Ombudsman'dan trenlerde bisiklet taşınması hakkında yeni karar

Tren ve bisiklet birbirine çok yakışan iki araç. İkiside insani boyutlarda ve sıcak. İkiside doğaya yakın. Yurdumuzun dört bir yanı demir ağlarla örülü ve (her ne kadar bu büyüklükte bir ülke için yetersiz olsa bile) demir yolları biz bisikletliler için çok güzel alternatifler sunuyor. Bisikletliler ulaşabildikleri alanı tren ile daha konforlu ve ucuza genişletebilirler. Umarım bir an önce tcdd nin bütün hatlarında herhangibir kısıt olmaksızın bisiklet kabul edilir.

mehmetsunu demiş ki:

Yurdumuzun dört bir yanı demir ağlarla örülü

Hepsini görüntüle...

Alakası yok.


Bu aşağıdaki de Almanya'nın demiryolu haritası. Hani 2. Dünya savaşında taş üstünde taş kalmamış olan Almanya. Hani bizim katılmadığımız savaş var ya, aha o.



Alman trenlerinde bisiklet taşınması durumuna dair:

mesela dedik

Sabah 30, akşam 30 dk. daha azalmış kısıtlama süresi, insanlık için küçük biz bisikletliler için daha da küçük bir adım olmuş...

Bu işi mahkeme paklar herhalde.

İptal davası...

Konu sahibi arkadaşın başvurusu ve çıkan karar haber olmuş:

(link)
(link)
(link)

Taaa 2015 senesinden bir haber:

(link)

2020 geldi, hani nerde bisiklet vagonları?

İstanbul' dan Kartepe' ye (Katlanır bisiklet dışındaki bisikletlerle) tırmanmak için YHT harika bir alternatif olurdu. Ama yasak.
İstanbul' dan Sapanca Gölüne (Katlanır bisiklet dışındaki bisikletlerle) tur yapmak için YHT harika bir alternatif olurdu. Ama yasak.
Bir çok bisiklet aktivitesi için TCDD güzel bir fırsat olurdu. Ama yasak. Şanlıysak sadece belirli saatlerde yasak. YHT gibi diğerlerinde katlanır bisiklet dışında komple yasak..

Ben daha bu sene TCDD'yi arayıp sordum. Mesela her gün Bandırma'dan İzmire giden iki tren var. İkisine de almıyorlar bisiklet. Kargo vagonu olması lazım diyor, bilin bakalım kargo vagonu hangi trenlerde var. Hiç birinde!

TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürlüğünün KDK'ya gönderdiği cevap yazısıdır.

Yalnız bu cevapta bahsedilenler İstanbul ve Ankara şehir içi demiryolu taşımacılığı ile ilgili. Ben sizin şehirlerarası trenlerde bisiklet taşıma konusunda başvurduğunuzu sanmıştım.

Benim başvurum şehir içiyle ilgiliydi. Her gün işe git gel yaparken bisikleti trene aldırırken sorun yaşamaktan sıkıldım. Bu arada Ankara'da yaşıyorum. Düzenleme Başkentray ve Marmaray için yapılmış.
Yeni düzenlemede sabah saati düzenlemesi bana uygun ama akşam 19.30 nedir ya... Onu en az bir saat daha düşürmeleri lazımdı. Konunun takipçisi olmaya devam edeceğim. Darısı şehirler arası trenler için de olsun.
Cevap yazısında ismime de yer vermişler. Paylaşım yaparken isim kısmını kapattım.

Düzenleme sevindirici olsa da bisikletle işe gidenlerin çoğu için bir anlamı yok. Sus payı vermis yani TCDD.

Ama mücadele devam etmeli.

(link)

ŞEHİR İÇİ YOLLARDA BİSİKLET YOLLARI, BİSİKLET İSTASYONLARI

VE BİSİKLET PARK YERLERİ TASARIMINA VE YAPIMINA

DAİR YÖNETMELİK

BEŞİNCİ BÖLÜM

Entegrasyonu

Bisikletlilerin ulaşım sistemine entegrasyonu

MADDE 11 – (1) Bisiklet kullanımının ulaşım amaçlı hale getirilebilmesi amacıyla yetkili kurumlarca planlı bisiklet yollarının toplu taşıma ağlarına (metro, tren, otobüs, vapur ve benzeri) bağlanacak şekilde bütünleşmesi sağlanır.

(2) Toplu taşımada ilgili idarelerin belirleyeceği güzergâhlarda ve sayılarda bisiklet taşıma aparatlarına sahip otobüsler kullanılır, otobüs sürücülerine gerekli eğitim verilir ve bilgilendirme yapılır. Bisiklet taşıma aparatına sahip otobüsler öncelikle yokuşun fazla, trafiğin yoğun olduğu yollarda kullanılır.

(3) Şehir içi raylı ulaşım sistemlerinin bisiklet kullanımı ile uyumu, ilgili idarenin uygun görüşü çerçevesinde, yolcu yoğunluğunun fazla olduğu saatlerde günlük sayı sınırlaması dâhilinde, diğer saatlerde ise herhangi bir sayı sınırlamasına tabi olmadan uygulanır.

(4) Şehir içi deniz yolu taşımacılığının bisiklet kullanımı ile uyumu, ilgili idarenin uygun görüşü çerçevesinde, yolcu yoğunluğunun fazla olduğu saatlerde günlük sayı sınırlaması dâhilinde, diğer saatlerde ise herhangi bir sayı sınırlamasına tabi olmadan uygulanır.

(5) Bisiklet sayısı ve ağırlığı dikkate alınarak ulusal veya uluslararası sertifikaya sahip bisiklet taşıma aparatları toplu taşıma araçlarında ilgili idarenin sorumluluğunda kullanılır.
Bu yönetmenlik hükümlerine bakılarak TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürlüğü'nün yeni yaptığı düzenlemenin yetersiz olduğu gerekçesiyle idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.

ülkede bazen güzel şeyler de olabiliyormuş.
Umarım yasak komple kalkar

@alper2508 Biz bireylere de iş düşüyor. Konuyla herkes bir şekilde ilgilense neler neler başarılabilir.

@tekincik mesela İstanbul'da marmaray 8 ve 10 vagonu olarak sefer yapıyor.
10 vagonlu olan istasyonlara tam sığdığı için pek bişey yapacaklarını sanmıyorum ama 8 vagonlu olana 1 vagon daha eklense ve oraya sadece bisikletliler girse günün her saati bisiklet taşıma imkanı olur. diğer şehirlerdeki tren durumlarını bilemem

@alper2508 Ben Ankara için bayağı uğraştım.
Başkentrayda da isteseler aynı şeyi yapabilirler.

Ben başlık sahibi arkadaşın şehirler arası tren yolculukları için şikayette bulunduğunu sanmıştım. Fakat sonra düşününce aslında arada çok da bi fark olmadığını düşünmeye başladım. Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde bi yerden bi yere trenle (banliyö) ile seyahat etmek de aslında iki şehir arasında seyahat etmekten farksız. Bugün aramızdan bazıları, evden işe gitmek için her gün 50 hatta 100 km yol yapıyor aynı şehir içinde. Düşünsenize 3/4 farklı ilçeye girip çıkıyorsunuz. Alın size şehirler arası seyahat.

Ankarayı çok uzun zaman önce görmüştüm (20 sene filan). Şimdiki halini bilmem, belki toparlamışlardır. O zaman çok karman çorman bi şehirdi. İstanbul'un nüfusu 15 milyon. Fakat nüfus yoğunluğuna baktığınızda aslında bu kalabalık insan topluluğunun birbirine çok uzak yaşadığını fark ediyorsunuz. Meslea Bangladeş'in Dakka kentinin nüfusu hemen hemen İstanbul ile aynı. Ama orada km2 başına düşen insan sayısı 42 bin küsürken, İstanbul'da 2 bin küsür. Bunun anlamı şu, İstanbul'da halen büyük boşluklar var. Bu kalabalık nüfus çok küçük alanlara yoğunlaşmış. Müteahitler nereye bina dikmişlerse herkes oralara akın etmiş. Çok detaylı gezip görmüşlüğüm yok ama İstanbul il sınırlarında küçük köyler bile var diye bi mantık yürütüyorum, haklıysam haklısın diyin.

Bu aslında İstanbul için iyi haber. Nüfusu sıkıştığı alanlardan parçalayarak bu geniş boşluklara dağıtmak ve artık "apartman" kafasından sıyrılıp atıyorum en fazla 3 katlı binalara yoğunlaşmak daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. Türkiye'de araziden bol bişey yok. Bizim uzun uzun apartmanlara, gökdelenlere ihtiyacımız yok. Şunu bi anlayabilsek.

fandango demiş ki:

İstanbul'un nüfusu 15 milyon. Fakat nüfus yoğunluğuna baktığınızda aslında bu kalabalık insan topluluğunun birbirine çok uzak yaşadığını fark ediyorsunuz. Meslea Bangladeş'in Dakka kentinin nüfusu hemen hemen İstanbul ile aynı. Ama orada km2 başına düşen insan sayısı 42 bin küsürken, İstanbul'da 2 bin küsür. Bunun anlamı şu, İstanbul'da halen büyük boşluklar var. Bu kalabalık nüfus çok küçük alanlara yoğunlaşmış. Müteahitler nereye bina dikmişlerse herkes oralara akın etmiş. Çok detaylı gezip görmüşlüğüm yok ama İstanbul il sınırlarında küçük köyler bile var diye bi mantık yürütüyorum, haklıysam haklısın diyin.

Bu aslında İstanbul için iyi haber. Nüfusu sıkıştığı alanlardan parçalayarak bu geniş boşluklara dağıtmak ve artık "apartman" kafasından sıyrılıp atıyorum en fazla 3 katlı binalara yoğunlaşmak daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. Türkiye'de araziden bol bişey yok. Bizim uzun uzun apartmanlara, gökdelenlere ihtiyacımız yok. Şunu bi anlayabilsek.

Hepsini görüntüle...

Konuyu açan arkadaşın başvurusuna yasal dayanak olan yönetmelik, "Şehir içi raylı ulaşım sistemleri" dediği için başvuru da, alınan karar da şehirlerarası trenleri kapsamıyor. TCDD, şehirlerarası trenlere de bisiklet almalı konusunda size katılıyorum.

Dakka, nüfus yoğunluğu bakımından hiç bir yere örnek olmaması gereken berbat bir şehir. İstanbul'un nüfus yoğunluğunun kilometre kareye 2 bin küsur olması da aslında hesap hatası. İl nüfusunu, ilin yüz ölçümüne bölününce bu sonuç çıkıyor, ancak İstanbul'un alan olarak yarısından fazlasını nüfusun çok düşük olduğu 3 ilçe (Çatalca, Silivri, Şile) oluşturuyor. Aslında şehrin dışında olan bu 3 ilçeyi hesaba katmazsanız, kilometreye 5000 küsur kişi düştüğünü, bunun da boyut ve önem itibarı ile İstanbul ile karşılaştırılabilecek şehirler için normal olduğunu görürsünüz. Tokyo ve New York'tan az, Londra ile hemen hemen aynı, Los Angeles'tan fazla...

Nüfusu, şehrin dışında ama il sınırı içinde kalan "boş" alanlara yaymak ise berbattan öte bir fikir; çünkü bu alanlar orman! İstanbul'un çok şeye ihtiyacı olabilir ama ormanlarının yok edilip daha fazla bina yapılmasına kesinlikle ihtiyacı yok.

Murat B. demiş ki:

Nüfusu, şehrin dışında ama il sınırı içinde kalan "boş" alanlara yaymak ise berbattan öte bir fikir; çünkü bu alanlar orman! İstanbul'un çok şeye ihtiyacı olabilir ama ormanlarının yok edilip daha fazla bina yapılmasına kesinlikle ihtiyacı yok.

Hepsini görüntüle...

İstanbul'da orman kalmadı diye biliyordum ben. Elbette benim demek istediğim ağaçları kesin nüfusu oraya yayın demek değil. Gerçi biz burada ne dersek diyelim belli bir rant peşinde koşan bazı odaklar o kalan ağaçları da yakıp/kesip gerekeni yapacaktır, yani ben onu demişim, siz bunu demişiniz çok da bir şey değişmeyecek. İstanbul'un nüfusu her sene artmaya devam ediyor/edecek. Bu olduğu müddetçe de o boş alanlar illa ki dolacak. Ben de diyorum ki, madem bu eninden sonunda olacak, bari şimdiden ilk depremde çökecek yüksek yüksek binalar dikmek yerine, daha kısa, sağlam yapılarla yola devam edelim.

Bu arada konuyla alakalı olarak:

(link)

Bu habere göre şirket her sene artan bir biçimde zarar ediyor. Özelleştirme gündemde. Gerçi bu kadar zarar eden bir şirketi kim para verip alır o da başka bi soru. Neden zarar ettiği sorusuna eminim çocuklar bile doğru cevap verebilir.