Lance Armstrong ilginç bilgi

2 Ekim 1996'da Armstrong'un üçüncü aşama testis kanseri olduğu ve hastalığın beynine sıçradığı açıklanırken, yaşama şansının yüzde 40 olduğu belirtildi. Ancak Armstrong, Indiana Universitesi'nde aylarca süren kemoterapi tedavisi sonrasında kanseri yenerek yaşama dönmeyi başardı. 1998'de US Postal takımı ile anlaşma imzaladı ve çok sevdiği bisiklet parkuruna geri döndü. Çıktığı ilk büyük yarış olan İspanya Bisiklet Turu'nda (Vuelta) genel klasmanda dördüncü olarak büyük bir başarı yakaladı.

Arsmtrong'un asıl dönüşü 1999'da Fransa Turu'nda gerçekleşti. Amerikalı pedal, 1999'da zafere ulaştığı Fransa'da üst üste altı sezon daha sarı mayoyla Champs Elysee Bulvarı'nda zafer turu atmayı başardı. Lance Armstrong 1999-2005 arasında elde ettiği yedi şampiyonlukla, tüm zamanlar rekorunu beş birincilikle paylaşan Merckx, Hinault, Indurain ve Anquetil gibi efsaneleri geride bıraktı.

Kanser olduğunu daha önce bilmiyordum ağzım açık kaldı yemin ederim seneye fransa turunda görüşmek üzere o yaptıysa bizde yapabiliriz

http://www.sportsmemes.net/pics/2856.jpg

Erythropoietin, steroidler, kan transfüzyonu...

Denemeyin, kesin yakalanırsınız.

Adamın kanser olmasının nedeni zaten yapay testosteron aslında...

Neyse;
Son durumu pek de iyi değilmiş. Sabah kalktığı gibi alkole sarılan, keyifsiz, hayattan zevk almayan bir adam oldu diyorlar. Büyük ihtimal de kısa süre sonra intihar eder diyenler var.
Bakalım.

adam doping yapmakla kalsa iyi, dopingin uluslar arası şebeke lideri. yakalanmadan doping yapmak onun işi, uzmanlığı. doping testi yapan merkezlerdeki çalışanlara bile rüşvet vermiş birisi. başaralı birisi, ama sporcu değil bence.

Steroidlerin muhtelif kanser türlerine neden olduğuna dair yığınla çalışma var. Ancak çok özel durumlarda ve doktorun risk hesabını da yaparak reçete ettiği kimyasallar bunlar ve üretiliş amaçları sporcuların ihtiyaç duydukları hızlı kas gelişimini sağlamak değil. Hiç bir şekilde bulaşmamak lazım. Hem ciddi sağlık riski taşıdıkları için hem de yakalanan sporcunun kariyerini kolaylıkla bitirebildiği için.

You tube'da görülebilecek Fransa bisiklet turu yarışlarında,Alp dağları tırmanışını soluksuz ve diğer yarışçıları sollayarak,Lamborgini gibi gidiyor.Saate karşı yarışlarda ise,kendinden önce çıkan sporcuları büyük bir hızla solluyor.Bu ilaçlar bu kadar etkili mi?Bence kendisi eğer doping yapmasa,yine de büyük başarılara imza atabilecek bir sporcuydu.Şampiyonlukları kazandıktan,yıllar sonra doping yaptığı tespit edildi.Kendi de kabul etti.Kan örnekleri onca yıl saklanıyor mu?

Oha ağzım açık kaldı cidden bunlar doğrumu ?

@Ara Dökmecioğlu

Lance her ne kadar doping yapmış olsa da gerçekten büyük bir sporcuydu. Yine herkesten fazla çalışan, en çok acı çeken oydu. Bu kısımda saygılıyım.
Fakat adam takımdakileri doping yapmaya zorlamış, bu işi adete bir çete gibi, çevresindekileri kontrol ederek yapmıştır. Asıl sıkıntı da orada başlıyor zaten.

Mesela bu konuda kendisine sıkıntı çıkaran Simeoni'yi, daha önce görülmemiş biçimde gidip sarı forma ile kovalayıp kaçmasını engelleyen bir adamdır Lance. Arkasından meşhur "çeneni kapa" işaretini yapmıştır hatta. Hiç bir Fransa turunda, sarı mayonun böyle bir iş yaptığı görülmemiştir (Genel klasmanda kendisini tehdit eden biri değilse kaçan)

Yani kısacası, Lance bu işin kabadayısıdır. Sadece doping yapması değil, yaptırması, yapmayanları ise taciz etmesi vs. davranışları nedeniyle saygı duyulmaması gereken bir insandır. Bana göre aşağılık biridir. Bisiklet sporunun yüz karasıdır. Kahraman ya da idol olarak görülmesi ise saçmalıktır.

Neyse;
Lance'in yakalanmasının hikayesi şu şekilde.
Amerika'da bir soruşturma açılıyor. Nedeni ise USPS takımının bütçesinin yasa dışı işler için kullanılıp kullanılmadığı. Çünkü takımın sponsoru bir devlet kurumu (Amerika'nın PTT'si, vergi paraları ile dönen bir kurum) ve doping ise yasadışı. Floyd Landis ise bu davada tanık olarak çağırılıyor. Soru ise çok basit. USPS takımının bütçesi doping için kullanıldı mı?
Kısacası Lance'i yakalamak için, bahsettikleri gibi "cadı avı" şeklinde başlamıyor olay.

Savcı bu soruyu sorup, düşünmeleri için 15dk süre veriyor 2 bisikletçiye (Diğer kişinin adını hatırlamıyorum.). Amerika'da, federal mahkemede yalan söylemenin cezası ise hapis. Bunu çok iyi biliyorlar, çünkü bundan önce Amerika eski dünya şampiyonu Marion Jones'u 6ay hapis cezasına çarptırdı. Kim olduğuna bakmıyorlar kısacası.
(link)

Lance ile ilgili ilk resmi itiraf bu şekilde geliyor kısacası. Bu nedenle dava açılıyor, ve bunun sonucunda bildiğim kadarıyla Lance'in doping davası başlamış oluyor.

Kan örneklerinin saklanmasına gerek yok. Sporcuların biyolojik karneleri var. O karnedeki dalgalanmalar daha önce kullanılmış ilaçların işareti olabilir.

Bu konu ile ilgili bir belgesel var çok güzel bir yapıt
''Armstrong Yalanı'' diye tavsiye ederim. Tüm doping olaylarını ve diğer bir sürü şeyi açığa koyuyor kesinlikle izlenmesi gereken bir belgesel bisikletçiler için..

@Gökhan Toros

Her harfine katılıyorum. Doping yapmasa da çok büyük sporcu olabilirdi. Dopingin yanında en çok çalışan o olduğu için bu kadar başarılı olmuştur. Ama gel gör ki ahlaksızlığın da dibini gördüğünden tüm saygınlığını yitirmiştir.

7 sene fransa turu şampiyonu olup dopingi nasıl ortaya çıkmıyor bunu anlamıyorum ben bu işte bir iş var..

Sadece doping yapsa iyi etrafındakileri tehdit eden, birçok kişiye hayatı zehir edip yeminli ifadelerinde yalan söyleyen biri olarak kendisine saygı duymuyorum..

Armstrong efsaneydi benim yaşım dahil hepimiz için. Yakın zamanda iki farklı belgesel izledim, bir sürü okuma yaptım. Kişisel özetimi geçeyim:

-Armstrong ülkesindeki tek günlük yarışları kazanan, dirençli ama ortalama bir sporcu iken kansere yakalanıyor ve zoru başarıp yeniyor. Neden ben diye sorguluyor sürekli, iyileştikten sonra gözünü karartıyor ve en iyi olacağım diyor.
-O zamanlar bisiklet sporunda üst düzeyde hemen hemen herkes doping yapıyor (tıp biliminin gelişmesi, medikal üretimin artması)
-Armstrong ise dopingi sistematik şekilde yapıyor. Takımının başına dopingten korkmayan direktörü getiriyor, tüm takım arkadaşlarının doping yapmasını sağlıyor, doping konusunda uzman Michele Ferrari isimli İtalyan doktor ile çalışıyor, hala kimliği bilinmeyen motorlu özel bir kurye bile var bu iş için.
-Armstrong bu şekilde bisiklet sporunda çok üst düzey bir yere sahip oluyor ve hemen hemen herkesi tehdit ediyor, bisiklet camiasına baskı kuruyor, genç bisikletçileri yakıyor.
-Armstrong dopingle de olsa küresel ticaretin merkezi olan Amerika'ya bisiklet sporunu sevdiriyor ve bisiklet sporunun ekonomik olarak gelişimine dolaylı yoldan da olsa katkı sağlıyor.
-Kurduğu kanser vakfı ile bir sürü kişiye yardım ediyor, vakıf ondan bağımsız şekilde bugün de hizmet veriyor.
-Kişisel görüşüm Armstrong'a sporun adını lekeleyen bir hain de denemez, sporu göğe çıkaran bir kahraman da. O özel bi vaka...

@Onat G.

Doping sporda asla kabul edilemez eğer yaptıysa kanıtlı bir şekile itiraf etti diyenler var ondan aşşağılığı yoktur bence ama bir kez daha söylüyorum ben ispatını görmediğim şeye inanmam çünkü insanlar herşeyi kendi istedikleri şekile dönüştürüp o şekilde kamoyune lanse ediyorlar.

@Gökhan Toros

Ben buna kesinlikle katılmıyorum; bisiklet sporu 90'larda ve 2000'lerin başında şimdi olduğu kadar temiz olsaydı, neredeyse hiç birimizin hatırlamayacağı, birkaç büyük tur etabı ve klasik kazanmış emekli pro olacaktı bence. 1998'deki Festina skandalından sonra diğer takımlar dopinge karşı önlemler alırken yukarıda adı geçen sahtekar, spor tarihinin en büyük doping organizasyonunu kurdu. Şebekenin faaliyette olduğu 1999-2005 yılları dışındaki sonuçlarına bakarsak "büyük sporcu" falan olmadığını görürüz. 93-96 arasında 4 kere Tour'a katıldı; 3'ünde bitiremedi, 95'te 36. oldu (en büyük başarısı '93 dünya şampiyonluğu, '94 şampiyonunu hatırlayan, "büyük sporcu" diyen var mı?). Emeklilikten geri döndükten sonra 2009 ve 2010 Tourlarında da pek başarı gösteremedi (üstelik sonradan ortaya çıktı ki bu yarışlarda da dopingliydi).

@MertAG

Dostum ispatını görmediğim şeye inanmam demişsin ama adam neredeyse Seda Sayan Show'a kadar çıkacak itiraf etmeye, yani bir nevi adamın kendi gol diyor zaten

(link)

(link)


Amerikalıların tabiriyle "too good to be true" bir hikayenin baş kahramanıydı ama gördük ki yüksek kadansa sahip bir mafya liderinden başka bir şey değilmiş.

Vakfına yardım yapan hayırseverleri, kanserle mücadele eden hastaları, son ana kadar hikayesine inanmak isteyen insanları, bisiklet sporuna gönül verenleri kısaca tüm dünyayı göz göre göre aldatmış.

Bir zamanların efsanesiydi, milyonların kahramanıydı şimdi sadece kazanmak için yapmayacağı şey olmayan bisiklet tarihinin, belki de tüm spor tarihinin gördüğü en tehlikeli, en bencil, en utanmaz adam olarak anılacak. Ödülleri elinden alındı, itibarı yerlere indi yakında tüm servetini de kaybedecek.

Adam bisiklet sporunu o kadar lekeledi ki bu saatten sonra tüm şampiyonlara şüpheyle bakılacak sanırım. 2012 turuydu galiba, tırmanışta Froome Quintana'ya atak çekmişti, motor gibi tırmanıp Quintana'yı silkelemişti. Yarış sonunda Froome'a hiç bir şey olmazken Quintana baygınlık geçirmişti. Sarper Günsal, Caner Eler'in yarışı sunarken birden ses tonları değişmiş inanmak istememiş, bir şeyler olabilir mi gibisinden şüphelenmişlerdi. İşte bu sporun üzerine gölge düşüren bu gibi canavarlardır.

Bu saatten sonra başına gelenler müstehâk mı derseniz ibret-i alem için itin mabadına monte edilsin, beter olsun derim ama tüm suçun üzerine kalması, sistemin sorgulanmaması da bir o kadar saçma.

Sponsorlar, direktörler, doktorlar vs. kısacası bu peri masalından, Azrail'i yenip gelen şampiyon hikayesinden kazanç sağlayan herkesin sorgulanması gerekirken yalnızda bu adamı çarmıha germek mantıksız geliyor.

Belgeselini de izlemek lazım, fragmanı:

(link) Lance bisiklet sporuna uygun ve kaliteli bir sporcuydu yoksa hıcbır dopıng bır ınsanda bukadar ıse yaramazdı belgeselinde tamamı burdadır Francesco Moser Eddy Mercx Fausto Coppi gibi yarıscılardan sonra bısıklet sporu tamamen endüstriyel bir alana donustu.Nerde o Campagnolo lar columbus tubeslı bısıkletler