Scudo Sports

Neden dağ bisikleti alıp şehirde kullanıyoruz?

Bence dağ bisikleti bile okey ama yol bisikletini anlayamıyorum. Bu kadar eziyet çekmeye değer mi? Hem konforlu değil hem de bizim ülkenin yollarına uygun değil. İzliyorum bazı arkadaşları da, sürekli lastik patlatıp, turlarının ortasında lastikle cebelleşiyorlar.
Bence trekking, hibrit ya da şehir bisikleti olarak geçen modeller en uygunları. Şuan kulandığım bisiklet Bisan Trx 8500 ve gerçekten her yola giriyorum. Çakıllara girdim, toprak yola girdim, düz yol desen iyi yani her yerde çok rahat kullanıyorum ve ne lastiğim patladı ne de konforsuz ya da yavaş, ağır kalan bi tarafı oldu.
Tabi gidip 50 bin liralık yol bisikletine binerseniz çok hızlı olabilirsiniz ama şehir içinde bu konforsuzluğa ne gerek var bilemem. Herkesin kendi tercihi ama sanki sırf herkes yol-yarış bisikleti kullanıyor diye ve görüntüsü daha karizmatik diye kullanıyor gibi geliyor.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Scudo
fat bike binenleri görüyorum :/ gamyon lastiği gibi lastik var üstünde düşündükçe daralıyom :D kum yok karda yağmıyo zaten iklimi bozduk. belkide bi tur atmak lazım anlamak için
 
Bu kadar eziyet çekmeye değer mi? Hem konforlu değil hem de bizim ülkenin yollarına uygun değil.
Sanırım bu iki şehir efsanesi asla eskimeyecek...
Kimsenin eziyet çektiği yok :) Ne konforsuzlar ne de lastikleri daha fazla patlıyor emin olun.
 
Hem konforlu değil hem de bizim ülkenin yollarına uygun değil. İzliyorum bazı arkadaşları da, sürekli lastik patlatıp, turlarının ortasında lastikle cebelleşiyorlar.
Şehir içinde daha konforlu çünkü hem daha hafif, hem hava direnci ve lastik direnci daha az. Aynı mesafeyi daha rahat gidiyorsunuz. Pozisyona da kısa sürede alışırsınız. MTB lastiği asfaltta daha kolay patlıyor basıncı az olduğu için. Yol kalitesi abartıldığı kadar kötü değil ama daha çok dikkat etmek gerekiyor MTB'ye göre, bunu da bir yerden sonra otomatik yapıyorsunuz.

Bence trekking, hibrit ya da şehir bisikleti olarak geçen modeller en uygunları. Şuan kulandığım bisiklet Bisan Trx 8500 ve gerçekten her yola giriyorum. Çakıllara girdim, toprak yola girdim, düz yol desen iyi yani her yerde çok rahat kullanıyorum ve ne lastiğim patladı ne de konforsuz ya da yavaş, ağır kalan bi tarafı oldu.
Şehir içinde sadece asfaltta gidecekseniz, ya da çok uzun süre çakılda gitmeyecekseniz yol bisikleti daha iyi. Örneğin 35 kmh hızla giderken yol bisikleti mi daha rahat yoksa dik durduğunuz kalın lastikli şehir bisikleti mi? Hangisinde nefes nefese kalıyorsunuz?

Tabi gidip 50 bin liralık yol bisikletine binerseniz çok hızlı olabilirsiniz ama şehir içinde bu konforsuzluğa ne gerek var bilemem. Herkesin kendi tercihi ama sanki sırf herkes yol-yarış bisikleti kullanıyor diye ve görüntüsü daha karizmatik diye kullanıyor gibi geliyor.
Belli bir seviyenin üstünde fiyat ile bisiklet performansı doğrusal değil. Bir yerden sonra küçük kazanımlar için daha fazla ödüyorsunuz.
 
Bence dağ bisikleti bile okey ama yol bisikletini anlayamıyorum. Bu kadar eziyet çekmeye değer mi? Hem konforlu değil hem de bizim ülkenin yollarına uygun değil. İzliyorum bazı arkadaşları da, sürekli lastik patlatıp, turlarının ortasında lastikle cebelleşiyorlar.
Bence trekking, hibrit ya da şehir bisikleti olarak geçen modeller en uygunları. Şuan kulandığım bisiklet Bisan Trx 8500 ve gerçekten her yola giriyorum. Çakıllara girdim, toprak yola girdim, düz yol desen iyi yani her yerde çok rahat kullanıyorum ve ne lastiğim patladı ne de konforsuz ya da yavaş, ağır kalan bi tarafı oldu.
Tabi gidip 50 bin liralık yol bisikletine binerseniz çok hızlı olabilirsiniz ama şehir içinde bu konforsuzluğa ne gerek var bilemem. Herkesin kendi tercihi ama sanki sırf herkes yol-yarış bisikleti kullanıyor diye ve görüntüsü daha karizmatik diye kullanıyor gibi geliyor.
Hocam ilk zamanlar öyle gelir. Amaç performans arttırmak olunca bir zaman sonra daha aero daha aero bir sürüş isteği, daha ince teker, daha hafif kadro ihtiyacı doğuyor. Orada da adres yol bisikleti.
13 kg lık bisikletten 10 kg lık bir Bisiklete geçince bile sürüş hissi inanılmaz değişiyor.
 
Bence dağ bisikleti bile okey ama yol bisikletini anlayamıyorum. Bu kadar eziyet çekmeye değer mi? Hem konforlu değil hem de bizim ülkenin yollarına uygun değil. İzliyorum bazı arkadaşları da, sürekli lastik patlatıp, turlarının ortasında lastikle cebelleşiyorlar.
Bence trekking, hibrit ya da şehir bisikleti olarak geçen modeller en uygunları. Şuan kulandığım bisiklet Bisan Trx 8500 ve gerçekten her yola giriyorum. Çakıllara girdim, toprak yola girdim, düz yol desen iyi yani her yerde çok rahat kullanıyorum ve ne lastiğim patladı ne de konforsuz ya da yavaş, ağır kalan bi tarafı oldu.
Tabi gidip 50 bin liralık yol bisikletine binerseniz çok hızlı olabilirsiniz ama şehir içinde bu konforsuzluğa ne gerek var bilemem. Herkesin kendi tercihi ama sanki sırf herkes yol-yarış bisikleti kullanıyor diye ve görüntüsü daha karizmatik diye kullanıyor gibi geliyor.
Burada bulunan herkes gibi bende bisiklet binerim,hemde baya bir uzunca süredir,bisiklet benim için antrenman ve spor aracından çok ulaşım aracıdır,işimede yıllardır bisikletle giderim,iş harici vakit durumuna göre uzun turlar yaparım,dağ,şehir,katlanır her türlü bisikletim oldu ve deneyimleme şansımda oldu,bu yorumu yapmanızı henüz yol bisikleti deneyiminizin olmamasına veriyorum,yada bir arkadaşınızın yol bisikletini ver bir tur şeklinde tecrübe ettiğinizi düşünüyorum,kullanım amacınıza göre farklılık gösteren bir eylemdir bisiklete binmek,eğer tın tın sahilde bisiklet yolunda gezerim derseniz katlanır bir bisiklette işinizi fazlasıyla görür,yok ben dağ bayır gezer,zıplar hoplarım derseniz dağ bisikletidir binmeniz gereken,ama bunların hepsini yapmışsanız bu işin nirvanası nedir derseniz işte o bir türlü anlayamadığınız yol bisikletidir bu işin nirvanası,hani amatör kulüpte top koşturur yavaş yavaş yükselir ve profesyonel topçu olursunuz ya,süper ligde top oynamaktır yol bisikleti.Konfor konusunda yanılıyorsunuz,bedeninize uygun,birde fiti yapılmış bir bisiklet ise altınızdaki,7 8 saat seleden kalkmadan sürebilirsiniz yol bisikletini,yollar konusunda haklısınız yollarımız bozuk o yüzden ana caddeleri tercih ediyor ve sürekli kaza riskiyle karşı karşıya kalıyoruz,lastik konusuna gelince ne kaa ekmek o kaa köfte,basar bin lirayı bir çift lastik alırsan patlama derdini uzun süre unutursun,ama çifti 200tlye aldığın lastik seni bisikletten soğutur,bunu sizi eleştirmek için veya kırmak için yazmadım,umarım bisiklet sevdanız bitmez ve işin rengi değişerek,sınıf atlayarak yol bisikletine geçme ihtiyacı hissedersiniz ve 10 sene sonra ''ben neden böyle bir yorum yazmıştım yaa'' dersiniz.:harika:
 
Şehir içinde daha konforlu çünkü hem daha hafif, hem hava direnci ve lastik direnci daha az. Aynı mesafeyi daha rahat gidiyorsunuz. Pozisyona da kısa sürede alışırsınız. MTB lastiği asfaltta daha kolay patlıyor basıncı az olduğu için. Yol kalitesi abartıldığı kadar kötü değil ama daha çok dikkat etmek gerekiyor MTB'ye göre, bunu da bir yerden sonra otomatik yapıyorsunuz.


Şehir içinde sadece asfaltta gidecekseniz, ya da çok uzun süre çakılda gitmeyecekseniz yol bisikleti daha iyi. Örneğin 35 kmh hızla giderken yol bisikleti mi daha rahat yoksa dik durduğunuz kalın lastikli şehir bisikleti mi? Hangisinde nefes nefese kalıyorsunuz?


Belli bir seviyenin üstünde fiyat ile bisiklet performansı doğrusal değil. Bir yerden sonra küçük kazanımlar için daha fazla ödüyorsunuz.
Hocam ilk zamanlar öyle gelir. Amaç performans arttırmak olunca bir zaman sonra daha aero daha aero bir sürüş isteği, daha ince teker, daha hafif kadro ihtiyacı doğuyor. Orada da adres yol bisikleti.
13 kg lık bisikletten 10 kg lık bir Bisiklete geçince bile sürüş hissi inanılmaz değişiyor.

Arkadaşlar benim biraz ofensif gibi ve cahilimsi yorumuma karşı, bilgilendirici yazılarınız için teşekkür ederim gerçekten :) Sadece tahminlerim bu yönde oldu, bunları yazdım.
İnsan anatomisine de kısmen hakimim diyelim. Fitness, pilates antrenörüyüm. Yol-yarış bisikletlerindeki gövdenin duruş pozisyonu yani sürekli fileksiyonda duruşu ve sürüş esnasında yorulan sırt(bel) kaslarınızın, omurgayı koruyamayacak pozisyonda ve enerjide olmasından dolayı, yerden aldığı darbeler fıtık riski oluşturabilir. Gövde sürekli fileksiyonda, saatlerce sürmek pek konforlu değildir. Bu oluşcak stres, bisiklet üstünde değil, belki hapşururken bile sizi fıtık edebilir. Tabi aynı zamanda, sigara içen biriyseniz, diskleriniz yeterince kanlanan yapıda değilse fıtık için daha elverişli yapıdasınızdır.

Diğer anlamadığım konu, kendi kilomuz ne kadar doğru aralıkta ki, bisikletin kilosuna bu kadar takılıyoruz. Kendi kilomuz ne olursa olsun, bisiklet ağırlığı azaldıkça, daha iyi performans gösteriliyor diyorsanız anlarım.

Bunların dışında, adı yarış bisikleti olan şeye biniyoruz ama herkes yarışıyor mu? Yani herkesin amacı yarış mı? Rekabet var mı? "Hayır ben, egzersiz amaçlı bisiklete biniyorum." diyorsanız eğer bence daha konforlu bisikletler seçilebilir. Amaç sağlıksa eğer, böyle olmalıdır. Spor ile egzersiz arasında fark var. Yani spor dediğimiz şey rekabet içerir ama antrenmanımızın amacı rekabete hazırlanmak olmayabilir; sağlık olabilir. Ozaman antrenman dinamiklerimiz değişir. Aynı şeyi steroid kullanıp, vücut geliştiren kişilere de söylüyorum. "Ne için kullanıyorsun? Yarışmacı mısın? Değilsen, neden böyle bir risk alıyorsun?" Yine de kişilerin kararları, kendilerinin özelindedir. Kendini böyle ifade ediyordur ve istediği şeyi kullanabilir.

Bir de gözlemlerim, dediğim gibi, sürekli teker patlatıp değiştiren kişiler :) toprak, çakıl yollara da rahat girilemiyor ama o tarz rotalara gidiliyor, keyif kaçıyor. Bunları izliyorum bazılarının vloglarında veya okuyorum buralarda. Ani yön değiştirmeler vs. yapılamıyor bi de benim en sevdiğim şey de çok kişisel tabi :) Gravel çıktı ama görüyorum ki herkes bir kötülüyor, neye hizmet ettiği belli değil diyor. Ben genel olarak müzdariplik görüyorum, bu konularda.

Kendimce gözlemler. Lütfen rahatsızlık duymayın.
 
Yol-yarış bisikletlerindeki gövdenin duruş pozisyonu yani sürekli fileksiyonda duruşu ve sürüş esnasında yorulan sırt(bel) kaslarınızın, omurgayı koruyamayacak pozisyonda ve enerjide olmasından dolayı, yerden aldığı darbeler fıtık riski oluşturabilir. Gövde sürekli fileksiyonda, saatlerce sürmek pek konforlu değildir.
Burada sadece varsayımda bulunduğunuzu düşünüyorum. Çünkü bu fıtık olan bisikletçilere de uzun sürüşleri konforsuz bulup dağ bisikletine vs geçiş yapanı da görmedim henüz. Hatta insanlar daha uzun mesafeler sürmeye başladıkça yol bisikletine yöneliyor. (Bu arada kimse saatlerce drop pozisyonunda kalmıyor, yol gidonu bir çok farklı tutuş şekli ve duruş açısı sağlıyor sürücüye)

En temel tavsiyem genellemelerinizi gözden geçirmeniz olacak. Ünlü bir söz vardır. Bu da dahil tüm genellemeler yanlıştır :)
 
Burada sadece varsayımda bulunduğunuzu düşünüyorum. Çünkü bu fıtık olan bisikletçilere de uzun sürüşleri konforsuz bulup dağ bisikletine vs geçiş yapanı da görmedim henüz. Hatta insanlar daha uzun mesafeler sürmeye başladıkça yol bisikletine yöneliyor. (Bu arada kimse saatlerce drop pozisyonunda kalmıyor, yol gidonu bir çok farklı tutuş şekli ve duruş açısı sağlıyor sürücüye)

En temel tavsiyem genellemelerinizi gözden geçirmeniz olacak. Ünlü bir söz vardır. Bu da dahil tüm genellemeler yanlıştır :)
Genellemeden ziyade bilimsel tarafıyla anlattım. Fıtıktan sonra başka bir bisiklete geçmez kimse çünkü bu konuda hiçbir doktorun tavsiyesi olmaz ülkemizde :) Kişinin kendisi de neden olduğunu bilmez. Olsa olsa belimizi kuvvetlendirmeliyiz der ki gördüm o kişilerden. Halbuki tüm vücutla alakalıdır kuvvet antrenmanı, ayırıp bir tarafı daha kuvvetli hale getiremezsiniz.

Ben sürdüğüm trekking bisikletinde bile sağ trapez(omuz boyun arası kas) kasım, eskiden kalma spazmı tekrarlıyor, hissettiriyor. Yol bisikletinde gövdemin yatay ama görebilmek için kafamın yere dik pozisyonda durmaya çalışmasıyla, nasıl trapez spazmları yaşarım bilemiyorum :)

Velhasıl kelam, en nihayetinde yol-yarış bisikleti ben de alıp, gazlayabilirim ama konfordan ödün vereceğimi ve hız için bunu yapacağımı bilerek yaparım.
 
@Tlg7
Konfor kısa ve uzun sürüşte farklı oluyor. Şöyle düşünün, ağırlığınız dik oturduğunuzda doğrudan seleye biniyor, yol bisikletinde ise gidon, sele ve pedal arasında daha eşit dağılıyor. Ayrıca hızlı gidiyorsanız rüzgar direncine daha çok maruz kalıyorsunuz. Sürekli önden birinin sizi itmesi gibi.
 
Genellemeden ziyade bilimsel tarafıyla anlattım.
Yol bisikleti sürenlerde daha fazla fıtık görüldüğü şeklinde bir çalışma var mı merak ettim?
 
Yol bisikleti sürenlerde daha fazla fıtık görüldüğü şeklinde bir çalışma var mı merak ettim?
Küçük bir google aramasıyla, çalışma olmasa dahi aynı mantığı daha teknik şekilde açıklayan bir içerik buldum.
(link)

Gerekli kısımların çevirilerini google translateden direk buraya aktarayım.

"Yol bisikletinin en büyük sorunu, sürücülerin aerodinamik nedeniyle sürekli öne eğilmeleridir. Bu yüzden sık sık oturmayı seçiyoruz. Bu duruş, omuzlarımızı öne doğru uzatmamıza, göğüs omurgası ve göğüs kafesinin düzleşmesine ve kaburgaların aşağı inmesine neden olarak interkostal boşlukları daraltır. Karın boşluğunun organları göğüs boşluğuna zorlanır ve diyaframı yukarı iter, bu da nefes almayı engeller ve nefes alma stereotipini değiştirir. Yol bisikletindeyken, üst vücut kaslarınızın işlevi öncelikle sizi bacaklarınızın mevcut hareketine göre dengelemektir. Bir yol bisikletindeki alçaltılmış aerodinamik duruş, düzgün görmek istiyorsanız başınızı geriye doğru eğmenizi sağlar. Uzun süreli performans döngüsü daha sonra servikal omurganın yapısında değişikliklere neden olur. Yetişkinlerin torasik omurgasında, çok kambur bir oturma pozisyonu, omurlararası disklerin iç jel benzeri merkezini geriye doğru hareket ettirebilir. Tipik bir sonuç omurga herniasyonudur - kayan disk sinir köklerini sıkıştırarak ağrıya neden olur. Yol bisikleti, vücudunuzun gövdesini esnetir. Paravertebral kaslar büyük bir kuvvet uygulamalıdır ve L5 / S1 bölgesine büyük bir baskı uygulanır."


"MTB'nin güçlü bir avantajı, daha dik oturma pozisyonudur. Kollar, duruşun ayrılmaz bir parçasıdır ve üst vücut kasları daha sıkıdır. Oturma pozisyonu daha dik olduğu için servikal omurga o kadar fazla gerilmez. Ancak bu durumda kollardan servikal omurgaya aktarılan şoklarla omurga tehlikeye girer. MTB binicileri bu kadar öne eğilmezler, ancak sık sık engebeli bir arazide binerlerse, torasik omurganın omurları birçok şoku emer ve bu, bazı aşırı durumlarda, omurlararası disklerde yırtılmaya neden olabilir. MTB sürme, L5 / S1 alanına da baskı uygular, ancak daha az güçlüdür. Üst ve alt vücut kas grupları, MTB binicileri durumunda oldukça eşit şekilde bağlanır. "

Servikal omurga, boyun bölgesidir arkadaşlar. L5 gibi ifade edilen yer ise bel kısmı içindedir.

Yazının bitişi şu şekildedir.

"Dolayısıyla, ister kendini adamış bir yol bisikletçisi, ister hevesli bir MTB sürücüsü olun, diğer tüm sporlarda olduğu gibi bisikletin de bazı sonuçları olduğunu aklınızda bulundurmalısınız.

Gördüğüm kadarıyla, yol bisikleti MTB'den daha yorucu. MTB binicileri vücut pozisyonlarını daha sık değiştirirler ve ağırlık dağılımında, büyük eklemlerin pozisyonunda ve kasların bağlanmasında değişiklikler olur. İskelet ve kaslar üzerindeki genel etki göz önüne alındığında, bu vücut için aerodinamik oturma pozisyonundan ve yol bisikletinin monoton hareketinden daha iyidir. Bu nedenle, aşırı gerilmiş kas gruplarını uygun şekilde esneterek veya bir dahaki sefere ele alacağımız telafi egzersizi yaparak bisiklet sürmenin olumsuz etkilerini azaltmak önemlidir."
 
Konu hakkında dışarıdan "gözlemler"le değil, içeriden bilgilerle yazdığınız gün çok daha verimli olacak sanırım bu tartışma :harika:
 
Küçük bir google aramasıyla, çalışma olmasa dahi aynı mantığı daha teknik şekilde açıklayan bir içerik buldum.
(link)

Gerekli kısımların çevirilerini google translateden direk buraya aktarayım.

"Yol bisikletinin en büyük sorunu, sürücülerin aerodinamik nedeniyle sürekli öne eğilmeleridir. Bu yüzden sık sık oturmayı seçiyoruz. Bu duruş, omuzlarımızı öne doğru uzatmamıza, göğüs omurgası ve göğüs kafesinin düzleşmesine ve kaburgaların aşağı inmesine neden olarak interkostal boşlukları daraltır. Karın boşluğunun organları göğüs boşluğuna zorlanır ve diyaframı yukarı iter, bu da nefes almayı engeller ve nefes alma stereotipini değiştirir. Yol bisikletindeyken, üst vücut kaslarınızın işlevi öncelikle sizi bacaklarınızın mevcut hareketine göre dengelemektir. Bir yol bisikletindeki alçaltılmış aerodinamik duruş, düzgün görmek istiyorsanız başınızı geriye doğru eğmenizi sağlar. Uzun süreli performans döngüsü daha sonra servikal omurganın yapısında değişikliklere neden olur. Yetişkinlerin torasik omurgasında, çok kambur bir oturma pozisyonu, omurlararası disklerin iç jel benzeri merkezini geriye doğru hareket ettirebilir. Tipik bir sonuç omurga herniasyonudur - kayan disk sinir köklerini sıkıştırarak ağrıya neden olur. Yol bisikleti, vücudunuzun gövdesini esnetir. Paravertebral kaslar büyük bir kuvvet uygulamalıdır ve L5 / S1 bölgesine büyük bir baskı uygulanır."


"MTB'nin güçlü bir avantajı, daha dik oturma pozisyonudur. Kollar, duruşun ayrılmaz bir parçasıdır ve üst vücut kasları daha sıkıdır. Oturma pozisyonu daha dik olduğu için servikal omurga o kadar fazla gerilmez. Ancak bu durumda kollardan servikal omurgaya aktarılan şoklarla omurga tehlikeye girer. MTB binicileri bu kadar öne eğilmezler, ancak sık sık engebeli bir arazide binerlerse, torasik omurganın omurları birçok şoku emer ve bu, bazı aşırı durumlarda, omurlararası disklerde yırtılmaya neden olabilir. MTB sürme, L5 / S1 alanına da baskı uygular, ancak daha az güçlüdür. Üst ve alt vücut kas grupları, MTB binicileri durumunda oldukça eşit şekilde bağlanır. "

Servikal omurga, boyun bölgesidir arkadaşlar. L5 gibi ifade edilen yer ise bel kısmı içindedir.

Yazının bitişi şu şekildedir.

"Dolayısıyla, ister kendini adamış bir yol bisikletçisi, ister hevesli bir MTB sürücüsü olun, diğer tüm sporlarda olduğu gibi bisikletin de bazı sonuçları olduğunu aklınızda bulundurmalısınız.

Gördüğüm kadarıyla, yol bisikleti MTB'den daha yorucu. MTB binicileri vücut pozisyonlarını daha sık değiştirirler ve ağırlık dağılımında, büyük eklemlerin pozisyonunda ve kasların bağlanmasında değişiklikler olur. İskelet ve kaslar üzerindeki genel etki göz önüne alındığında, bu vücut için aerodinamik oturma pozisyonundan ve yol bisikletinin monoton hareketinden daha iyidir. Bu nedenle, aşırı gerilmiş kas gruplarını uygun şekilde esneterek veya bir dahaki sefere ele alacağımız telafi egzersizi yaparak bisiklet sürmenin olumsuz etkilerini azaltmak önemlidir."
Yazıda ekstrem koşullardan bahsedilmiş, özellikle profesyonellerin harcadığı zaman düşünülmüş ki onlar haftada 30 saat ve daha fazla sürüyorlar. Haftada 5 - 10 saat süren genç bir amatörün bu etkileri hissetmesi ne kadar olası, bunun bir ölçütü verilmemiş.
ikinci olarak MTB üzerindeki pozisyon değişimi ancak dağda sürüyorsanız olur, şehir içinde asfalt yolda bu pozisyon değişimini yaşamıyorsunuz. O yüzden şehirde MTB kullanmanın farklı pozisyonlar alma açısından yol kullanmaktan farkı yok.
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemal Ç.
Konu hakkında dışarıdan "gözlemler"le değil, içeriden bilgilerle yazdığınız gün çok daha verimli olacak sanırım bu tartışma :harika:
Çalışma sordunuz. Ben de size benim söylediğimin aynısını söyleyen farklı ve daha güvenilir bir kaynak sundum. Siz hangi argümanları sundunuz bize? Ayrıca benim bu bisikleti kullanmayacağımı söylediğim bir yer gördünüz mü? Mantık yürüttüğüm bir hal var farkındaysanız. Bilimsel tarafından yaklaşabiliyorum ben konuya ve söylediğim şeyleri de başka kaynaklardan destekleyebiliyorum. Siz ne söylüyorsunuz? Boş laflar benim gördüğüm. Siz bir şeyler öğrenip, gelip bizi aydınlatırsanız, belki kayda değer bir diyalog oluşabilir aramızda.
 
Zamanında turculuğa heves edip fitness bisikletimi gravele çevirmekteki en büyük temel drop gidondu. Flat gidon benim için çok rahatsız bir tasarım ki bence tek amacı manevra kabiliyeti. Git gide gidonu aşağıya indirdim çünkü dik oturuş uzun turlarda belime yük bindiriyordu, rüzgara karşı giderken de desteksiz eğilmek ekstra yoruyordu. Gidon aşağı indikçe ağırlığım dengelendi ve daha konforlu sürüş yapmaya başladım. O bisiklet ile 24 saat 400 km denemesi yaptım ve 18 saat sele üzerinde kaldım. Artık yol bisikleti kullanıyorum. Şu andaki bisikletimin geometrisi piyasada en agresif geometrilerden biri ve en agresif ölçülerde kullanıyorum. Yaz aylarında 300 km yi bulan turlarımız oluyor. Şehir içinde kullanmıyorum çünkü değerli bir bisiklet işim olduğunda bırakamıyorum. Külüstür bir bisiklet kullanıyor, işim olduğunda kilitlemeden bırakıyorum. Çalmaya kalkan başına dert alır :koptum:

Arada parkurda sürmek için mtb ye biniyorum parkurdayken sorun yok çünkü genelde ayakta yada yarı oturur, pür dikkat parkura odaklı olmak gerekiyor. Ama parkura gidinceye kadar canım çıkıyor. Sanki otomobilden kamyon direksiyonuna geçmiş gibi. Hemen omuzlarım ağrıyor. Bunun en büyük nedeni önden gelen rüzgardan korunmak için kendimi eğmem ve daha geniş gidondan düzgün destek alamamam. Bilekler bile uygun değil bu duruşa.

2018 de 218 saat gravel bisiklete, 2019 da 450 saat, 2020 de 478 saat yol bisikletine bisikletine binmişim. Yol bisikletine konforsuz diyen biri ya yol bisikletine alışacak kadar binmemiştir ya yol bisikletini tur bisikleti gibi fitlemiştir ya da hiç fitlememiştir.

Uzun zamandır yol bisikleti sporunu takip ederim daha bir profesyonelin fıtık olduğunu yada bundan dolayı tedavi veya ameliyat olduğunu duymadım.
 
Boş laflar benim gördüğüm. Siz bir şeyler öğrenip, gelip bizi aydınlatırsanız, belki kayda değer bir diyalog oluşabilir aramızda.
Bir iddası olduğu için bunu desteklemek durumunda olan sizsiniz. Ben sizi yanlışlayan çalışma bulma durumunda değilim. Ama genelleme ve duyumlar üzerine kurduğunuz bir fikre karşı size tecrübe ile elde edilmiş bilgiler, fikirler sunulduğunda da ikna olmuyor hatta "haddinizi aşarak" boş laf diyebiliyorsunuz. Bu tavrınızla herhangi bir şekilde sağlıklı bir tartışma yürüyeceğini düşünmüyorum.
 
Zamanında turculuğa heves edip fitness bisikletimi gravele çevirmekteki en büyük temel drop gidondu. Flat gidon benim için çok rahatsız bir tasarım ki bence tek amacı manevra kabiliyeti. Git gide gidonu aşağıya indirdim çünkü dik oturuş uzun turlarda belime yük bindiriyordu, rüzgara karşı giderken de desteksiz eğilmek ekstra yoruyordu. Gidon aşağı indikçe ağırlığım dengelendi ve daha konforlu sürüş yapmaya başladım. O bisiklet ile 24 saat 400 km denemesi yaptım ve 18 saat sele üzerinde kaldım. Artık yol bisikleti kullanıyorum. Şu andaki bisikletimin geometrisi piyasada en agresif geometrilerden biri ve en agresif ölçülerde kullanıyorum. Yaz aylarında 300 km yi bulan turlarımız oluyor. Şehir içinde kullanmıyorum çünkü değerli bir bisiklet işim olduğunda bırakamıyorum. Külüstür bir bisiklet kullanıyor, işim olduğunda kilitlemeden bırakıyorum. Çalmaya kalkan başına dert alır :koptum:

Arada parkurda sürmek için mtb ye biniyorum parkurdayken sorun yok çünkü genelde ayakta yada yarı oturur, pür dikkat parkura odaklı olmak gerekiyor. Ama parkura gidinceye kadar canım çıkıyor. Sanki otomobilden kamyon direksiyonuna geçmiş gibi. Hemen omuzlarım ağrıyor. Bunun en büyük nedeni önden gelen rüzgardan korunmak için kendimi eğmem ve daha geniş gidondan düzgün destek alamamam. Bilekler bile uygun değil bu duruşa.

2018 de 218 saat gravel bisiklete, 2019 da 450 saat, 2020 de 478 saat yol bisikletine bisikletine binmişim. Yol bisikletine konforsuz diyen biri ya yol bisikletine alışacak kadar binmemiştir ya yol bisikletini tur bisikleti gibi fitlemiştir ya da hiç fitlememiştir.

Uzun zamandır yol bisikleti sporunu takip ederim daha bir profesyonelin fıtık olduğunu yada bundan dolayı tedavi veya ameliyat olduğunu duymadım.
Deneyimlerinize istinaden rahatsızlık yaşanmayabileceğini anlıyorum, teşekkürler. Fıtık konusunda da; zaten fıtık olunur demiyorum, olunabilir diyorum, çünkü mantıken o yönde bir zorlama yaşnıyor. Her şeyde olabilir bu tabi. Çok fazla gövde fileksiyonu yaparsanız yani mekik çekerseniz olabilir. Yanlış deadlift(ağırlık antrenmanı hareketi) yaparsanız olabilir. Benim olabilir, sizin olmayabilir çünkü benim genetiğim fıtığa yatkın olabilir. Dediğim gibi bunların dışında da kas spazmları daha fazla nüksedebilir, özellikle trapez kaslarında.
 
Geri