bakırkadro
Üye
- Kayıt
- 3 Ağustos 2007
- Mesaj
- 52
- Tepki
- 69
- Şehir
- Kayseri
Merhabalar,
Muhtemelen başlığa binaen ani bir tepki olarak bazı arkadaşlar "ihtiyacın olmadığı için" ya da "koruyacak birşeyin olmadığı için" gibi düşünceleri kafalarından geçirecekler veya doğrudan buraya yazacaklar. Amacım bu bildik tartışmayı tekrar ısıtıp polemiğe çevirmek değil, ya da kask kullanımını eleştirmek değil. Ayrıca şaşırtıcı gelebilir ama ben de kask kullanıyorum ancak üzerine bilimsel ve popüler, ulusal uluslararası yazıları takip ediyorum.
Öncelikle bu başlık çoğumuzun bildiği gibi European Cyclists' Federation'ın bir belgesi ((link) adresinde bulunabilir çevirisi var mı bilmiyorum). Belgede kask kullanımına karşı bir konum yok ancak bisiklet kullanımının korku yaymaya çalışılan toplumda giderek tehlikeli bir aktivite haline gelmesi eleştiriliyor. Ayrıca bazı bilimsel verilerden hareketle kask kullanımının ölümcül kazalarda istatistiki olarak anlamlı bir olumlu katkı yapmadığı belirtiliyor.
Bu konuda bilim insanları ikiye bölünmüş durumda. Yani dünyada kask ölümcül kazaları önler şeklinde bilimsel bir veri yok. Kafa travmalarının çok önemli bir bölümü geçici ve önemsiz travmalar, ölümcül travma yaşanılan kazalarda da kaskın işe yaradığı konusunda yeterli bir bilimsel veri yok. En çok alıntılanan 1989 tarihli bir bilimsel çalışmada (bu çalışma bir google araştırması ile birkaç dakikada bulunabilir) bulunan sonuçlara şüpheyle bakıyorlar çünkü örneklem seçimi sorunlu. Her neyse benim meselem kuşkusuz binlerce bilim insanının üzerinde araştırma yaptığı ve bir sonuca ulaşamadığı bir olguyu değerlendirmek değil.
Üniversitede çalışan, yurtdışında da bir süre bulunmuş ve uluslararası saygın platformlarda da yayınları olan bir öğretim üyesi olarak kasklar hakkındaki bilimsel çalışmaları tabi ki önemsiyorum. Ancak beni rahatsız eden ülkemizde bisikletle ilgili her türlü dernek, araştırma ya da hobi topluluklarında varolan bir kraldan çok kralcı mantığının egemen olması. Birisi kaskın işe yararlılığı ya da kaskın fetişleştirilmesinin ardındaki korku ideolojisini (ve bununla bağlantılı olarak milyarlarca dolarlık bir sektörü) gündeme getirse hemen 'doğulu' olmakla ya da daha kötüsü Türk mentalitesine sahip olmakla suçlanıyor. Hakikat bu değil. Dünyanın her yerinde bu tartışılıyor, kask kullanımını zorunlu hale getiren yasalar acımasızca eleştiriliyor, herkes fikrini söylüyor. Bizde de söylemeli. Ayrıca bisiklet güvenliğini artıran eğitimler, motorlu taşıt sürücülerine kaza anındaki cezai müeyyideler, bisikletçi dostu trafik düzenlemeleri gibi kökten değişiklikler yerine, kaskı tak gerisini kafana takma tarzı bir düşünce ve ideoloji hakim. Hollanda ve danimarka gibi bisiklet dostu ülkelerde kask kullanılmıyor. Buradaki trafik şartlarını gündeme getirecek dostlara bir önerim bisikletçi kaza istatistiklerine bakmalarıdır. Kaskın kafamızı koruduğu durumlar genellikle işin içine motorlu taşıtların girmediği ve Rotational impact denilen kafanın dönerek çarpıp travma yaşadığı durumların dışındaki durumlardır. Ki kask üreticileri de bunu bildiklerinden kullanım şartlarına bu notu eklerler. Kaskın bu rotational impact denilen durumu artırdığına (kafayı ağırlaştırıp ve dahi normalde çizgisel olan çarpmayı arkadaki çıkıntılarla dönme hareketine çevirme ihtimali) ilişkin bile birçok bilimsel veriye ulaşabilirsiniz (azıcık araştırma ile). Ayrıca, motorlu taşıt sürücülerinin ve hatta yayaların kaskların koruyacağı türden kafa travmalarını bisikletçilerden daha fazla yaşadığı (incidence per hours of practice - yani burada söz konusu olan önyargılı bir örneklem değil doğrudan pratiğin süresine bağlı bir ölçüm) şeklinde bilimsel veriler de mevcut. O halde yayalar ve arabalarının içinde oturan insanların daha çok kaska ihtiyacı vardır gibi bir sonuca ulaşırız ki bu da aslında kaska yüklenen değerin abartılı olduğunu tek başına kanıtlamakta.
Sonuç olarak kaska karşı değilim ve kask kullanıyorum. karşı olduğum şey daha önce bahsettiğim ülkemizde varolan kraldan çok kralcı yaklaşım. Bu mevular dünyanın her yerinde gayet saygın enstitülerde ve ortamlarda bile tartışılıyor. Bırakın tartışılsın. ben daha çok sürücüler nezdinde bir saygı oluşturduğu ve hatta size yol verdikleri için kask takıyorum. Ölmemek için kask takıyorum gibi yaklaşımları aynı korku toplumunun ve arkasında köktenci çözümler yerine bisikletçileri suçlayan bir mekanizmanın hakim olduğu bir ideolojinin ürettiği garabet söylemler olarak görüyorum.
Şu konuşma çok etkileyici lütfen izleyin: (link)
Muhtemelen başlığa binaen ani bir tepki olarak bazı arkadaşlar "ihtiyacın olmadığı için" ya da "koruyacak birşeyin olmadığı için" gibi düşünceleri kafalarından geçirecekler veya doğrudan buraya yazacaklar. Amacım bu bildik tartışmayı tekrar ısıtıp polemiğe çevirmek değil, ya da kask kullanımını eleştirmek değil. Ayrıca şaşırtıcı gelebilir ama ben de kask kullanıyorum ancak üzerine bilimsel ve popüler, ulusal uluslararası yazıları takip ediyorum.
Öncelikle bu başlık çoğumuzun bildiği gibi European Cyclists' Federation'ın bir belgesi ((link) adresinde bulunabilir çevirisi var mı bilmiyorum). Belgede kask kullanımına karşı bir konum yok ancak bisiklet kullanımının korku yaymaya çalışılan toplumda giderek tehlikeli bir aktivite haline gelmesi eleştiriliyor. Ayrıca bazı bilimsel verilerden hareketle kask kullanımının ölümcül kazalarda istatistiki olarak anlamlı bir olumlu katkı yapmadığı belirtiliyor.
Bu konuda bilim insanları ikiye bölünmüş durumda. Yani dünyada kask ölümcül kazaları önler şeklinde bilimsel bir veri yok. Kafa travmalarının çok önemli bir bölümü geçici ve önemsiz travmalar, ölümcül travma yaşanılan kazalarda da kaskın işe yaradığı konusunda yeterli bir bilimsel veri yok. En çok alıntılanan 1989 tarihli bir bilimsel çalışmada (bu çalışma bir google araştırması ile birkaç dakikada bulunabilir) bulunan sonuçlara şüpheyle bakıyorlar çünkü örneklem seçimi sorunlu. Her neyse benim meselem kuşkusuz binlerce bilim insanının üzerinde araştırma yaptığı ve bir sonuca ulaşamadığı bir olguyu değerlendirmek değil.
Üniversitede çalışan, yurtdışında da bir süre bulunmuş ve uluslararası saygın platformlarda da yayınları olan bir öğretim üyesi olarak kasklar hakkındaki bilimsel çalışmaları tabi ki önemsiyorum. Ancak beni rahatsız eden ülkemizde bisikletle ilgili her türlü dernek, araştırma ya da hobi topluluklarında varolan bir kraldan çok kralcı mantığının egemen olması. Birisi kaskın işe yararlılığı ya da kaskın fetişleştirilmesinin ardındaki korku ideolojisini (ve bununla bağlantılı olarak milyarlarca dolarlık bir sektörü) gündeme getirse hemen 'doğulu' olmakla ya da daha kötüsü Türk mentalitesine sahip olmakla suçlanıyor. Hakikat bu değil. Dünyanın her yerinde bu tartışılıyor, kask kullanımını zorunlu hale getiren yasalar acımasızca eleştiriliyor, herkes fikrini söylüyor. Bizde de söylemeli. Ayrıca bisiklet güvenliğini artıran eğitimler, motorlu taşıt sürücülerine kaza anındaki cezai müeyyideler, bisikletçi dostu trafik düzenlemeleri gibi kökten değişiklikler yerine, kaskı tak gerisini kafana takma tarzı bir düşünce ve ideoloji hakim. Hollanda ve danimarka gibi bisiklet dostu ülkelerde kask kullanılmıyor. Buradaki trafik şartlarını gündeme getirecek dostlara bir önerim bisikletçi kaza istatistiklerine bakmalarıdır. Kaskın kafamızı koruduğu durumlar genellikle işin içine motorlu taşıtların girmediği ve Rotational impact denilen kafanın dönerek çarpıp travma yaşadığı durumların dışındaki durumlardır. Ki kask üreticileri de bunu bildiklerinden kullanım şartlarına bu notu eklerler. Kaskın bu rotational impact denilen durumu artırdığına (kafayı ağırlaştırıp ve dahi normalde çizgisel olan çarpmayı arkadaki çıkıntılarla dönme hareketine çevirme ihtimali) ilişkin bile birçok bilimsel veriye ulaşabilirsiniz (azıcık araştırma ile). Ayrıca, motorlu taşıt sürücülerinin ve hatta yayaların kaskların koruyacağı türden kafa travmalarını bisikletçilerden daha fazla yaşadığı (incidence per hours of practice - yani burada söz konusu olan önyargılı bir örneklem değil doğrudan pratiğin süresine bağlı bir ölçüm) şeklinde bilimsel veriler de mevcut. O halde yayalar ve arabalarının içinde oturan insanların daha çok kaska ihtiyacı vardır gibi bir sonuca ulaşırız ki bu da aslında kaska yüklenen değerin abartılı olduğunu tek başına kanıtlamakta.
Sonuç olarak kaska karşı değilim ve kask kullanıyorum. karşı olduğum şey daha önce bahsettiğim ülkemizde varolan kraldan çok kralcı yaklaşım. Bu mevular dünyanın her yerinde gayet saygın enstitülerde ve ortamlarda bile tartışılıyor. Bırakın tartışılsın. ben daha çok sürücüler nezdinde bir saygı oluşturduğu ve hatta size yol verdikleri için kask takıyorum. Ölmemek için kask takıyorum gibi yaklaşımları aynı korku toplumunun ve arkasında köktenci çözümler yerine bisikletçileri suçlayan bir mekanizmanın hakim olduğu bir ideolojinin ürettiği garabet söylemler olarak görüyorum.
Şu konuşma çok etkileyici lütfen izleyin: (link)