Scudo Sports

Olmuyor olamıyor beceremiyorsunuz: tur dı törkiy

@Hüseyin Külcüoğlu

diğer yerlerden dopingle başarı geldikçe kimse futboldan kafasını kaldırmaz
 
  • Beğen
Tepkiler: deathsidestory
Scudo
Sevgili Cem ve Ahmet arkadaşlarım konuyu bambaşka bir yere getirmişler. İyi de yapmışlar. Bisiklet Kullanıcıları ve Bisiklet Sporcuları ile ilgili konuları aslında farklı platformlarda konuşmak gerek. Zira muhatapları ve organizasyonları farklı olmak durumunda.
Bisiklet sporcularının muhatapları; kulüpler, federasyon, GSGM , sponsörler iken,
Bisiklet kullanıcılarının muhatapları; yerel ve ulusal yöneticiler, bisiklet ve bağlı endüstriler, ulusal ve bağlı olduğu parlamentolar.
O nedenle bizim geçtiğimiz yolları çok seneler önce geçmiş olan ülkelerde sportif ve kullanıcı federasyonları farklıdır.
Kullanıcı federasyonları üyelerinin hakları, çıkarları, güvenliği için uğraş verirlerken;
Sporcu federasyonları, ilgili sporun yayılması, ulusal ve uluslararası yarışmalar düzenlemeye, uluslararası başarı elde etmeye odaklanmışlardır.
Yasal bilgi: eğer Türkiye Bisiklet Federasyonu ÖZERK olursa başka federasyon kurulabilir. Bildiği kadarıyla şu anda değil. Yanlışım varsa düzeltilmesini rica ederim.
İki grup arasında (kullanıcı ve sporcu) doğrudan ilişki olmasa da elbette dolaylı bir ilişki vardır. Bisiklet kullanan, seven bir aileden bisiklet sporcusu çıkma olasılığı yüksektir.
Yapılanları, yapılmayanları eleştirelim ama unutmayalım, konuşma hakkı çalışmaktan gelir. Bireysel çalışmaların da, fikir beyanlarının da faydası olabilşr ana örgütlü olmak güçlü olmak demektir.
Sporcu ya da sporcu adayı arkadaşlarım, lütfen bir kulübün kapısını çalın.
Kullanıcı arkadaşlarım, sanal ya da reel dernekler, kulüpler kuarak, mevcutlarda bir araya gelerek, can güvenliğimiz için, endüstriye karşı çıkarlarımız için, yasal haklarımız için çalışın, çalışalım.
 
@Atalay Mete

İşte bir çözüm önerisi, beğenirsen uygularsın beğenmezsen eleştirebilir daha iyisini biliyorsan dile getirirsin... Ama sistem kötü, devlet şunu yapsın bunu yapsın demenin ötesine geçmiş olduğu için Atalay Mete'nin yazdıklarını kıymetli buldum doğrusu.

Benim anladığım, özetle git kendine bir kulüp bul diyor, yoksa da biraz organize ol bir kulüp kur, yarışları, organizasyonları takip et.

Devlette, onda bunda hata, eksik, yanlış aramayı bırakın artık, kendinize sorun ne yapabilirim diye, bir sürü dernek, kulüp vb. var gidin orada bişelerin ucundan tutun, kendinizi eleştirin....
 
  • Beğen
Tepkiler: MehmetAliB.
ben zevk ve keyif için biniyorum genelde her turumda molamda insanlarla konuşurum muhabbet ederim 3 kişide bisikletle işe mi gidiyorsun diye sordular.gezmek için biniyorum dediğimde hepsi şaşırdı.
 
bu kadar küçümsemeyin türkiye deki yarışı. trt nin cansız anlatımından kaynaklanıyor böyle düşünmemiz ama trt yi sadece türkler izlediği için sorun yok. yabancılar kendi dillerinde yayın yapan kanallardan izliyorlar. onun için ülkemizi dünyaya tanıtma açısından oldukça güzel bir organizasyon. ingilizce anlatımı da oldukça zevkli


bu da romandie deki yarış. seyirci falan yok sokaklar bomboş ama katılan takımlar türkiye ye göre daha üst düzey

 
@Alpaslan.Savacı

Beyefendinin anlattığı kısım, sporcuları ilgilendiren kısım. Kullanıcıların, sporculara oranla kat kat fazla olduğu bir ortamda, biraz da kullanıcılara yönelik çözümlerinizi duymak isterim. Bilgi ve bilgilendirilme eksikliğinden kaynaklanan hataları ve bunların bisiklet SPORUNUN önünde ne denli engel oluşturdukları hususunu, Atalay Bey tarafından güzelce detaylandırmış. Kendisine teşekkür ederim.

Beni ilgilendiren kısmı, tabii ki öncelikle kullanıcılarla ilgili olan kısımdır. Bisikletli vatandaşı ikinci ve hatta üçüncü sınıfı vatandaş sayan kurumlardan başlayalım. Tepeden tırnağa kadrolaşmış, istediği gibi at koşturan kurumlar var. Bunlar için çözümünüz nedir? İlk olarak ne yapalım? Buyrun, sizi dinliyorum.
 
Ne sehirlerimiz ne de zihniyetimiz spora musait maalesef. Spor icin en verimli caglarinda bir sinav ile yuzlesmekte olan binlerce gencimiz ve sinav sonrasi hasbelkader okuduklari okuldan cikip issizlikle yuzlesen yine onlar. Ne kadar aci ki gozler onunde bu kadar buyuk bir sorun varken hala takim tutar gibi siyasi parti tutan yuzbinler.

Su cumhurbaskanligi turunu dinlerken bile trt spikerinin spordan cok dagdan tastan bahsetmesi cok acik gosteriyor bilgisizligimizi. Arkadas sanki Turkiye de bisiklet izleyenlerin hepsi profesyonel bisikletci. Etap nedir, takimlar nasil olusur, hangi biricilikler aliniyor bir turda bunlari anlat. Cevremdekilere anlatmaktan gina geldi. Yine de umudumuzu kaybetmeyelim. Biliyoruz ki bisiklet uzerinde kendini ruzgara birakmanin keyfi hicbirsey ile degistirilemez ve bu guzel duygular elbet bir gun galip gelecektir.
 
@Semih Aydınlıoğlu
Semih bey, son mesajım aslında sporculardan ziyade kullanıcılarla ilgili!
Şunu söyleyebiliriz, sporcuların işleri kullanıcılara göre biraz daha kolay. Özellikle de yerel ve merkezi yönetimler karşısında muhatap oldukları bir federasyonları var.
Ülkemizde henüz kullanıcı federasyonları yok, çünkü, federasyona üye olacak kullanıcı birlikleri, dernekleri, kulüpleri yok!
Kullanıcılar öncelikle bu türden organizasyonları kurup, var olanlara katılarak bir başlangıç yapabilirler. Amaç:
- Bisiklet kullanıcısının yasal haklarını oluşturmak ve yaşama geçmesini sağlamak,
- Bisiklet kullanıcısın özellikle üretici, satıcı ve servisler olmak üzere, otomotiv ve motorsporları dahil diğer endüstrilere karşı çıkarlarını sağlamak, sürdürmek, artırmak,
- Bisiklet sürücüsünün güvenliğini sağlamak ve artırmaya yönelik kararlar alınmasını, uygulanmasını sağlamak.
Size en yakın bisiklet ya da bisikleti de içeren doğa sporları organizasyonlarına katılım ile başlayabilirsiniz.
 
@Atalay Mete

Aktif olarak bir derneğin üyesiyim ben zaten, aidat ödüyorum. Bakın ben size genel bir soru sordum, siz bana bir cümle ile cevap verdiniz. Doyurucu bir cevap bekliyorum. Bisiklet kullanıcılarının trafikteki haklarının düzenlenmesi, trafik kanununda gerekli değişikliklerin yapılması, benim dernek üyeliğimle gerçekleşecek şeyler değil, misal.

Ben burada zihniyeti eleştiriyorum, siz bana sıradan prosedürleri, farklı cümlelerle tekrar yazıyorsunuz.

Son olarak; cümlelerinizin sonuna koyduğunuz ünlem işaretleri, epeyce rahatsızlık veriyor. Kasten yapıyorsanız yapmamanızı, kasten yapmıyorsanız da dikkatli olmanızı rica edeceğim.
 
Şimdi Öncelikle yazınızdan tam olarak birşey anlayabilmiş değilim. Kendinizi malesef ifade edememişsiniz. '' Anladığım kadarıyla '' Türkiye malesef bisiklet konusunda yeni yeni tam anlamıyla atılımlar yapıyor. Bunlar zaman içinde oturacaktır. Şu avrupa ile Türkiye yi kıyaslamayı kestiğimiz zaman belki bir şeyler olacaktır. Her ülkede sistemler zaman içinde oturur. Fransa bisiklet turu 100 yılı aştı peki adamlar yüz yıldır aynı mı değiller. Onlarda sorun yaşadılar.Mesela size bir örnek verim; bisiklet yarışlarını izlerken hiçbir tur da Türkiye de ki kadar interaktif bir ekran yok. Nasıl yani? Örneğin bir bisikletçi bir atak yaptığında Türkiye de anında kimin atak yaptığı ekrana yansırken, giro da yada başka bir yarışta eurosport izleyicileri iyi bilir bazen iki üç dakka kimin atak yaptığını göremiyorsunuz,ekrana yansımıyor, aradaki fark yazmıyor. Ana grup ile kaçanların fark ı birçok zaman yanlış hesaplanıyor.... vs. vs.Yine çok şükür Federasyon birşeyler yapma çabası içindebiisklet yarışları oluyor milyonlarca lira masraf yapılıyor ama bazı kötü noktalar yüzünden bütün organizasyonu yerlerden yerlere vurmuşsunuz, maymunlar muz lar havada uçuşuyor. Eğer Türkiye yi beğenmiyorsanız size birkaç istatistik yazim. Vereceğim bilgiler ''uluslararası anket ve araştırma '' kurumlarının raporudur.
Dünyanın en çok tehlikeli trafikleri sıralamasında Türkiye ; Almanya ,fransa, abd, ingiltere ,bulgaristan, ukrayna gibi birçok büyük devletlerini geride bırakıp nispeten güvenli olan sıralamada yerini buldu. Türkiye de haberlerde sürekli trafik kazası haberi verme kültürü olduğu için insanımız ülkemizde kazaların çok ölümcül olduğunu düşünüyor, zira avrupa da böyle haberleri çok sık göremezsiniz. En çok bisikletli ve yaya ölümü kazasında ingiltere dünya sıralamasında liderliğe oynuyor ve en '' güvensiz'' bisiklet ve yaya şehri londra. Geçtğimiz yıl yüzlerde ingiliz yaya ve bisiklet yollarında hayatını kaybetti. Hani derler ya '' - ya kardeş avrupa da ayağını yaya yoluna koy hemen dururlar '' yalanı böylece uluslar arası istatistikler ile '' bir kez daha '' yalanlanmış oldu. Avrupa da en çok ölümlü kaza sıralamasında Ukrayna birinci sırada onu yıllık 1009 ölüm ile almanya 960 ölüm ile ingiltere 852 ölüm ile fransa,817 ölüm ile abd takip etti. Türkiye ise 500 ölüm ile birçok devlete adeta fark attı. Bundan sonra avrupa da tatil de giderken Türkiye de olduğundan daha dikkatli karşıdan karşıya geçersiniz... Yarış organizasyonlarında Türkiye nin ilerleyen yıllarda daha iyi olacağını ümit ediyorum . Ayrıca '' tur dı törkiy '' kelimesi hiç hoş olmamış , böyle aşağılayıcı bir ifade nin başlık olması ayrı bir ironi zaten. Herkese iyi pedallar.
 
Cumhurbaşkanlığı turu 2 yıllık bir tur değil. Yarım asırlık bir tur. 50. yılı düzenleniyor. Daha kaç sene koşulması lazım ki? Birşeyler artık otursun?

Kullanıcılar ilk öncek endi arasında yarışlar düzenleyecek sonra kulüb olunacak sonra federasyon diyorsunuz? MTB, yol programları, b,s,klet federasyonu , kulüpler muz cumhuriyetinin mi? Benim baya kafam karıştı bu işe.

Kesin bir şey var. Spor federasyonları işi bilmeyen sadece koltuk için oradalar ve bu iş için bir halt yapmayan kişiler.

Bu yıl ki federasyonun düzenlediği orgaize ettiği Mersin yol yarışından kareler.

http://i0.wp.com/www.cyclingtr.com/wp-content/uploads/2014/02/IMG_6245.jpg

http://i0.wp.com/www.cyclingtr.com/wp-content/uploads/2014/02/IMG_6117.jpg

Bir çok federasyon aynı sorunlar var. ederasyon başkanı kayıp programlar yapılamıyor. 7-8 ay kimse görmemiş. İşi bilenler federasyonu elinde tutup yem etmemeye çalışınca sonuç federasyonu işlevsiz hale getirmek. Gelişmekte olan sporlar altına almak. Bkz. Hava sporları, Türkiye dijital oyunlar federasyonu. Çaba diyorsunuz da. Çabalayan sporcuların engellenmesi ile ilgili rezaletliklerini biliyormusunuz?

Olayın öncesi

Ankara Büyükşehir Belediyesi Kulübü Tekvando Genel Koordinatörü Mustafa Gürsoy, Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin ile Milli Takımlar Başantrenörü Ali Şahin'in kendisinden para istediklerini iddia ederek bir basın toplantısı düzenlemişti. Bu gelişmelerden sonra tüm sporcular, Spor Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu'na dilekçelerle müracaat ederek şikayetlerini dile getirdi. Bugün verilen dilekçelerde ise taciz iddiaları da yer aldı. Özellikle bayan antrenörler ve idareciler arasında olduğu iddia edilen "taciz" dilekçeleri bugün teftiş kuruluna verildi.

Federasyon'dan şok talep: Oyuncularıma vize vermeyin


Ankara Büyükşehir Belediyespor Tekvando Kulübü sporcuları ve antrenörünün, 15-16 Mart tarihlerinde Hollanda'da yapılan uluslararası olimpiyatlara puan toplama maçlarına gitmek için Yunanistan Büyükelçiliğinden vize istedikleri ama reddedildikleri ortaya çıktı.

Türkiye Tekvando Federasyonu ile Ankara Büyükşehir Belediyespor Tekvando Kulübü antrenörü arasında yaşanan ve yargıya taşınan ''rüşvet iddiası" nedeniyle, milli takım kadrosuna alınmayan kulübün 3 sporcusu ve antrenörü, bireysel olarak katılmak istedikleri turnuva öncesi yaşadıkları olayların inanılmaz boyutta olduğu ortaya çıktı.

Adının açıklanmasını istemeyen turizm firması yetkililerinin iddiasına göre, Ankara Büyükşehir Belediyespor Tekvando Kulübü sporcuları Gökhan Coşar, Yaprak Eriş, Sedanur Yumruçalı ve antrenörü Mustafa Gürsoy'un millilik belgeleriyle vize almak için turizm firması aracılığı ile Yunanistan Büyükelçiliğine müracaat ettiler. Ancak teminat isteyen büyükelçilik yetkililerinin, bilgi almak için Türkiye Tekvando Federasyonu'nu aradığı ve skandal bir cevap aldığı iddia edildi. Büyükelçilikte çalışan Elsa adındaki görevli, vize isteğinin reddedildiğini turizm firmasına bildirirken, Tekvando Federasyonu'ndan bir yetkilinin kendisini arayarak şunları söylediğini ifade etti: "Bizim böyle sporcularımız ve antrenörümüz yoktur. Onları yurt dışına kaçıracaklar. Onlar bizim kara listemizde ve bir yıl cezalılar."

Firma yetkilileri bu gelişme üzerine Hollanda konsolosluğuna giderek milli sporculara vize alabildi. Ancak burada da antrenör Mustafa Gürsoy'a vize verilmedi. Sporculara vize alan firma yetkilisi şunları söyledi:

"Konsolosluk, benim kefil olmam halinde sadece sporculara vize vereceklerini söyledi. Ancak antrenör Mustafa Gürsoy'a vize verilmeyeceği söylendi. Sporcularla Hollanda'daki turnuvaya gittik, ancak asıl skandalları orada yaşadık. Gökhan Coşar, Yaprak Eriş, Sedanur Yumruçalı adlı sporcuları Önce Frankfurt'a, oradan da Hollanda'ya araba ile götürdüm. Maçlar için salona geldiğimizde ilk tartıları kaçırdık ve sporcular kendi kilolarında yarışamadı. Üst kilolara girebilmek için fazlaca yemek yiyerek kendi kilolarından daha üst kilolarda maça çıkmak zorunda kaldılar. Kural gereği maçlarda kenar yönetiminde antrenör olmadığı takdirde sporcu maça çıkamıyor. Kulüp antrenörü Mustafa Gürsoy Hollanda'ya gelemediği için sporcular antrenörsüz kaldı. Bu nedenle orada bulunan Türk Milli Takım antrenörlerinden yardım istedik, ama etmediler. Azerbaycan Milli Takımı'ndan yardım istedik. Ancak Türk Milli Takım antrenörleri araya girerek buna da izin vermedi. Ben de İsrail ve Romanya milli takımlarından yardım istedim. Onlar da seve seve kabul ettiler antrenörlerinin sporcularımızın maçlarına çıkmasını. Uluslararası sıkıntı olmaması için iki ülke milli takım antrenörlerine teşekkür ettim ve Mısırlı antrenörlere gittim. Onlar da kabul ettiler ve 3 sporcumuzun maçlarına Mısır Milli Takım antrenörü çıktı. Sporcumuz Seda ilk maçından sonra rahatsızlandı. Milli takımımızın doktoruna gittim. O da Seda'ya bakmadı ve tekrar Mısır Milli Takım doktoruna giderek yardım istedim ve bize yardımcı oldu. Yaşanan durum orada tüm ülkelerin dikkatini çekti ve çok üzüldüler. Sporcularımız mindere çıktığında "Türkiye" diye anons edildi. Organizasyon yetkilileri hiçbir sorun çıkarmayarak milli sporcularımıza her türlü desteği verdi. Türkiye Tekvando Federasyonu yetkililerinin Türkiye'den başlayan ve Hollanda'da son bulan davranışlarına inanamıyorum" dedi.

Öte yandan adının açıklanmasını istemeyen firma yetkilileri, bu durumla ilgili Spor Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu'nun savunma veya bilgi istediği takdirde konunun tüm detayını anlatacağını, Yunanistan Büyükelçiliğinde yaşanan olayla ilgili elçilik yetkililerinden neden vize verilmediği bilgisinin alınabileceğini ifade etti.


FEderasyon başkanı kayıplarda olan spor dalları, rüşvet isteyip sonra mahkemelik olunca milli sporcuları engelleyen federasyonlar, devletin para ile gönül eğlendiren federasyon başkanları, bir şeyler yapmak isteyen bilmeyenlerin eline düşürmeyip bir şeyler yapmak isteyenler federasyonları kapatmak. Asıl sorunlar bunlar. Bunları aştıktan sonra bir şeyler olmaya başlayacak. Bisiklet sporundan tut bir çok spor dalı TÜrkiye de çok eski. Daha zaman diyorsunuz da daha ne kadar zaman geçecek?

(link)

(link)
 
Semih bey, her şeyden önce bu başlık sportif bir olay için açılmış bir başlık. İki arkadaşım konuyu kullanıcılara getirdikleri için iki ayrı federasyon yapılanmasını hatırlatmak, bilmeyenler varsa da bilgilendirmek istedim.
Bisiklet kullanıcıları sorunlarının çözümü için hiç kimsenin sihirli bir formülü olduğunu zannetmiyorum. Sadece gözlemlerimi, bildiklerimi paylaşmak istedim. Sözünü ettiğiniz, bisiklet kullanııcısını ikinci, üçüncü sınıf gören kurumları bilmiyorum. Benim bildiğim, gerek merkezi, gerek yerel yönetim kurumlarının öncelik listelerinde bisiklet kullanıcıları henüz yok. Onuncu sırada bile değiliz. Öncelik kazanmak için örgütlenmek dışında benim bikdiğim başka bir yöntem yok.
 
Turan Babacan, gözlemlerinizin ve burada ifade ettiklerinizin çok doğru, isyanınızda haklısınız. İzmir den olduğunuzu gördüm. Bir kaç yıl önce, motosiklet federasyonu asbaşkanı olan zat bir İzmir li kulübün festival standını tekmeleyip motsikletlerine zarar vermişti. Mahkeme o zatı ömür boyu men etti ama daha sonra bu zatın asbaşkanı olduğu federasyon başkanı gene seçildi ve bu kulüp te kendisine destek verdi.
Söylemek istediğim, sorunu bireysel olarak algılayıp sorunları bireyler üzerinden çözmeye uğraşmak genel ve kalıcı sonuç vermiyor.
Federasyonların tamamı, mevcut merkezi yönetim tarafından, kar getiren, rant elde etmeye yönelik işletmelere dönüştürülmek üzere yönetimleri yeniden yapılandırıldılar. Motosiklet federasyonu örneğini vermiştim. 20 bin liralık gerçek bütçesi olan, memurlarının maaşlarını aksatan federasyon milyon milyon dolarlık tahsisli bütçeler için paravan olarak kullanıldı. Bu yıl da ulusal yarışmaların hemen tamamı yurt dışında yapılıyor!
Spora ve federasyonlara kar eden, rant getiren işletmeler olarak bakmayan siyasi bir yapının iktidara gelmesi için uğraş vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunu bireysel olarak yapmak anlamsız. Ancak güçlü iseniz sözünüz dinleniyor. Örgütlü olmak, kulüpler birliği kurmak, federadyonları sportif öncelikli yönetimlere kavuşturmak gerekiyor.
Evet, zor. Ama başka yöntem var mı!
 
@Alper Gencan


Bu konulara bu kadar alinmanizi anliyorum. Yalniz bu kiyaslari yaparken biraz gercekci olmak lazim. Londra' nin bisiklet kazalari konusunda cok kötü oldugunu söylerken, sanki Istanbul' da okadar cok bisikletci olsa bu kadar kaza olmazdi der gibi bir anlam cikariyorum. Motorlu tasit sürücülerinin bisikletlilere trafik disi bir seymis, yer yer insan degilmis gibi davrandigi bir ülkenin bisikletcisi olarak bu sekilde algilamaniz cok ilginc.
Avrupa ile kiyaslama konusunda da cok kati bir yorum yapmissiniz. Bir yerlerle kiyaslamk lazim ki bir manasi olsun. " Ben iyi bir insanim" demek yetmez. Neye göre iyi oldugunuzu belirtmeniz gerekir.
 
  • Beğen
Tepkiler: Atalay Mete
Sevgili İhtiyar acı konuşmuş ama doğru söylemiş. Bir istisna Hollanda. En çok bisiklet kullanılan ülke olduğu halde en az ölümlü yaralanmalı kaza oluyor orada .
Bir proje için ölümlü yaralanmalı motosiklet kazalarda kask kullanımının yerini arştırmak üzere veri aradık. Ne hastane acil servis formlarında ne trafik kaza yeri tutanaklarında kaska ait işaretleyeceğimiz bir madde yok. Sonra merak ettik,otomobil kazaları için emniyet kemerlerine baktık. O da yok!
Bizde iki türlü trafik kazası vardır, "araç içi ve araç dışı" başka tanımlama kayıtlarda yok. O nedenle elmalarla armutlar karşılaştırılmış oluyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: ihtiyar
Atalay bey galiba Süleman Memnun efendiden bahsediyorsunuz.

Bahsettiğiniz olayda , Makamı ve koltuğu ele geçirince , en büyük ticari rakibi olan KTM'nin çadırını basma olayı olmalı.

Yazmak istemiyordum ama yazmasamda olmaz. Lisanslı okçuyum. İstanbul - Kulaksız okçu tekkesi açıldığında oldukça sevinmiştim. Ancak evet ne yazık ki , ancak bu tekke okçu yetiştirmek için falan açılmamış. Ortada bir tesis var olmasına da ilginç birde vakıf yönetimi var. ( Oğul erdoğan , oğul topbaş ve oğul Gökçek ve oğul vs vs )

Önce okçu tekkesi sonra Taksimdeki Topçu kışlası . Yani güya tarihi değerler yeniden günışığına çıkartılıyor. Tarih canlandırılıyor.. ( topçu kışlası neden kapatılmış araştırırsanız görürsünüz )

Topçu kışlasını evveliyatı okçu tekkesi açılır ki , tarihi yeniden canlandırıyoruz ayağına yapılan tezgaha yani taksimdeki topçu kışlasına fazla tepki gelmesin.

Uzatmakta istemiyorum. Spor ve sporcuyu düşünen yok. Spordan rant sağlamak isteyen kaptığı koltukta , aldığı koltukta , yetkilerinin fazlasınıda zorlayarak , yapabildiği kadar sömürüye başlıyor. Kimse sporcunun yetişme şartlarını iyileştirme gitmediği gibi , antrenör adı altında , eş , dost , yandaş , partizan vs vs kuırumlara dolduruluyor. Kırkpınar pehlivanları dahi doping yapıyorsa, hangi spordan hangi sporcu ahlakından bahsediyoruz ki ?
 
Evet, nerede bir organizasyon varsa orada organizasyonu paraya, ranta dönüştürmek üzere siyasetçiler ve uzantıları var.
Yalnız bu durum, ne yazık ki kulüplerin yöneticikeri ve sporcularına bir parmak bal çalınarak kabul ettirilebiliyor.
Bu başlıkta her şeyi devletten bekleyen, ya da beklentilerinin karşılanmadığından yakınan arkadaşlarım, işte bu bir parmak bala tav olma potansiyeline sahip olabilirler endişesi ile konuyu uzattım.
Enseyi karartmayalım. Toplumlar er ya da geç ilerlerler. Biz üzerimize düşeni yapalım derim.
 
Geri