cagdascaneroglu
Daimi Üye
- Kayıt
- 6 Mayıs 2015
- Mesaj
- 241
- Tepki
- 1.013
- Şehir
- Antalya
- İsim
- Çağdaş Can
- Bisiklet
- Salcano
Herkese merhaba. Yakın zamanda bisikletle tırmanış yaparken kız arkadaşımın başına gelen ve benimde çok panik olmama sebep olan bir durumdan bahsedeceğim sizlere. Bisikleti sürerken hiç bir zaman hızla mesafeleri aşmak ya da Strava'da rekorlar kırmaya çalışmak gibi dertlerimiz olmamıştır. Daha çok tur bisikletçiliğiyle ilgileniyoruz. Fırsat buldukça; şehir içi ve şehirler arası turlar yapıyoruz. Yaptığımız turlar haricinde bisikleti gündelik hayatımızın her alanında kullanıyoruz. Genellikle şehir içinde toplu taşıma kullanmayıp ulaşımımızı bisikletle sağlıyoruz. Yani bisikleti düzenli kullanıyoruz ama belirli bir tempomuz yok. Bir çok şey için yeterli oluyor da zaten.
Gel gelelim yaptığımız bisikletli turlarda (özellikle şehirler arası turlarımızda) biraz daha hızlanmak konusunda bundan 3 ay önce bisikletli kondisyon çalışmaları yapmaya başladık. Özellikle uzun yolun tırmanış bölümlerinde ortalama hızımızı 15 km/sa gibi (aslında bir yol bisikletçisi için oldukça basit ama bir tur bisikletçisi için iyi sayılabilecek) rakamlara çekerek tırmanışlarımızı hızlandırmak istiyorduk. Şu zamana kadar tırmanış antremanlarımı genellikle ben tek yapardım. Ancak kız arkadaşımda kondisyon yükseltmek istediği için tırmanış antremanlarını birlikte yapmaya başladık.
İlk antremanımızda tırmanışın ilk 8-10 km'si %5-6 arası eğimle devam etti bu konuda herhangi bir sıkıntı olmadı. Yalnız; tırmanışın 500 metrelik kısmında ki bir eğim derecesi %13-15 arasına çıktı; kız arkadaşım o 500 metrelik bölümde hızını korumak için ciddi bir efor sarf etti. Yüksek eğimin bitiminde yaşadığımız durum aynen şu şekilde oldu...
"Çağdaş nefesim daralıyor!" dedi. Durumu ilk başta çok ciddiye almadım. Suyu çıkardım. Dinlenip, biraz su içmesini söyledim. Bu cümleyi dedikten 30 saniye - 1 dakika içerisinde bisikleti bırakıp oturduğumuz yerde nefes darlığı artık çok yüksek seviyeye gelmişti ve derin derin nefes almaya çalışmasına rağmen nefesini geri çeviremiyor durumdaydı. Ben bir yandan ambulansı arama telaşı, bir yandan da onu sakinleştirip "derin derin nefes al, sakinleş ve su iç..." gibi bilinçsiz cümleler kuruyordum. Onun durumu karşısında kendi paniğimi bastıramıyordum! Bayılma durumu yaşanacağını hissettim ve en azından bayıldığında vücudun normale dönme olasılığının yüksek olacağını tahmin ettim. Dinlenme, sakinleşme ya da su içmesi artık hangisiyse o anda etkisini gösterdi ve nefes alışveriş bayılma olayı olmadan yavaş yavaş düzene girmeye başladı.
Şimdi tecrübeli arkadaşlara yaşanılan bu durumun nedeniyle ilgili sorular sormak istiyorum.
Öncelikle; Bu olay yaşandıktan sonra; "Kardiyoloji, kan testleri, hormon testleri, akciğer film ve testlerine kadar" her türlü doktor muayenesini yaptırdık hiç bir sağlık sorunu çıkmadı.
Yaşanılan bu durumun;
1- Normal tempolu sürüşler dışında kondisyonsuz oluşuna ve kondisyonsuz, kontrolsüz bir şekilde nabzı çok yüksek oranlara çekmekten kaynaklandığını düşünüyoruz. Sizce?
2- Durum bundan yaklaşık 3 ay önce yaşandı. Yaşadığı korkudan ötürü uzun süre bisikletle yokuş dahi tırmanmak istemedi. Ancak bu sürede nabzını belirli sürelerde kontrollü olarak yükselttiği antremanlar yaptı. (Koşu, crossfit vb.) Güç ve kardiyo çalışmaları sanırız meyvesini verdi. Tırmanışlarda nabzının eskisine oranla daha düştüğü, stabilleşti ve nefes problemi yaşamamaya başladı. Merak ettiğimiz bir soru şu; nabız düzenli çalışmalar sonucunda hareket halindeyken daha eski, antremansız hareket hallerine göre daha düşük değerlere çekilebiliyor mu? Yani 150 nabızla tırmandığınız bir yokuşu, düzenli antreman sonucunda daha düşük nabız değerlerinde tırmanabiliyor musunuz?
Önerileriniz ve tavsiyeleriniz yol gösterici olacaktır.
Çok selamlar.
İlk antremanımızda tırmanışın ilk 8-10 km'si %5-6 arası eğimle devam etti bu konuda herhangi bir sıkıntı olmadı. Yalnız; tırmanışın 500 metrelik kısmında ki bir eğim derecesi %13-15 arasına çıktı; kız arkadaşım o 500 metrelik bölümde hızını korumak için ciddi bir efor sarf etti. Yüksek eğimin bitiminde yaşadığımız durum aynen şu şekilde oldu...
Şimdi tecrübeli arkadaşlara yaşanılan bu durumun nedeniyle ilgili sorular sormak istiyorum.
Öncelikle; Bu olay yaşandıktan sonra; "Kardiyoloji, kan testleri, hormon testleri, akciğer film ve testlerine kadar" her türlü doktor muayenesini yaptırdık hiç bir sağlık sorunu çıkmadı.
Yaşanılan bu durumun;
1- Normal tempolu sürüşler dışında kondisyonsuz oluşuna ve kondisyonsuz, kontrolsüz bir şekilde nabzı çok yüksek oranlara çekmekten kaynaklandığını düşünüyoruz. Sizce?
2- Durum bundan yaklaşık 3 ay önce yaşandı. Yaşadığı korkudan ötürü uzun süre bisikletle yokuş dahi tırmanmak istemedi. Ancak bu sürede nabzını belirli sürelerde kontrollü olarak yükselttiği antremanlar yaptı. (Koşu, crossfit vb.) Güç ve kardiyo çalışmaları sanırız meyvesini verdi. Tırmanışlarda nabzının eskisine oranla daha düştüğü, stabilleşti ve nefes problemi yaşamamaya başladı. Merak ettiğimiz bir soru şu; nabız düzenli çalışmalar sonucunda hareket halindeyken daha eski, antremansız hareket hallerine göre daha düşük değerlere çekilebiliyor mu? Yani 150 nabızla tırmandığınız bir yokuşu, düzenli antreman sonucunda daha düşük nabız değerlerinde tırmanabiliyor musunuz?
Önerileriniz ve tavsiyeleriniz yol gösterici olacaktır.
Çok selamlar.


