30 Haziran 2019'un güzel bir Pazar gününde, Düzce İli, Gölyaka İlçesi, Güzeldere Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Güzeldere Şelalesi Tabiat Parkına yine unutulmaz çok güzel bir tur gerçekleştirdik. Sabah 07.00 gibi Kentparktan hareket ettik. Hava bisiklet sürmek için mükemmeldi. Hendek İlçesine kadar hızlı bir tempo ile gittikten sonra aramıza katılan Yusuf ÇOBANLAR bizden ayrılarak idman için başka bir rotaya dönüş yaptı. Buradan kendisine teşekkür ediyoruz. Geriye İsmail, Furkan ve ben kaldık. Kısacası Hendek'ten sonrasını 3 kişi tamamladık. 60 km. Pedal çevirdikten sonra Gölyaka, Yayakbaşı Mahallesi sınırları içerisinde yer alan, ayrıca avlak alan olarakta ilan edilen avlanmanın yasak olduğu Yayakbaşı göletine vardık. Burası çok sessiz ve sakin bir yer. Tek tük balık tutanları burada görmek mümkün. Balık varmı? bilmiyorum. Burada biraz vakit geçirip fotoğraf çekiliyoruz.
Hiç vakit kaybetmeden Gölyaka İlçe merkezinden yolumuza devam ederek Güzeldere yol ayrımına varıyoruz. Buradan sonra 10 km.lik %10 ortalama eğimlere sahip, toplamda 760 mt. yi bulan bir yüksekliğe tırmanış gerçekleştireceğiz. Unutmadan tüm parkur boyunca bol miktarda kaynak suları mevcut. Yol boyunca erik ve küçük Osmanlı çileklerinden de bol bol yedik. Hepsi doğal ve çok lezzetliydi. 2 mola dışında Sakarya’dan Güzeldere Şelalesine 3.5 saatlik bir sürüşün ardından varış gerçekleştirdik. Gidiş mesafesi ise 86 km. di. Parkurun toplam yükseklik değeri ise 2400 mt. civarındaydı. Tabiat parkına iki alternatif yol var, bu yolların bir tanesi 10 km. asfalt yoldan diğeri ise 6 km. toprak yoldan oluşuyor. Yalnız toprak yol oldukça kötü ve çıkış eğimi daha yüksek. Biz asfalt yolu tercih ediyoruz. Nihayetinde Tabiat Parkına varıyoruz. Giriş ücretli, şahıs ve bisiklet 4.5 TL. üç kişi 13.5 TL. vererek içeriye giriyoruz. İçeride hemen hemen her türlü imkan var. Tesisten, konaklamaya, yeşil alandan, piknik alanlarına, kamp alanlarından yürüyüş alanlarına, şelalesinden otoparkına kadar ne ararsanız var.
Tabiat parkı çok temiz. Tesisteki fiyatları ise çok uygun. Şelalesi ve yolu mükemmel. Şelalenin resmi kayıtlara göre yüksekliği 135 mt. büyülü bir atmosfere sahip, kesinlikle fotoğraflarda göründüğü gibi değil, kartpostal gibi bir su akışı var. Büyülenmemek etkilenmemek elde değil. İnsanın buradan hiç ayrılası gelmiyor. Bol bol fotoğraf çekilip anı ölümsüzleştirdik. Bu arada biz tabiat parkına geldiğimizde bizden önce 3-4 bisikletçi daha gelmiş, hemen kendilerini bulup yanlarına gidiyoruz. Selamlaşıp koyu bir sohbete başlıyoruz. Bisikletçiler yabancımı diye düşünecek olursanız eğer tabi ki değiller. Hepsi Düzceli bisiklet dostlarımız ve arkadaşlarımızdı.
Bir araya gelip bol bol hoş sohbetler ettik. Hatıra fotoğrafı çekildik. Gelen selamları aldık, selamlarımızı da ilettik. Çok keyifli bir ortamdı. Buradan kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Malum bizim yolumuz uzun, burada çok kalamayız. Hemen dönüş yoluna geçiyoruz. Dönüşte ise asfalt yoldan dönecektik ama rotayı değiştirerek toprak yoldan inmeye ve bu sene hizmete açılan Toptepe Panorama tesisini ziyarete gidelim istedik. Bu yolun 3-4 km. si toprak yoldan oluşuyor. Bu yolun %80 lik kısmını elimizde bisikletlerle yürüdük. Kısacası Toptepe’ye kadar yürüyerek indik. Bu alan için şunları söyleyebilirim. Giriş ücretsiz. Kafe ve tesis şeklinde bir yapıya sahip, bulunduğu yerin en yüksek zirvesinde yer alıyor. Konaklama, yeme-içme gibi imkanlarda mevcut.
Efteni Gölü (Kuş Cenneti)’ni tepeden net bir şekilde görüyor. Tesis yuvarlak halka şeklinde olduğundan tüm bölgeye hakim olabiliyorsunuz. Doyumsuz ve muhteşem bir manzaraya sahip. Yalnız korkuluktan oluşan tahta yapılar çok yüksek ve manzarayı doyumsuz olarak yaşamanıza biraz engel oluyorlar. Camekan olsa çok daha güzel olur. Bu güzel mekandan da ayrılarak yola devam ediyoruz. Unutmadan Toptepe’den sonrası güzel asfalt yol. Yaklaşık olarak 3 km. iniş 1 km. de düz gittikten sonra Efteni Gölü (Kuş Cenneti)’ne varıyoruz. Burası da ücretsiz. Güzel bir çay bahçesi ve tesis var. 100 mt. civarında uzunluğa sahip tahtadan oluşan bir yürüyüş yolu ve kuş gözlem kulesi mevcut. Hem havadan hem de karadan manzara muhteşem görünüyor.
Burası kuş cennetinin yanı sıra tam bir longoz (su basar ormanı), çok güzel korunmuş bir bölge, her türlü avlanmak yasak. Efteni Gölünün uzunluğu 11 km. civarında, çevresinde ayrıca birde devasa bir kültür park bulunuyor. Tamamen doğal olan ve her bölgesinde yeşilin her tonunu barındıran muhteşem bir bölge. Kısacası Düzceliler çok şanslı. Vakit çok geç olmadan dönüş yoluna geçiyoruz. Dönüş yolu için yine bir keşif yapalım ve geldiğimiz yoldan değilde daha önce hiç kimsenin gitmediği dağ arkası yollardan ve köylerden geçerek önce Akyazı’ya ardından da Adapazarı’na dönüş yapalım istedik. Üstelik bu yol diğer yola göre 10 km. daha kısa, kısa ama bol yokuşu var. Bizim maksat değişiklik olsun, yeni yerler görelim istedik.
Girdik bir yola, öyle yollardan öyle köylerden geçiyoruz ki sanki burası Türkiye değil, böyle doğallık, böyle güzellik, böyle temizlik olamaz. Her ev şato gibi, bahçeleri ise saray gibi. Deresi ise anlatılmaz yaşanır şeklindeydi, evlere ulaşımlar tahtadan ve demirden köprülerle sağlanmış. Her taraf yemyeşil. Bu bölgeler henüz keşfedilmemiş. Adeta büyülendik etkisinde kaldık. Çayköy’e kadar yol tamamen asfalt. Buradan sonra yaklaşık olarak 15 km.lik bir toprak yol başlıyor. Ve bu yolun 10 km. si hep tırmanma, yol durumu ise bilginiz dağ yolları, oldukça kötü, tabela ve işaret hiç yok. Her an kaybolabilirsiniz. Sora sora Bağdat bulunur misali yolu buluyoruz ama yol canımızı çıkartıyor.
Yolun tamamını bisikletle bırakın araçla bile gitmek sıkıntılı. Çoğu yerde hep yürüdük. Böyle doğa harikası yerlerde yolların bu denli kötü olması çok üzücü. Biraz eleştiri olacak ama Düzce sınırlarından çıkıp Sakarya sınırlarına girdiğimizi hemen anladık. Manzaraları ve doğayı bir görseniz ana yoldan hiç gitmezsiniz. İnşallah bu bölgelerde de asfalt yenileme çalışmaları yapılır. Nihayetinde Bağdat’a ulaşıyoruz. Karnımız çok acıktı, enerjimiz derseniz yerlerde. Erik ağaçları da olmazsa aç kalacağız. Yol boyunca hiçbir alışveriş vb. bir şeyler yok. Gidecekseniz eğer mtb bisiklet şart. Çantanızda da gıda takviyesi mutlaka olsun. GPS cihazını da yanınızda bulundurmayı unutmayın.
Çok şükür asfalt yola bağlanarak Hendek Çamlıca’ya varıyoruz. Bir yeme-içme yeri bularak karnımızı doyuruyoruz. Daha sonra hızlı bir şekilde Akyazı’ya ardından hiç mola vermeden Kuzuluk-Çaybaşı yollarını takip ederek hava kararmadan evimize çok şükür bir kaza bela gelmeden varıyoruz. Turumuzu özetleyecek olursak eğer; toplamda 170 km. pedal çevirdik. Bir tabiat parkı, 135 metre şelale, bir seyir terası, bir kuş cenneti ve doyumsuz manzaralar eşliğinde muhteşem bir doğa gördük. Bunların yanı sıra 2400 mt. yükseklik değerinde tırmanma gerçekleştirdik. Tahmini 30 TL. civarında da harcama yaptık.
Unutulmaz anılarla ve maceralarla dopdolu bir gün geçirdik. Darısı diğer turlara inşallah. Bir daha ki turlarda görüşmek dileğiyle