Scudo Sports

Şiirler

Şu şiir olayına bir türlü ısınamadım...Duygusuz muyum neyim...?
Ama bazen beni bile (benim gibi duygusuz birini) etkilyen şiirler çıkıyor burada...Herkese teşekkürler...
 
Scudo
Cam buğusunda sızlayan adının ıslaklığı
Bir ömre bir masal kadar yakın
Ebedi mahkumluğum sevdan
Ölüme ertelenişliğim....
 
bir yaz yağmurunda başımı göğe kaldırıp gözlerimin kenarından kaçmaya çalışan seni, damlacıklara teslim ediyorum..
artık sadece sen yoksun,ve hızlanan damlalar her zerrenden kurtarıyor beni...
sonra sen bitince hüznüm bastırıyor ardınsıra...
ve kapaklanıyorum yere, yüzümü ellerimle kapatıp...
hıçkıra hıçkıra ağlıyorum..
işte o an çevremdekiler bir an için durup bakıyorlar bana...
ve anlıyorum ki artık yalnızım...
 
iki yabanci gibi, karşılıklı iki kıyıda,
aynı rakıyla dumanlı kafaları,
dillerinde aynı şarkı,
dudaklarında aynı tebessüm,
kim inanır ki,
düşman olduklarına..

normalde siirden anlamam ama ozellikle turkiyedeki durum icin cok guzel ifade ettini dusunuyorum barba yorgo nun..
 
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi
uzanan bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde,
dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim...Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi KARDEŞÇESİNE,
bu hasret bizim...
 
  • Beğen
Tepkiler: goxelkurt
rüyaların fizik kuralı

herkes kendi rüyalarının seyircisidir
başkasına ne kadar anlatılsa da
sözcüklerin diğerinde uyandırdığı rüya
sahibinin gördüğü değildir
emanet edilemez
yalnızca tabir edilebilir
fizik kuralları ne kadar
edebilirse


m.mungan
 
kaldım

seni düşlerime aldım
uykusuz kaldım
seni uykularıma aldım
düşsüz kaldım
başıma aldım sensiz;
gönlüme aldım başsız,
sensiz, yollarda pulsuz,
pullarda mektupsuz kaldım.
sana adlar aradım
ardında adsız kaldım

ö.asaf
 
http://img257.imageshack.us/img257/135/kaldiyorrxp6fs3.jpg

Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar, gözlerin kilit
Ellerin aç diyor, dudakların git.

Ayrılık; dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık; yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
Gözyaşın kal diyor, dudakların git.

Gidersem, bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam, kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor, dudakların git.

Duvardan insin mi resimlerimiz,
Yabancı olsun mu isimlerimiz?
Ya o, deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor, dudakların git.

Bu roman da biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan, nazdan
Ağlıyor besteler yine hicâzdan
Şarkılar kal diyor, dudaklar git...

Ahmet Selçuk İlkan
 
  • Beğen
Tepkiler: Abdullah Hakkı
Sahibi bilinmiyor... (bilmiyorum)..
Paylaşalım istedim... hep birlikte..
________________________________

"Sevmek" dedim.
"Yoluna ölmek" dedi.

"Yol" dedim.
"Alıp başını gitmek" dedi.

"Gitmek" dedim.
Bir "Ahh" çekip, "Dostlardan ayrılmak" dedi.

"Dost" dedim.
Durdu. bana baktı. "Dost" diye mırıldandı.
"Yüreğime nasıl koysam bilemediğim" dedi.

"Yürek" dedim.
"Dünyaları içine sığdıramadığım" dedi.

"Dünya" dedim.
"Hayatın bir yüzü" dedi.

"Yüz" dedim.
"Ardında ne gizli bilemediğim" dedi.

"Giz" dedim.
"Hep çözmeye çalıştığım" dedi.

"Çalışmak" dedim.
"Bitmeyecek öykü" dedi.

"Öykü" dedim.
"Binlercesini içimde gizliyorum" dedi.

"Gizlemek" dedim.
"İste, her Şeyin bitimi" dedi.

"Şey" dedim.
"Sevda" dedi.

"Sevda" dedim.
"Peşinden koştuğum" dedi.

"Koşmak" dedim.
"Hayat, bir maraton" dedi.

"Hayat" dedim.
"Öyle kısa ki!" dedi.

"Niçin kısa?" diye sordum.
"Yaşanacak çok sey var, zaman yok" dedi.

"Yaşanması gereken ne var? " diye sordum.
"Aşk" dedi.

"Kaç kere?" diye sordum.
"Bin kere" dedi, "Milyon kere"

"Neden bir kere değil?" diye sordum.
"Bütün aşkların toplamı, en yüce ve tek aşk" dedi.

"Önce ona varsan olmaz mı?" diye sordum.
"Keşke olsa" dedi, "Ama önce yoğrulmak gerek"

"Acı çekmek mi?" diye sordum.
"Evet, aşk acısında yok olmak" dedi.

"Yok olunca!" dedim.
"Iste gerçek aşkta o zaman yaşamaya başlarsın" dedi.

"Gerçek aşk!" dedim.
"Büyük o!" dedi.

Durdum. Durdum. Ve sustum!

"Neden sustun?" diye sordu.
"Yüreğim titredi sanki" dedim.

"Neden?" diye sordu.
"Bilmiyorum" dedim. "Büyük O!"

"Evet" dedi, "Büyük O!"
"Nerede?" diye sordum.

"Her yerde" dedi.

"Nasıl?" diye sordum.
"Yüreğini aç" dedi.

"Yüreğimi açmak!" dedim.
"Bir tebessümle bak her seye" dedi.

"Tebessüm" dedim.
"Her kapının anahtarı" dedi.

"Kapı" dedim.
"Girmeden bilemezsin" dedi.

"Ya korku!" dedim.
"Bilinmeyenden korkar insan" dedi.

"Ben bilmiyorum" dedim.
"Neyi?" diye sordu.

"Ben´i" dedim.
"Sen kimsin?" diye sordu.

"Ben kimim?" diye sordum.
"Sevgiyle beslenensin" dedi.

"Kimin sevgisiyle?" diye sordum.
"Büyük O''nun" dedi.

Durdum. Durdum. Yine sustum.

"Kimsin?" diye sordum.

"SEN´im" dedi ?
___________________________

Dua ve Sevgiyle...
 
....hayatım boyunca hayatımın kadınını bekledim....
....sonunda o nu buldum ama hayatının erkeğini bekliyordu....
bi derginin kapağındaki, eski bir avlu kapısının içinden geçen yaşlı bir adamın yer aldığı bir fotoğrafın üzerine çiziktirilmiş biş kaç sözcük....o günlerde ben de hayatımın kadınını bekliyordum ki..... :)
 
Gecmis... bir yaprak gibi solgun...
sararmis, solmus... belki de!
Yine de, dünyada var olmakta,
Yine de topragin üzerinde durmakta,
İstersen üstüne basir geçebilirsin
binbir parçaya bölebilir gömebilirsin onu...
Asla yok olmaz o geçmişin sembolü yaprak
Yine dogadadir o... vardir.
Ve hep var olcaktir içinde ;)
 
gökyüzüydü, denizdi, maviydi…
yeşildi.. bahardaki doğadan, (gözleri)
sessizdi… gülüyordu gözleri..
titreyen elim miydi yüreğim mi
elim yüreyim bendim titreyen…
 
  • Beğen
Tepkiler: hulyaars
Şiirlerini zevkle okuduğum sevgili Nazz' a ve şiirsever arkadaşlara, şiir sevdalısı benden merhaba.......:)

SEVGİNİN MEVSİMİ VAR MI..?

Çiçekler, meyveler gibi...
Yaz, sonbahar ya da kış.
Nedense duygu rüzgârları hep ilkbahara yakıştırılır.
Coşkular, tutkular hep baharı simgeler.
Gürül gürül akan sel sularına pek yaraşsa da
bir mevsimle sınırlandırılamaz duygular.
Ne zamanı ne de yeri vardır sevginin. Ne de kuralı...
Ilık bir rüzgârda olabilir, savurup götüren bir fırtına da.
Buz gibi yalnızlıkları da yaşatır, sıcacık özlemleri de...
Gün ışığı olur, süzülür yüreğinize, ısıtır kavurur belki de yakar.
Yine de onu arar, ona koşar insanoğlu.
Yakınsa da bıkmaz.
Ya yüreğinde saklar sımsıkı
ya da kaçırır parmaklarının arasından...
Çünkü özgürdür sevgi.
Tutsak edilmeyi sevmez.
Neden ille de ilkbahar rüzgârları?...
Oysa hemen ardından yaz gelir.
Ve gerçek sevgi yaza daha yakındır.
Yakan, kavuran yine de iyi ki var denilen sevgi...
Buğday güneşsiz olgunlaşamaz.
Ve sevgi, ekmek gibi,
su gibi gerçeğidir insanın...
Acı da çektirse, ısıtır, yüceltir, olgunlaştırır sizi.
Anılarınızda neler var?
Neler kaldı kocaman yazdan?
Yüreğinizde sakladığınız yıldızlar mı?
Yoksa bir mevsimlik Yaz duygusu mu?
Hani yaz yağmurları gibi geçiveren...
Olsun...
Yaşanılan her güzelliğe saygı göstermek gerek.
Yaşamının baharında olan da,
Sonbahara doğru yol alan da ıslanabilir bu yağmurlardan.
Olsun varsın.
Sevgi yağmur gibi yağacaksa ve sırılsıklam ıslatacaksa sizi,
bırakın yağsın gönlünce...
Sevebilen bir yüreğiniz varsa,
sevgiye saygınız da varsa eğer,
dört mevsim bahar ve yazdır sizin için.
Kışlardan korkmanıza hiç gerek yok!

Sevgi kaynağınız ısıtır sizi...
Suna TANALTAY
 
GİDİYORUM

Çölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde
Kavrulup gidiyorum.
Serseri bir rüzgar gibi hep ganimet peşinde
Savrulup gidiyorum
Serçe kadar pervasız, bir günden ötekine
Atlayıp gidiyorum.
Bütün kumaşlarını açtığım gibi yine
Katlayıp gidiyorum.
Bir kış güneşi gibi ben keyfimin esiri
Görünüp gidiyorum.
Ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri
Sürünüp gidiyorum.

okulumuzda düzenlenen şiir dinletisinde okuduğum şiir
 
neden hala gelmedi,yoksa
saatimi şaşırdı hıyar_?
gerçi hiç saati olmadı ama
en azından birine sorar
...
saat sekizde gelecekti
bana birkaç milyon borç verecekti
yoksa o nemrut karısı kaçtı da
onun peşinden mi gitti_?

eğer öyleyse yandık,
gudubet yine yaptı yapacağını!
geçen senede merdivenden itip
kırmıştı Rıza'nın bacağını.

abi kadında boy şu kadar;
kalça fırıldak,göz patlak,kafa çatlak!
korkuyorum bigün ya kendini asacak,
ya horlarken Rızayı boğacak!
...
vay be Rıza,
sonunda sende gittin düşüp azrail'n peşine!
dün boşuna günahını almışım,
ne olur kızma bu kardeşine!

öğlen kahvede söylediler Rıza öldü dediler;
ne kolay söylediler
sanki dev bir taş ocağını
kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler...

yani sen şimdi gittin,yani yoksun
yani bir daha olmayacak mısın_?
yani bir daha borç vermeyecek,
bir daha bira ısmarlamayacak mısın_?
...
Ah Ulan Rıza...ben şimdi
bu koca deryada tek başıma ne halt
edrim_?
senden ayrılacağımı sanma,
bi kaç güne kalmaz, bende gelirim..!

''yusuf hayaloğlu'' şiir diyince benim aklıma bu adamdan başkası gelmiyor ki...
yine tüylerim diken diken oldu..bak_!! şimdi...:
 
BAĞIŞLA

Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya her şey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış
Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Sevgiye on kala ölüme beş

Aziz Nesin
 
  • Beğen
Tepkiler: goxelkurt
MAVİ GÖZLÜ DEV

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..


Nazım HİKMET

çok güzel bir şiir, sizlere canlı canlı okumayı isterdim :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Özgür Nevres
Geri