Sokak köpeklerini neden toplamıyorlar?

Gökay Akçay demiş ki:

Yanlış bildikleriniz: modern insan 60.000 yıldır dünyada bildiğimiz köpek 12.000.000 yıldır dünyada yani köpekler insanlar olmadan gayet yaşayabiliyorlar.

Hepsini görüntüle...

Kaynak?

Konu başlığı neden sokak köpeklerini toplamıyorlar . Peki neden biz toplum olarak illa da birilerinin bir şeyler yapmasını bekliyoruz ?! Acaba çöplerimizi , sigara izmaritlerimizi yere değil de çöp kutusuna atsak belediyeye zaman kazandırıp sokak hayvanları ile ilgilenmesine fırsat tanısak ?! Malum bütçe çok önemli .
İkinci dünya savaşından sonra Almanlar ülke kalkınsın diye iş bittikden sonra bir saat bedava devlete çalışarak ülkenin kalkınmasına katkıda bulundular . İçimizden hangi birimiz bunu yaptık ?!
Her şeyi devletten , belediyeden beklemekle olmaz bu işler . Zihniyet değişmedikce köpeklerin insanlara , insanların köpeklere saldırması kaçınılmaz , hayvan ve insan savaşları devam eder . Şimdi bana saldıran bir köpeğe avrupa insan haklarını hatırlarsam, ve ya hayvanlara eziyet eden bir yaratığa vicdan dersi versem faydası olur mu , olmaz . Hayvanla insanoğlu arasında yaşanan bu didişmeyi anlarım da hayvansever kılıfına bürünmüş hayvanlar üzerinden duygu sömürüsü yapıp bunu her fırsatta siyasi malzemeye çevirip devlet ve devlet kurumlarına çamur atmak , toplum olarak bizi vahşi göstermek isteyenleri anlamakta zorluk çekiyorum , daha doğrusu anlamak istemiyorum .
Pitbul köpeği yasaklandığı halde beslediği yetmez gibi sokağa çıkaranların hayvan sevgisini pek samimi bulmuyorum .
Peki çözüm ne ?! Kısırlaştırmak ve ya tehlike arz ettiği zaman uyutmak .

7 ay önce yazmışım bunları bu başlıkta:

"Konunun hayvan sevgisi değil hayvan hakları olduğu defalarca yazıldı çizildi. Birinin hakkını korumak için nasıl o kişiyi ille de sevmeniz gerekmiyorsa bu da öyle. Sevmek, beslemek, evine götürmek falan, bunlar polemik. Tıpkı veganlık gibi hayvan hakları savunuculuğunun da felsefi ve etik bir arka planı, kuramsal zemini var. Bu yüzden okuyun diyoruz, temel metinler, uluslararası sözleşmeler, raporlar, projeler gösteriyoruz, zahmet edip araştırın, okuyun, fikirlerinizi gözden geçirin. Hisleriniz değil burada kriter, seversiniz sevmezsiniz o size kalmış, ama bu konu bir hak hukuk meselesi, hayvanlardan yana davrananlar ve onlara yapılan eziyete karşı duranlar da hayvan hakları savunucuları. Sever yerine sevici demek falan, bunlar çok sığ yaklaşımlar. Bu başlık altında çeşitli kaynaklar paylaşıldı ama okumamakta ısrar edip ağız dalaşına giriyorsunuz."

Sokak köpeklerini neden toplamıyorlar?

Böylesi de var. ?

Dünyanın her hangi bir şehrinde boşverin sürü halinde dolaşanları sokakta başıboş şekilde gezen köpek gören var mı? Ecnebiler bizden daha az mı seviyorlar köpekleri? Dış güçler hepsini bize mi göndermişler?

ogokcek demiş ki:

Dünyanın her hangi bir şehrinde boşverin sürü halinde dolaşanları sokakta başıboş şekilde gezen köpek gören var mı? Ecnebiler bizden daha az mı seviyorlar köpekleri? Dış güçler hepsini bize mi göndermişler?

Hepsini görüntüle...

15 gün önce Romanya` daydım. Bundan birkaç sene önce Bükreş`e giden herkes sokak köpeklerinin çokluğundan şikayet ediyordu. Ben gittiğimde bir tane bile göremedim. Muhtemelen toplatıldığını düşünüyorum.

Ege Cansen’in 24 Eylül 2017 de Sözcü’ de çıkan yazısı :

Konumuz sokak köpekleri. İsterseniz buna sokağa terk edilmiş köpekler de diyebilirsiniz. Netice değişmez. Sokaklarda, meydanlarda, parklarda, plajlarda köpeklerin başıboş dolaşmasına hiçbir (evet hiçbir) medeni ülkede izin verilmez. Bu Türkiye için “eksi puan”dır. Medeni ülkelerde bizdeki ile kıyaslanmayacak kadar az sayıda “başıboş kedi” (stray cat) görebilirsiniz. Ama köpek göremezsiniz. Köpek, aslen “kurt”dur. Çok uysal küçük bir köpeğin bile fıtratında kurt atalarından tevarüs ettiği bir saldırganlık vardır. Kendini, ailesinden biri addettiği kişiyi tehlike altında görür veya sahiplendiği mıntıkaya tecavüz vaki olduğu fikrine kapılırsa, içgüdülerinin emrini dinler ve yırtıcılaşır. Köpek zekidir, sadıktır ve cesurdur. Sahipsiz köpekler, kurt ataları gibi “sürü” halinde dolaşırlar. Bu onlara savaş üstünlüğü sağlar. Sürü içinde bir köpek, tek başına dolaşan köpekten çok daha tehlikelidir. Kediler, köpeklere göre aptaldır. Onlarda sahibine sadakat veya mıntıka savunmak için saldırma içgüdüsü yoktur.

KÖPEK SEVMEK

Başta İngilizler olmak üzere, tüm Avrupalı ve Avrupa kökenli Amerikalı, Kanadalı, Avustralyalı insanlar, Türklerle kıyaslanamayacak kadar çok köpek düşkünüdür. Hemen her ailenin bir (bazen birden fazla) köpeği vardır. Bu köpekler ailenin bir ferdi gibidir ve evin içinde diğer fertlerle birlikte yaşar. Evin köpekleri özellikle çocukların arkadaşıdır. Onlarla al takke ver külah oyun oynarlar. Çocukların anne ve babası onların da anne ve babasıdır. Ev köpeği, kendini insan zanneder. Sürekli sevgi ve ilgi bekler. Kıskançlık yapar, bazen küser. Bazen yaptıklarından utanır, annesi veya babası azarlarsa, bir köşede süt dökmüş kedi gibi oturur. Affedilmeyi bekler. İşin ibretlik yanı şudur: Köpeğin insanların can yoldaşı olduğu bu ülkelerde “sokak köpeği” yoktur. Çünkü orada köpek sevgisinden önce insan sevgisi vardır. O ülkelerde yaşayanların üzerinde mutabık kaldıkları “toplumsal sözleşme”de (içtimai mukavele) şöyle yazar: Herkes kendi köpeğini, kendi evinde besler, bakar ve barındırır. Sokağa çıktığında, kendi köpeğinin bokunu kendi toplar. Bu sözleşme o ülkeleri medeni yapar. Hocam Fuat Çobanoğlu'nun işi omurgasından kavrayan tanımıyla “Medeniyet, üçüncü şahısların hakkına saygı” demektir.

SOKAK KÖPEKLERİ KONUSUNDA, AVRUPA HUKUKU GEÇERLİ OLMALIDIR

Ülkemizde, özellikle okumuş laik kadınlarda, son derece gayri medeni bir “sokak köpeği hamiliği” tutkusu var. Daha önce de yazdım yine yazıyorum. Sokak köpekleri meselesi “hukuk” çerçevesinde ele alınmalıdır. Önerim, bizi tam üye olarak aralarına almayacak olsalar bile, Avrupa Birliği'nde yürürlükte olan mevzuatın esas alınmasıdır. Osmanlı zamanında, ecnebilerin tenkitleri üzerine, medeni bir ülke olmak amacıyla da sokak köpekleri toplanıp Hayırsız adaya götürülmüştü. Ama halk (bunlar her kimse ve kaç kişiyse) köpekleri geri getirip sokaklara salmıştı. Bu sefer öyle olmasın. Bırakın turistlerin sokak köpeklerinden şikâyet etmesini bir yana, köpek var diye sokakta oynamasına izin verilmeyen çocuklara, sabah yürüyüşü yaparken korkudan yolunu değiştiren veya bacağından ısırılıp kuduz aşısı olan Türkiye vatandaşlarına yazık değil mi?

Son söz: Önce insan, sonra köpek hakları.

Ege Cansen serbest piyasa ekonomisini savuna savuna herşeyin insana serbest olduğunu sanıyor ellaham.

Yaşam hakkının kutsallığından bihaber; aklına gelen her konuyu -buna hayvan hakları da dahil- ekonomik kavramlar üzerinden değerlendiren hayati meseleleri iktisatla ölçme çabasından vazgeçememiş bir insancık.

Avrupa Avrupa demiş ama Paris'te yayımlanan Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesini de unutuvermiş.Yaşına verelim

hamlet2006 demiş ki:

Ege Cansen serbest piyasa ekonomisini savuna savuna herşeyin insana serbest olduğunu sanıyor ellaham.

Yaşam hakkının kutsallığından bihaber; aklına gelen her konuyu -buna hayvan hakları da dahil- ekonomik kavramlar üzerinden değerlendiren hayati meseleleri iktisatla ölçme çabasından vazgeçememiş bir insancık.

Avrupa Avrupa demiş ama Paris'te yayımlanan Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesini de unutuvermiş.Yaşına verelim

Hepsini görüntüle...

Yazıda hayvanları öldürelim filan mı yazmış yaşlı insan?

ogokcek demiş ki:

Yazıda hayvanları öldürelim filan mı yazmış yaşlı insan?

Hepsini görüntüle...

Bir kişiden alıntı yapacaksanız ,o kişinin bundan önce aynı konuda neler yazdığına da bir bakıverin bir zahmet.Bu zat yazılarında defalarca hayvanların uyutulması gerektiğinden bahsetmiş hatta ve hatta köpeklerin uyutulmasının köpeklerin ekonomik değeri olmaması ile bağdaştıracak yazılar dahi yazmıştır.

Hadi bir de yazıdan alıntı yapayım:
''Osmanlı zamanında, ecnebilerin tenkitleri üzerine, medeni bir ülke olmak amacıyla da sokak köpekleri toplanıp Hayırsız adaya götürülmüştü. Ama halk (bunlar her kimse ve kaç kişiyse) köpekleri geri getirip sokaklara salmıştı. Bu sefer öyle olmasın.''

Burada bahsedilen ''Hayırsız Ada''da ne yaşandığını biliyorsunuzdur.Galiba bilmiyorsunuz ki Hayırsız Adayı savunan Ege Cansen'in bu yazıda nerede '' hayvanları öldürelim'' dediğini sorabiliyorsunuz.
(link)

bisikletgundemi demiş ki:

7 ay önce yazmışım bunları bu başlıkta:

"Konunun hayvan sevgisi değil hayvan hakları olduğu defalarca yazıldı çizildi. Birinin hakkını korumak için nasıl o kişiyi ille de sevmeniz gerekmiyorsa bu da öyle. Sevmek, beslemek, evine götürmek falan, bunlar polemik. Tıpkı veganlık gibi hayvan hakları savunuculuğunun da felsefi ve etik bir arka planı, kuramsal zemini var. Bu yüzden okuyun diyoruz, temel metinler, uluslararası sözleşmeler, raporlar, projeler gösteriyoruz, zahmet edip araştırın, okuyun, fikirlerinizi gözden geçirin. Hisleriniz değil burada kriter, seversiniz sevmezsiniz o size kalmış, ama bu konu bir hak hukuk meselesi, hayvanlardan yana davrananlar ve onlara yapılan eziyete karşı duranlar da hayvan hakları savunucuları. Sever yerine sevici demek falan, bunlar çok sığ yaklaşımlar. Bu başlık altında çeşitli kaynaklar paylaşıldı ama okumamakta ısrar edip ağız dalaşına giriyorsunuz."

Sokak köpeklerini neden toplamıyorlar?

Hepsini görüntüle...

Daha önce okuyamamıştım.Önemli bir bakış açısını dile getirmişsiniz.Teşekkür ederim.

@hamlet2006 Paris te yayınlanan Avrupa hayvan hakları bildirgesini örnek gösterecekseniz bir de Paris dahil Avrupa nın hangi şehrinde başıboş bir köpeğe müsamaha gösterildiğini de örnekleseniz sevinirim. Onlar bizden az mı çok mu seviyorlar bir görelim.

Yazının hiç bir yerinde öldürelim lafı geçmiyor. Ben de öldürelim taraftarı biri değilim. Başıboş köpek bir sorundur ve dünyadaki yaygın uygulama da başıboş olarak dolaşmalarına izin vermemek üzerine kuruludur.

İnsancık değilde insan olduğunu iddia eden klavye başında ahkam kesenlere sesleniyorum bizim şirketimizin tamamen gönüllülük ve bağış sistemine dayalı hayvan barınağı var. Hayvanlar için koruyucu aile olabilirsiniz veya en azından bakımları için maddi destekte bulunabilirsiniz. Bakalım kaç kişi elini taşın altına sokacak.

bu başlık altında aylardır paylaştığım kaynakları topluca koyayım şuraya.

ortamda daha önce neler konuşulduğuna aldırmadan lafa dalan ya da sabitfikirlilikte ısrar edip okuma zahmetine girişmeyen arkadaşların okumasını öneririm. her yeni mesajda temcit pilavı gibi hep aynı safsatalara hep aynı cevapları vermekten sıkıldık vallahi.

Kayseri Hacılar vakasından hareketle Türkiye'de sokak hayvanları olgusunun analizini yapan ve çözümleri anlatan bir yazı:
(link)

Hollanda'da sorunun nasıl çözüldüğünü anlatan detaylı bir rapor:
(link)

(link)

(link)

(link)
Sokak köpeklerini neden toplamıyorlar?

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

@bisikletgundemi, Vallahi ne yalan söyleyeyim; Senin yazdıklarının hiçbirisini okumuyorum (En azından dikkatli olarak. Şöyle bir göz gezdirip bakıyorum içerik üslup aynıysa geçiyorum). Öyle bir önyargı oluşturdun ki, haklı bile olsan sessiz kalırım.

Geçmiş Olsun Herşeyden Önce Yolda Giderken Neyle Nasıl Karşılaşıcımızı Hiç Birimiz Kestiremiyor Onun İçin Herşeye Hazırlıklı Olmak Lazım

bisikletgundemi demiş ki:

bu başlık altında aylardır paylaştığım kaynakları topluca koyayım şuraya.

ortamda daha önce neler konuşulduğuna aldırmadan lafa dalan ya da sabitfikirlilikte ısrar edip okuma zahmetine girişmeyen arkadaşların okumasını öneririm. her yeni mesajda temcit pilavı gibi hep aynı safsatalara hep aynı cevapları vermekten sıkıldık vallahi.

Kayseri Hacılar vakasından hareketle Türkiye'de sokak hayvanları olgusunun analizini yapan ve çözümleri anlatan bir yazı:
(link)

Hollanda'da sorunun nasıl çözüldüğünü anlatan detaylı bir rapor:
(link)

(link)

(link)

(link)
Sokak köpeklerini neden toplamıyorlar?

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

(link)

Hepsini görüntüle...

Paylaştığın kaynaklardan birikim dergisinde yayımlanan makaleden alıntı :

“Buradaki en büyük sorun hayvansever kitlesinin de büyük bir bölümünün bu işleyişin sonucunda atılan kedi-köpeğin sokaklarda yaşamasını “doğal” kabul ediyor olması. Bu yüzen bütün mücadelesini, enerjisini bu sistemi sürdürmeye harcıyor. Oysa referans verdiği geçmiş, bütün değişimler sonucu tamamen değişti, değişmeye devam ediyor.”

Okumakla, çözümün parçası olmak arasında fark var. Çağrımı yineliyorum. Hayvanlara düzgün şartlar sağlanan ve tecrit edilmedikleri barınağımız mevcut. Burdan atar gider yapmak yerine gel bir işin ucundan da tutuver.

Arkadaslar kopek size havladigi zaman sert bi sekilde hoşt diyin işe yariyor , ki şayet ise yaramaz ise zaman time trial

ogokcek demiş ki:

Okumakla, çözümün parçası olmak arasında fark var. Çağrımı yineliyorum. Hayvanlara düzgün şartlar sağlanan ve tecrit edilmedikleri barınağımız mevcut. Burdan atar gider yapmak yerine gel bir işin ucundan da tutuver.

Hepsini görüntüle...

Bu videoyu hatırlattı bana.

Mad Buddha demiş ki:

Bu videoyu hatırlattı bana.

Hepsini görüntüle...

Bakalım belki çağrımı daha görmemiştir gerçek “İnsan” hayvanseverler.

Ben sunucu gibi blöf yapmıyorum. Hayvanların bakımı için gerekli parayı toplayabilmek için bastırılan takvimden örnek vereyim mesela.

Ben eski zamanlardan kalma bir sci-fi bir dizi izledim sanıyorum dizi iptal oldu sonra; Orda insan oğlu yok oluyor ve sadece geriye hayvanlar ve bitkiler kalıyordu yani kısaca mutlu son hayvanlar ve bitkiler en azından savaş çıkarmıyor,dedikodunuzu yapmıyor,tecavüz,gasp ve aklınıza gelen her türlü kötülükden muaflar sadece ve sadece mecbur kalırsa öldürüyor.