ironmanlar ağzıyla değil, pedalıyla ve gönlüyle konuşur.
Bu iş ise, forum sayfalarında değil, dağ rampalarında olur.
Küçüğünden büyüğüne, herhangi bir irona, laf demek isteyen olursa, buyurur gelir, turlara katılır, gücü nisbetinde pedallara asılır ve rampanın tepesinde sırtından bardaktan boşanırcasına ter aktıktan sonra ANCAK ironmanlık hakkında KONUŞMAYA HAK KAZANIR.
ironmanlığın okulu yada fabrikası yoktur, çıraklığı, ustalığı yoktur.
sonradan ironman olunmaz ancak ironman doğulur.
ironmanlık bulaşıcı değildir, genetik geçişi de yoktur.
Sadece gönlü açık, ağzı kapalı, ayağı pedal basanlar ironman olabilir.
kimin ironman olacağına kimse karar veremez.
Kendinden başka.
bir ironman dahi başka birinin ironmanlığına müdahale edemez.
herkesin ironmanlığı kendini bağlar.
her ironman kendi (bacağından) pedalından asılır.
not: pilav uğruna ironman gezilerine katılmayanın ironmanlık rütbesi düşer..
ironmanlık rütbesi verilmez, alın teriyle kendi kendine kazanılır.
Düşerken de kendi kendine düşer
Rudi,
geçen hafta, gelecem dedin, gelmedin.
Uyuttuğunu sanma.
Pilav çok kalorili bir şeydir.
Balıklama dalma. .
ironmanı, ironman yapan bisikletinin markası değil.
gönlündeki bisiklet sevgisidir...
