olayın bursa'da geçmesine hiç şaşırmadım. çünkü birincisi; bursa gösteriş budalalarıyla ve erkekler arası rekabete gereğinden fazla önem veren andavallarla dolu bir şehir. ikincisi; bursa'nın şoförlerinde nedense bisikletlilere karşı manasız bir nefret var.
daha önce uludağ sözlük'te; bir yazar göğsünü gere gere "bu bisikletliler o taytlarıyla, gözlükleriyle falan çok artist artist dolaşıyorlar. ben de onları sıkıştırıp korkutarak eğleniyorum" gibisinden cümleler kurmuştu. neyse ki sonradan site içinde o kişiye gerekli ayarlar, saygı çerçevesinden çıkılmadan verildi. ancak bu bile o kişinin hatasını anlayıp utanmasına yetmedi; en son "yolda karşıma çıkmayın, bittiniz siz!" nidaları atarken moderasyon duruma müdahale etti.
bu örneği normalde bir genelleme olarak sunmazdım; ancak bursa'nın genel durumunu da gayet iyi bildiğimden, çoğunluğa dair çok iyi bir örnek olduğu için özellikle veriyor ve onun üzerinden genelleme yapıyorum.
öte yandan; ferrari'nin murat 131 tarafından geçilmesi, ferrari'nin sahibi takmıyorsa kimsenin durduk yere bundan pay çıkartıp da gocunmasını gerektirmez. altında ferrari olup da hala murat 131 ile sidik yarışına giren adamın da ruh halinden şüphe etmek gerekir.
olayın bu boyutu ise bence bursa'nın geneliyle birlikte değil, yazının sahibi olan gazetecinin kompleksleri üzerinden ele alınmalıdır.