@Oguz_Oğuz beyin değindiği nokta çok mühim. Biraz arz-talep meselesi bu. Bisiklet kullanımı yaygınlaştıkça, kullanıcıların sosyo-ekonomik seviyesi arttıkça, yönetimlerin bisiklete olan dostluğu da artacaktır. Bu otomatik bir mekanizmadır. Bunu zorlayarak bir miktar fazladan haklar kazanabiliriz ama bu dökme suyla değirmen çevirmeye benzer. Esas olan, bisiklet kullanımının yaygınlaşmasıdır.
Bu bir yana, kaymak gibi emniyet şeridi varken, otobana (daha doğrusu paralı yollara) bisiklet yasağı bir yandan garip, diğer yandan makul geliyor bana.
Garip olmasının sebebi, yasak için ortada teknik bir sebep yok. Araçlar hızlı olabilir, ancak aynı tehlike otoyol kalitesinde parasız yollarda da var, ama bisiklet yasak değil oralarda.
Makul olmasının, görebildiğim kadarıyla iki sebebi var.
1. Paralı yola ilke olarak parasız yolcu almak istemiyor olabilirler. Tamamen işletme anlayışıyla alakalı bir durum.
2. Paralı yollar şehirden uzakta, seyrek giriş-çıkışları olan, seyrek tesisleri olan, giriş-çıkış noktaları hariç aydınlatması olmayan yollar. Bunun yasakla ilgisi pek yok da, bisikletli kesimin işine yararlığı ile ilgisi var. Gündelik bisiklet kullanımı bir yana, uzun mesafe turlarda bile otoyollar bana cazip gelmiyor. Gece aydınlatması yok, medeniyetten uzakta, tesisler arası 30 km... Dağın başında teknik bir sorun olsa, veya ne bileyim suyum bitse, gak deyip kalacağım ortada. Uzun turlarda dağları geçerken de benzer durumlar olabilir ama, dağ başında kalmak bile otoyolun ortasında kalmaktan iyidir bence. Hiç olmazsa bir pınar bulursunuz, yoldan geçen traktör vs yardım isteyebilirsiniz, 10 km mesafede bir köy bulursunuz... Neticede bisikletle giderken olabildiğince medeniyete, yerleşim birimlerine, insanlara yakın sürmeyi tercih ederim. Bazı istisnai durumlar haricinde, yasak olmasa dahi otoyolu tercih etmem şahsen.