donatan Laz müteahhit çetesinin doğduğu topraklara gitmişsiniz. Farklı bir manzara görseniz şaşırtıcı olurdu :)
 
Pro bisikletçiler neden güç değerlerini gizler?

1. Takım/sponsor emirleri. Yüksek güç değerleri dikkat ve arkasından da doping iddialarını çekiyor. Sponsorlar vb için her strava sürüşünün altında 30 tane juice, jacked, fcuking doper yorumu falan olması problem. Pazarlama bütçesine karar veren kel dayının kulağına giderse seneye bisiklet yerine affedersiniz triathlona sponsor olur.
2. Antrenörün kuralları: bazı antrenörler için verdikleri antrenmanlar intellectual property (patentli bilgi?). Haliyle antrenmanı verdiği sporcunun gidip bunu açık etmesini istemiyorlar. Yoksa ben bilmem kimin antrenörüyüm, haftalık 2000$ verecen nasıl desinler.
3. Çok basit olan antrenmanların görülmesini istemiyorlar. Çok karmaşık, acaip gizli antrenmanlarımız var pozu. Bunu da yine antröner tayfası ve pazarlama birimi sever. Adamın eşek sudan gelene kadar 220w çevirdiğini görenler lan adamda bir numara yok, sadece acaip yetenekli diyebilir. Nasıl satacaklar onca antrenman sistemini, malzemeyi, supplementi, ıvır zıvırı.

Diğer sebepler çok geçerli değil. Yok rakipler durumunu görmesin, yok değerleri şüphe çekmesin falan. Zaten değerler olmadan da sadece hız ve tırmanıştan yeterli bilgi alınır. Bi halt yiyen adam bunu stravaya hiç yüklemez. Hatta yanına telefonunu falan bile almaz. Takım ve sponsorlar için varsa yoksa sosyal medya. Strava olmasa da olur. Muhtemelen Strava'ya yükleyeceksen yükle ama gps dışında bir bilgi olmasın diye geçici izin vermişlerdir. Ortalık kızışınca da yüklemeyin lan, silin hesapları derler.

Bir de bunun tersi var: değerleri şişirerek yüklemek. Powermetrelerin çoğu bu işleme izin veriyor (scale up). Değerleri %10-15 artırıp öyle sürüyorsun, hayvan gibi havan oluyor. Rakibi ürkütüp hataya zorlamak hedeflense de işi bilenler için komediden öteye geçmez.
Zwift vb gibi ortamlarda yardıranlar bunu çok yapar. Bilenler bilir, Zwift ortamında performans verifikasyonu için dışarıda da benzer değerleri yaptığınız sürüşleri yüklemek epey popüler. E evde bebek, dışarıda şebek iseniz ne yapacaksınız? Rakip soruyor lan emice sen ne ayaksın, nasıl her gün 5.9 w/kg 20dk basıyon? Dışarıda var mı böyle değerin? Eleman da PM'i bol sulayıp çıkıyor bir dağa. 5.9 değil 6 yapıyor sağlam olsun diye. Çatlak seslere de dışarıda daha iyiyim olm diyor.
Tabii bakıyoruz adam 5.5 w ile %10 eğime çıkmış: 1400 vam. 5.5 ile o eğimde 1550-1650 vam gidersin en az. Sen kimi yiyorsun diyemezsin tabii, o zaman da yok rüzgar, yok lastik, yok fren değiyordu falan oluyor.

Özetle veri saklayandan değil de aşırı paylaşandan korkun.
 
Geri