@Adrenalin26
Bir keresinde Arnavutköy'de dağ başında tekerleğimin sibopu kaçtığı için otobüse bisikletimle binmek zorunda kalmıştım, şöför beni görür görmez orta kapıyı açmıştı, hiç bir yolcu da sorun çıkarmamıştı. İlk de sevindim, ne güzel kimse sorun çıkarmıyor, demek güzel şeyler de oluyormuş derken, bir anda içindeki tüm heyecan söndü. Bisiklet yerinde durmuyor, araç fren yapınca oraya buraya yalpalıyor, neredeyse üstüme düşecek. Sonra anladım ki çok da doğru bir şey değil bu iş. Videodaki (alıntıya bkz.) şöförün dediği gibi bisikleti sabitleyecek özel bir aparat olsa güvenli bir sürüş olur ve olası riskler ortadan kalkar. Hak isterken, bir diğerinin hakkını göz ardı etmemek lazım. Bisikletle, bisiklet için özel bir aparatı veya taşıma yeri bulunmayan bir otobüse binmek çok mantıklı bir iş değil... Videodaki şöförü tebrik ettim.
Kanoya gelirsek, aynı şey bunun için de geçerli. Yolcu zor durumdaysa ve otobüsle taşıması gerekiyorsa, otobüsün müsait olup olmadığını düşünerek hareket etmeli. Bavullarla dolu bir otobüse kanoyla binmek, ne kadar doğru bilemiyorum. Yolcu sabırlı davranıp diğer yolcuların binmesini biraz daha bekleseydi çok daha farklı şeyler olabilirdi. Şöför ilkin güzelce uyarıyor fakat yolcu şiddete başvurunca şöförün de karşı atağa geçmesi, onu da haksız duruma düşürmüş, her ne olursa olsun uyarmaya devam edip kavgaya karışmamalıydı ve yasal haklarını kullanmalıydı.
Peki bu insanlar ulaşımını sağlayamayıp yolda mı kalsın? Hayır tabii ki de. Gerekli yönetmelikler bu doğrultuda değiştirilmeli ve araç içinde olabilecek kazaları en aza indirerek ulaşım sağlanmalı. Yoksa haberlerde "otobüsteki bisiklet yaşlı adamın üstüne düştü" gibi şeyler görebiliriz ve bunun gibi olaylar toplum içindeki bisikletin yerini sarsabilir. Kimseyi rencide etmeden, kimsenin hakkını gasp etmeden...