Scudo Sports

Martı

Orkun KnighTR34

Kara atlı prens
Kayıt
14 Ocak 2017
Mesaj
1.016
Tepki
1.971
Yaş
27
Şehir
İstanbul
İsim
Orkun
Başlangıç
2006—07
Bisiklet
Peugeot
Merhaba Arkadaşlar

İstanbul'da Martı adlı bir uygulamanın araçları yaygınlaşmakta. Bu araçlar ise çocukların ayaklarıyla iterek kullandığı gidonlu kaykayların yetişkin bedenine uygun boyutlarda ve elektrikli olanları. Cep telefonu uygulaması ile yakınınızdaki bir Martı aracının karekodunu okutarak aracın kilidini açıyorsunuz ve işiniz bitince kilitliyorsunuz. Sonrasında aracı kullanma miktarına göre uygulamaya önceden tanımladığınız kredi kartından ücret çekiliyor. Bu uygulamalar Avrupa'da ve ABD'nin metropollerinde de oldukça yaygın ve bu araçların da trafik yoğunluğundan veya toplu taşımanın yetersizliğinden kaynaklı ulaşım sorununa pratik bir çözüm oluşturacağını düşünüyorum.

Ama zurnanın zırt dediği yere gelecek olursak: Bu tip araçların kullanım ücretleri ABD ve Avrupa ülkelerinde toplu taşıma ücretleri ile kafa kafaya gelmektedir, kimi yerlerde de daha pratik olduğundan ve diğer kamu araçlarıyla aynı olan uygun kullanım fiyatlarından dolayı sık sık tercih edilirler. Ülkemizde Martı adıyla hizmet veren örneklerinin ise kullanım ücretleri TAKSİ İLE KAFA KAFAYA gelmektedir. Baktığınız zaman taksinin bol bol kirası, litresi 6 liralık yakıtı, yağ, yakıt, hava filtresi, lastik, triger seti, MTV, muayene, sigorta gibi bir sürü masrafı vardır, bir taksiyi 2 şoför çalıştırır ve buna rağmen hatırı sayılır kâr etmekteler. Martıların gudik tornetlerinin (ismi buydu sanırım) masrafı ise kilometrede 3 kuruş şarj tüketimi ve teker göbeklerindeki azıcık gresten ibaret, en az 10 araçla 1 personel ilgilenir ve taksiyle aynı fiyatı müşteriden alır. Elde edilen kâr gerçekten fahiş düzeydedir yani. Resmen müşteriyi düdüklemek bu. Martı'ların da yurtdışındaki örneklerinde olduğu gibi fiyatlarının toplu taşıma düzeyinde olması gerekiyor yoksa insanlar sadece haftasonu eğlenmek için biner, hevesini alınca bırakır herkes hevesini alınca da müşterisizlikten batarlar. Ben de hiç binmedim zaten fiyatından dolayı, bisikletimi ve hava muhalefeti durumunda toplu taşımayı kullanmaya devam ederim ben de her zaman yaptığım gibi.

15 km yolculuk yapmak için:

Taksi:
- Açılış: 6₺
- Mesafe ücreti: 3.25₺
- Toplam: 54.75₺

Martı:
- Açılış: 3₺
- Süre ücreti: 75 krş/dk
- Ortalama hız 15 km/h olsa:
- Süre: 60 dk
- Toplam ücret: 63 ₺
- Ortalama hız 20 km/h olsa:
- Süre: 45 dk
- Toplam ücret: 36.75 ₺ yani biraz basabilirseniz taksiden ucuza getirebilirsiniz ama yine de toplu taşıma seviyesinden oldukça uzak bir ücret ödersiniz.
 
Son düzenleme:
Scudo
Bostancı sahilde var bunlardan çokça
 
Taksinin minimum 13 tl olduğu gözönüne alındığında kısa mesafede Martı daha karlı, hem de kısa mesafe diye taksicinin suratını çekmezsin, trafik var ordan gitmem derdi de yok. Uzun mesafe gidecek olup maliyeti düşünen İETT'den aylık abonman alır.
 
  • Beğen
Tepkiler: LastikOsman
Genç arkadaşım;
öncelikle ufak bir matematik hatası yapmışsın, 63 TL değil 15km/s hız ile 48TL olacaktı.

Taksiyle neden karşılaştırıldığını anlayamasam da kullanım amaçlarının alakası olmadığını söyleyebilirim.
Segway firmasının satın aldığı ninebot es2 model elektrikli scooterlar ile hizmete başladılar,
(yaklaşık 5.900TL perakende fiyatlı bir model) şu anda araç havuzlarını daha gelişkin bir model ninebot max g30 ile revize ediyorlar.

bireysel kullanım için üretilmiş bu cihazlar ülkemiz şartlarında kiralamalı çoklu kullanımda yaklaşık 3 ay ömre sahip (kesin bilgi).
sahada 500 cihazın olması için yedekler dahil yaklaşık 2bin taşıta ihtiyaç var demek, bu da 10milyon TL üzeri bir kapital demek,
teknolojisi operasyonu vs onlarca kalemden bahsetmiyoruz bile.

masrafları kıyaslanan, "yeni taksi plakasının yıllardır satışa çıkarılmadığı bir ticari havuzda" kimse öyle milyonlar vererek eski plaka almıyor,
90'lar gibi değil artık öyle altın gibi bozdurulmuyor, eski plakasını satmak isteyenler;
piyasadaki balon değerin daha altına xyz ticaret gibi çoğu taksinin arkasında logosunu gördüğün kurumlara devrediyorlar.

Martı şirketinin ofisinde de 3 kişi çalışmıyor;
mangal yaparken dönüşte de "evime götüreyim, kim anlayacak" diyen vatandaşı takip edecek bir operasyona sahipler bu ülke şartları yüzünden.
bu araçların toplanması dağıtılması şarjı derken saha operasyonu mevcut.

Asıl konu Martının ücreti değil kur ve vergiler sebebiyle cihazların ücreti,
örnek vermek gerekirse 1000 doların/euro'nun kendi ülkesindeki reel değeri bizim ülkemizdeki 1500 liradan fazla değil,
bu açıdan bakarsan daha kolay olur,
yoksa Türkiye'de 20 liraya yediğimiz fastfood menüsüne Londra'da 8 pound verildiğini nasıl açıklayalım :)

Martı'nın fiyatları az değil ve eksikleri çok ama planlı hedef kitlesinin çok da dert ettiğini söyleyemem,
serbest piyasa dişe dokunur rakipleri pazarda söz almaya başlarsa isteyen onları da dener / kullanır.
şu anda 100lerce cihazları sahada ama müsait cihaz bulamadığın yoğun aralıklar olabiliyor.

Türkiye içerisinde çok sınırlı bölgede rahat kullanılabilen cihazlar bunlar,
bireysel olarak birkaç yıldır bu taşıtları sürüyorum ama martı sonrasında trafikte algının biraz daha düzeldiğini söyleyebilirim.
 
Evet mangalcı,patenci motorcu derken sanki yolların geniişliği 100 mt varmış gibi bir de martılar çıkdı başımıza kullananlar da saygıdan yoksun olunca gel de işin için den çık geçen bostancı tarafında zile ısrarla basmama rağmen yoldan çekilmeyen ve yol vermeyen bir çocuğu uyardım ebebeyni olan şahıs da yanında uyarınca ne var ne oldu burası scooter yolu demezmi birde!!! sanırsın yıllardır scooter ve benzeri araçlar var orda biz bisikletciler sonradan geldik oraya adam sahiplenmiş orayıki sormayın scooter yoluymuş pehhh!!!
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
izmirdede vaziyet aynı,bisiklet yolu martıyı sürmeye çalışanlar sayesinde işgal altında,meraktan denemek için bende uygulamayı indirip bi kiralıyım dedim ama baya bi kazık olduğunu gördüm,çok kısa bir mesafe ve zaman dilimine 12tl ücret kesti :kötü:
 
ben de bim elektrikli scooter kampanyası mı yaptı acaba falan diyodum... her dışarı çıktığımda mutlaka bi kullanan görüyorum. meğer buymuş, jeton şimdi düştü...
 
@şaman Caddebostan sahil yolunda Martı yüzünden iki kez ciddi kaza atlattım. Kullanmayı bilmeyen, sırf meraktan kiralayıp dengesizce süren çok fazla insan var. Bostancı-Dalyan arasında ulaşım için değil, gezmek için kullanılıyor. Özellikle küçük çocuklar Martı’ya karşı daha ilgili ve dengesiz sürenlerin başını çekiyorlar!
 
Türkiye içerisinde çok sınırlı bölgede rahat kullanılabilen cihazlar bunlar,
bireysel olarak birkaç yıldır bu taşıtları sürüyorum ama martı sonrasında trafikte algının biraz daha düzeldiğini söyleyebilirim.

En azlından benim algım Martı sonrası hayli kötüleşti bu aletlere karşı. Kendi scooterını almış olan daha bilinçli ve saygılı oluyor...

Sürenlerin hiç de azımsanmayacak kısmı, sıfıra yakın tecrübe ve sadece motokuryelerde görünen kural tanımazlık ile kullanıyor. Kaldırımda yayaların arasında slalom yapanlar, yolda ters yönde gidenler, tren istasyonu veya vapur iskelesi gibi taşıtların sürülmemesi gereken alanlarda binenler ile bolca karşılaştım. Neyse ki şimdiye kadar ciddi bir kazaya karışmadılar, sanırım bunda hızlı gidemiyor olmalarının da payı büyük.

Ülkemizdeki trafik mevzuatımıza göre; iki tekerlekli ve sadece motor gücü ile gidebilen bir taşıt, motor gücü vs bakımından motosiklet sayılacak seviyede değilse bile en azından motorlu bisiklet (Moped) sınıfına giriyor. Motorlu bisikletlerin tescil edilmesi (ruhsat ve plakasının olması), süren kişinin de uygun sınıf (M) ehliyeti olması ve kask takması gerekiyor. Ruhsatsız bir motorlu taşıtı, ehliyetsiz sürücüye, gerekli korunma techizatı olmadan kiralamak; nasıl bir iş modelidir, anlamış değilim...

Kiralık scooterlara iyi gözle bakmayan sadece ben değilim bu arada:
 
Azami sürekli gücü 0,25 KW’ı geçmeyen, hızlandıkça gücü düşen ve hızın en fazla 25 km/saate ulaştıktan sonra veya pedal çevirmeye ara verildikten hemen sonra gücü tamamen kesilen elektrikli bisikletler tescile tabi olmayıp herhangi bir sınıf sürücü belgesi gerektirmeden kullanılabilmektedir. Ancak, azami gücü 0,25 kw ve üzerinde olan elektrikli bisikletler tescile tabi olup, sürücülerinin (A) sınıfı sürücü belgesine sahip olmaları gerekmektedir. Murat Bey bu aletler bu sınıfa giriyor olabilir mi?
 
bisiklet yoluna mecbur kalmadıkça inmiyorum kısa mesafelerde bisikletle bile
Normal araç trafiğinde böyle de bir taşıt varmış diye artık motorlu taşıt sürücüleri daha farkında demek istedim :)

yoksa martı olmadan da haftasonu sahilin nasıl olduğunu iyi biliyorsun abi kaosun :)

Diğer taraftan SF bu işin çıktığı yer olmasına rağmen eyalet yönetimi sayesinde ilk yasaklandığı yer oldu.
Genelde ne kadar nefret edilirse o kadar hisselerinin arttığı bir girişim modeli, özellikle amerikada kıyı şeritlerinde 10’larca scooterları çöpe toplayıp yakan eylemler sonrası nasdaq hisseleri arttı :)



En azlından benim algım Martı sonrası hayli kötüleşti bu aletlere karşı. Kendi scooterını almış olan daha bilinçli ve saygılı oluyor.
 
Ülkemizdeki trafik mevzuatımıza göre; iki tekerlekli ve sadece motor gücü ile gidebilen bir taşıt, motor gücü vs bakımından motosiklet sayılacak seviyede değilse bile en azından motorlu bisiklet (Moped) sınıfına giriyor. Motorlu bisikletlerin tescil edilmesi (ruhsat ve plakasının olması), süren kişinin de uygun sınıf (M) ehliyeti olması ve kask takması gerekiyor. Ruhsatsız bir motorlu taşıtı, ehliyetsiz sürücüye, gerekli korunma techizatı olmadan kiralamak; nasıl bir iş modelidir, anlamış değilim...
Bu araçların en büyük sıkıntısı bu bence. Trafikteki statüleri belirsiz. Kaldırım olmadığı kesin ama bisiklet gibi sağ şeritten gidecek kadar güvenli araçlar da değiller. Işıkları yok, trafikle ilerleyebilecek hızları yok. Hala büyük bir kaza olmaması şaşırtıcı.
 
Şişli' den Beşiktaş' a gitmek üzere Cvahir AVM nin önünden bir MArtı aldım. Fulya rampalarında hem el, hem ayak frenini sonuna kadar kullanmama karşın (düzgün bir fren sistemleri olmadığından) hızlanarak inmeye devam ettim. Şansıma karşıma bir araç, sert bir dönüş falan çıkmadı, yoksa kurtulma şansım yoktu. Aman diyeyim dik inişlerde kullanmayın.
 
  • Beğen
Tepkiler: Murat B.
Azami sürekli gücü 0,25 KW’ı geçmeyen, hızlandıkça gücü düşen ve hızın en fazla 25 km/saate ulaştıktan sonra veya pedal çevirmeye ara verildikten hemen sonra gücü tamamen kesilen elektrikli bisikletler tescile tabi olmayıp herhangi bir sınıf sürücü belgesi gerektirmeden kullanılabilmektedir. Ancak, azami gücü 0,25 kw ve üzerinde olan elektrikli bisikletler tescile tabi olup, sürücülerinin (A) sınıfı sürücü belgesine sahip olmaları gerekmektedir. Murat Bey bu aletler bu sınıfa giriyor olabilir mi?

Girmiyor. Karayolları trafik kanunundaki tanım şu şekilde:
Bisiklet : (Değişik: 12/7/2013-6495/13 md.) Üzerinde bulunan insanın adale gücü ile pedal veya el ile tekerleği döndürülmek suretiyle hareket eden motorsuz taşıtlardır. Azami sürekli anma gücü 0,25 KW’ı geçmeyen, hızlandıkça gücü düşen ve hızı en fazla 25 km/saate ulaştıktan sonra veya pedal çevrilmeye ara verildikten hemen sonra gücü tamamen kesilen elektrikli bisikletler de bu sınıfa girer

İlk cümlede yazdığına göre tekerin pedal veya el ile çevrilmesi gerek. Kaykay benzeri, ayak ile itilen bir taşıtın motorsuz olsa bile bisiklet sayılması fazlası ile zorlama bence. Ancak asıl sorun, işaretlediğim kısım. Bir taşıtın (elektrikli) bisiklet olması için esas olarak adale gücü ile gitmesi, destek amaçlı konulmuş olan elektrikli motorun pedal çevrilmiyorken devrede olmaması gerekiyor. Yani, sadece motor gücü ile yürüyebilen elektrikli bir taşıt; diğer özelliklerine göre, moped olabilir, motosiklet olabilir, otomobil olabilir, otobüs olabilir ama bisiklet olamaz.
 
Modern zaman oyuncakları bunlar. Pahalı olması gayet normal.
 
Berk in yazdığı gibi, trafik kanununa adapte edilmesi şart. Zira bizde trafik kazaları aracın elektrikli veya pedallı, benzinli veya dizel olmasına değil kullananların nasıl kullandığı ile alakalı.

En erken bir kaza olup ta birilerinin canı yanınca kanuna sokarlar.
 
Bu cihazlar dunyanin her yerinde basa bela sanirim. Bu yaz Hollanda'da yasakladilar bunlarin kullanimini. Bisiklet trafigi sehir icinde zaten kaostu, turist gruplarina bunlar kiralanmaya baslayinca insanlar isyan etti hemen.
Bisiklete gore daha kucuk ve hafif olduklari icin bireysel kullanicilar dahi kaldirimlara, sadece yayalara ayrilmis alanlarda bunlari hic cekinmeden kullanmaya basladilar. Tren istasyonun icerisinde dahi kullananlar vardi bir ara.

Bu cihazda ve bisikletlerdeki paylasimli kullanim modellerinde belli bir duragi/istasyonu yoksa eger insanlarin bu cihazlari saga sola birakmasi da cok buyuk problem olusturuyor. Bildigim kadariyla ozellikle Cin'de cok sorun olmustu bu: (link)

Bir de Anadolu yakasi sahildeki bisiklet yolu meselesi var. Istanbul'da bir sure bisiklet kullanmis hemen hemen herkes ozellikle haftasonu o yola girilmeyecegi konusunda hem fikir sanirim.

Bence gayet pratik, guzel cihazlar kisa mesafe ulasimi icin ama sanirim dunyanin hic bir yerinde bunlar icin duzeneleme yapilmadi. Ben kitlelere yayilabilecegini de pek sanmiyorum. Bireysel kullanimda bisikleti park edip kilitleyip gidebiliyorsunuz ama bunlar icin park guvenligi pek mumkun degil. Katlanip tasinabiliyor ama 10 kilo civarinda olduklari ve cantaya vs. sigmadiklari icin bu da cok makul degil.
 
Bir taşıtın (elektrikli) bisiklet olması için esas olarak adale gücü ile gitmesi, destek amaçlı konulmuş olan elektrikli motorun pedal çevrilmiyorken devrede olmaması gerekiyor.

Anlamadım ben burayı. Yani elektrikli bisikletler pedal çevirmediğinde gitmiyor mu? Bildiğim kadarıyla pedal destekli olanı da var olmayanı da, ister pedalla gidersin, ister "gazla". Her ikisi de elektrikli bisiklet diye satılıyor ve 250W güç sınırına uygunlar.
 
Birkaç kez Beşiktaş-Ortaköy yönündeyken denk geldim arkadaşlara. Muazzzzam bir şekilde trafik katili denilebilir. Ters yönden geldiklerinde onlara mı dikkat edeyim yoksa solumdan geçecek olan araca mı dikkat edeyim, nereye dikkat edeyim?
 
Anlamadım ben burayı. Yani elektrikli bisikletler pedal çevirmediğinde gitmiyor mu? Bildiğim kadarıyla pedal destekli olanı da var olmayanı da, ister pedalla gidersin, ister "gazla". Her ikisi de elektrikli bisiklet diye satılıyor ve 250W güç sınırına uygunlar.
Kanunda yazanı mı soruyorsunuz, fiili durumu mu?

Mevzuata göre; sadece pedal destekliler, elektrikli bisiklet sayılıyor. Buna rağmen; gazla gideni, saatte 25km'den yüksek hızla gideni, 250W'tan güçlü motoru olan da (elektrikli) bisiklet diye satılıyor.
 
Geri