lepidoptera
Forum Demirbaşı
- Kayıt
- 7 Kasım 2007
- Mesaj
- 458
- Tepki
- 396
- Şehir
- Samsun
Türkiye'de 44 bin kişi organ nakli için bekliyor. Her yıl ortalama 8 bin kişi listeye ekleniyor. 2006 yılında tam 7 bin kişi organ nakli sırasını beklerken hayatını kaybetti. 2006 yılında hastanelerde sadece 143 organ bağışı gerçekleşti.
ORGAN BAĞIŞINDA NEREDEYİZ?
Bir ülkenin organ bağışı konusundaki başarısını gösteren en önemli veri, yoğun bakım ünitelerinden çıkan organ bağış vakalarının nüfusa oranlanması. Bu oran, teknik olarak, “milyon nüfus başına kadavradan donör” olarak niteleniyor.
• Avrupa’da “milyon nüfus başına donör” oranı, ortalama 15-20. Yani, her 1 milyon nüfus için 15 ila 20 kişide, beyin ölümü tanısı konuyor ve organ alımı gerçekleştiriliyor.
• İspanya bu açıdan tam bir başarı öyküsü. İspanya'da donör sayısı milyon nüfus başına 36.
• Komşu Yunanistan, bu konuda biraz bize benziyor. Yunanistan’da milyon nüfus başına donör sayısı altı.
• Türkiye İspanya kadar başarılı olsaydı, hastanelerimizde her yıl bin 600’dan fazla organ bağışı gerçekleştirilmesi gerekirdi. Oysa, 2005’te bu sayı sadece 153 oldu, 2006’da ise 143.
• Yani Türkiye’nin “milyon nüfus başına donör” oranı, sadece 2.2. Türkiye bu rakamla, Avrupa’nın en gerisinden gelen ülkelerden biri.
YILLARA GÖRE DONÖR SAYILARI
2000: 46
2001: 89
2002: 102
2003: 105
2004: 135
2005: 153
2006: 143
Türkiye'de organ nakli bekleyen kaç hastanın olduğu tam belgelenemiyor. Uzmanlar ve uzman hastanelerden alınan bilgilerle Sağlık Bakanlığı’nın verileri arasında farklılıklar var. Sağlık Bakanlığı’na göre organ naklinde tablo şöyle:
ORGAN BAĞIŞI NEDEN ÖNEMLİ: HAYAT GÜVENCESİ
Pek çok hasta için organ nakli, yeniden normal bir yaşama dönmenin tek yolu. Daha önemlisi organ nakli, pek çok hastalıkta, hayatta kalmanın da en sağlam güvencesi.
Organ nakli vakalarının en büyük oranını oluşturan akut böbrek rahatsızlıklarıyla ilgili olarak, T.C. Sağlık Bakanlığı Tepecik Eğitim Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nin verileri, bunu çok iyi gösteriyor:
Akut böbrek rahatsızlıklarında iki çare var: Diyaliz ya da böbrek nakli. Aşağıdaki tabloda görüleceği gibi, diyalize giren hastaların hayatta kalma oranı, beş yıllık bir sürede yüzde 34.8’e düşüyor. Oysa, böbrek nakli yapılması durumunda, hayatta kalma oranı, aynı süre için yüzde 90 oluyor.
ORGAN BAĞIŞINI KİMLER YAPABİLİR?
18 veya üstünde yaşta olup akli dengesi yerinde olan herkes, Sağlık Müdürlükleri veya hastanelere başvurarak, beklenmedik ölümleri halinde organlarını bağışladığına dair bir belgeyi iki tanık önünde doldurup, doku ve organ bağış belgesi alabiliyor.
Organ bağışı için sanıldığı gibi uzun bir bürokratik işlem yok... Organ bağış senedi imzalandıktan sonra organ bağış belgesi dolduruluyor ve bağış yapan kişiye veriliyor.
ORGAN BAĞIŞI KARARINI AİLEYLE PAYLAŞMAK NEDEN ÖNEMLİ?
Ancak, organ bağışı kararınızın bir anlamı olmasını gerçekten istiyorsanız, bu kararınızı aileleriniz, ve yakınlarınızla paylaşmanız, onlara da benimsetmeniz gerekiyor.
Zira, pek çok başka ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de, beyin ölümü durumunda, doktorlar organ bağışı için ailenin rızasını arıyor.
Yani üstünüzden organ bağış kartı çıksa bile, yakınlarınızın, o acılı anda karşı çıkması, ya da kararsız kalması durumunda, hekimler organlarınızı alamıyor.
Kısacası bağışınız işlerlik kazanmıyor. Bunun için “organ bağışı sizin, hayat bağışlamak ailenizin kararıdır” diyoruz.
ORGAN BAĞIŞININ YASAL ÇERÇEVESİ NEDİR?
Türkiye’de “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında 2238 Sayılı Kanun” yürürlükte. Bu yasa çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’na bağlı, Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi Ankara ilinde, Bölge Koordinasyon Merkezleri de; İstanbul, İzmir, Antalya, Adana ve Kayseri illerinde faaliyetlerini sürdürüyor.
Ülke genelinde ‘kadavra donör’ (verici) tespit edildiğinde, görevli organ nakli koordinatörleri bu bilgiyi ‘Ulusal Koordinasyon Merkezi’ne bildiriyor. Bu merkez, ilgili mevzuata uygun olarak organların nakil merkezlerine dağıtımını sağlıyor.
Şu anki uygulamada organ nakli için beyin ölümü kararını dört uzmanlık dalı; nöroloji, kardiyoloji, anestezi ve beyin cerrahi veriyor. Yasaya göre bu hekimlerin, organı alacak hastanın sürekli hekimi ve organ nakli yapacak ekipten tamamen farklı kişiler olması gerekiyor.
Avrupa'da ve ABD ise, beyin ölümü kararını bir anestezi uzmanı ile bir nörolog alıyor.
(Alıntı)
ORGAN BAĞIŞINDA NEREDEYİZ?
Bir ülkenin organ bağışı konusundaki başarısını gösteren en önemli veri, yoğun bakım ünitelerinden çıkan organ bağış vakalarının nüfusa oranlanması. Bu oran, teknik olarak, “milyon nüfus başına kadavradan donör” olarak niteleniyor.
• Avrupa’da “milyon nüfus başına donör” oranı, ortalama 15-20. Yani, her 1 milyon nüfus için 15 ila 20 kişide, beyin ölümü tanısı konuyor ve organ alımı gerçekleştiriliyor.
• İspanya bu açıdan tam bir başarı öyküsü. İspanya'da donör sayısı milyon nüfus başına 36.
• Komşu Yunanistan, bu konuda biraz bize benziyor. Yunanistan’da milyon nüfus başına donör sayısı altı.
• Türkiye İspanya kadar başarılı olsaydı, hastanelerimizde her yıl bin 600’dan fazla organ bağışı gerçekleştirilmesi gerekirdi. Oysa, 2005’te bu sayı sadece 153 oldu, 2006’da ise 143.
• Yani Türkiye’nin “milyon nüfus başına donör” oranı, sadece 2.2. Türkiye bu rakamla, Avrupa’nın en gerisinden gelen ülkelerden biri.
YILLARA GÖRE DONÖR SAYILARI
2000: 46
2001: 89
2002: 102
2003: 105
2004: 135
2005: 153
2006: 143
Türkiye'de organ nakli bekleyen kaç hastanın olduğu tam belgelenemiyor. Uzmanlar ve uzman hastanelerden alınan bilgilerle Sağlık Bakanlığı’nın verileri arasında farklılıklar var. Sağlık Bakanlığı’na göre organ naklinde tablo şöyle:
ORGAN BAĞIŞI NEDEN ÖNEMLİ: HAYAT GÜVENCESİ
Pek çok hasta için organ nakli, yeniden normal bir yaşama dönmenin tek yolu. Daha önemlisi organ nakli, pek çok hastalıkta, hayatta kalmanın da en sağlam güvencesi.
Organ nakli vakalarının en büyük oranını oluşturan akut böbrek rahatsızlıklarıyla ilgili olarak, T.C. Sağlık Bakanlığı Tepecik Eğitim Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nin verileri, bunu çok iyi gösteriyor:
Akut böbrek rahatsızlıklarında iki çare var: Diyaliz ya da böbrek nakli. Aşağıdaki tabloda görüleceği gibi, diyalize giren hastaların hayatta kalma oranı, beş yıllık bir sürede yüzde 34.8’e düşüyor. Oysa, böbrek nakli yapılması durumunda, hayatta kalma oranı, aynı süre için yüzde 90 oluyor.
ORGAN BAĞIŞINI KİMLER YAPABİLİR?
18 veya üstünde yaşta olup akli dengesi yerinde olan herkes, Sağlık Müdürlükleri veya hastanelere başvurarak, beklenmedik ölümleri halinde organlarını bağışladığına dair bir belgeyi iki tanık önünde doldurup, doku ve organ bağış belgesi alabiliyor.
Organ bağışı için sanıldığı gibi uzun bir bürokratik işlem yok... Organ bağış senedi imzalandıktan sonra organ bağış belgesi dolduruluyor ve bağış yapan kişiye veriliyor.
ORGAN BAĞIŞI KARARINI AİLEYLE PAYLAŞMAK NEDEN ÖNEMLİ?
Ancak, organ bağışı kararınızın bir anlamı olmasını gerçekten istiyorsanız, bu kararınızı aileleriniz, ve yakınlarınızla paylaşmanız, onlara da benimsetmeniz gerekiyor.
Zira, pek çok başka ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de, beyin ölümü durumunda, doktorlar organ bağışı için ailenin rızasını arıyor.
Yani üstünüzden organ bağış kartı çıksa bile, yakınlarınızın, o acılı anda karşı çıkması, ya da kararsız kalması durumunda, hekimler organlarınızı alamıyor.
Kısacası bağışınız işlerlik kazanmıyor. Bunun için “organ bağışı sizin, hayat bağışlamak ailenizin kararıdır” diyoruz.
ORGAN BAĞIŞININ YASAL ÇERÇEVESİ NEDİR?
Türkiye’de “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında 2238 Sayılı Kanun” yürürlükte. Bu yasa çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’na bağlı, Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi Ankara ilinde, Bölge Koordinasyon Merkezleri de; İstanbul, İzmir, Antalya, Adana ve Kayseri illerinde faaliyetlerini sürdürüyor.
Ülke genelinde ‘kadavra donör’ (verici) tespit edildiğinde, görevli organ nakli koordinatörleri bu bilgiyi ‘Ulusal Koordinasyon Merkezi’ne bildiriyor. Bu merkez, ilgili mevzuata uygun olarak organların nakil merkezlerine dağıtımını sağlıyor.
Şu anki uygulamada organ nakli için beyin ölümü kararını dört uzmanlık dalı; nöroloji, kardiyoloji, anestezi ve beyin cerrahi veriyor. Yasaya göre bu hekimlerin, organı alacak hastanın sürekli hekimi ve organ nakli yapacak ekipten tamamen farklı kişiler olması gerekiyor.
Avrupa'da ve ABD ise, beyin ölümü kararını bir anestezi uzmanı ile bir nörolog alıyor.
(Alıntı)