Siz hiç ağaç diktiniz mi?

Siz hiç ağaç diktiniz mi?

  • Evet, diktim.

    Katılım: 77 88,5%
  • Hayır, dikmedim.

    Katılım: 10 11,5%

  • Toplam katılım
    87

ayazma

Üye
Kayıt
7 Şubat 2007
Mesaj
3
Tepki
11
Şehir
kocaeli
Doğa, insanoğluna atfedilmiş bir hazine. Peki, bizler ne kadar farkındayız bu hazinenin değerinden? Koruma içgüdüsüne sahip insan, ne kadar korumacı bir ruha bürünüyor doğaya karşı? Ayaklarımızın altındaki sadık dostumuza, kara toprağa biz ne kadar sağdığız acaba!
Giderek çölleşen yurdumuzun verimli topraklarını kaybetmek bizi nasıl olur da harekete geçirmez. Yılda 1,1–1,4 milyar ton arasında erozyonla kaybettiğimiz topraklar düşman işgalinde olsa milliyetçilik ruhumuzla harekete geçerdik. Şimdi kendi toprağımızın düşmanı bizler mi sayılıyoruz? Erozyona, yani sadık dostumuzun azılı düşmanına göz mü yumuyoruz?
Geçtiğimiz günlerde iş yerimdeki çalışma arkadaşlarıma şu soru ile yaklaştım; Siz hiç ağaç diktiniz mi? Aldığım cevaplar birbirinin aynıydı.”Evet ilkokulda dikmiştik, hayır hiç dikmedim”! Peki, acaba bizler ömrümüz boyunca ne kadar ağaç tükettiğimizi biliyor muyuz? Tüketim ruhu içinde olan insan bu döngüye alışmış olacak ki doğanın ona sunduğu hazineleri de sorumsuzca tüketmekte. Sunulanın da yerine yenisini koymakta acizlik göstermektedir. Dünya 5 milyar yaşını doldurma evrelerindeyken, bu ihtiyar dostumuza biraz daha iyi davranmak gerektiği kanısındayım. Bunca yıldır bizleri cömertçe bağrında barındıran Dünya’ya acaba borcumuzu ödeme vakti gelmedi mi? Çoktan geçti de yankılarını dinliyoruz yapılan hataların! Şehir semalarında berrak bir maviye çalan gökyüzünü görmeyeli ne kadar oldu? Gaz salınımı dozajını aşan fabrikaların sorumsuzluğu ve vurdumduymazlığı, yerine devasa gökdelenler dikilecek ormanların katliamı, Kyoto antlaşması gereği uyulması gereken kuralların ülkeler tarafından ihlâli… Tıpkı soyunmuş bir insan vücudunun ürperen üşümesi gibi ağaçsız kalan toprak da sarılacak kökler bulamadığında ürpertici bir hâl alır.
Küresel ısınma adı altında birçok panel ve program yapılmakta, yazılar yazılmakta, dikkatler var olan bir gerçeğe çekilmek istenmekte. Aslında tüm insanlığın ve geleceğin sorunu olan bir durum masaya yatırılmakta ve bu hastanın masadan sağ salim çıkması arzulanmaktadır. Uzayda mavi bir nokta olarak görülen dünya, ilerde kuraklıklar sonucu, suların yokluğu ile, okyanusların dahi çekilmesi sonunda kara bir nokta halini alacaktır! Bugün atmosfer tabakasının delinmesi ile başlayan, buzulların erimesi, okyanus sularının yükselmesi, sellerin oluşması, erozyonla ve sellerle toprak kaybı, orman yangınları, iklim dengelerinin bozulması, canlı popülâsyonların nesillerinin tükenmesi, hava kirliliği… Bu sayılanları, yaşam standartlarımızı dünyanın sağlığı yönünde geliştirmemizle, diktiğimiz ağaçlarla azaltabiliriz. Dinozor neslinin yok olması gibi önce canlı türleri, ardından da insan nesli tükenmeye başlayacaktır. Nükleer santrallere meraklı bir kısım politikacıların sarsak emirleri ile oluşan felaket senaryolarını bilmekteyiz. İnsanoğlu geçmişin izlerinde kalan bir Çernobil felaketi ile şimdilerde sayısız kayıp vermektedir. Nesil tükenimi böylelikle başlamıştır zira!
Doğa, ondan aldığınızı bir şekilde sizden geri alır. Bu kural her zaman böyledir. Buna bir örnek; molozlarla doldurulmuş kıyı şeridi, depremlerle yeniden denize kavuşmuştur. Ancak dolgu alanlara yapılan binalar da maalesef ki aynı kaderi paylaşmıştır. Diğer bir örnek ise, susuzluğun bilânçosu;
Şehrimiz Kocaeli’nde ise Yuvacık barajının çekilmesi ile susuz günlerimiz başladı. Hem de kış mevsiminde, sonbaharın, yağmurlu günlerin ardından gelen bir vakitte. Yeterince yağmur sularına vâkıf olamayan baraj kendi halinde bir su birikintisi oluşumu göstermekte. Susuz kalan halk isyanda.
Haberlerde ekmeklere zam geleceği haberini işittim. Nedeni ne olabilir sizce? Evet, su! Yeterli yağmur alamayan toprakta yeterince buğday üretimi olmadı, bu da buğday ve un fiyatlarına vurdu. Az olan ürün değer kazandı, fiyatlar arttı. Dolayısıyla, hammaddesi un olan ekmeğin de fiyatı artış gösterdi.
Ağaç katliamlığı, hava kirliliği ve çevre kirliliği ile yaşadığımız mekânı, Dünya’yı yok etme halindeyiz. Yaşanabilir başka bir gezegenin keşfi oldu da benim haberim mi yok yoksa? Bir tek ve biricik Dünyamız var ve ona muhtacız. Muhtaçlığımız dolayısıyla ve 4,6 milyar yıldır ola gelen sancılı oluşumları ile bize sunduğu tabiatı, tüm hazineleri için ona şükran borçlu değil miyiz? Doğasına karşı saygı göstermemiz yine bizim kârımıza sonuçlanacaktır.
Yazımızın başlığı “Siz hiç ağaç diktiniz mi?”.Bunca olandan, delinen atmosferden, kuruyan göllerden, barajlardan sonra ne yapılabilinir diye düşünüyorsanız, işte yapabileceğiniz kolay bir formül: toprağınıza sahip çıkın, erozyona karşı savaş açın, ağaç dikin. Dikilen ağaçlar oksijen yüklü bir atmosfer, yağmur yüklü bulutlar olarak size geri dönecektir.
Doğadaki adresimizin aynı kalmasını savunanlardansanız ne duruyorsunuz. Kolları sıvayıp, toprakla hemhâl olarak ağaç dikin ve haydi siz de sorun herkese; Siz hiç ağaç diktiniz mi? diye…

pınar yavuz...
 
Scudo

HaliliOzturk

Forum Bağımlısı
Kayıt
3 Temmuz 2005
Mesaj
7.157
Tepki
7
İlkokuldayken topluca gidip bir korulukta ağaç dikmiştik. Eller, yüz, üst baş çal çamurdu ama gerçekten keyifli bir gündü :).
Bir de TEMA vakfına benim adıma ağaç dikmeleri için yaptığım bir bağıç var, hatta sertifikam da var :cool:. Odamın en nadide yerinde gururla saklıyorum.

Yanlış anlamayın, ben ağaç diktim havasında değilim. Ancak bu çok asil bir duygu ve umudum herkesin bu duyguyu ömründe bir defa da olsa tatması...
Darısı başınıza (hatta darısı tekrar benim başıma... :))
 

Özgür!

Forum Bağımlısı
Kayıt
2 Ocak 2007
Mesaj
1.086
Tepki
539
Şehir
Güzelyalı, İzmir
evet benimde TEMA vakfından sertifikam var
şu ana kadar 7-8 tane dikildi heralde adıma :)
 

bedo

Forum Bağımlısı
Kayıt
11 Ekim 2006
Mesaj
1.225
Tepki
332
Şehir
istanbul-yeşilköy alan: trial ve street
bende ilköğretimde iki kere tema vakfının yaptığı bir ormanlarımız diye bir organizasyonu vardı sanırım adını tamm hatırlamıyorum orda dikmiştim
 
  • Beğen
Tepkiler: Özgür!

İsmail Ağıllı

Forum Bağımlısı
Kayıt
5 Ağustos 2006
Mesaj
1.691
Tepki
833
Şehir
Ürgüp, Kapadokya
hayatta nedense çoçukken yaptığımız güzel huyları devam ettirmiyoruz liseye kadar çok ağaç diktim ama şimdileri hiç dikmiyorum üzerinde durulacak güzel bir konu teşekkürler
 

BuRroM

Forum Bağımlısı
Kayıt
12 Ağustos 2006
Mesaj
680
Tepki
218
Şehir
ANKARA
ilkokulda 3 kez tema ile izciyken 50 tane(ailemle beraber) geçen sene de arkadaşlarımla toplam 100 ağaç falan diktik.. henüz lise 2 deyim:) ağaç dikmenin bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.. her an tükettiğimiz oksijenle, kullandığımız araç ve gereçlerle çok büüyk zararlar veriyoruz bu canlılara.. ama senede en azından bir ağaç dikse her insan.. düşünün neler olurdu:)... aah ahh..
 

nuriaktürk

Forum Bağımlısı
Kayıt
8 Şubat 2005
Mesaj
2.507
Tepki
1.394
Şehir
cappadocia ürgüp
bende ortaokulda iken okul ile birlikde dikmiştim
 

tırt kaptan

Forum Demirbaşı
Kayıt
30 Temmuz 2006
Mesaj
589
Tepki
640
Şehir
Marmaris/Gökova
İlkokuldayken diktiğim ağaçlar kocaman oldu, baktıkça yaşlandığımı hissediyorum ama aynı zamanda gurur da duyuyorum. Bir arkadaşımın çocuğu olduğunda onlara da Günlük ( Sığla ) Ağacı hediye etmiştim; onlarda evlerinin bahçesine diktiler. Eğer imkanım olsaydı Türkiye'de doğan her çocuk için en az 5 ağaç dikme zorunluluğu getiren bir yasa çıkarırdım.
 
  • Beğen
Tepkiler: kilkates

Altan Kalay

Forum Bağımlısı
Kayıt
1 Temmuz 2006
Mesaj
707
Tepki
271
Şehir
muğla
Hocam böyle bir konuda oturum açtığın için teşekkürler.
Daha geçen hafta bizim köyde 73 tane zeytin ağacı diktim ama canım çıktı.
Ayrıca muhtelif zamanlarda meyve ağaçları dikip, doğal olarak yetişenleri de aşılatıyorum.
Diktiğiniz bir ağacın zamanla büyüdüğünü görmek çok güzel bir duygu.
Umarım TEMA nın ülkedeki faaliyetleri ve aktivistlerinin çabaları yeterli olur.
 

Selim Çam

Forum Bağımlısı
Kayıt
1 Kasım 2006
Mesaj
1.849
Tepki
457
Şehir
İstanbul
Botanikle senelerdir aram iyidir. Özellikle yazları yazlıktaki bahçemizdeki çiçekler olsun ağaçlar olsun yarıya yakınını ben diktim. Suyla toprakla oynamak çok rahatlatıyor beni. Toprakla su birleşince bir koku çıkar, o kokuyu bilenler bilir, en sevdiğim kokudur o. Keşke parfüm şişelerine o koku doldurulabilse.:) Çam ağacı olarak ise yazlıkta iki tane bahçemize diktimdi ama ufacıkken bahçeyi temizleyenler tarafından ağaçlardan teki uçtu gitti, teki de kurudu. Geçen sene de bir etkinlikte ağaç dikmiştim İstanbul'da. Soyadımdan anlaşılcağı üzere Çamları bizzat severim:) Çam ormanlarını... Bu sene yazlığa dikicem bir çift çam:)
 

Lütfü Çolak

Forum Bağımlısı
Kayıt
15 Eylül 2004
Mesaj
1.249
Tepki
1.811
Şehir
İstanbul
ağaç dikmiş ve bunun tadını almış birisi olarak aşağıdaki bilgileri sizlerle paylaşmak isterim.

---

Ormanlar yazın ısıyı 5-8 derece düşürür, kışın 1-3 derece yükseltir. Nemi sabit tutar.
Bir hektar ladin ormanı 32 ton, kayın ormanı 68 ton, çam ormanı ise 30 ton toz emer.
Ormanlar 50 metre genişliğindeki bir otoparkın trafik gürültüsünü 20-30 desibel azaltır.
Ormanlar biyolojik dengeyi korur. Yapraklı ağaçlardan oluşan bir bölgede 50 kuş türü yaşar.
Kayın ağacı bir yıl içinde 700 kg. toz ve 300 kg. zehiri emerek dışarı süzer aşırı kirlenmede ise gövdesindeki bozulma ile alarm verir.
Ormanlar ağaçsız bir alandan 8 kat daha fazla humus üretir.
25 m boyunda bir kayın ağacı saatte 1.5 kg oksijen üretir.
100 yaşındaki bir kayın saatte 40 kişinin çıkardığı karbondioksiti yok eder
100 yaşındaki bir kayın yılda 30.000 litre su çeker ve erozyonu önler.
1981 yılında askeri yönetimin yaptığı orman yetiştirme çalışması 1982-1990 yıllarında yapılan çalışmaların toplamına eşittir. Türkiye'de nüfus başına düşen orman 0.3 h'dır. Bu sayı ABD'de 1.3, Kanada'da 18 ve dünya ortalaması 1.3 hektardır.
Türkiye'de bir hektardaki odun miktarı 46 m3 iken Avustralya'da 212m3 Almanya'da ise 147 m3'tür. Türkiye'deki ormanların büyüme miktarı 1.4 m3/h iken Almanya'da 5.6 m3/h'dır.
Son 100 yılda 30.000 bitki türünün nesli tükenmiştir. 2000 yılında dünyanın varoluşundan beri yaşamış tüm bitkilerin %20'si yok oldu.
Dünyada her gün 3 canlı türü yok olmaktadır. 2000 yılında dünyanın varoluşundan beri yaşamış tüm canlıların %20'si yeryüzünden silinmiştir.
Saatte 3000 dönüm orman, dakikada ise 50 dönüm orman yok olmaktadır.
Türkiye'deki kağıt tüketiminin artış hızı dünyanın artış hızından 4 kat fazla.
Türkiye'de yılda 8.000.000 m3 odun kesilmekte ve bunun %74'ü inşaat, %12'si kağıt, %6'sı maden, %6'sı ambalaj, %2'si PTT direk olarak kullanılmaktadır.
Türkiye'de kaçak odun kesimi ise 35.000.000 m3'tür.
Türkiye'nin %75'i erozyona maruz kalmaktadır.
Türkiye ormanlarının sadece %14'ü verimlidir. Verimsiz ormanlar bütün ormanların %56'sını oluşturmaktadır.
Türkiye'de koruma altındaki ormanlar tüm ormanların %2'sini oluşturmaktadır.
Birkaç bin yıl önce Türkiye'nin %75'i ormanlarla kaplıydı.
Gelişmiş ülkelerde 70.000'in üzerinde kimyasal madde üretiliyor ve bunların yarısı kontrolsüzdür.
1952'de Londra'da 3000 kişi hava kirliliği yüzünden öldü.
3.7 litre benzin 3.000.000 litre içme suyunu kirletebilmektedir.
1 litre motor yağı 800.000 litre içme suyunu kirletebilmektedir.
1980-90 yılları arasında 750.000 fil,dişleri için öldürülmüştür.
Denize atılan kağıt, 3 hafta, teneke 100 yıl, plastik 400 yıl yok olmadan dayanabilmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerde her yıl 10.000 kişi kimyasal zehirlenmeden ölmektedir.
1 ton kağıt için; 30 yaşındaki 60 ağaç, 3000 kw enerji, 60.000 su ve 400kg fuel-oil kullanılıyor.
Türkiye 1980'de en fazla ormanı olan 33. ülkeydi.1990'da 55. sıraya düştü. Türkiye dünyada ormanlarını en hızlı tüketen 2. ülkedir (1.ülke İran)
Fransa'daki 56 nükleer santralin %60'ının çelik kubbesi çatlaktır.
Cam şişenin yeniden kullanılması 60 wattlık bir lambanın 4 saat yanmasına yetecek enerji tasarrufu sağlar.
Bir hektarlık orman yılda 16 ton biolojik kütle üretir. Şehirde 1 m3 havada 500.000 ormanda ise 500 toz taneciği vardır.
Bir ağacın ömrü boyunca işlevsel değeri 500.000 marktır.
Yağmur ormanlarının %80'i 2000 yılında ortadan kalkmıştır. Bu ormanların 250 hektarında 750 çeşit ağaç, 1500 çeşit çiçekli bitki, 125 tür memeli, 400 çeşit kuş, 100 çeşit sürüngen, 60 çeşit su canlısı,150 çeşit kelebek ve binlerce böcek türü yaşamaktadır. Ve kanser ilaçlarının hammaddesinin %70'i bu ormanlardan temin edilmektedir.
Kan kanserinden ölme riskini 5'te 1'e düşüren bitkinin yayılma alanlarının %90'ı yok edildi.
1960'ta 3 milyar olan dünya nüfusu, 2000 yılında 6 milyar oldu. Bu insanın var oluşundan bu yana varılan rakamın 40 yıl içinde ikiye katlanması demek.
Akdeniz'de her yıl 650 bin ton petrol , 120 bin ton yağ, 60 bin ton deterjan, 100 bin ton cıva, 38 bin ton kurşun, 21 ton çinko, 320 bin ton fosfor ve 800 bin ton azot akıtılıyor.
Amerika'daki 12 eyalet enerji ihtiyacının %100'ünü rüzgar gücünden karşılamaktadır.
Çernobil 10.000 kişiyi öldürdü. 10.000 km2lik alanı zehirledi. 100.000 km2 alanda tarım yapılamaz hale geldi ve bu topraklarda 4.000.000 kişi yaşıyor.
Artvin-Mugrul bakır fabrikası 15 yılda 100.000 hektarlık ormanı yok etmiş 80.000 hektarda erezyona neden olmuştur.
Yatağan termik santrali ise 400.000 dekarlık kızılçam ormanını şiddetli zarara uğratmıştır.

Kaynak: ogzala.com/biliyormusunuz.htm
 

gizer

Forum Demirbaşı
Kayıt
28 Kasım 2006
Mesaj
411
Tepki
161
Yaş
49
Şehir
İstanbul
İsim
Özgür KUŞCUOĞLU
Bisiklet
Kron
Liseyi bitirene kadar babamla ara sıra köyümüze gider, meyve ağacı fidanları dikerdik. Hala yaparız bu işi. Kaç tane diktik bilmiyorum. Daha sonra orman fakültesinde okurken, 1994 Gelibolu orman yangınından sonra, araziye gidip 1 hafta çadırda kalmıştık. Bizden sonra da başka bir grup geldi. Onlar da 1 hafta kadar kaldılar. Ekipte, İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi öğrencileri, İ.Ü. Orman Fakültesi öğrencileri, İ.T.Ü.' den bazı fakülteler ve gönüllü yabancı öğrenciler vardı (Unuttuğum fakülteler olabilir:) ). Gelibolu' da bir kaç milyon fidan diktik.
2000 yılında askere gittiğimde de Gemlik' te bir ağaçlandırma projesi hazırlamıştım. Hala çizimler yanımda. Ara sıra bakar eski günleri hatırlarım :)
Burada da acemi birliğinden askerlerle çalışmıştım. Hepsini öpüyorum
Yaklaşık otuz bin fıstık çamı dikmiştik. Bir kısmı denize çok yakın olduğundan, toprak özellikleri nedeniyle kurusa da, iyi bir iş çıkarmıştık.
Artık Düzce' de, kendi bahçemizde (İstanbul' da olduğumdan ben pek katkıda bulunamıyorum) meyve ve ceviz fidanları dikiyoruz. İşin en zevkli yanı büyüdükten sonra onları izlemek. Sadece izlemek... Tüm stesiniz, sıkıntılarınız ayaklarınızdan toprağa geçiyor, yok oluyor..
 
  • Beğen
Tepkiler: Lütfü Çolak

mutu88

Daimi Üye
Kayıt
29 Ağustos 2006
Mesaj
362
Tepki
181
Şehir
ISTANBUL
Bende ilkokuldayken ağaç dikmiştim. Tema vakfı sağolsun bu işte bir önder.
Onlar olmasa heralde kimsenin ağaç dikmek aklından geçmez
 

semrta

Forum Bağımlısı
Kayıt
4 Aralık 2005
Mesaj
617
Tepki
472
Şehir
kadıköy
ben de ilkokuldayken dikmiştim

ilköğretim hayatında aslında çocuklara çok güzel duygular aşılanmaya çalışılıyor,keşke herkesin aklında bunlar kalsa ve gerçek hayatta uygulayabilse..

hayatımda 2 büyük önemli ağaç vardı küçükken..bahçemizde vişne ağacı vardı kocaman,tepesine çıkar tepsiyle vişne toplardık tum apartman faydalanırdı,bir de bir aile dostumuzun iğde ağacı vardı..

yıllar sonra vişne ağacının olduğu evimize gittiğimde ağacın kesildiğini görünce inanın gözlerimden akan yaşları engelleyemedim,sanki o baltayı tüm anılarım yemişti..

bilgilerin hepsi için teşekürler,bu kadar insan birarada olup da bu tip organizasyonlar uygulanmaması aslında garip,izin alınacaksa alınsa da faydalı şeylere adım atsak en azından biz elimizden geleni yapmış oluruz,böyle bir org. olursa seve seve katılırım,konuyu acan,bu konuda bilgi veren arkadaşlara da teşekkürler
 

assan34

Aktif Üye
Kayıt
31 Mayıs 2006
Mesaj
198
Tepki
57
Şehir
Kayseri
Ben bizim evin bahçesine diktim.Fidan olarak değl tohum olarak diktim.3-4 tane var.
 

S26

Forum Bağımlısı
Kayıt
2 Şubat 2007
Mesaj
2.741
Tepki
1.453
Şehir
Eskişehir
Bisiklet
Amoeba
en geç 2 senede 1 dikiyorum. genelde meyve ağacı, ara sıra çam.
 
  • Beğen
Tepkiler: t-genc

İslam Gölge

Forum Bağımlısı
Kayıt
16 Eylül 2004
Mesaj
1.255
Tepki
790
Şehir
Tekirdağ-Çorlu
İsim
İslam GÖLGE
Bisiklet
Cube
evet tohum olarak ekmiştim
birkaç tane de fidan diktim
kesinlikle çok hayırlı bir iş
 

sare

Üye
Kayıt
13 Eylül 2006
Mesaj
90
Tepki
167
Şehir
Karşıyaka, İzmir
biz okulca yılda 2000-3000 arasında ağaç dikiyoruz bağışlarımızla.bu olay gelenekselleşti.bize sayısız katkısı bulunan doğaya borcumuzu ödemiş oluyoruz böylece...:)
 
  • Beğen
Tepkiler: t-genc

bora_jb

Forum Demirbaşı
Kayıt
6 Ocak 2007
Mesaj
465
Tepki
106
Şehir
izmir
bızım cıftlık war oradakı zeytin agaclarının yarısını dıktım yaklasık 130 150 tane falan dıktım cok guzel bır duygu tavsıye ederım:)
 

Karakartal Platton

Forum Bağımlısı
Kayıt
31 Ağustos 2006
Mesaj
749
Tepki
157
Biz her sene yaz tatiline Uludağ'a gidiyoruz mümkün olduğunca her sene 3-4 tane dikmek istiyorum.Geçen sene yaz tatilinde 3 tane ağaç dikitim ama hiç biri yerinde kalmama ş.