3.sınıftan beri ağaç dikerim her mevsim o mevsimin özelliklerine has ne ağaçalar varsa mutlaka dikerim ben diorum ki havalar düzelince atlayalım bisikletlere bi yerle ağaç dikelim hem eyleniriz hem yararımız olur samet1.6@hotmail.com
fakültede öğrencilik yılları..bir yanda da izcilik faaliyetleri..Ankara'da adını hatırlamadığım bir yerlere çuvallar dolusu meşe palamudu dikmiştik.herhalde şimdi oralar süper olmuştur. tahminim,yanılmıyorsam Konya yolu tarafında yol kenarı ağaçlandırması idi.. Eskişehir'de bir köyde de çok sayıda çam fidanı dikmiştik..
hatta hatırlarım ilkokulda öğrenci iken (İzmit/Derince Necati Bey İlkokulu) okul bahçesini de ağaçlandırmıştık.
şimdi de çalıştığım şirket binlerce organik kiraz fidanına sahip
3-4 yıldan beridir öğrencilerimle birlikte okul bahçesine 500 den fazla fidan diktik. Ayrıca TEMA çalışmalarında bağış v.s. olarak şahsi sayım 100 ün üzerinde. İnsanlığın doğayı sadece tüketmesi değil ona bazı şeyleri geri vermesi gerektiğini düşünüyorum Bunun en iyi yollarından birisi bilinçli tüketim diğeri ise : AĞAÇ DİKMEK.
Bu konuyu açtığınız için teşekkürler.
(Ayrıca ankete bakıyorum da forum bu konuda toplumun çok ilerisinde bu da bisiklet ve doğa sevgisinin içi içe olduğunun somut bir kanıtı)
burda kendi bir bahçem var bir kaç meyve ağacı ve yeşillik olsun diye asma,çiçek v.b. türde bitkiler ektim.Çoçukların ağaçlara çıkıp meyve koparmak amacı ile bahçemi talan etmeleri haricinde çok muttluyum bahçemde..
Uzun yıllardır tema üyesi ve eğitmeni olarak ağaç dikme faaliyetlerine katılıyorum. en güzeli de diktiğiniz ağacı yıllar sonra büyümüş olarak görmek.
Hele çocukken diktiğim bir çam var ki, kova ile yıllarca su taşımıştım köklerine. 8 yıl önce boyumun iki katı olmuştu. O ağacı merak ediyorum şimdi. Bir gün fırsatım olursa çocukluğumun geçtiği o şehirde o ağacı ziyaret edeceğim.
Bu önemli konuyu açtığınız için teşekkür ederim.İlk okul ve lise yıllarında birkaç ağaç dikmiştim.Lise yıllarında okul olarak topluca ağaç dikmiş ve okulumuzun etrafını yeşillendirmiştik.Yaklaşık 18 yıl sonra öğretmenlerimi ziyaret için okuluma uğradığımda karşılaştığım manzaraya inanamamıştım.Zira bizden sonraki öğrenci arkadaşlarımızında katkısıyla okulun çevresi botanik bahçesi gibi olmuş hertaraf yeşile bürünmüş.Dikilen ağaçların boyu binaların boyunu aşmış.
Memuriyet hayatım başlamadan önce kendi bahçelerimize sayısını hatırlamayacağım kadar İncir,şeftali,portakal,mandalina ve zeytin ağaçları diktim ve yetiştirdim.Şimdi onlarla babam ve annem ilgileniyor hepsinden ürünler alıyor ve zevkle yiyoruz.Memlekete gider gitmez kendimi hemen bahçeye atarım gezerim.Aklıma hep ilk diktiğimiz günler gelir özellikle incir fidanlarını tutturmak çok zordur susuzluğa hiç dayanamazlar.
Konuya duyarlılık gösteren tüm doğa dostu forumdaş arkadaşlarımı kutlarım.
Lütfen çevremizi ve yaşadığımız alanları hep birlikte koruyalım.
Bu konuya duyarlılık gösterip,yorumlarda bulunan arkadaşlara teşekkür ederim.
Evet, bisiklet forum olarak bir ağaç dikme organizasyonu düzenliyebilirsiniz.
Siz de sorun herkese "siz hiç ağaç diktiniz mi?"diye..
Evet, bu konu yeniden gündeme gelsin. Ben TEMA'ya bağışta bulunmuştum, bir ağaç sizden, bir orman bizden kampanyasında ODTÜ Ormanı'nda dikilmiş 200 ağacım var, yaşamlarını yitiren iki arkadaşım adına, ayrıca Ankara'da ve Karaburun'da evimin etrafına sürekli yeni fidanlar dikerim, çam, palmiye, günlük, kestane, akasya, meşe,...
evet. ben de mutluluğu yaşadım. özellikle 'ömür, senin diktiğin ağaç vardı hatırlıyor musun? ondan kayısı yiyoruz biz şimdi. baya da büyük ve lezzetliler.' sözlerini duymak nasıl bi mutluluk, nasıl bi hazdı anlatamam.. geçenlerde aklıma geldi tekrar. yine ağaç dikmek istiyorum.
İlkokul yıllarımda dikmiştim galiba ama hatırlamıyorum; yani bu sayılmaz. Kendimi dikmemiş sayıyorum ve bunun ne kadar büyük bir eksiklik olduğunu fark ettim. En kısa sürede fırsatını bulup en az bir kaç fidan da ben dikeceğim
Yıl 2001 di sanırım. baya geniş terası olan bir evde oturuyorum. Şimdi yerine AVM dikilen bir alanda bir fideci var. Teras büyük bir saksıya limon ağacı almak için ona gidiyorum. O zamanın parası ile 15 milyona ufacık bir filiz alıyorum. 4-5 yıl sonra biraz dallanıp budaklanıyor ama boyu bir metre bile değil. Bir gün bakıyorum ufacık bir top var üzerinde yemyeşil. Aradan biraz geçiyor büyüyor, sonra sararıyor. Ama bir garip biraz büyük. Sonra bir de turuncuya dönüyor rengi. Yıllarca limon diye baktığım ağaç portakal çıkıyor. Bu hayat böyle işte hep kelek, hep kelek. (Portakalı afiyetle yedim tabi)
Askerliğim esnasında yaptığım en faydalı iş diyebilirim. Tugayın bir cephesine Ziraat Mühendisi arkadaşımın rehberliğinde takım olarak, tören eşliğinde yüzlerce fidan ekmiştik. Umarım hepsi büyümüşlerdir.