Scudo Sports

Okuyun derim, pişman olmazsınız...

Şeref Tuzcu

Daimi Üye
Kayıt
13 Ocak 2010
Mesaj
270
Tepki
2.184
Yaş
59
Şehir
Bursa
İsim
Şeref Tuzcu
Başlangıç
1994—95
Bisiklet
Cannondale
Bisiklet türü
Cyclocross
(link)

AKLINIZIN ARASINA BİR ŞEYLER KAÇIYOR MU?
21 Temmuz 2018 Cumartesi

(link)
BİSİKLET, BİR ARZU MAKİNESİ
Belki de türümüzün nadir ortak zevklerinden biri, çocukluk hayali bisiklet hepimiz için. Tesadüf mü? Sanmıyorum.

Deleuze, arzu makinelerini birbirine eklenmiş parçalarla anlatıyor: Meme,ağız, bok. Ayak, pedal, çark, zincir, arka teker, ön teker. Pedalı çeviren ayak, ayağı iten bacak,bacağı kullanan kalça ve kollar, baş ve sırt. Bir pedala basmanın ve tekrar basmanın gerekliliği, kişiyi arzu jeneratörüne çevirir, çift yönlü bir enerji akışı başlatır, makine tamamlanır, çalışma yönü hem sürücüye hem bisiklete doğru çift yönlü olarak akar.

Bir pedala basmak, varlığı etkilemektir.

Ve tabii iki yanımızdan bize doğru gelen ölüm gibidir boşluk. Her an bir yana devrilmenin riski nedeniyle güler yüzler. Henüz düşülmemiştir. Flört devam etmektedir. . Yetişkinin bisiklete bindiğinde hissettiği de bu flört sevincidir. Garantiye alınmış bir ömrün inşasını zorlayan toplumsal zihniyetin içinde düşecekmiş gibi olan sürücünün hiç düşmeyecekmiş gibi hızlanışı. Kaygının eğlenceye dönüştürüldüğü anlar...

Selenin desteklediği erojen bölge nedeniyle, makinenin fallik bir nesne olarak bacak arasına alınması, tam da bu yakınlık kullanılarak denge merkezinin buradan yönetilmesi de sürüşün sevincini arttırır.

Saçları dağıtan hava akımı, kuş-insana dönüşme hissini sağlar ve ileri doğru uzatılmış kollar makineyle yapılan sözleşmenin jestidir. "Karşılıklı teslimiyet bizi uçuruyor"

Kaldırımda, yolda, bisikletli kişi hep yabancıdır. Bu yabancılık çoğunlukla merhametle karşılanır,yol verilir. İki otomobil arasındaki yol kapma çabası bisiklette nezakete dönüşür. Artık yeni bir makine daha eklenmiştir: Ötekinin izni ve şefkati. Bir insanın özenle çekilerek oluşturduğu boşluktan geçmenin zevki bedene ulaşır, tebessüm olur. Farkedilen kişi, görülen kişi, anlaşılan kişi, güven verilen kişi olarak basılır pedala.

Ötekiyle 1-2 saniyeliğine karşılaşılmış ama bu heba edilmemiştir, var olunmuştur, var sayılmıştır.

Demek ki belli bir arzu zemininde, bir kaygı, haz, emek ,özgürlük birikiminde, daha çok görebiliriz evreni, daha çok gülebiliriz dengeyi sağlarken, bir makineyi tamamlayıp yeni bir sevinç eklemi yaratabiliriz. Bu durumda düşüşlerimize daha az öfkelenir, yerden daha çabuk kalkabiliriz.

El-kalem-kağıt makinelerini terkettik, kalça-bacak-ayak-pedal makinelerini hor gördük.Yorulmadan basılan gaz pedalları ile insanlar, harcadığı enerjiden fazla beygir gücünü kullanırken, hak etmediğini alan herkes gibi suçlulukla dolup, mahcubiyetini öfkeyle bastırmaya çalıştı. Önceden belirlenmiş genel kurallara başkasının uyup uymadığının takibini yaparak unutulan bu mahcubiyet, görmeyi, gülmeyi, beklemeyi unutturdu.

Bisiklet değil meselemiz, onun yarattığı yaşam sevincinin kimi korkuttuğudur. Parklar,bahçeler değil meselemiz, çimleri avucunun içinde hisseden insanın tebessümünün, kimi korkuttuğudur. Yol vermek değil meselemiz, trafik lambalarının gereksiz olduğu bir yerde üst kurumların nasıl var olacağıdır.

Doğa, milyonlarca yıl pedal çevirir, insan hayvanını bu yazıyı ekranlara düşürebilir hale getirir.

Oysa insan gaza basar ve bir bahar akşamı kederli bir telaş içinde karşılaştığı yayaya basar kornayı.

Korkuyu gören vardır elbet ama kederi gören kimse yoktur artık.

(link)zaman: (link)

(link)
 
Scudo
@Şeref Tuzcu Tutamadığım bir tebessümle okudum; şu zarif makineye aşık olmak elde değil hakikaten. Yarın büyük bir zevkle bineceğim inşallah.
Başta Freud Baba' ya sonra Sadün beye selam olsun. :)
 
Geri