Scudo Sports

Pahalı bisiklet ve giyimlerle halktan kopmak

Asdafsagsfafda, Muhittin topalak :D
 
  • Beğen
Tepkiler: R2_D2
Scudo
Hala konuda verilen ince mesajı idrak edemiyen arkadaşlar var. Kimse kaliteli bir ürün kullandığına kızmıyor pahlı bir ürünü kullanıpta saygısız kişilerden bahsediliyor konuda. Senin çok paran olabilir dolayısı ile kaliteli pahlı bir bisiklet alabilirsin kimse buna bir şey diyemez bilakis saygı göstermesi gerekir. Burda pahlı bir ürünü kullanıpta ulakalık yapanlara tepki gösteriliyor. Fakat şahsi olarak ben yinede pahlı ürün kullanan insanlar'ın doğru seçimler yaptığına inanmıyorum. Nitekim bisiklete yeni başlayan birisi olarak arka aktarıcım acera ile fitez geçişlerim beni nerdeyse hiç üzmüyor kalkıpta hiç bir ses çıkarmadan yağ gibi geçsin diye nerdeyse 4 katı pahlı olan deore ve üstü bir aktarıcı kullanmam sizce ne kadar doğru olabilir? Ben bir yarışçı değilim dolayısı ile param olsa dahi benim bir karbon veya full üst düzey donanımlı bir bisiklet almam tamamen israf'tan başka bir şey değil. Eğer senin vicdanın karbon yığınınından ibaret bir parçaya binlerce TL'lik paralar dökmek el veriyorsa dilediğini yapmakla özgürsün ve şunuda sakın unutma sen carbonla giderken ürününü aldığın şirketin sahipleri ise Ferrarilerle geziyor.
 
mesela duraace ya da xtr kullanan biri tutup bu ürünlere para vermemeli. çünkü bu ürünler kullanıcıya sponsorlar, takımlar vb. tarafından sağlanır. onun dışında sıradan birinin buna parayla sahip olması hele bir de donanımın hakkını verememesi çok gülünç olur. ha biri bu setleri para bayılıp alıyorsa zaten o kişi muhtemelen pahalı bir ya da birkaç tane motorlu taşıta lüks, müstakil eve vb. sahiptir.
 
Ben iyi sayılabilecek bir bisiklete biniyorum. Ama kimin hangi bisiklete bindiği, ne kadar para harcadığı bunca sene boyunca hiç ilgimi çekmedi. Merakta etmedim. Bisikletimi seviyorum bisiklete binmeyi seviyorum bu da bana yetiyor. Görgüsüzlük ve kabalıkla, bisikletin fiyatı arasında bir korelasyon arayanlar bence meselenin özünü ıskalamış. Boş bir tartışma bu. Taraf olmak değil gereksiz olduğunu anlatmak için yazıyorum. Bisikletinize binin, pedalınızı çevirin bu yeter.
 
Asıl bu bakış açısı paraya değer vermekten ileri geliyor. Neden daha iyi bisiklete binmek gösteriş merakı, doyumsuzluk olsun ki. Burdaki kriterimiz bisiklet değil insan olduğu için bence bisikletin parası üzerinden bir çözüm üretmemek gerekir. Eğer ki bir insanın içinde varsa o 200 liralık markasız bisikletle de halktan kopar. Şöyle bir örnek vereyim 5 kişilik bir işçi grubu düşünün, aralarından birini usta-başı yapıyorsunuz. Genelde bu durum usta-başının bir süre sonra arkadaşlarını ezmesiyle sonuçlanır. Halbuki o da onlarla aynı işi yapıyor, baktığında o da bir işçi. Burda o kişiyi usta-başı yapanda suç yok. Bu tamamen o kişiden kaynaklanır. Bu hiyerarşik yapıya ayak uyduranlar topluma göre referans alınan tabakaların ister en üstünde bulunsun ister en altında bulunsun yapacağını gene yapar. Oysa kendinden haberi olan insan bir şirkete ceo da olsa hepi topu bir insan edebildiğini, paranın da bayağı bir şey olduğunun farkında olur ve ona göre hareket eder. Yani bağlayacak olursam burda problem birinin mevki sahibi olması değil, o kişinin bulunduğu konumu taşıyamamasıdır.
 
Ben kendi hikayemi anlatayım. Spor yapmayı seviyorum. Gençliğimde hentbol ve basketbol oynadım. Daha sonraları spor salonları, koşu parkurları, doğa da koşu ve uzun mesafe yürüyüşler vs derken. Bir gün arkadaşımın teki bisiklete binelim mi diye sordu ve ondan sonra bu bisiklet işine bayağı bir girmiş bulundum. Arkadaşım MTB sürüyordu. O zaman ki bütçemle giriş seviyesinde ben de bir MTB aldım. Yanlız Ankara'nın popüler mekanı Eymir gölünün etrafında turlayıp duruyordum. Net hatırlamıyorum ama sanırım yürüyüş ve koşu için kullandığım ekipmanları kullanıyordum. Derken ben daha çok asfaltta bisiklet sürüyorum, neden bir yol bisikleti almıyorum dedim. MTB mi gölün etrafında sürerken 23c lastikli yol bisikletlerini de görüyordum. İlk önce sele acı vermeye başladı. Çok para harcamak istemiyordum kendime bir 300 serisi tayt ve elimdeki uyuşmayı alsın bağımında da ucuzundan bir eldiven artı yine Decathlon'un ucuz seri kasklarından aldım. Bu arada Ankara'da Kentpark Decathlon diğer yerlere göre gayet makul fiyatlı ürünler sunuyordu. ( Şimdi pek o kadar değil..! ) Yani hobi olarak minimum harcama ile gitmeye özen gösteriyordum. Bu arada foruma da üye oldum sanırım. Ama yol bisikleti alacaktım. Şimdi mtb ye 700 tl verip, yol bisikletine de bir sürü para vermek istemiyordum. İnternet'te ara tara 1000 tl ye salcano xrs 040.. Yaw araştırdım sordum. Arkadaşlara danıştım vs.. Sen pro değilsin karbon pahalı kaçar, Tr yollarına aliminyum bisiklet yeterli. Giriş seviyesi için Sora set yeterli derken. O 1000 tl lik 2014 xrs 040 ı değil ama 2015 model xrs 040 ı 1400 tl ye aldım. Biraz acemiliğini çektim. Doğru lastik basıncı vs. gibi olaylar. Derken bisiklete genel bakım ve ayar için götürdüğüm bisiklet sporu ile fazla haşır neşir bir bisiklet dükkanı sahibi bisiklete şöyle bie baktı bunun gidon geometrisi hatalı dedi.. Ağrı yapar bu dedi.. Hakikaten.. Sürerken bir türlü doğru pozisyonu bulamıyordum.. Ellerim ve kollarım uyuşuyordu. Gidonu değiştirdim. Sonra jant setini değiştirdim. Akıcı değildi. Ama yerine yine iş görecek alt seviye aldım. Derken Decathlon'dan indirimden tayt ve forma setleri bir iki tane.. Aerodinamik olma adına gözüme böcek kaçtı, gözlük.. Güneş yaktı baf ve kolluk.. Hava soğudu uzun tayt.. Derken 100+ sürmeye başladım. SPD pedal. ayakkabısı.. Gece sürdüm iş dönüşü ışıllandırma sistemi. Bir baktım ciddi para harcadım kendi çapımda.. Eşim de bu durumdan rahatsız oldu. Derken karar verdim olanla yetineceğim. İş olayın tatminin de.. İyi bir arkadaş grubu ile sürmekte.. MTB sürerken doğayı hissetmekte.. Özgürlük hissinde ..! O 10km lik yokuşu bitirdiğinde başardım hissinde biraz da.. Bazen akıl gidiyor 105 setli bir makina alsam mı, diye sonra sür bunu diyorum. Bu iş biraz sürdükçe doğan ihtiyaçlar sinsilesinden de oluşuyor yani. İstersen çok büyük bütçeler dökmeden de yapabilirsin birşeyler. Ben haftada 3 gün sürüş yapmaya çalışıyorum. Madem harcadım bu parayı karşılığını vermeliyim diyorum kendime. Kişisel tatminle alakalı diye düşünüyorum. Hep bir fazlasını istemeden önce sahip olduğun yeterli ise onu kendine tekrar cazip kılıp yola devam edilebilir. Burada önemli olan aldığınız ekipmanın hakkını verin.
 
Bugun sabah işe giderken vapur beklemek için turnikeden gecip salona gittiğim de bana bakan amcalar abiler beni inceleyeceklerine kendi üst baslarini incelemeleri gerektiğinin farkina varmasi gerekmekte :D Adam koyden gelmiş bana bakıyor ne giymiş bu diye :) O yuzden eminonunden degılde karakoyden vapura bınmeyı daha cok sevıyorum anlayana.
 
  • Beğen
Tepkiler: amoush00 ve DKN
Böyle başlıkları görünce hayretler içerisinde kalıyorum ama malesef genlerimizde var sanırım !!
 
hocam bu her konuda geçerli bir argüman. aynı mantıkla lüks tüketim sektörüne kiliti vuralım :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Rocketman
Bazı bisikletlerin, bileşenlerin, giysilerin pahalı olması meselesi üzerine açılan başlık nerelere gelmiş. Kafaları karıştıran, üzerine apayrı kanaatlere sahip olunan bir dolu konu buraya taşınmış. Benzetme yapayım derken konuyu kürtaja getiren bile var.
Pahalı şeylere sahip olması bir insanı doğrudan ukala ya da züppe (aynı şey değil mi zaten) yapmıyordur herhalde. Ortaya karışık 'ukalalık, züppelik, müsriflik' saptamalarının kendisi zaten biraz üstten değil mi? Bir forumda ya da başka herhangi bir yerde had bildirmek, meydan okumak biraz aşırıya kaçmak değil mi?
Konu başlığındaki pahalılık bahsi içinse şunu diyebilirim, ben dünyadaki hemen her şeyi pahalı buluyorum. Bu yüzden de genelde ucuzuna bakıyorum, bisikletim üzerindekileri eskitmeyi sonra iyileştirmeyi düşünüyorum ama duramadım ve lastikleri değiştirdim. Elinde kutusu açılmamış olan birinden 200 liraya Brooks sele aldım, yine de çok harcamış gibi hissediyorum.
Halktan olmak, olmamak, kopmak... gibi mevzularsa sonsuza kadar tartışılabilir ama bir yere varılacağını sanmıyorum çünkü anonimlik üzerine. Konuşan kendini konuşur ama anonimlik üzerine konuştuğu için döner durur, paradoks olur.
 
@Ömer E. Dergi hakkındaki görüşlerinize katılıyorum, dergiyi eleştirmek için demiyorum derginin formatı bu ve ilgisi olanlar için gerçekten çok başarılı. ama sorun bana bir yerden sonra maalesef hitap etmiyor çünkü aynı şekilde ben de bisikletin bir performans aracından fazlası olduğunu savunuyorum, benim için de eğlence ve ulaşım aracıdır yeri gelir spor amaçlı kullanırım yeri gelir gezinti, bir yerden bir yere giderken en hızlı benim olmam gerekmez genelde yaptığım performanstan ziyade bisiklet sürerken aldığım zevk önemlidir benim için bunun için de süper hızlı gitmem şart değildir. Performans konusuna ilgili olan arkadaşlar alınmasın sadece kendi hoşlandığım tarz farklı bunu belirtmektir amacım.

Bence pahalı giysi veya bisikletlerden çok bizi insanlardan kopartan kendimize 'bisikletçi' adı altında farklı bir sınıf yaratmamız, iki teker üzerinde kimi zaman insanlar farklı biri havasında hissediyor ve yayaları küçümsüyor, ben kaldırımda yürürken arkamda ani fren yapıp söylenen bisikletli biri için dikkatsiz bir 'yaya' olabiliyorsam sorun bence ne kıyafette ne de altındaki bisikletin fiyatındadır. Bu küstah tavırlar inanın ekipmanlardan bağımsız tamamen kişilikle alakalı. bu yüzden kimse köyünde tıngır mıngır bisikletini süren Mehmet amcayı yadırgamazken kaldırımda önümden çekilsene diye agresif tavırlar sergileyen 'bisikletçilere' bir türlü sıcak bakamıyor, çünkü sorun biraz da kendimizi ayrı bir sınıfmış gibi düşünen bizlerde.

Son olarak insanlar tarihin başından beri 'biz ve onlar' şeklinde toplumsal ayrışmalar yaşamaktadır. henüz taytlar ve kasklar alışılmadık objeler olduğu için insanların gözünde kendinden olmayan veya farklı olduğumuz algısı yaratıyor ve bu da biraz insanları uzaklaştırıyor bu da zamanla insanlar tanıdıkça ve alıştıkça çözülebilir.
 
pahalı bisiklet ve giysilerle halktan esasında kopulmuyor, olaya şöyle bakalım,adamın parası var,15.000 liraya bisiklet alıyor,1 yıl sonra yedek parçalarına nefesi yetiyor,ve hobisi bisiklet sporu,keşke bu ülkenin zenginlerinin böyle bir hobisi olsada alkış tutsam, ayrıca ,müzisyen dostlardan bir tane bisiklet sporunu amatörce yapan olsa kafamı kıracam, müzik ile bisikleti yıllarca kendisine amaç edinmiş müzisyen türkiyede herhalde azdır,ben 1976 'dan beri görmedim.
 
Geri