vahapaydin
Daimi Üye
- Kayıt
- 18 Haziran 2013
- Mesaj
- 243
- Tepki
- 175
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Vahap
- Bisiklet
- Merida
http://4.bp.blogspot.com/-KYFtsXF5jZM/VEbqaTb9naI/AAAAAAAACIc/59PzRxbPeek/s1600/10516767_934180559943689_225008320127616550_n.jpg
Sevgili okurlar, dostlar ve yaşayan güzel insanlar;
Epeyce uzun zaman olmuştu sizlere hitap ederek bir şeyler kaleme almayalı. Malum; iş hayatının başlamış olması epeyce büyük bir kısmını alıp götürüyordu vaktimin... Bir de şehrin birbirine yasaklı köprüler ve martı boyalı vapurlarla bağlanan farklı yakalarında çalışınca yollar da vakit hırsızlığı yapıyordu...
Haliyle ne bisiklete istediğim gibi vakit ayırabiliyordum ne de severek yaptığım diğer şeylere. Haliyle kaçınılmaz oluyordu pazartesi sendromu...
Bir çözüm bulmak gerekti bu duruma...
Öncelikle yer bilgisiyle başlayalım; İstanbul'un Bahçelievler ilçesinde yaşıyorum. Kadıköy ilçesinde de Eğitim Mahallesi'nde çalışmaktayım. Evim ve iş yerim arasındaki mesafe eğer Boğaziçi Köprüsü'nü kullanarak kıta değiştirir isem 33 km. Ayrıca her sabah saat 09:00'da işbaşı yapmam gerekiyor.
Şimdi kullanabileceğim alternatif ulaşım yöntemlerine bakalım.
Otomobil:
http://www.assistcarrental.com/araclar/kangoo1.jpg
Fabrika verilerine göre karma tüketim değerleri oldukça düşük olan bir otomobil kullanmaktayım. Karma tüketim değerleri 100 km'de 5,5 lt. olarak belirtiliyor broşüründe ancak oldukça sakin kullanıyor olmama rağmen aracım İstanbul trafiğinde 100 km'de 7,2 lt yakıt tüketmekte.
Litre fiyatı (21.10.2014) itibarı ile 4,27 TL olan dizel yakıt ile bu yolun bana sadece yakıt maliyeti 3,07 TL. Aynı yolun dönüşünü de hesaba katacak olursak 6,14 TL'lik yakıt masrafı söz konusu oluyor.
Ayrıca Boğaziçi Köprüsü'nden geçiş ücreti olan 4,25 TL'yi ve bizlere indirimli olarak uygulanan otopark ücreti olan 4,00 TL'yi de hesaba katacak olursak bu yolculuğun bana toplam maliyeti 14,39 TL oluyor. Tabi tüm bu değerler sadece evden işe, işten eve gittiğim zamanlar için geçerli.
Ayrıca aracın kaskosu, sigortası, bakımı ve bilumum diğer hiç bir giderini hesaba katmıyorum.
Zaman hususunda ise bir hayli sıkıntılı olmakta bu yöntem. 06:00'da evden çıkmam durumunda 30 dakika içerisinde işyerimde olur iken 06:30 ve sonrasında çıkmam halinde yolculuk minimum 60 dakika sürmekte. Tabi mümkün olduğunca iyimser değerler bunlar. Dönüşü hesaba katmadan etmemek lazım; o da en iyimser hali ile bir 80 dakika sürmekte. Bir günde 140 dakika...
Metrobüs:
http://i.cnnturk.com/c/q/i/80/0x0/5273f8b60506682e64c9e51a
Adı bile aklınızda ne fırtınalar estirdi değil mi?
Eğer bana üçüncü dünya savaşı neden çıkacak diye sorsalar, sanırım metrobüste yer kapma meselesinden diye cevap veririm. Öyle bir toplu taşıma aracı bu.
Gelelim ulaşım hususunda bana mal olduğu tutar ve zamana. Öncelikle evim metrobüs güzergahına pek de yakın sayılmıyor. Benim yürüyüşümle 25 dakikalık bir mesafede. Dolmuş ve otobüs kullanarak ulaşabilmekteyim ve bu araçlarla da bu yol en iyimser şartlarda 15 dakika sürüyor. Hele sabah trafiğinde kesinlikle daha fazla.
Metrobüs'e ulaştıktan sonra binmek için de geçmesi gereken bir süreç söz konusu. 5 ila 15 dakika arasında değişmekte işin bu kısmı. Sonrasında ise yeni hat düzenlemesine göre İncirli - Söğütlüçeşme durakları arasında hiç aktarma yapmadan giden bir metrobüse binmiş isem 60-70 dakika kadar sonra Söğütlüçeşme durağında olmaktayım.
İndikten sonra ise yol açıksa 10 dakika kadar süren bir dolmuş veya otobüs yolculuğum daha var. En iyimser şartlarda bu yolculuk 100 dakika sürmekte. Bir de akşam dönüş meselesi var, o da en aşağı bu kadar zaman almakta.
1,75 TL dolmuşla metrobüse gidiş, 2,95 TL metrobüs ve 1,75 TL dolmuşla metrobüsten işyerine gidiş olmak üzere gidişte 6,45 TL harcıyorum ve dönüşte de bir bu kadar harcamaktayım. Metrobüsle işe gidişin bana günlük maliyeti ise 12,90 TL olmakta.
Vapur:
http://yerelhaber.netgazete.com/files//istanbul_vapur_seferleri_Nettekeyif.net_790863266.jpg
İçlerinde belki en huzurlu ulaşım aracı vapur ama ulaşması ayrı mesele.
Asıl amacım vapurla karşıya geçmek olsa da vapura ulaşmak hep sorun olmuştur benim için.
Minibüs veya Metro ile önce Tramvay istasyonuna ulaşmak gerekir. Sonrasında ise 50 dakika kadar süren bir yolculuk sonrasında Sirkeci durağında iner ve vapura binerim.
30 dakika kadar da o sürmekte. Sonrasında ise bir 20 dakika işe ulaşma kısmı var. Dönüşle birlikte günlük toplam 200 dakikalık bir süreç.
Maliyetine gelince; o da bir 10,00 TL kadar tutmakta.
Deniz Otobüsü:
http://media.ntvmsnbc.com/i/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/Ya%C5%9Fam/9CC1F5B79C26084AAFA40A22r.jpg
İşte en hızlı ulaşım yöntemi. Önce Bakırköy'e 30 dakikalık bir dolmuş seyahati, 10 dakikalık bir yürüyüş, 15 dakikalık bir yolculuktan sonra Kadıköy ve 20 dakika sonra otobüsle işyeri. Dönüşle birlikte 150 dakika günlük yol. Bir gün içerisinde dolmuşa verilen 4,00 TL ve deniz otobüsüne verilen 14,00 TL ile toplam 18,00 TL ile en masraflı yolculuk biçimi.
"Eee, bisikletle alakası ne şimdi tüm bunların?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Hadi bir de işin o kısmına değinelim Ama öncesinde şu manzarayı paylaşayım sizlerle, sonra devam edelim
http://1.bp.blogspot.com/-y7_UrRQ1xR0/VEbq15S7WHI/AAAAAAAACIo/k1pW0d52PXI/s1600/1016432_934354353259643_3819306977255966192_n.jpg
Eğer evden işte bisikletle en ekonomik şekilde gidecek olursam Sirkeci'ye ulaşmam ve buradan vapurla Kadıköy'e geçmem gerekiyor. Bunun için de E5 Karayolu'nu kullanabilir, Cevizlibağ'ı geçtikten sonra Aksaray ve Beyazıt üzerinden geçerek Sirkeci'ye ulaşabilirim. Bu yolun 13 km kadar bir mesafesi var ve 30 dakika kadar sürmekte.
Bir diğer seçeneğim ise Bakırköy üzerinden geçerek Zeytinburnu'ndan bisiklet yolunu takip etmek ve sahil boyunca ilerleyerek Sirkeci'ye varmak. Bu yolun uzunluğu da 20 km tutmakta ve 45 dakika kadar sürmekte.
Sonrasında ise 30 dakikalık bir vapur yolculuğunu 1,50 TL'ye yaparak Anadolu yakasına geçiyorum ve son olarak 4 km'lik bir bisiklet yolculuğunu 10 - 15 dakika içerisinde tamamlıyor ve iş yerime varıyorum. Minimum 75 dakika sürüyor gidiş kısmı. dönüşle birlikte 150 dakikalık bir yolculuk söz konusu ve 3,00 TL kadar bir maliyetle karşılaşıyorum.
İş yerimde duş alma imkanım yok ancak müsait bir odada üzerimi değiştirme şansım var. Kırışmayan kumaşlardan yapılan kıyafetler, gömlek üzerine giyilen kazaklarla kırışıklıkları gizleme çabaları, işyerinde yer alan dolaba bırakılan kıyafetler ve bilimum diğer pratik çözümlerle bu kıyafet işine de çok seçenekli bir çözüm uydurdum.
Bir de işe her gün bisikletle gitme meselesi var ki; ona da değinmeden olmaz.
Evet; her gün işe bisikletle gitmem söz konusu olmayabiliyor. Özellikle de sağanak yağmur, kar ve aşırı soğukların hakim olduğu kış günlerinde. Ancak kış mevsiminde olabildiğince çok seferde bisiklet kullanmaya özen gösteriyorum.
İlk bahar, yaz ve son baharda ise genellikle bisikleti kullanmaktayım ve iş yerime bu şekilde ulaşmaktayım. Muhafaza etme kısmına gelince; çalıştığım odada müsait bir köşeye koyuyorum.
İşe bisikletle gitmekten söz ettik, bir de pazartesi sendromuna değinelim.
Aylık aşağı yukarı 200,00 TL gibi bir tutar sadece ulaşım masraflarından cebimde kalırken ve ben her gün yarım saat daha fazla uyuyabiliyorken, bir de üstelik spor salonuna gitme ihtiyacı duymuyorken sendromum var dersem doğru olmaz değil mi?
Bir de küçük bir not; tüm bu tespitleri yapabilmek için iki haftadır her bir yöntemi birden fazla kez denedim. Çıkardığım sonuçları da yukarıda olduğu gibi paylaştım sizlerle.
Benim işe bisikletle gitme hikâyem bu dostlar.
Çokça arkadaşım var bu şekilde işe giden.
Bisikletle Çanakkale ekibinden Erhan Açar, İstanbul Sirkeci'de zanaatkarlık yapan Burak Arı, İstanbul Yenibosna'da faaliyet gösteren bir firmada çalışan, forumumuza da üye olan Nevres hanım bunlardan yalnızca üçü.
Gökhan Kutluer var, bizim Denge Tekeri'nin yazarı; o da bisikletiyle gider gelirdi işe...
Peki ya sizin bisikletle işe gitme hikâyeniz?
Yazıyı (link)'de okumak için (link)
Sevgili okurlar, dostlar ve yaşayan güzel insanlar;
Epeyce uzun zaman olmuştu sizlere hitap ederek bir şeyler kaleme almayalı. Malum; iş hayatının başlamış olması epeyce büyük bir kısmını alıp götürüyordu vaktimin... Bir de şehrin birbirine yasaklı köprüler ve martı boyalı vapurlarla bağlanan farklı yakalarında çalışınca yollar da vakit hırsızlığı yapıyordu...
Haliyle ne bisiklete istediğim gibi vakit ayırabiliyordum ne de severek yaptığım diğer şeylere. Haliyle kaçınılmaz oluyordu pazartesi sendromu...
Bir çözüm bulmak gerekti bu duruma...
Öncelikle yer bilgisiyle başlayalım; İstanbul'un Bahçelievler ilçesinde yaşıyorum. Kadıköy ilçesinde de Eğitim Mahallesi'nde çalışmaktayım. Evim ve iş yerim arasındaki mesafe eğer Boğaziçi Köprüsü'nü kullanarak kıta değiştirir isem 33 km. Ayrıca her sabah saat 09:00'da işbaşı yapmam gerekiyor.
Şimdi kullanabileceğim alternatif ulaşım yöntemlerine bakalım.
Otomobil:
http://www.assistcarrental.com/araclar/kangoo1.jpg
Fabrika verilerine göre karma tüketim değerleri oldukça düşük olan bir otomobil kullanmaktayım. Karma tüketim değerleri 100 km'de 5,5 lt. olarak belirtiliyor broşüründe ancak oldukça sakin kullanıyor olmama rağmen aracım İstanbul trafiğinde 100 km'de 7,2 lt yakıt tüketmekte.
Litre fiyatı (21.10.2014) itibarı ile 4,27 TL olan dizel yakıt ile bu yolun bana sadece yakıt maliyeti 3,07 TL. Aynı yolun dönüşünü de hesaba katacak olursak 6,14 TL'lik yakıt masrafı söz konusu oluyor.
Ayrıca Boğaziçi Köprüsü'nden geçiş ücreti olan 4,25 TL'yi ve bizlere indirimli olarak uygulanan otopark ücreti olan 4,00 TL'yi de hesaba katacak olursak bu yolculuğun bana toplam maliyeti 14,39 TL oluyor. Tabi tüm bu değerler sadece evden işe, işten eve gittiğim zamanlar için geçerli.
Ayrıca aracın kaskosu, sigortası, bakımı ve bilumum diğer hiç bir giderini hesaba katmıyorum.
Zaman hususunda ise bir hayli sıkıntılı olmakta bu yöntem. 06:00'da evden çıkmam durumunda 30 dakika içerisinde işyerimde olur iken 06:30 ve sonrasında çıkmam halinde yolculuk minimum 60 dakika sürmekte. Tabi mümkün olduğunca iyimser değerler bunlar. Dönüşü hesaba katmadan etmemek lazım; o da en iyimser hali ile bir 80 dakika sürmekte. Bir günde 140 dakika...
Metrobüs:
http://i.cnnturk.com/c/q/i/80/0x0/5273f8b60506682e64c9e51a
Adı bile aklınızda ne fırtınalar estirdi değil mi?
Eğer bana üçüncü dünya savaşı neden çıkacak diye sorsalar, sanırım metrobüste yer kapma meselesinden diye cevap veririm. Öyle bir toplu taşıma aracı bu.
Gelelim ulaşım hususunda bana mal olduğu tutar ve zamana. Öncelikle evim metrobüs güzergahına pek de yakın sayılmıyor. Benim yürüyüşümle 25 dakikalık bir mesafede. Dolmuş ve otobüs kullanarak ulaşabilmekteyim ve bu araçlarla da bu yol en iyimser şartlarda 15 dakika sürüyor. Hele sabah trafiğinde kesinlikle daha fazla.
Metrobüs'e ulaştıktan sonra binmek için de geçmesi gereken bir süreç söz konusu. 5 ila 15 dakika arasında değişmekte işin bu kısmı. Sonrasında ise yeni hat düzenlemesine göre İncirli - Söğütlüçeşme durakları arasında hiç aktarma yapmadan giden bir metrobüse binmiş isem 60-70 dakika kadar sonra Söğütlüçeşme durağında olmaktayım.
İndikten sonra ise yol açıksa 10 dakika kadar süren bir dolmuş veya otobüs yolculuğum daha var. En iyimser şartlarda bu yolculuk 100 dakika sürmekte. Bir de akşam dönüş meselesi var, o da en aşağı bu kadar zaman almakta.
1,75 TL dolmuşla metrobüse gidiş, 2,95 TL metrobüs ve 1,75 TL dolmuşla metrobüsten işyerine gidiş olmak üzere gidişte 6,45 TL harcıyorum ve dönüşte de bir bu kadar harcamaktayım. Metrobüsle işe gidişin bana günlük maliyeti ise 12,90 TL olmakta.
Vapur:
http://yerelhaber.netgazete.com/files//istanbul_vapur_seferleri_Nettekeyif.net_790863266.jpg
İçlerinde belki en huzurlu ulaşım aracı vapur ama ulaşması ayrı mesele.
Asıl amacım vapurla karşıya geçmek olsa da vapura ulaşmak hep sorun olmuştur benim için.
Minibüs veya Metro ile önce Tramvay istasyonuna ulaşmak gerekir. Sonrasında ise 50 dakika kadar süren bir yolculuk sonrasında Sirkeci durağında iner ve vapura binerim.
30 dakika kadar da o sürmekte. Sonrasında ise bir 20 dakika işe ulaşma kısmı var. Dönüşle birlikte günlük toplam 200 dakikalık bir süreç.
Maliyetine gelince; o da bir 10,00 TL kadar tutmakta.
Deniz Otobüsü:
http://media.ntvmsnbc.com/i/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/Ya%C5%9Fam/9CC1F5B79C26084AAFA40A22r.jpg
İşte en hızlı ulaşım yöntemi. Önce Bakırköy'e 30 dakikalık bir dolmuş seyahati, 10 dakikalık bir yürüyüş, 15 dakikalık bir yolculuktan sonra Kadıköy ve 20 dakika sonra otobüsle işyeri. Dönüşle birlikte 150 dakika günlük yol. Bir gün içerisinde dolmuşa verilen 4,00 TL ve deniz otobüsüne verilen 14,00 TL ile toplam 18,00 TL ile en masraflı yolculuk biçimi.
"Eee, bisikletle alakası ne şimdi tüm bunların?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Hadi bir de işin o kısmına değinelim Ama öncesinde şu manzarayı paylaşayım sizlerle, sonra devam edelim
http://1.bp.blogspot.com/-y7_UrRQ1xR0/VEbq15S7WHI/AAAAAAAACIo/k1pW0d52PXI/s1600/1016432_934354353259643_3819306977255966192_n.jpg
Eğer evden işte bisikletle en ekonomik şekilde gidecek olursam Sirkeci'ye ulaşmam ve buradan vapurla Kadıköy'e geçmem gerekiyor. Bunun için de E5 Karayolu'nu kullanabilir, Cevizlibağ'ı geçtikten sonra Aksaray ve Beyazıt üzerinden geçerek Sirkeci'ye ulaşabilirim. Bu yolun 13 km kadar bir mesafesi var ve 30 dakika kadar sürmekte.
Bir diğer seçeneğim ise Bakırköy üzerinden geçerek Zeytinburnu'ndan bisiklet yolunu takip etmek ve sahil boyunca ilerleyerek Sirkeci'ye varmak. Bu yolun uzunluğu da 20 km tutmakta ve 45 dakika kadar sürmekte.
Sonrasında ise 30 dakikalık bir vapur yolculuğunu 1,50 TL'ye yaparak Anadolu yakasına geçiyorum ve son olarak 4 km'lik bir bisiklet yolculuğunu 10 - 15 dakika içerisinde tamamlıyor ve iş yerime varıyorum. Minimum 75 dakika sürüyor gidiş kısmı. dönüşle birlikte 150 dakikalık bir yolculuk söz konusu ve 3,00 TL kadar bir maliyetle karşılaşıyorum.
İş yerimde duş alma imkanım yok ancak müsait bir odada üzerimi değiştirme şansım var. Kırışmayan kumaşlardan yapılan kıyafetler, gömlek üzerine giyilen kazaklarla kırışıklıkları gizleme çabaları, işyerinde yer alan dolaba bırakılan kıyafetler ve bilimum diğer pratik çözümlerle bu kıyafet işine de çok seçenekli bir çözüm uydurdum.
Bir de işe her gün bisikletle gitme meselesi var ki; ona da değinmeden olmaz.
Evet; her gün işe bisikletle gitmem söz konusu olmayabiliyor. Özellikle de sağanak yağmur, kar ve aşırı soğukların hakim olduğu kış günlerinde. Ancak kış mevsiminde olabildiğince çok seferde bisiklet kullanmaya özen gösteriyorum.
İlk bahar, yaz ve son baharda ise genellikle bisikleti kullanmaktayım ve iş yerime bu şekilde ulaşmaktayım. Muhafaza etme kısmına gelince; çalıştığım odada müsait bir köşeye koyuyorum.
İşe bisikletle gitmekten söz ettik, bir de pazartesi sendromuna değinelim.
Aylık aşağı yukarı 200,00 TL gibi bir tutar sadece ulaşım masraflarından cebimde kalırken ve ben her gün yarım saat daha fazla uyuyabiliyorken, bir de üstelik spor salonuna gitme ihtiyacı duymuyorken sendromum var dersem doğru olmaz değil mi?
Bir de küçük bir not; tüm bu tespitleri yapabilmek için iki haftadır her bir yöntemi birden fazla kez denedim. Çıkardığım sonuçları da yukarıda olduğu gibi paylaştım sizlerle.
Benim işe bisikletle gitme hikâyem bu dostlar.
Çokça arkadaşım var bu şekilde işe giden.
Bisikletle Çanakkale ekibinden Erhan Açar, İstanbul Sirkeci'de zanaatkarlık yapan Burak Arı, İstanbul Yenibosna'da faaliyet gösteren bir firmada çalışan, forumumuza da üye olan Nevres hanım bunlardan yalnızca üçü.
Gökhan Kutluer var, bizim Denge Tekeri'nin yazarı; o da bisikletiyle gider gelirdi işe...
Peki ya sizin bisikletle işe gitme hikâyeniz?
Yazıyı (link)'de okumak için (link)