Bir de diğer açıdan bakalım, O çocuk emin olun büyüyünce bisiklete binemeyecek, bu olayın duyulmasından sonra Üsküdar'da oturan biri olarak söylüyorum rahat rahat bisiklet kullanamayacağız. Ben de ordaydım ancak kaza anını görmedim ve gören bizzat aracın çarptığı bisikletli ile ilgilenen arkadaşın yazdıklarını paylaşıyorum, aracı durduran kendisidir ve bilerek çarpmış biri durmazdı!
bugünkü etkinlikte yaşanan bir kaza ve sonrasında olanlar. aşağıda da bu olanlara ilişkin benim yorumumu paylaşıyorum. lütfen haberin başlığını dikkate almayın: (link)
Bugünkü olanlardan sonra linç girişimine katkıda bulunanlardan hiç kimse bana hiç bir şekilde bu ülkede yaşanan cinayetleri, polis işkencesini, savunamaz. Hakları da yok. Bu insancıkların bu ülkede hiçbir şey için farkındalık yaratmaya katkı sağlayacağını da düşünmüyorum. Neden mi?
Bugünkü etkinliğinin başarısızlığını bir yana bırakıyorum ve yaşanan talihsiz olayla ilgili gözlemlerimi hatta yaşadığım tramvayı paylaşıyorum. Bir tanesi kaza anı diğeri linç girişimi.
Bisikletle haremde benzin istasyonuna doğru gidiyordum ve arkamda bir gürültüler geldiğini duydum. Ne oluyor diye bakmaya kalmadan bir araç sağ sol yaparak hızlı bir şekilde gelirken arkadışımıza çarptı. Olayı direk önden ve 10 metre öteden görmüş biri olarak hemen bisikletimi bıraktım ve çarpan arabanın önüne çıkarak arabayı durdurdum ve kaza geçiren arkadaşın yanına koştum. Hemen yayına vardığımda hiç kımıldamamasını söyledim ve başını sabit bir şekilde tutmasını söyledim. Başının altına çantasını koyup bilincini kontrol ettim. Her şey o kadar hızlı gelişiyorduki ben de görmüş olduğum kazanın şokunu yaşıyordum. Çünkü gerçekten çok şiddetli çarpmış tabiri yerindeyse arkadaşımız hava da 5 metre uçmuştu. O sırada diğer arkadaşlarda gedi ve aralarında kendisin biyolog olduğunu söyleyen bir arkadaşında gelmesiyle ile ben arkadaşla ilgilenmeyi bıraktım. Arkamı dönüp durdurduğum araca baktığımda ise fena halde bir linç girişimi vardı. Yanlış hatırlamıyorsam(şokun etkisi) aracın içersinde 5 kişi 2’si çocuk 2’si bayandı. Ve bizim şovmen arkadaşlarımız orada arabanın her tarafına vurarak kırarak aracın içersindeki insanlara özellikle çoculara büyük bir şok ve tramva yaşatıyordu. Gördüklerime inanamıyor bunu yapanın insan olamayacağını düşünüyordum. Çünkü aracın camları kırılmış kaportaları içeri doğru eğilmişti. İçerdeki insanların ruh halleri hiç düşünülmeden lince devam ediliyordu. Şöför hatalı olabilir ama içerdeki 4 insanın suçu neydi. Bu neyin öfkesiydiki bir aracı ellerinizle ayaklarınızla hurda haline üstelik içinde insan ve çocuklar olmasına rağmen saldırabildiniz. Bir sahne var aklımdan hiç çıkmıyor. Aracın ön koltuğundaki kadının linç korksundan elini kafasını aracın içersinde bir yerlere vuruyor feryat figan bağırıyordu. Tüm bunlar olurken ben avazım çıktığı kadar yapmayın diye bağırıyordum. Kimse ne duyuyor ne de umursuyordu. Lince katılan herkse lanetler okuyordum. Hatta ben bağırırken bir kız bana o bunu hak etti diye bana cevap veriyordu olayı kendi açımdan değerlendirmeme rağmen hak etti düşüncesinde ısrarlı idi. Tekrar söylüyorum hak etti diyor. Kimse böyle bir şeyi özellikle hiç bir suçu olmayan cocuk ve kadınların böyle bir şeyi hak ettiğini özellikle ömür boyu tramvasını yaşacağı böyle bir linci hak ettiğini söylemeyemez ya da düşünemez düşünen insanlarda aynı toplulukta aynı gurupta olmak istemem, istemiyorum. Sizler bir grup faşistsiniz. Bu kadar da ağır söylüyorum. Bu faşistlikten başka bir şey değil. Çünkü en ufak bir şey de hemen nasıl korna çalar, nasıl yola çıkar, nasıl böyle yapar gibi hemen toplanılıp bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bu zamana kadarki etnikliklerde hep bunu gözlemledim. Sağ duyu sıfır sukunet sıfır, şovmen arkadaşlar hemen olayın içersinde harala gürele hemen etraf sarıp yıldırmaya çalışma falan. Sakın yanlış anlaşılmasın. Motorlu araç sürücülerini savunmuyorum ama en ufak bir şey de bile bu ruh hali normal değil. Bu neyin paranoyası. Etkinliklerdeki herkesin megolaman bir tavrı var.
Şimdi olayla ilgili benim gördüklerim. Araba sağ sol yaparak geliyordu. Çarptığı arkadaşımız kör noktadan yola çıkıyor. Olay yerini gören arkadaşlar bilir arkadaşın yattığı yerde kocaman yolcu otobüsü vardı. Arkadaş kör noktadan yola çıkmış şöför ise az geride kendisine yüzlerce kişinin baskı yapması sonucu panik ve stresle ayrıca hasta olan annesini hastaneye yetiştirmek için normal bir ruh hali sayılmayacak şekilde hızla geliyordu. Hızlı olması hatalı bunu kalbul ediyorum yalnız oradaki herkesin söylediği gibi bilerek çarptığını kesinlikle düşünmüyorum. Çünkü az önce de söylediğim gibi şöför haklı yada haksız ağır bir tacize mağdur kalmış stres altına girmiş ve sarf ettiği küfür sonrasında hızlıca kaçmaya çalışmış. Ben de olsa kaçmaya çalışırım. Yüzlerce kişinin saldırısı altında bulunmak kolay bir şey değil. İşte bu stres ve korku hali, arkadaşın kör noktadan yola çıkma durumu hepsi birleşince şöför geldi ve arkadaşımıza çarptı. Şöför işte bu yüzden bilerek çarpmadı. Ve en önemlisi ne biliyor musunuz. Çarptıktan sonra şöförün önüne çıkıp elimde dur dediğimde şöför orada duruyor. Bilerek çarpan bir insan orada durmaz. İşte bu yüzden bu linc olayında sırf şöförü durduruğum için ya da durdurmaya çalıştığım için(ben kaçma ihtimaline karşı durdurmaya çalışmıştım) ben de suçluyum ama şunu unutmayın o şöfürü kaza yapana kadar maruz bıraktığınız tacizle kaza yapmasına neden olduğunuz için sizlerde suçlusunuz. İnsan psikoloji her stresi her baskıyı kaldıramaz ve hata yapar. İşte şöförde bu yüzden hata yaptı ve kaza yaptı. Şimdi şunu düşünüyorum. Lince katılan arkadaşlar arkadaşımıza çarptı, bilerek çarptı diye kendilerini savunuyor. Bu düşünce kan davası ile eşdeğerdir. Bunun savunması olmaz. İnsanlar cinnet anlarıdında katil olur. Bir şey olur ve cinnet geçirir kızar, kaldıramaz her neyse her ne olursa olsun birini vurmasını meşru kılmaz kılamaz. İşte sizler o katillerdensiniz. Öfkenizle, cinnetinizle haraket ediyorsunuz. sizler insan bile öldürebilirsiniz. O potansiyel sizde fazlası ile var.
Bu çok hümansit şovmen arkadaşlarıma şunu sormak istiyorum. Herhangi bir polis baskısında, ya da arkadaşlarını döven bir polise karşı bu şekilde saldırabiliyorlar mı? Ya da tüm güçleri çaresiz kapana kısılmış kadın ve çocukara mı yetiyor. Ya da herhangi bir haksızlığa karşı herkse bu kadar gür şekilde sesini çıkarıyor mu? Ya da sesleri sadece kendi seslerini bastıramayacak kadın ve çocuklara mı yetiyor.
Dikkat ettiniz mi bilmem ama beni rahatsız eden şey hep kadın ve çocuklardı. Çünkü bunu haketmediler. Buradan da sırf bu zulme karşı eğer ulaşabilirsem gördüklerimi anlatmak içinde o şöfürün lehine lice karışanlarında aleyhine ifade vermek istiyorum. Bu konuda umarım bu toplulukta bana yardımcı olacak birileri çıkar. Bundan sonrası içinde bu Bisikletliler Derneğinin hiç bir etkinliğine katılmayacağım. Çünkü bu insanlarla aynı topluluk, etkinlik içersinde olmak bile artık beni rahatsız ediyor. Bu insanlarla hiç bir zaman ben ortak bir değerde farkındalık yaratmak için bulunamam çünkü dediğim gibi bu insanlarla bir farkındalık yaratılmaz.
Yılmaz Erdoğan’ın Bana Bir Şeyhler Oluyor adlı oyunundan bir bölümle bitiriyorum. Saygılarımla.
Evet söyledi ya da ben duydum duyduğuma göre elbet bi ses söyledi bu söylemdeki usulen söylenir olan sözleri. Evet duydum söyledi her duyduğumda ağladım ve çok ağlayışım sırasında duydum. Kalbim tutanak tuttu duyduklarıma sor onu dedi cevap aradım , yasamak dedi tek marifetiniz biraz özen gösteriniz, zulüm kimse zalimlik yapmayınca biter mazlumlar dahil dedi ama yapmayın o daha bir çocuk dedi tanrı. Ya gördüm neyleyim insanlar vardı duvarın için de, ya ben hep duvara konuştum ya da duvar değil konuştuklarım içinde insanlar var, nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar. Bilmiyorum belki de ben gerçekten delirdim, onlar haklı belki de, içinde değil duvarların insanlar sadece arasındalar.