yıl 2012 ankara-trabzon yolculuğu yapacağım metro ile. trabzonda evi barkı tutmuşum eşya götüreceğim. araba tee trabzonda. arabasızlığa küfrettiğim nadir anlardan biridir. 3 koli mutfak eşyası ile bir adet valizim var. metronun bu passenger kart dediği zımbırtıyla biletlerimde beleşe geliyor zaten almışım bileti. otobüs geldi bagajları teslim edeceğim muavin başladı
-ooo abicim n'aptın sen ya. ben bu kadar eşyayı alamam. bagaj ücreti vermen gerek.
+limit kaç kilo hocam?
-25 kg. ama sen öğrencisin heralde, 30kg ye kadar çıkarırım.
+tartalım hocam hadi
aştide bir yerde tartılır benim eşyaların tamamı 22kg gelir. ve muavin yeni minareye yeni kılıf uydurur.
-bilader bu çok yer kaplar ama sen bagaj parası vereceksin.
+abi sen benim bilet paramı ver ben seni aşti polise haksız kazançtan dolayı şikayet etmeyim.
-ne haksız kazancıymış bu?
+aha kg sınırı burada yazıyor hala para istiyorsun.
sinir ve öfkeyle 50 tl bilet paramı verdi, şahsı muhteremi şikayet etmedim, eşyalarımda paşa paşa bagaja konuldu. böylece biletimi bedavaya aldığım gibi üstünede para aldım
bu da böyle saçma bir metro turizm anısıydı işte. yine de metrodan kaçın. kamil koç, nilüfer vs iyidir. en iyisi rize ses
![:D :D :D](data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7)