Scudo Sports

Sokak köpeklerini neden toplamıyorlar?

Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
@SeYaP Tam tersine...daha çok gündemde kalması gerek...

Sorunu görmezden gelmek, onun mevcudiyetini ortadan kaldırmıyor çünkü. Tartışmada tek ihtiyacımız olan şey, evrensel normlar üzerinden, gerçekçi ve akılcı söylemleri kılavuz edinmek.

Ezberlenmiş kalıplar üzerinden yazışmayı bıraktığımız an, hepimiz ferahlayacağız....
 
Scudo
Bundan 10 sene önce bu kadar bisiklete binen olmadığı için insanlar çok farkına varmıyordu.Bisiklete binenler arttıkça bu sorunda daha da çok büyüyecektir.
Bana kalırsa bu konunun bir an önce site yöneticileri tarafından kapatılması lazım. Çünkü çözümü basit olan ama kimsenin elini taşın altına koymadığı bu durumdan ötürü birbirimize suçlayıcı küçümseyici bir şekilde konuşmalar oluyor. Biziz yapıcı olmamız gerekirken birbirimize düşüyoruz. Umarım daha iyi güzel günlerde saygı ve sevgi çerçevesinde konuşmalar olur.

direk yasak diyorsunuz.
 
@Goflet @Punctum İşte herkes sizin gibi görgülü bir tartışma içine giremiyor malesef.
 
  • Beğen
Tepkiler: HakanAydn
Ben arabamın bagajında mama taşıyorum. Hatta bisikletimle de taşıyorum. Sokak hayvanlarını besliyorum. Bahçemde sokaktan sahiplendiğim gençlik hastası bir köpeğim var. Evimde kedi de var. Ayrıca kapıdaki kedilere de bakıyorum. Sokak hayvanlarını seviyorum. Onların açlıktan ölmesini istemiyorum. Bisiklette kullanıyorum. Kovalandığım da oluyor. Köpekler tarafından saldırıya uğrayan çocuklara da çok üzülüyorum. Açlıktan perişan,hasta halde, bir lokma yiyecek arayan,şiddet gören “hatta kadim ve irfan sahibi aziz milletimiz” tarafından tecavüze uğrayan sokak hayvanlarını görünce de üzülüyorum. Beslemeye,sevmeye devam edeceğim. Bir çocuğa saldırırlarsa da var gücümle gerekirse kendi canımı tehlikeye atarak köpeklerle dalaşacağım. Burası dünya. Hiçbir şey kusursuz değil. Hayatın kendi gerçeklikleri var. Bazen doğanın,dünyanın efendisi değil bir parçası olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor. Yoksa bunu bize bizzat doğa ve dünya çok acı verici deneyimlerle hatırlatıyor.
 
Buradaki düşünce siz seviyorsanız diye herkesin sevmek ve katlanmak zorunda olduğunu sanmak.Korku bu mantık çerçevesinde bir şey değil.İnsan korkuyor ise korkuyordur.Sizin ne kadar sevdiğinizin yada değer verdiğiniz bir önemi yok.Toplum halinde yaşanıyor ise herkesin çekinceleri dikkate alınmalı.
 
@Goflet @Punctum İşte herkes sizin gibi görgülü bir tartışma içine giremiyor malesef.

Nazik düşünceniz için teşekkür ederim.

Ben artık görgüyü geçtim, bilgiyi arar oldum...:)
Bazen doğanın,dünyanın efendisi değil bir parçası olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor. Yoksa bunu bize bizzat doğa ve dünya çok acı verici deneyimlerle hatırlatıyor.

Diğer yazdıklarınıza eyvallah, tamam, ama işte burada sıkıntı var sevgili dostum...

Canhıraş savunulan ve artık her köşebaşında gördüğümüz başıboş sokak köpekleri, doğal bir tür değiller...

Asimile olmuşlar, doğal yeteneklerini kaybetmişler, evcilleştirilmişler, doğal türdeşlerinden bambaşka bir forma bürünmüşler, avlanma kabiliyetleri yok, doğada tek başlarına hayatta kalmaları mümkün değil, insan eliyle beslenmeye alışmışlar, siz kovsanız da zaten insanın yaşam yerlerine kendiliklerinden geliyorlar, vs. vs...

Dolayısı ile doğanın bir parçası değiller...Lütfen artık şu "köpeklerin doğal yaşam alanını işgal ettik" analojisinden vazgeçin. Çünkü insanoğlu köpeğin yaşam alanını işgal etmedi, tam tersi onu evcilleştirerek, yüzyıllar boyu kendi talepleri doğrultusunda kullandı/kullanıyor.

Bu yazdıklarım, bizim de problemimiz olan sokak köpekleri veya evcil ve/veya cins köpekler için. Ama siz illaki doğada yaşayan vahşi köpek istiyorsanız o da var. Asya, Afrika, Avustralya yaban köpeği diye aratın bulursunuz...ama hiç bir insanın onlara arabasıyla mama taşımaya cesareti olabileceğini sanmıyorum :)
 
Son düzenleme:
Taze taze başımdan geçeni yazayım. Dün öğleden sonra oğlumla mtb turuna çıktık. Son mahalleyi de geçip orman yoluna girdik. Kaçak yapılaşma son sürat devam ediyor, birkaç yeni bağ evi yapılmış yol kenarına.

Evlerden bir tanesinin bahçe kapısı açık, bahçede 6-7 kişilik bir aile yemek yiyor. Ayaklarının dibinde köpekleri yatıyormuş, farkına bile varmamıştım. Rampa yukarı 35 derece sıcakta pedal çevirmeye çalışıyorum o esnada, eğim de 13 derece :ssrtcbya:

Birden har har diye bir sesle yatan köpeğin fırladığını gördüm, mesafe 3-4 metre falan. Bir saniye içinde geldi, ağzı açık dişler dışarıda uçarak hamle yaptı. Şak diye dişleri kilitlediğini net olarak duydum, ama o adrenalinle bilmiyorum kaç salise kala bacağımı çekip kendimi kurtardım. O yukarı çektiğim bacağı aynen hayvanın suratına iade edip sağlam bir tekme patlattım. Çok iri bir hayvan değildi, yerde bir takla atıp tekrar hamle yaptı. Vazgeçmiyordu. Isırmasına yine fırsat vermedim. Bir tekme de sırtına yiyip durakladı. Tabi ben halen bisiklet üzerindeyim, inmeye değil düşünmeye bile henüz fırsatım yok. Bir taraftan da bağırıyorum tutsanıza hayvanınızı diye.

Aradan 3-5 saniye geçmiş oldu, sofradaki aile yetişti ve araya girdi. Ne sorumsuz insanlarsınız, köpeğiniz madem saldırgan, hem köpek bağlı değil hem kapınız açık. Arkadan oğlum geliyor. O önde olsaydı şimdi kanlar içinde kalmıştı. Belki öldürmesine fırsat kalmazdı ama ağır yaralanabilirdi... Şeklinde bir süre azarladım vatandaşları. Tek söyleyebildikleri "kapıyı açık unutmuşuz" oldu. Özür bile yok. Burası dağ başı, tabi ki köpek olacak, evi koruyacak diyorlar. Dağ bayır ova fark etmez, evinde saldırgan köpek bulundurabilirsin, evini korusun çok güzel, ancak kapını kapalı tutacaksın. Hayvan bahçeni evini koruyacak, dağı bayırı değil dedim. Haklı olduğumu görüyorlar anlıyorlar ama kabullenmek, altta kalıp özür dilemek işlerine gelmiyor.

Oğlumun yetişmesini bekledim ve tura devam ettik. Onun herhangi bir şeyden haberi olmadı. Köpek benden yediği sopa ve sahibinin olumsuz yaklaşımı sonrası orman içine kaçtı.

Normalde rampalarda oğlum affetmez, bana fark atar. Ben de gururla izlerim. Dün o esnada geride kalmış olmasına çok şükrettim. Veya ben köpeklerden korkan birisi olabilirdim :(

Bir bisikletçinin taze köpek anısını dinlediniz :snzdglsn::(
 
Taze taze başımdan geçeni yazayım. Dün öğleden sonra oğlumla mtb turuna çıktık. Son mahalleyi de geçip orman yoluna girdik. Kaçak yapılaşma son sürat devam ediyor, birkaç yeni bağ evi yapılmış yol kenarına.

Evlerden bir tanesinin bahçe kapısı açık, bahçede 6-7 kişilik bir aile yemek yiyor. Ayaklarının dibinde köpekleri yatıyormuş, farkına bile varmamıştım. Rampa yukarı 35 derece sıcakta pedal çevirmeye çalışıyorum o esnada, eğim de 13 derece :ssrtcbya:

Birden har har diye bir sesle yatan köpeğin fırladığını gördüm, mesafe 3-4 metre falan. Bir saniye içinde geldi, ağzı açık dişler dışarıda uçarak hamle yaptı. Şak diye dişleri kilitlediğini net olarak duydum, ama o adrenalinle bilmiyorum kaç salise kala bacağımı çekip kendimi kurtardım. O yukarı çektiğim bacağı aynen hayvanın suratına iade edip sağlam bir tekme patlattım. Çok iri bir hayvan değildi, yerde bir takla atıp tekrar hamle yaptı. Vazgeçmiyordu. Isırmasına yine fırsat vermedim. Bir tekme de sırtına yiyip durakladı. Tabi ben halen bisiklet üzerindeyim, inmeye değil düşünmeye bile henüz fırsatım yok. Bir taraftan da bağırıyorum tutsanıza hayvanınızı diye.

Aradan 3-5 saniye geçmiş oldu, sofradaki aile yetişti ve araya girdi. Ne sorumsuz insanlarsınız, köpeğiniz madem saldırgan, hem köpek bağlı değil hem kapınız açık. Arkadan oğlum geliyor. O önde olsaydı şimdi kanlar içinde kalmıştı. Belki öldürmesine fırsat kalmazdı ama ağır yaralanabilirdi... Şeklinde bir süre azarladım vatandaşları. Tek söyleyebildikleri "kapıyı açık unutmuşuz" oldu. Özür bile yok. Burası dağ başı, tabi ki köpek olacak, evi koruyacak diyorlar. Dağ bayır ova fark etmez, evinde saldırgan köpek bulundurabilirsin, evini korusun çok güzel, ancak kapını kapalı tutacaksın. Hayvan bahçeni evini koruyacak, dağı bayırı değil dedim. Haklı olduğumu görüyorlar anlıyorlar ama kabullenmek, altta kalıp özür dilemek işlerine gelmiyor.

Oğlumun yetişmesini bekledim ve tura devam ettik. Onun herhangi bir şeyden haberi olmadı. Köpek benden yediği sopa ve sahibinin olumsuz yaklaşımı sonrası orman içine kaçtı.

Normalde rampalarda oğlum affetmez, bana fark atar. Ben de gururla izlerim. Dün o esnada geride kalmış olmasına çok şükrettim. Veya ben köpeklerden korkan birisi olabilirdim :(

Bir bisikletçinin taze köpek anısını dinlediniz :snzdglsn::(


Evladı olmayan anlamaz.
 
Daha 2 gün önce yaşadığımız bir anektodu da ben aktarayım...

Yaşadığımız apartmanın/sitenin yönetim kurulu başkanıyım. Apartmanın en eski sakinlerinden, hayvanlarla arası iyi olan, son derece sakin orta yaşlı bir kadını; sürekli bizim apartman etrafında yaşayan, hepimizi tanıyan, kokusunu bilen, zaman zaman kendini sevdiren köpeklerden biri aniden saldırarak kalçasından ısırmış. Daha önce de bu hayvanlar apartmandaki çocukları, çevreden geçenleri, misafir olarak gelenleri vs. ısırmıştı. Defalarca yapılan şikayetlere belediyelerin verdiği yanıtları hepimiz biliyoruz.

Şimdi bu kadıncağız kuduz aşısı oluyor ve bunun için şu sıkıntılı pandemi günlerinde hastaneye gitmek zorunda kalıyor. Kendisi de anlam veremiyor ısırılmasına ama artık çok şikayetçi. Halbuki "merak etmeyin bir şey yapmaz, bırakın kokunuzu alsın, sizin korktuğunuzu anlarsa daha çok saldırır" minvalinde bir yaklaşımı vardı :) Şimdi ise "ya benim torunları da ısırırsa" endişesi yaşıyor!

Eee, hayvan sevgisi de bir yere kadar demek...
 
@Özcan geçmiş olsun , Allah 'tan öncelikle çocuğunuza ve sonra da size bir zarar gelmemiş.

Yine ekliyorum , lütfen 3-5 dakikalık "sevgi pıtırcığı" modundan sıyrılıp yaşanan gerçekleri görmeye çalışın arkadaşlar. Biz de hayvan severiz , ben de kuş besledim uzun süre çocukluk yaşlarımda. Ama bu köpek hastalığı günden güne artıyor bir farkına varın artık. Yetkililer artık uyutacak mı ne yapacak kimse kusura bakmasın , önce insan ve özellikle masum çocuklar. Hadi sen ben köpek 1 tane ve çok iri olmasa kavga eder kendini kurtarırsın . Bakın Özcan arkadaş daha yeni yaşamış , Çarşamba günü geçen hafta benzerini neredeyse yaşayacaktım.

İnsanlarımız bu konuda vurdumduymaz . Evini korusun abi bana ne ? Bağlarsın ipini 10-15m de pay bırak dönsün dursun bahçende. Geri kalan yol ve arazi herkesin hakkı senin değil "e hödük !"
 
hgercek
Olayı birebir yaşaması,önlem alması açısından belki daha etkili olur.Biz her seferinde maruz kalıyoruz o saldırılara,sokak köpeklerine yalakalık yapmaktan yüzsüz olduk artık,aman oğlum sakin ol aslanım...:acpsnr:
 
sokak köpeklerine yalakalık yapmaktan yüzsüz olduk artık
-Abiiim, hürmetler ederim, bir isteğin arzun varmıdır? Gözünün yağını yerim kurt soylu abim benim..
- Temem ulan geç bakalım köftehor, laubaliliği sevmem..
- Sağol abiciiim..Selametle, yengelerimede selamlar..😁
 
Bana göre başlıktaki sorunun tek cevabı var. O da sözde hayvansever derneklerin ve toplulukların kendilerine olan para akışının kesilmesini istememeleri. Ne hikmetse birçoğunun hayvanları koruma anlayışı veteriner giderlerini karşılamaktan ve oraya buraya göstermelik mama dağıtımı yapmaktan ibaret. Ben hiçbir zaman ''sokaktaki hayvanların daha mutlu ve hijyenik ortamda yaşamalarını sağlamak için barınakları geliştireceğiz'' diyerek kampanya düzenleyen, bağış toplayan bir dernek vs. görmedim. Aksine, var olan belediye barınaklarını bakımsız, soğuk ve kötü göstererek, sokaktaki hayvanlar buralara götürülürse ölüme terkedilecek zırvalarıyla insanların vicdanlarına oynuyorlar ve göz boyuyorlar. Bu yüzden de hangi partiye ait belediye olursa olsun sokak hayvanlarını toplamayı dile getirdiği anda bu dernekler ve kendilerine inandırdıkları insanlar tarafından katillikle suçlanıyor. Tabii ki şu anda devlete ait barınakların batı ülkelerindeki barınaklarla kıyaslanacak düzeyde olmadığı ortada. Ancak istenirse olamayacak diye bir şey yok. Fakat önce en büyük engellerden biri olan sözde hayvanseverlere ait bu derneklere el atılması gerek. Sonrasında ise işin kültür yanıyla ilgilenmek kalıyor. Bizler yüzyıllardan beri sokak hayvanlarıyla yaşamaya alışmış bir milletiz. Ancak yaşadığımız çağda şehirleşmenin gelmiş olduğu nokta sokak hayvanlarıyla birlikte yaşamamızı giderek zorlaştırıyor.
 
Fakat önce en büyük engellerden biri olan sözde hayvanseverlere ait bu derneklere el atılması gerek.
Yasa dışılık varsa amenna, ama eğer yoksa insanlar dilediklerini düşünmek ve bunu ifade etmekte serbestler. Yasa izin veriyorsa bağışta toplayabilirler...Belediyenin köpek toplamaya yetkisi varsa toplar, insanlar beğenmiyorsa protesto ederler..Demokrasi bu şekilde..O insan için doğru olan bizim için yanlış olsada bu onun varoluşunu etkileyemez. Aksihalde bizde onun gözünde sorunun yokedilmesi gereken kaynağı gibi görülebiliriz..
 
Bana göre başlıktaki sorunun tek cevabı var. O da sözde hayvansever derneklerin ve toplulukların kendilerine olan para akışının kesilmesini istememeleri. Ne hikmetse birçoğunun hayvanları koruma anlayışı veteriner giderlerini karşılamaktan ve oraya buraya göstermelik mama dağıtımı yapmaktan ibaret. Ben hiçbir zaman ''sokaktaki hayvanların daha mutlu ve hijyenik ortamda yaşamalarını sağlamak için barınakları geliştireceğiz'' diyerek kampanya düzenleyen, bağış toplayan bir dernek vs. görmedim. Aksine, var olan belediye barınaklarını bakımsız, soğuk ve kötü göstererek, sokaktaki hayvanlar buralara götürülürse ölüme terkedilecek zırvalarıyla insanların vicdanlarına oynuyorlar ve göz boyuyorlar. Bu yüzden de hangi partiye ait belediye olursa olsun sokak hayvanlarını toplamayı dile getirdiği anda bu dernekler ve kendilerine inandırdıkları insanlar tarafından katillikle suçlanıyor. Tabii ki şu anda devlete ait barınakların batı ülkelerindeki barınaklarla kıyaslanacak düzeyde olmadığı ortada. Ancak istenirse olamayacak diye bir şey yok. Fakat önce en büyük engellerden biri olan sözde hayvanseverlere ait bu derneklere el atılması gerek. Sonrasında ise işin kültür yanıyla ilgilenmek kalıyor. Bizler yüzyıllardan beri sokak hayvanlarıyla yaşamaya alışmış bir milletiz. Ancak yaşadığımız çağda şehirleşmenin gelmiş olduğu nokta sokak hayvanlarıyla birlikte yaşamamızı giderek zorlaştırıyor.

Hay bin yaşa dostum...benim sayfalardır geveleyip durduklarımı pat diye yazmışsın...

Özeti tüm açıklığı ile budur arkadaşlar...iyiniyetli, vicdanlı, gerçekten samimi hayvanseverleri tenzih ederek söyleyeyim, bu işte gerçekten "mama" var :) Hem köpeklere, hem besleyenlere :) Sanıyorum 2000-3000 arası dernek, topluluk, organizasyon var. Bir de bunlar mahalle mahalle, semt semt, "abla,abi" şeklinde bir örgütlenme yapısını oluşturmuşlar. Farklı iletişim kanalları ama özellikle twitter üzerinde çok etkililer. Tam bir tarikat görünümündeler. Twitter izleyenler mutlaka fark etmiştir, her allahın günü mama, ilaç, veteriner parası vs. adı altında para topluyorlar. Ve evet, bu toplama biçimi yasal değil. Hiç bir kayıt, vergi, hesap olmadan toplanan ve nereye gittiği belli olmayan paralar. Bazıları ihtiyaç olmasa dahi, eski fotoğrafları, videoları kullanarak para topluyor. Ama işin ilginç yanı, tüm bu kampanyalar sadece "sokak köpeklerine" yönelik olarak sürdürülüyor. Belki arada bir iki kedi için de yardım talep ediliyor ancak asıl hedef sokak köpekleri. Çünkü en görünür ve en kolay ajitasyon kaynakları "sokak köpekleri"!

Eray Bey'in söylediği gibi, barınak koşullarının iyileştirmesine yönelik en küçük aktivasyonları yok. Tam tersine "barınaklar ölüm kampı" propagandası ile, köpeklerin bu barınaklarda tutulmalarına kesin karşı çıkıyorlar. Belediyeler üzerinde müthiş bir baskıları var. Barınakları basıyorlar, kavga çıkarıyorlar, görevlileri tehdit ediyorlar, fiziksel şiddet uyguluyorlar, onlara alenen hakaret etme cesareti buluyorlar (küçük bir örneğini geçen sayfalarda paylaştım). Çünkü asıl amaçları uygar, modern, sağlıklı, sürdürülebilir, korunaklı, yaşanabilir hayvan barınakları değil, sokaktaki maddi çıkarlarının devamını sağlayabilmek. Bu nedenle bu zavallı hayvanları sokakta asalak gibi yaşamak zorunda bırakarak; hem çevreye zarar vermelerini hem de tehlikelere açık hale gelmelerinin vebalini taşıyorlar.

Ama işte bu düzene yaptığınız en küçük eleştiri; "hayvansevmez", "tecavüzcü", "ahlaksız", "namussuz", "katil" vb. hakaret ve yaftalama olarak size geri dönüyor. Yıllar içinde bu düzeni sağlamak için ciddi uğraş vermişler, şimdi kolay kolay bozulmasını istemiyorlar çünkü...

Ha bu arada ölen çocukları, yaşlıları; yaralanan, sakat kalan insanları; zarar gören araçları; telef olan diğer hayvanları; berbat çevre görünümünü; hayvan pisliği içinde caddeleri; köpek havlaması nedeniyle geceleri uyuyamayan insanları, korkuyla yaşayan bir toplumu ise görev zararı olarak yazıyorlar...siz ne derseniz deyin, klişeleşmiş yanıtları ceplerinde hazır bekletiyorlar...

Ama artık insanlar da bu berbat durumun sürdürülebilir olmadığını, öyle veya böyle anlamaya başladı. Artık toplumun her kesimi sokak köpeklerinin verdiği zararın farkına varmaya başladı/başlayacak. Çünkü bu problem sinir uçlarımıza kadar dokunmaya başladı. Bakın 2 mesaj yukarda daha yeni yaşanan bir vakadan bahsettim. Kendisini ısırana kadar köpeklere muafiyet peşinde koşan komşumuz, şimdi benden beter eleştiriler getirmeye başladı :) Türkiye'nin çağdaş yüzü sayılan İzmir'de, sözüm ona yine çağdaş bir uygulamanın reklamını yapan belediye başkanına köpekler saldırdı. Demek ki, sadece yolları boyayarak çağdaş yaşamı memlekete adapte etmek yeterli olmuyormuş. Öncelikle bunun zihinsel dönüşümünün asgari gereklerini yerine getireceksiniz ki, reklam yapayım derken madara olmayasınız.

Sağlıcakla...
 
Hanımla 2 hafta önce Eskişehir de sabah sürüşüne çıkmıştık.Hızlı tren garı taraflarında yol bomboş bizde yavaştan yavaştan geziyoruz.
Ağaçlıkların arasından bir tane köpek kafasını kaldırıp bir havladı hanıma dedim dikkat köpek var sakin ol.Hayda birden köpek sayısı 5 oldu :D
Bize doğru atağa kalktılar ,bir koşuyorlar sizi yicez , sizi mahvetcez diye:koptum: neyse hanıma tabi bu arada sakin ol diyorum ama bende yusuf yusuf
bu arada.Haydi dedim bas pedala yol boş.Hayatında 40 km hıza çıkamayan hanım 40 km ile kaçıyor :D köpekler o kadar yaklaştı ki ağızlarındaki
tüm dişleri ve salyaları görüyordum.Tabi bunlar 15-20 sn civarı sürdü.Neyse ki yetişemediler biz kurtardık ama hanımın korkudan dili tutuldu.Vallahi
verilmiş sadakamız varmış.Sabah sabah adrenalin patlaması oldu.Eskişehir de çok başı boş köpek var dikkat edin.
 
Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.
Geri