"Peki Dostoyevski nedir?
Dostoyevski, gerçeğin duvarının henüz görmediğimiz öte yanıdır.
O, kendimize inen merdivenlerin başındaki kapıya ördüğümüz duvarın arkasında kalan kendimizdir.
O, içinde yaşadığımız yüzyıla sığmayan, iç dünyamızdaki çamurun içinde parıldayan bir parça ışıktır.
Dostoyevski, içimizde durmadan gerçekleri söyleyen ve bir türlü duymak istemediğimiz vicdanımızın Raskolnikov’udur.
O, boğulmuş, kıyıda köşede kalıp unutulmuş düşlerimizdir."
(link)
Ezilenler, Dostoyevski
"Özgür iradeye olan sevgimize sahte bir bağlılık göstersek de, ilk fırsatta bizi kurtarsın diye belirlenimciliğe sarılırız.
Deliliği ya da sorumlu tutulmamayı savunmasında kullanan her suçlunun istediği budur. Kendisine sadık kalmayan eşini öldürdükten sonra, savunmasında geçici delilik ya da anlaşılabilir öfke tezlerini savunan her kıskanç eş bunu ister. Aynısını, günahını haklı çıkarmak isteyen aldatan eş de ister. Hissedarların önünde dolandırıcılıkla suçlanan her iş adamı, mazeret olarak Alzheimer hastalığını kullanırken bunu ummaktadır. Kendisine yaramazlığı arkadaşının yaptırdığını söylerken, aslında oyun bahçesindeki çocuk da bunun peşindedir. Terapistin cılız önerisine istekle sarılıp o anki mutsuzluğumuz için ebeveynlerimizi suçlarken, hepimiz bunu istiyoruz. Bir bölgedeki yüksek suç oranının sorumlusu olarak sosyal şartları gösteren her politikacının yaptığı budur. Tüketicilerin menfaatleri doğrultusunda hareket ettiğini ileri süren her ekonomist bunu yapar. Biyografi yazarı, karakterinin, deneyimlerinden nasıl etkilendiğini açıklamaya çalışırken bu yola sapmaktadır. Burçlara danışan herkes bunu yapar.
Her durumda belirlenimcilik istekle, mutlulukla ve takdirle kucaklanır. Özgür iradeyi sevmenin ötesinde, sanki her fırsatta bundan vazgeçmeye hazır bir tür gibiyiz."
Genom, Matt Ridley.