Sarıyer'de profesyonel bisikletçi ölümden döndü

@Şafak Atilla Akpınar

Tartistigimiz bu degil, medyada lisansin ne oldugu bile bilinmiyor. Sahilde suren kaskli eldivenli formali herkes profesyonel. Yani esofman ve spor ayakkabiyla surmuyorsaniz profesyonelsiniz

Beşiktaş Sarıyer rotası sanırım en çok kaza yaşanılan rota. Ayrıca tecrübesiz araç sürücülerinin de gezi amacı ile en çok tercih ettiği rotalardan. Hepimizin başına gelebilir. Geçmiş olsun.

Geçmiş olsun, gerçekten üzücü

Çarpan şahıs bu sanırım: (link)

Öncelikle arkadaşa geçmiş olsun diyorum. O akşam haberlerde de izledim. Polise alın o şoförü bırakmayın diyordu.

Peki o denli yoğun ve kalabalık olduğu bilinen bir caddede son hızla bisiklet sürmeye ne demeli? O kadar riskli bir yerde durma yeteneği sınırlı bir araçla hızla hareket etme cüretini ne diye gösteriyoruz? Derdimiz kaşıntımız mı var? Karşı taraf dikkatli olsun demekle iş bitmiyor. Sonunda zarar gören kendimiz olmuyor muyuz?

Ara sokaklarda arabaların hız sınırı neden 30'dur? Çünkü önüne bir çocuk atladığında bu hızda zınk diye durabilir. O şekilde düşünüp, kalabalık yollarda zınk diye durabileceğimiz hızda gitmeliyiz. Tekrar geçmiş olsun. Bir daha yaşanmamasını diliyorum.

Halbuki en güzel güzergahlardan ama insanlar çıkmış insanlıktan, yaşıyamıyoruz insan gibi,saygılı olup yol vererek birbirimize bağırmadan insan gibi sakin olsak, karşımızda bisiklet olduğunu görerek yol versek,ama yok ben tanımam bisiklette neymiş defolsun spor salonuna vurur geçerim üstünden diyo hanzolar işte...

@Özcan. O guzergahta donuste ruzgar cogu zaman arkanizdan ve kuvvetli eser. Kucuk bir eforla hemen 30'un uzerine cikarsiniz, oradan gecenler bilir.
Ve donerken ortalamayi daha da yukari cekmek ister cogumuz, hazir ruzgari da arkamiza almisken. Bu yuzden anlayabiliyorum oradaki hizi.

Temel sebep bisikletin hizli olusundan cok, surucunun bisikletin "hareket halinda oldugunu hesap etmeyisidir"... Hepimiz bundan sikayetci degil miyiz zaten? Arac suruculeri sanki biz hareket halinde degilmisiz, duruyormusuz gibi davraniyorlar. Bizi sollar sollamaz saga donmeler, biz caddede giderken ara sokaktan zınk diye onumuze cikmalar... Biz 10'la 15l'e gidiyoruz saniyorlar. Hicbir fikirleri yok, profesyonel yarislarda sporcularin 170 kmlik etaplari 45 km/h ortalama ile tamamladiklarini soylesen inanmazlar. Cunku adamlar gormemis. Bilmiyorlar. Hayatlarinda profesyonel bir peloton gormemisler. 50 km/h ile giden bir pelotonu hayal dahi edemiyorlar. İcinde bulunduklari garip hayatlari bunu anlamalari icin musait degil, beyinleri zaten yeterli degil. Bir daha soyluyorum, görmemişler ve bu konuda gercekten cahil kere cahiller. Bu sebeple bisiklete saygi duymaktan da acizler.
Kaldi ki o rota, anadolu sahil rotasi ile beraber, Turkiye'nin en cok kullanilan bisiklet rotasidir. Cumartesi ve pazar sabahlari o sahilde bir bankta oturup izleyin, her dakika mutlaka bir bisikletli gecer yaninizdan. Bunu bile fark edemeyecek kadar andavallar. O yolu aractan daha cok bisikletliler kullaniyor pazar sabahlari.
Kibarligi es gecip ozetleyeyim, biz bunlar gibi danalara denk gelmemek icin sabahin korunde cikiyoruz, Allahtan bu danalar 12'ye kadar fosur fosur uyuyorlar da iki pedal basabiliyoruz... (Fener'e git-gel 104 km bereket versin)
Sinirlendim

Çok geçmiş olsun... @Serkan Mıstınoğlu durumu özetlemiş. Türkiye'nin her yerinde maalesef durum aynı...

Ayrıca gazetecinin yaptığı habere bende takıldım. "Profosyonel bisikletçi" tabirini bu kadar çok kullanması aslında kendisinin amatör gazeteci olduğunu gösteriyor.

Tayt giymeye "utananlar" galiba bu profesyonel kelimesine takılanlar. Bakınız TDK ne diyor profesyonel kelimesi için: "2. Ustalaşmış, uzmanlaşmış"
Kazayı yapan arkadaş ve ekibi de oldukça "uzman" görünüyor. Haberi yapan kişi ne yapacaktı mesela? Kaza yapan arkadaşı kaldırıp: "Kardeş 10 km zamana karşı bas da prof musun değil misin göreyim ona göre haber yapacağım." mı diyecekti?

Bir başka bisikletçiye profesyonel denmesi neden "kıskanılır" anlamak oldukça güç.

Bende profosyonel oluyorum o zaman,şaka şaka ben amatörüm..

Geçmiş olsun. Bisikletle çıkınca her gün böyle kazaları atlatıyoruz. Bisikletçi arkadaş atlatamamış. Allah beterinden korusun.

@televole2

Tayt giymeye utanan bir değilim, ancak her tayt giyene profesyonel diyenleri komik buluyorum. Halı sahada maç yapan göbekli dayılar futbol ayakkabısı giydiği için ne kadar profesyonel oluyorsa, tayt giyen bisikletçi de o kadar profesyonel oluyor.

@televole2

Konu spor olduğunda profesyonelin ne olduğu bellidir; sporu kendine meslek edinmiş, parasını bu işten kazanan kişi demektir. Yani 10km zamana karşı performansı ile falan da ilgisi yoktur. Kazayı yapanın profesyonel olup olmadığı haber için önemli ise, bunu kendisine veya takım arkadaşlarına sorabilirdi. Muhabirlik, bilgi edinip iletme mesleğidir, görünüşe göre varsayımla haber uydurma mesleği değil.

Ayrıca, yanılmıyorsam trafik kazalarında polis tutanak tutarken tarafların mesleklerini soruyor, oradan da öğrenebilirdi.

@televole2

Kim, neyi kıskanıyor anlamadım...

Bu işin sana göre bana göresi yok. Baz alabileceğimiz en yetkili kurum TDK ise tanım açıkça ortadadır, lamı cimi yok.

Bu spor için uygun bisiklet, kıyafet ve gerekli ekipmanım varsa ve bu işi adeta yaşam tarzı haline getirmişsem profesyonelimdir. İlla para kazanacağım diye bir şey söz konusu değil.

sürekli sürdüğüm bir rota. malesef böyle tehlikeler hep var. mesajlarda gördüğüm kadari ile 5.30 takımı denilmiş... olay saat 11:30 da olmuş. gruba stravandan bende üyeyim ve bildiğim kadarı ile sabah erken tur yapıyorlar. h.sonu öğle vakitleri ekstra dikkat gerektiren zamanlar. sürücülerin bizleri dikkat etmemesine zaten alıştık ama bizlerde onlara fırsat vermemeliyiz..

Amma taktınız profesyonellik konusuna, adam orada kaza yapmış ölümden dönmüş siz burada kelimelere takılıyorsunuz. Bu sporla profesyonelce ilgilendikleri de belli yani. Kalkıp da o adama 15km hızla git diyemezsin, o bisikletin pedalına dokunmasan zaten 20km hıza ulaşırsın.

Sahil rotası boyunca pek az noktada U dönüşü imkanı olduğunu da belirtmek gerekiyor. Benim de ehliyeti aldım alalı tek ceza yeme sebebim U dönüşü. Memlekette U dönüşünü yasal olarak yapabileceğin bir yer yok, kırmızı ışıktan petrol ofislerine girip benzin almadan çıkış yapmak gibi stratejiler geliştirdi artık millet.
Sahil şeritlerine U dönüşü için alanlar yapılmalı, insanlar kurala uysa saatlerini trafikte harcıyor. Kurala uymasa saatlerce çalıştığı emeği cezaya yatırıyor, istemeden kazaya sebep oluyorlar.

Bu yolları tasarlayan mühendisler çarpık kentleşmeden midir kendi salaklıklarından mıdır bilmiyorum ama bazen saçma iş yapıyorlar. Kaldırımlardan atlayıp ters istikamete giren - mazgallara paspat koyup ters şerit giren insanların tek derdi saatlerini trafikte harcamamak.

Beşiktaş Barbaros'da köprü çıkışını kaçıran bir araç şoförü, yasal olarak en yakın ters istikamete geçiş hakkını stat çevresinden dolanarak, bütün trafiğin içerisine dalarak sağlayabiliyor. Stat çevresinde yol olduğunu bilmeyen kişi ise Sirkeci taraflarına kadar gidiyor mecburen.

@Gökhan Akkaya U dönüşü yapmak zorunda değiller. Sahil yolundan birçok çıkış noktası var (Sarıyer için konuşuyorum). Herhangi bir ara sokaktan girip tekrar yola inmeleri en çok 3 dakikalarını alır.
O yapılan U dönüşleri tamamen tembellik ve şark kurnazlığından. Benim de araba kullanırken en çok tartıştığım insanlar onlar. Örnek; yaklaşık 300m ileride "soru işareti" denilen sırf U dönüşü için yapılmış bir cep var, ama adam inatla yolun ortasından U dönüşü yapıyor, korna çalınca da "öldün mü, bekle iki dakika" diyor.

Bu arada ek bilgi olarak şunu söyleyeyim, köprü çıkışını kaçırırsanız Conrad'ın önünden çok daha çabuk bir dönüş mevcut. Veya üçüncü sağ/sağ yaparsanız direk köprü bağlantısına çıkarıyor. (Burada söylemek istediğim, hem zaman kaybetmeden, hem de kimsenin canını tehlikeye atmadan kullanılabilecek alternatiflerin çokluğu ).