@Onur Fırıncı
Hiçbir güzellik ertelenmemeli derim. Cesaret tarafına gelince size kısaca kendi hikayemden bahsedeyim.
2009 ağustosunda henüz bisikletimi alalı birkaç ay olmuşken forumda “İzmir-Hatay” başlıklı ilanı görünce çok heyecanlanıp katılmaya karar vermiştim. Fakat hava çok sıcaktı ve biz 27 günlük turumuzun 10. gününde Kaş'ta turu bitirme kararı almıştık. O gün, bundan sonra turum yazın olacaksa kesinlikle Karadeniz’in yaylaları olmalı dedim kendi kendime.
Ben öyle çok sıkı bir bisikletçi değildim. Daha önce kamp alanları dışında kamp da yapmadım. Hele ki tur boyunca tek başıma olacağımı düşününce inceden endişe ve korku kapladı içimi. Doğa bu sonuçta. Telefon çekmeyen, saatlerce kimseyi göremeyeceğim yerlerde ayı da çıkabilirdi kurt da…
Ama ben bu turu yapmakta oldukça kararlıydım. Yıllık iznimin tarihi belli olunca tur planımı çıkardım. Tur tarihim geldiğinde yanıma gelecek kimseyi bulamamıştım.
Tek başına olmak güvenli değil farkındayım. Ama istediğiniz yerde durup fotoğraf çekmek, rotanızı dilediğiniz gibi şekillendirmek, insanların evine misafir olmak ve kendinizle baş başa kalıp şöyle bir düşünmek konusunda tek başına olmanın sayısız avantajları da var.
@Ömer KARAN
Aynı fikirdeyim Ömer. Karar verip yola çıkmak gerek. Aklıma Oruç Aruoba'nın şu sözü geldi: "Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel, kendi yerleşikliğidir; kendi yeri -kendisidir…"
Yolda olmayı yerleşik olmaya yani rahata tercih etmek gerek diye düşünüyorum..
@Çağrı Tuğrul
Paylaşabildiğimiz kadar varız. Yorumunuz için teşekkürler.
@can onur
Can seninle geçirdiğim kısacık zamanda çok keyif aldım. En kısa zamanda yeniden görüşebiliriz umarım
@krmtoprak
@beyzade1978
@Erdal YAVUZ
@aliburak
Güzel ve samimi yorumlarınız için teşekkürler.
@mustafatepe
Yol boyunca iki kez misafir edildim. İlk evin raflarında dini kitaplar vardı ikincisinin ise envai çeşit şişe
Farklılıkları ve farklılıklara gösterilen saygıyla güzel oralar. İnsana verilen değerle..