Neden dağ bisikleti alıp şehirde kullanıyoruz?

monder33 demiş ki:

...
Bence siz altınızdaki bisiklete güvenip kendinizden bu kadar emin olmayın.

Hepsini görüntüle...

...Strava kayıtları yükleniyor...

Spartiat demiş ki:

...Strava kayıtları yükleniyor...

Hepsini görüntüle...

Stravadan çok daha canlılarımız var.

monder33 demiş ki:

Stravadan çok daha canlılarımız var.

Hepsini görüntüle...

29:41 izleyecek durumum yok şu anda ama az çok hafızam var, gördüğüm sayıları hatırlayabiliyorum; forumda da az çok zaman geçirdim, kimin ne yapabileceğini biliyorum. Bilmediğimde ya da yenebileceğimden emin olmadığımda

monder33 demiş ki:

...Bence siz altınızdaki bisiklete güvenip kendinizden bu kadar emin olmayın.

Hepsini görüntüle...

gibi cümleler kurmam. Daha önce benzer bir konuda şöyle yazmıştım:

Spartiat demiş ki:

Benim de 2004 Citroen C3 ile sıkışık trafikte Ferrari, Lamborghini v.b. geçtiğim oluyor. Bisikletle zaten geçiyorum.

Hepsini görüntüle...

Aynısı burada da geçerli.

Yol bisikletli birini geçtiğinizde bu tüm yol bisikletlerini her zaman geçebileceğiniz anlamına gelmiyor.

Spartiat demiş ki:

gibi cümleler kurmam. Daha önce benzer bir konuda şöyle yazmıştım:



Aynısı burada da geçerli.

Yol bisikletli birini geçtiğinizde bu tüm yol bisikletlerini her zaman geçebileceğiniz anlamına gelmiyor.

Hepsini görüntüle...

Yazılanları çok iyi okumuş biri olmanızdan dolayı size bu konu da başarılar diliyorum.

monder33 demiş ki:

Geçen seneye kadar bende de düz tekerli MTB vardı. Geçen sene işlerim uygun gidince, elden çıkartıp Carraro 022 Yol ve Mosso Marine S21 katlanır aldım.

MTB'yi elden çıkartmadan önce MTB ile Barbaros Bulvarı çıkışında Yol Bisikletini geçmiştim.

Geçende de Mosso ile Unkapanı çıkışında 3 kişilik yol grubunu geçtim.

Bence siz altınızdaki bisiklete güvenip kendinizden bu kadar emin olmayın.

Hepsini görüntüle...

"Geçmek" kelimesi aslında saçma. İzaafi bir kelime.

Şöyle bir örnek vereyim.

Geçenlerde 55km lik bir tur attım. Kadıköyden çıktım, altunizade - Beylerbeyi - çengelköy - Beykoz sonra dönüşte kavacık tırmanıp ordan Çavuşbaşı üzerinden hekimbaşı, Ümraniye, çamlıca ve göztepe olarak bitirdiğim tur sırasında, Çavuşbaşı civarında çok ama çok uzun bir tırmanışa girdiğim esnada, durup dinlenmek ile devam etmek arasında kaldığım bir sırada oralı bir genç market bisikleti ile geldi yanımdan geçti ve biraz sonra bir sokağa saptı gitti.

MARKET BİSİKLETLİ GENÇ 2.000 DOLARLIK ENDUROYA BİNEN BİSİKLETÇİYİ GEÇTİ.

mi oldu yani şimdi 😂😂😂

Ben gelmişim 45 km in çık in çık in çık, uzun rampaya yaslanmışım rampa bitene kadar durmayalım da sakata gelmeden evimize gidelim derdindeyim. Yanımdan geçen herhangi bir bisikletli "vay beni geçiyor eyvaaaaah" deyip asılmak zorunda mıyım? Ya da mıydım? Tabi ki hayır.

Bazen bisikletle birisini gözünüze kestirip yanından yakalayıp geçersiniz ama o kişinin umurunda dahi olmayabilirsiniz. O yüzden diyorum "geçmek" kelimesi anlamsız.

Bir şartla,

Derseniz ki gel arkadaş a noktasından b noktasına yarış yapıyoruz 1.2.3. Başla. O zaman iş değişir.

Neden mi?

1- yolda giderken birisi ile yanyana gelir basarsın adamı geçersin adam der ben yarışmadım hayrola.
2- aynı adam Bi hallenir ama ümidi yoktur, baktı ki biraz bassa koparacak basar der ki geçtim. Bu sefer diğeri ben yarışmadım ki diyebilir.


Bence bu tür onu geçtim bunu geçtim ya da o geçti bu geçti gibi konular gerçekten yarış konu ediliyorsa yapılmalı.

Bir de şu var tabi, geçen başıma gelen olay, yol bisikleti ile giderken benden yaşça büyük bir abi geçti yanımdan ve adamı yakalayamadım. Geçmek değil, yetişemedim bile.

Bu ve benzeri beyanlara inanırım çünkü adam muhtemelen benim onu kovaladığımın bile farkında değil. Yarışmasına bile gerek yok çünkü normal temposuna bile yetişemedim. Daha ne olsun 😁😁😁

Kendine güvenen mtb li arkadaşlar/abiler grandfondo lara katılsın diğer türlüsü boşa kürek çekmek gibi

Burak Uğurlu demiş ki:

"Geçmek" kelimesi aslında saçma. İzaafi bir kelime.

Şöyle bir örnek vereyim.

Geçenlerde 55km lik bir tur attım. Kadıköyden çıktım, altunizade - Beylerbeyi - çengelköy - Beykoz sonra dönüşte kavacık tırmanıp ordan Çavuşbaşı üzerinden hekimbaşı, Ümraniye, çamlıca ve göztepe olarak bitirdiğim tur sırasında, Çavuşbaşı civarında çok ama çok uzun bir tırmanışa girdiğim esnada, durup dinlenmek ile devam etmek arasında kaldığım bir sırada oralı bir genç market bisikleti ile geldi yanımdan geçti ve biraz sonra bir sokağa saptı gitti.

MARKET BİSİKLETLİ GENÇ 2.000 DOLARLIK ENDUROYA BİNEN BİSİKLETÇİYİ GEÇTİ.

mi oldu yani şimdi 😂😂😂

Ben gelmişim 45 km in çık in çık in çık, uzun rampaya yaslanmışım rampa bitene kadar durmayalım da sakata gelmeden evimize gidelim derdindeyim. Yanımdan geçen herhangi bir bisikletli "vay beni geçiyor eyvaaaaah" deyip asılmak zorunda mıyım? Ya da mıydım? Tabi ki hayır.

Bazen bisikletle birisini gözünüze kestirip yanından yakalayıp geçersiniz ama o kişinin umurunda dahi olmayabilirsiniz. O yüzden diyorum "geçmek" kelimesi anlamsız.

Bir şartla,

Derseniz ki gel arkadaş a noktasından b noktasına yarış yapıyoruz 1.2.3. Başla. O zaman iş değişir.

Neden mi?

1- yolda giderken birisi ile yanyana gelir basarsın adamı geçersin adam der ben yarışmadım hayrola.
2- aynı adam Bi hallenir ama ümidi yoktur, baktı ki biraz bassa koparacak basar der ki geçtim. Bu sefer diğeri ben yarışmadım ki diyebilir.


Bence bu tür onu geçtim bunu geçtim ya da o geçti bu geçti gibi konular gerçekten yarış konu ediliyorsa yapılmalı.

Bir de şu var tabi, geçen başıma gelen olay, yol bisikleti ile giderken benden yaşça büyük bir abi geçti yanımdan ve adamı yakalayamadım. Geçmek değil, yetişemedim bile.

Bu ve benzeri beyanlara inanırım çünkü adam muhtemelen benim onu kovaladığımın bile farkında değil. Yarışmasına bile gerek yok çünkü normal temposuna bile yetişemedim. Daha ne olsun 😁😁😁

Hepsini görüntüle...

Size katılıyorum çünkü yazdığınız çoğu şey benim başımdan da geçti.
Örneğin; Kaslarım ısınmadan asla pedala abanmam, sahil yolu benim için ısınma yoludur. Sahil yolundan 20-25km/h ile gider iken mtb ci gençler oluyor, bir yerlerini zorlayıp beni geçmeye çalışıyorlar eşek gibi terleyip beni geçtikten sonra bakıyorum yorulup hızlarını düşürüyorlar. Bilmiyorum insanlar neden böyle kendi kendilerine mücadele içine giriyorlar. Bugün başıma gelen olay daha komik 70-75 yaşlarında bir amca mtb ile bana fark atmak için kendini parçaladı sonra ise yorulup kenara çekti. Oto yola çıkmadan kesinlikle hız yapmam çünkü sahil yolu çok tehlikeli hız yapmak için ve zaten altımda hybrid bir bisiklet var ne kadar hız yapılabilir ki, taş çatlasa 30-35km ile gidiyorum otoyolda kafadan rüzgar yemez isem eğer.

Kendi egolarını tatmin etmek için ümitsiz bir şekilde yarışa giriyorlar bazı insanlar.

• Şaşırıyorum birbiriyle yarış edene, madalyamı veriyorlar hızlı gidene.
• İlkesi Hız Olanın, Ömrü Az Olur.
• Bazıları Hızı Seçer, Siz Yaşamayı Seçin.
• Geç kaldı desinler, geçmiş olsun demesinler.

Gider de gider.....

Burak Uğurlu demiş ki:

"Geçmek" kelimesi aslında saçma. İzaafi bir kelime.

Şöyle bir örnek vereyim.

Geçenlerde 55km lik bir tur attım. Kadıköyden çıktım, altunizade - Beylerbeyi - çengelköy - Beykoz sonra dönüşte kavacık tırmanıp ordan Çavuşbaşı üzerinden hekimbaşı, Ümraniye, çamlıca ve göztepe olarak bitirdiğim tur sırasında, Çavuşbaşı civarında çok ama çok uzun bir tırmanışa girdiğim esnada, durup dinlenmek ile devam etmek arasında kaldığım bir sırada oralı bir genç market bisikleti ile geldi yanımdan geçti ve biraz sonra bir sokağa saptı gitti.

MARKET BİSİKLETLİ GENÇ 2.000 DOLARLIK ENDUROYA BİNEN BİSİKLETÇİYİ GEÇTİ.

mi oldu yani şimdi 😂😂😂

Ben gelmişim 45 km in çık in çık in çık, uzun rampaya yaslanmışım rampa bitene kadar durmayalım da sakata gelmeden evimize gidelim derdindeyim. Yanımdan geçen herhangi bir bisikletli "vay beni geçiyor eyvaaaaah" deyip asılmak zorunda mıyım? Ya da mıydım? Tabi ki hayır.

Bazen bisikletle birisini gözünüze kestirip yanından yakalayıp geçersiniz ama o kişinin umurunda dahi olmayabilirsiniz. O yüzden diyorum "geçmek" kelimesi anlamsız.

Bir şartla,

Derseniz ki gel arkadaş a noktasından b noktasına yarış yapıyoruz 1.2.3. Başla. O zaman iş değişir.

Neden mi?

1- yolda giderken birisi ile yanyana gelir basarsın adamı geçersin adam der ben yarışmadım hayrola.
2- aynı adam Bi hallenir ama ümidi yoktur, baktı ki biraz bassa koparacak basar der ki geçtim. Bu sefer diğeri ben yarışmadım ki diyebilir.


Bence bu tür onu geçtim bunu geçtim ya da o geçti bu geçti gibi konular gerçekten yarış konu ediliyorsa yapılmalı.

Bir de şu var tabi, geçen başıma gelen olay, yol bisikleti ile giderken benden yaşça büyük bir abi geçti yanımdan ve adamı yakalayamadım. Geçmek değil, yetişemedim bile.

Bu ve benzeri beyanlara inanırım çünkü adam muhtemelen benim onu kovaladığımın bile farkında değil. Yarışmasına bile gerek yok çünkü normal temposuna bile yetişemedim. Daha ne olsun 😁😁😁

Hepsini görüntüle...

Tamam, okuduğunu çok iyi anlayan bir arkadaş olarak güzel 1 cevap yazmışsınız, teşekkürler.

Bu soru eskiden sorulsa benim de cevabım arkadaşların da yazdığı üzere işte mazgaldan geçme, agresif görünüş vs.dağ bisikleti alıp şehirde sürmek taraftarı olurdu. İstanbul'da zaten şehir içi çok hızlı gitmek pek mümkün değil her taraf tehlike fakat bu soru şimdi bana sorulsa artık Gravel ve Trekking çıktığı için böyle bir şeye gerek kalmadı.

Trekking alıp hem hafif arazi de hem de şehirde rahatlıkla kullanabilirsiniz. Daha yeni 3 ay önce Kron SPX100 aldım gerçekten düzgün modifikasyon yani Rubleyi büyültüp aynakolu biraz küçülttüğünüzde hem yokuş çıkılıyor hem de şehirde sürülüyor. Dağ ve Şehirin karışımı. Eğer para yetse Gravel de almak istiyordum ama fiyatlar ortada. İmkanı olanlar Gravel alsın derim çünkü hem yol, hem dağ hem şehir 3'ü bir arada olur. Türkiye gerçeği birden fazla bisiklet alamayacağımız ve koyacak yer de pek yok o yüzden hibrit yani Adventure, Gravel ve Trekking bisikletler bizim için biçilmiş kaftan haline geliyor.

Tabi dağ ve yol bisikleti alana lafım yok elektrikli için de aynısı geçerli ama hakkını vermek lazım bunların. Eğer sürüşün çoğunluğu toprak alan, çamurlu yol, dağlık alan, parkur vs geçiyorsa net dağ bisikleti alınmalı. Aynı şekilde daha çok asfaltta zaman geçiriyorsan tur yapıyorsan hızlı gitmek istiyorsan yol bisikleti şart ama tabi benim kondisyonum çok yok o yüzden yokuş çıkmak bence bisiklette en önemli konu yoksa düz yolda çoğu gidiyor diye düşünüyorum.

Bir senelik taze yol bisikletçisi olarak ve 4 sene 12000+ km giriş seviyesi mtb kullanmış biri olarak birkaç söz söylemek isterim.

Yol bisikletinin hayalini kurduğum dönemlerde sürekli asfaltta sürerdim mtbyi. İnce lastik de aldım tabii. Strava'da çoğu segmentte ilk 10'a da girdim, 100 km üzeri turlarım da çokça oldu. Hatta bir keresinde formumun iyi olduğu dönemde 7-8 yol bisikletçisiyle beraber 80 km 32-33 ortalama ile biten sürüşe de cesaret ettim(60. Km de bırakmak zorunda kaldım). Ama bu sürüşlerimde yol bisikletinden aldığım kadar zevk alamadım. Resmen kendime işkence etmişim yola geçince anladım.
Bizim meşhur malas rampamız vardır %7 ort. eğim 350-400 metre irtifa kazanımlı. O yokuştaki pr'ımı mtb ile yapmıştım. Bir senedir hala geçemedim mesela yol bisikletiyle. Ama onu yaparken zevk alamamıştım.

İmkanı olan ve isteyen varsa durmasın yol bisikleti alsın. Eğer mtb ile devam edecekseniz de yol bisikletçileriyle fazla uğraşmayın çünkü ancak kendinize edersiniz. Tarafsızca her ikisinin de karşılaştırmasını yapacak olursam yolda yol; dağda dağ bisikleti sürülür. Bu kadar basit. Saçma sapan tartışmalar dönmüş buralarda, yapmayın gerek yok.

Adil ÜNALDI demiş ki:

Yol bisikleti kullanıcılarını yokuş çıkarken geçtiğini yazmışsın. Yanlış okumuyorum değil mi?

Hepsini görüntüle...

En küçük viteste birinin ön/arka vites oranı 34/28 diğerininki 24/34 veya 36 oluyor. Dağ bisikleti lehine ciddi bir tork farkı var yani. Gayet yokuşta geçebilmesi mümkün. Yol bisikleti büyük dişli oranları ve bunun rahatça çevrilebileceği hafifliği ile düz yolda intikamını alır o ayrı

Tabii ki de yokuş için kondisyon gerekli ancak daha önemli olan herkesin bildiği gibi dişli oranı. Daha yavaş çıksan da daha az yorulacaksın. Birde şu bisikletinize çok güvenmeyi bırakın lütfen (kim ise artık).

Orkun KnighTR34 demiş ki:

En küçük viteste birinin ön/arka vites oranı 34/28 diğerininki 24/34 veya 36 oluyor. Dağ bisikleti lehine ciddi bir tork farkı var yani. Gayet yokuşta geçebilmesi mümkün. Yol bisikleti büyük dişli oranları ve bunun rahatça çevrilebileceği hafifliği ile düz yolda intikamını alır o ayrı

Hepsini görüntüle...

Vites oranı avantaj görünse de bisiklet ağırlık farkını unutmamak gerek. Ayrıca teker boyutu farkı, bendeki mtb ler 26 haliyle yol bisikleti tekeri 28 olunca 1 tur Pedal çevirince yol bisikleti daha fazla ilerliyor. Vites oranı avantajı burada eriyor olabilir. Lastiklerin yüzey direnci de önemli, birisi 5mm ile yere temas ederken diğeri 15-18 hatta daha fazla mm ile yere temas ediyor. Bu da fark eder. Aerodinamik yapı da fark eder.

En iyisi isteyenlerin deneme amaçlı A noktasından B noktasına zamana karşı ya da birbirlerine karşı yarış yapmaları olacaktır. Önceden de yazmıştım. Hangi bisikleti kullandığını bir önemi yok, geçtim denen bisikletlinin diğer bisikletliyi umursamamış olma ihtimali her zaman var 😉

Burak Uğurlu demiş ki:

Hangi bisikleti kullandığını bir önemi yok, geçtim denen bisikletlinin diğer bisikletliyi umursamamış olma ihtimali her zaman var 😉

Hepsini görüntüle...

Yol bisikletimde tombul göbeğimle birlikte 30 km/sa hız ile tempo yapmış giderken yanımdan 35 km/sa hızla geçen dağ bisikletlilerini görünce suratımda anlamsız bir sıratma gerçekleşiyor ve diyorum ki: '' Lan kedi Hamlet galiba sen iyi bir insansın, dağ bisikletlisinin yanından kan ter içinde seni geçmesine izin verdin,aslında rahatça daha yapmadığın en az bir 10 km/sa hız kapasiten daha vardı,sen rahatça yanından uzayabilirdin .Sırf mtbci mutlu olsun diye izin verdin.''

Kendi adıma konuşmak gerekirse görünümden ötürü benim hoşuma gidiyor. Kron Echo Vortex 5.0

İki senedir dağ bisikleti kullanıyorum, yol bisikletliyi de arkamda bıraktım, dağ bisikletliyi de. 200 kilometrelik, 4.000 irtifalı tırmanış rotasına yol bisikletleriyle birlikte dağ bisikletimle çıktım, sorun yaşamadan bitirdim. Bunun gibi uzun yollara çıkmışlığım ve 150 kilometrelik 33 ortalamalı yollara da gittim. Bunların hepsinde yol bisikletli vardı yanımda. Kendi yaptığımdan örnek verdim, övünmek için değil. Demem o ki; bu iş bacak ve zihin işi, yapan yapıyor, araştırırsanız örneği de çoktur. Yol bisikletinin avantajı yüksek bana göre, gayet doğal ama yorulma kısmına gelirsek, öyle abartılacak bir fark da yok, traş bu işler. (Yokuşta çok yol bisikletli de geçtim, kartepe dahil, onu yazan arkadaşa katılıyorum, helal olsun). 😊🥳 Yol bisikleti kullanan bazı küstah adamlar var, çok tanıdım kendini üstten satan, ama hepsinin eline selamımı verdim. Çene kapatmada üstüme yoktur, ehihi. 😄

İmkanı olana asfalt lastiği öneririm. Daha hızlı ve daha güvenli. İlla ince olması gerekmiyor. Bir süredir Continental Contact Urban 27.5x2.2 kullanıyorum. Asfaltta akıyor.

Aybek Cihan demiş ki:

İmkanı olana asfalt lastiği öneririm. Daha hızlı ve daha güvenli. İlla ince olması gerekmiyor. Bir süredir Continental Contact Urban 27.5x2.2 kullanıyorum. Asfaltta akıyor.


294019 dosyayı görüntüle294020 dosyayı görüntüle

Hepsini görüntüle...

Başkan kaplaması var mı bu kadronun?

Aybek Cihan demiş ki:

İmkanı olana asfalt lastiği öneririm. Daha hızlı ve daha güvenli. İlla ince olması gerekmiyor. Bir süredir Continental Contact Urban 27.5x2.2 kullanıyorum. Asfaltta akıyor.


294019 dosyayı görüntüle294020 dosyayı görüntüle

Hepsini görüntüle...

Merhaba hocam, senin başka bir dağ bisikletin vardı, onu değiştirdin mi? Bu maşayi da diğer bisiklette kullanıyordun galiba.